Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2020/222 E. 2022/1805 K. 02.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/222
KARAR NO : 2022/1805

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 08.10.2019
NUMARASI : 2018/299 E. – 2019/943 K.
DAVANIN KONUSU : Tazminat
DAVA TARİHİ : 07.03.2018
KARAR TARİHİ : 02.12.2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 02.12.2022

İzmir 3.Asliye Ticaret Mahkemesinin 08.10.2019 tarih 2018/299 E. – 2019/943 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA: Davacı vekili, 25.11.2017 tarihinde, davalı şirket tarafından zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi ile sigortalanan, dava dışı sürücü …’nın sevk ve idaresindeki … plakalı aracın yaya durumunda olan müvekkiline çarptığını, kazanın meydana gelmesinde … plakalı araç sürücüsünün asli, müvekkilinin ise tali kusurlu olduğunun tespit edildiğini, İzmir 28. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2018/269 E. sayılı dosyasında kovuşturma başlatıldığını, müvekkilinin sürekli ve geçici maluliyet tazminatı için davalıya başvuru yaptığını, ancak davalının herhangi bir cevap vermediğini savunarak, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 500,00 TL geçici iş göremezlik ve 500,00 TL sürekli iş göremezlik tazminatı, 500,00 TL bakıcı ve bakım gideri, 500,00 TL tedaviye bağlı giderlerden oluşan maddi tazminat tutarının 21.02.2018 hasarı ret tarihinden itibaren işletilecek avans faizleri ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili 03.09.2019 havale tarihli ıslah dilekçesi ile 24.560,17 TL sürekli iş göremezlik, 4.195,03 TL geçici iş göremezlik ve 3.106,85 TL bakıcı gideri olmak üzere toplam tazminat talebini 32.301,55 TL’ye yükseltmiştir.
CEVAP:Davalı vekili, kabul anlamına gelmemek şartıyla, müvekkilinin sorumluluğunun trafik poliçesindeki limitler ve sigortalı araç sürücüsünün kusuru ile sınırlı olduğunu, öncelikle kazada araçların kusur durumunun tespitinin gerektiğini, maluliyet hesabında ise yalnız fiziki ve sürekli nitelik taşıyan arazların dikkate alınması, buna göre kaza ile illiyet bağı bulunan maluliyet oranının belirlenmesi gerektiğini, davacının bakıcı tutup tutmadığının ispatı gerektiğini, poliçede sağlık gideri teminatının bulunmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davalı şirket nezdinde ZMMS poliçesi bulunan … plakalı aracın seyir halinde iken, yaya durumunda olan davacıya çarpması neticesinde yaralamalı trafik kazasına sebebiyet verdiği, kazada davacının … Üniversitesi ABD’dan alınan raporuna göre %17,01 sakatlık oranının ve 4 ay tıbbi iyileşme süresinin olduğu, kusur bilirkişisinden alınan raporuna göre, davalı sigorta şirketine ZMMS poliçesiyle sigortalı … plakalı araç sürücüsünün kazanın oluşumunda %75 asli tam kusurlu olduğu, davacı …’in %25 oranında kusurlu olduğu, hesap bilirkişisinden alınan rapora göre, davacının geçici iş göremezlikten kaynaklı maddi tazminat alacağının, 24.560,17 TL sürekli iş göremezlik tazminatı, 4.195,03 TL geçici iş göremezlik tazminatı, 3.106,85 TL bakıcı gideri, 439,50 TL SGK tarafından karşılanmayan tedavi gideri olmak üzere olmak üzere toplam 32.301,55 TL olduğu, sağlık giderleri teminatının Sosyal Güvenlik Kurumunun sorumluluğunda olduğu, ilgili teminat dolayısıyla sigorta şirketinin sorumluluğunun 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 98. maddesi hükmü gereğince sona erdiği, bu nedenle 24.560,17 TL sürekli iş göremezlik tazminatı yönünden davanın kabulüne, davalı nezdinde sigortalı aracın hususi araç olması nazara alınarak yasal faize hükmedilmesi gerektiği, geçici iş göremezlik ve diğer tazminat talepleri yönünden ise dava dışı Sosyal Sigortalar Kurumunun sorumlu olduğundan bu talepler yönünden davanın reddine karar verilmesi gerektiğine dair gerekçe ile, davanın kısmen kabulü ile 24.560,17 TL sürekli işgöremezlik tazminatının 21.02.2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istem ile davacının geçici işgöremezlik tazminatı, SGK kapsamı dışında kalan tedavi giderleri ile bakım ve bakıcı giderlerine ilişkin isteminin reddine karar verilmiştir.
Karara karşı taraf vekilleri tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davacı vekili, mahkemece bakıcı giderleri, SGK ödemesi dışında kalan tedavi giderleri ile geçici iş göremezlik tazminatının reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, genel şartlarda bakıcı giderleri, SGK ödemesi dışında kalan tedavi giderleri ile geçici iş göremezlik tazminatlarının teminat dışında kaldığına ilişkin herhangi bir şart bulunmadığını, sigortacı için ayrı, şahıslar için ayrı hesaplama yapılması ve sigortacıların ödeme alanının gerek kanunla, gerek yorumla, gerekse kararlarla kısıtlanmasının, eşitlik, hakkaniyet ve hukukun tüm prensiplerine aykırılık teşkil ettiğini, yasada bakım ve bakıcı giderlerinin, geçici iş göremezlik tazminatının ve SGK’nın kapsamı dışında kalan tedavi giderlerinin teminat dışında kaldığına ilişkin bir ibare / madde bulunmadığını, kanunlar hiyerarşisine göre kanun var iken genel şartın uygulanamayacağını, Genel Şartların dikkate alınması ile, Anayasa’nın 36. maddesine aykırı biçimde hak arama özgürlüğü ve kanıtlama hakkının kısıtlandığını, trafik kazalarından zarar görenlerin haklarının “sigorta genel şartları” ile sınırlanması ve kısıtlanmasının, Anayasa’nın “temel hak ve hürriyetlerin sınırlanması” başlıklı 13. maddesine de aykırı olduğunu, Anayasa’nın bu hükmüne aykırı olarak, KTK’nun 90, 92, 95, 97 ve 99. maddelerinde yapılan değişikliklerle, trafik kazalarından zarar görenlerin haklarının, kanunla değil, keyfi biçimde düzenlenip yürürlüğe konulan/konulacak olan sigorta genel şartları ile sınırlandırılarak, Anayasa hükmüne aykırı hareket edildiğini, yapılan bu değişikliklerin, HMK’nun 27. maddesindeki “hukuki dinlenilme hakkına” aykırı olduğunu, davacının zararının TBK’ya göre tespit edilmesi gerektiğini, genel şartlara göre sorumluluğun iç ilişkiyi ilgilendirdiğini, sigortacının ödediği parayı davalı işleten ve sürücüden tahsil etmesi gerektiğini, davanın tümden kabulüne karar verilmesi gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
Davalı vekili, TCK 73. Madde gereği davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiğini, ceza dosyasında mevcut vazgeçme dilekçesinde davacının şikayetinden vazgeçmiş olduğunu ve hiçbir hak ve alacağının bulunmadığını kabul ettiğini, bu itirazlarının mahkemece değerlendirilmediğini, sigortalı araç sürücüsü hakkında TCK md. 73 gereği şikayetinden vazgeçen davacının, işbu tazminat davası açma hakkının bulunmadığını, ön inceleme duruşmasının HMK’nın 137. Maddesinde yer alan, uyuşmazlık konularını tam olarak belirleme noktasında aykırı şekilde yapıldığını, bilirkişi raporu alındığı tarihte kaza üzerinden kısa zaman geçmiş olduğunu, davacının tedavi olduğuna, ilaç kullandığına dair dosyada herhangi bir delil bulunmadığını, maluliyetin sürekli olup olmadığının yapılacak tedaviler tamamlandığında anlaşılacağını, davacının en az bir buçuk yıl aralıksız psikiyatri tedavisi görmesi gerektiğini, davacıda tespit edilen psikolojik arazların sürekli nitelik taşıyıp taşımadığının belirlenmesi için Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesinden rapor alınması gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE : Dava, geçici ve kalıcı iş göremezlik tazminatının kazaya sebebiyet veren karşı aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısından tahsili istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
Davaya konu kazaya ilişkin davalının ZMMS sigortacısı olduğu sigortalı araç sürücüsü hakkında taksirle yaralama eylemine ilişkin yapılan soruşturma sonucunda, 02.02.2018 tarihinde düzenlenen iddianame ile kamu davası açılmış olup, davalı vekilince davacının 15.03.2018 tarihli dilekçesi ile ceza davasında şikayetinden vazgeçtiği, böylece TCK’nın 73. Maddesi gereğince tazminat davası açamayacağı savunulmakta ise de, ceza soruşturmasında uzlaşma nedeniyle düşme kararı verilmediği, davacının ceza mahkemesine verdiği dilekçesinde şahsi haklarından da vazgeçtiğini ayrıca açıklamış olmadığı anlaşılmakla, mahkemece işin esasına girilmesi isabetli olup, davalı vekilinin bu yöndeki istinaf sebebi yerinde görülmemiştir.
Davacının maluliyetine ilişkin … Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesince düzenlenen 04.04.2019 tarihli sağlık kurulu raporunda, kas iskelet sistemi yönünden sağ el bileği kırığı nedeniyle sürekli sakatlık oranının %11, sinir sistemi yönünden epilepsi sürekli sakatlık oranının %5, burun kırığı nedeniyle yüzdeki anormallik, fiziksel görünümü bozan burun eğriliği nedeniyle sürekli sakatlık oranının %2 olduğu, şahısta birden fazla arıza olması nedeniyle Balthazard formülü uygulandığında sürekli sakatlık oranının %17,1 olduğunun tespit edildiği, davalı vekilinin istinaf sebebi olarak ileri sürdüğü psikiyatrik şikayetlerin maluliyet oranına dahil edilmemiş olmasına göre davalı vekilinin bu yöndeki istinaf sebebi de yerinde görülmemiştir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 54. maddesinde, bedensel zarar kapsamına giren zarar türleri örnekseme yoluyla sayılmış olup, Dairemiz uygulamaları gereği geçici işgöremezlik ve bakıcı gideri de anılan kanun hükmü kapsamında tazmini gereken zararlardandır.
Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları 14.05.2015 gün 29355 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe girmiştir.
Olay tarihinde yürürlükte bulunan 2918 sayılı KTK’nın 90. maddesinde “Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu Kanun ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir. Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanun ve genel şartlarda düzenlenmeyen hususlar hakkında 11.01.2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.” şeklindeki düzenleme ve zorunlu mali sorumluluk sigortası teminatı kapsamı dışında bulunan hallerin düzenlendiği 92/i maddesindeki “Bu Kanun çerçevesinde hazırlanan zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartları ve ekleri ile tanımlanan teminat içeriği dışında kalan talepler.” şeklindeki düzenleme Anayasa Mahkemesinin 17.07.2020 tarihinde 2019/40 E-2020/40 K. sayılı kararı ile Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesinin birinci cümlesinde yer alan “…ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresi ile ikinci cümlesindeki “…ve genel şartlarda…” ibaresinin ve 92. maddesinin (i) bendinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verilmiştir.
Anayasa Mahkemesinin iptal kararı ile zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatların zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartlarına göre belirleneceğine dair düzenleme iptal edilmiştir.
T.C. Anayasasının 153/6. maddesinde, “Anayasa Mahkemesi kararları Resmî Gazete’de hemen yayımlanır ve yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzel kişileri bağlar.” düzenlemesi mevcut olup, bu düzenlemenin doğal sonucu olarak Anayasa Mahkemesi’nce bir kanun veya kanun hükmünde kararnamenin tümünün ya da bunların belirli hükümlerinin Anayasaya aykırı bulunarak iptal edildiğinin bilindiği halde görülmekte olan davaların Anayasa’ya aykırılığı saptanan kurallara göre görüşülüp çözümlenmesi, Anayasa’nın üstünlüğü prensibine ve hukuk devleti ilkesine aykırı düşeceği için uygun görülmeyeceği kabul edilmektedir. Anayasa Mahkemesi’nin somut norm denetimi neticesinde verdiği iptal kararlarının Resmî Gazete’de yayımlanması ile sonuç doğuracağı ve eldeki tüm uyuşmazlıklara uygulanması gerektiği uyulması zorunlu yargısal içtihatlar ile kabul edilmiştir.
Anayasa Mahkemesinin 17.07.2020 tarihli 2019/40 E-2020/40 K. sayılı kararı ile Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesinin birinci cümlesinde yer alan “…ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresi ile ikinci cümlesindeki “…ve genel şartlarda…” ibaresinin ve 92. maddesinin (i) bendinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar vermiş olması nedeniyle, davacının zararının ve zararın kapsamının 2918 sayılı KTK.nın ve 6098 sayılı TBK.nın haksız fiile ilişkin hükümlerine ve Yargıtay uygulamalarına göre belirlenmesi gerekir.
01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren ZMSS Genel Şartları’nın A.5-b maddesi gereği, zarar görenin tedavisinin devam ettiği döneme ilişkin geçici bakıcı gideri zararının, geçici işgöremezlik zararının ve tedavi giderlerinin sağlık giderleri içinde yer aldığı ve ZMSS teminatı kapsamında olmadığı kabul edilmişse de, 6111 sayılı Kanun’un 59. maddesi ile değişik Karayolları Trafik Kanunu’nun 98. maddesinde Sosyal Güvenlik Kurumu’nca karşılanacak sağlık hizmeti bedellerinin neler olduğu açıklanıp sınırlandırılmıştır. KTK’nın 98. maddesi gereği SGK Başkanlığı’nın sorumlu olduğu sağlık giderleri, trafik kazaları nedeniyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer resmi ve özel sağlık kuruluşlarında yapılan tıbbi tedaviye ilişkin sağlık hizmet bedellerinden ibarettir. SGK’nın hangi sağlık giderlerinden sorumlu olduğu kanunla belirlenmiş olup, normlar hiyerarşisinde daha altta olan genel şartlar ile kanun kapsamının değiştirilip genişletilemeyeceği aşikardır.
Açıklanan maddi ve hukuki vakıalar karşısında; Anayasa Mahkemesi’nin KTK 90/İ maddesinin iptali de göz önüne alınıp TBK’nın 54. maddesi ile KTK’nın 98. maddesi hükümleri birlikte değerlendirildiğinde, kazadaki yaralanmadan kaynaklanan geçici iş göremezlik zararından sorumluluk, zarara neden olanlar ile bu kişilerin sorumluluğunu poliçe ile üstlenen sigorta şirketine aittir. (Yargıtay 4. H.D’nin 10.03.2022 2021/12001E, 2022/4532 K ve 24.03.2022 tarih 2021/22793 E, 2022/5790 K sayılı kararları).
Somut olayda davacı vekili, davalının zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olduğu aracın yaya olan müvekkiline çarpması nedeniyle müvekkilinin yaralandığını ileri sürerek, geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatı isteminde bulunmuştur. Mahkemece alınan kusur raporunda davacının %25, davalı nezdinde sigortalı araç sürücüsünün %75 oranında kusurlu olduğu belirlenmiştir. Yargılama sırasında …. Üniversitesi Hastanesinden alınan ve kaza tarihinde yürürlükte olan Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması Ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik uyarınca hazırlanan raporda davacının %17,1 oranında maluliyete uğradığı, 4 ay geçici iş göremezliğinin bulunduğu rapor edilmiştir. Mahkemece benimsenen aktüerya raporunda davacının 24.560,17 TL sürekli iş göremezlik tazminatı, 4.195,03 TL geçici iş göremezlik tazminatı, 3.106,85 TL bakıcı gideri ve 439,50 TL SGK tarafından karşılanmayan tedavi gideri isteyebileceği hesaplanmıştır.
Mahkemece bakıcı giderinin SGK’nın sorumluluğunda olduğu gerekçesiyle bu talebin reddine karar verilmiş ise de, yukarıda açıklandığı üzere bakıcı gideri sigorta teminatı kapsamında olup; … Üniversitesi Tıp Fakültesi tarafından düzenlenen 04.04.2019 tarihli raporda davacının dava konusu kaza nedeniyle bakıcı yardımına ihtiyaç duyacağına dair bir tespitin bulunmamasına göre ilk derece mahkemesince bu talebin reddi sonucu itibariyle isabetlidir.
Ne var ki, mahkemece yukarıda açıklandığı üzere davalı sigorta geçici iş göremezlik tazminatından sorumlu olmasına rağmen, yeni genel şartlara göre geçici iş göremezlik tazminatının teminat dışı olduğu gerekçesiyle bu yöndeki talebin reddedilmesi doğru değildir. Öte yandan, SGK’nın sorumluluğunda olan tedavi gideri kapsamında olmayıp zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi tedavi teminatları kapsamında olması nedeniyle, davalı sigorta şirketinin SGK tarafından karşılanmayan tedavi giderlerine ilişkin istemin reddi de hatalı olmuştur.
Bu durumda, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-2 maddesi uyarınca kabulü ile, yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığından ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden esas hakkında karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 08.10.2019 tarih 2018/299 Esas 2019/943 Karar sayılı kararının Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
3-Davanın KISMEN KABULÜ ile, 24.560,17 TL sürekli işgöremezlik tazminatı, 4.195,03 TL geçici iş göremezlik tazminatı ve 439,50 TL SGK tarafından karşılanmayan tedavi gideri olmak üzere toplam 29.194,70 TL maddi tazminatın 21.02.2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 1.994,28 TL harçtan, başlangıçta alınan 35,90 TL peşin harç ile 105,00 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 140,90-TL harcın mahsubu ile bakiye 1.853,38 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Davacı tarafından yatırılan 35,90 TL peşin harç ve 105,00 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 140,90 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacı tarafından sarf edilen toplam 1.484,00 TL yargılama giderinden davanın kabul edilen kısmına göre 1.335,60 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
Davacı kendisini duruşmalarda vekil ile temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre kabul edilen kısım yönünden hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak, davacıya verilmesine,
Davalı kendisini duruşmalarda vekil ile temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre reddedilen kısım yönünden hesaplanan 3.106,85 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Davacı tarafından yatırılan ancak sarf edilmeyen gider avansından kullanılmayan kısmının, karar kesinleştiğinde resen kendisine iadesine,
4-İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının talep halinde kendisine iadesine,
5-Davalı yönünden istinaf karar harcı olan 1.677,70 TL’den peşin alınan 419,43 TL’nin mahsubu ile bakiye 1.258,27 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
6-İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından istinaf yargılaması nedeniyle yapılan 121,30 TL istinaf yoluna başvuru harcı, 27,50 TL tebligat masrafı olmak üzere toplam 148,80 TL istinaf yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere 02.12.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.