Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2020/2067 E. 2023/1228 K. 20.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/2067
KARAR NO : 2023/1228

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 20.10.2020
NUMARASI : 2017/980 Esas 2020/626 Karar
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı)
KARAR TARİHİ : 20.09.2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 20.09.2023

Taraflar arasındaki davadan dolayı İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 20.10.2020 gün ve 2017/980 Esas 2020/626 Karar sayılı hükmün istinaf yoluyla Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, 20.04.2017 tarihinde davalılardan …’a ait, davalı …’ın sürücüsü olduğu ve davalı … nezdinde sigortalı olan … plakalı kamyoneti ile davacının sürücüsü olduğu … plakalı araçların çarpışması ile meydana gelen kazada olayın meydana gelmesinde davalı tarafın kusurunun bulunduğunu, araçta hasar ve değer kaybı meydana geldiğini, İzmir 7. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2017/112 D.İş sayılı dosyası ile tespit yapıldığını, davalının hasar dosyası oluşturduğunu, ancak anlaşma sağlanamadığını, bu nedenlerle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile davacıya ait … plakalı araçtaki hasar miktarı, İzmir 7.SHMnin 2017/112 D.İş sayılı dosyasındaki masraf ve vekalet ücretleri ve ikame araç ücreti için kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte şimdilik 2.000,00.-TL alacağın karşı taraftan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 07.08.2018 tarihli bedel arttırım dilekçesi ile, dava değerini 18.000,00 TL’ye çıkarttıklarını bildirmiş, bilahare 18.03.2020 tarihli ıslah dilekçesi ile dava değerini 18.400,00 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Davalılar … ve … cevap dilekçelerinde, kusurun davacının kendisinde olduğunu, Ticaret Mahkemelerinin görevli olmadığından görevsizlik kararı verilmesini, davanın esasına yönelik reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.
Davalı …’nın süresinden sonra sunduğu cevap dilekçesinde davanın reddini talep edilmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacı sürücü …’un %80 (yüzde seksen) oranında kusurlu olduğu, zira davacı sürücünün idaresindeki otomobil ile seyrini kendisine ayrılan yol bölümü içerisinde sürdürmeye yeterli özeni göstermediği, kavşak mahalline yaklaştığında hızını asgari hadde indirerek seyrini daha kontrollü sürdürmediği, nizamlara aykırı şekilde emniyet şeridi üzerinde seyriyle kavşak mahalline geldiğinde de manevra yapan araca karşı zamanında fren-direksiyon tedbirine başvuramadığı olayda asli derecede kusurlu tespit edildiği, davalı sürücü …’ın %20 (yüzde yirmi) oranında kusurlu olduğu, zira , idaresindeki kamyon ile meskun mahaldeki dönüşü öncesinde her ne kadar sağ şeridi takiben olay mahalline gelmiş de olsa, sağa manevrası öncesinde sağ gerisinden gelebilecek araçlar açısından gerekli kontrolleri yapmadığı, sağa manevrası sırasında da sağ gerisinden hızla gelen araca çarptığı olayda tali derecede kusurlu olduğu tespit edildiği, kaza sonrası araç fotoğraflarıyla birlikte ekspertiz raporu ile bilirkişi raporu karşılaştırıldığında, kaza sonrası aracın hasar gören parçalarının birbiriyle uyumlu olduğunun tespit edildiği, aracın aks ve akson kısımlarının hasar görmesinin de muhtemel olduğu, bu sebeple aracın 10.000,00TL sovtaj bedeliyle pert-total işlemine tabi olmasının uygun olduğu, aracın kaza öncesi değerinin 28.000,00 TL olduğundan davacının maddi zararının 18.000,00 TL olduğu, muadil bir aracın piyasada bulunabilmesi için gereken sürenin 5 gün olduğu, bu süre içerisinde davacının binek bir araca kaza tarihinde ödeyeceği günlük ikame araç bedelinin 80,00TL olduğu ve toplam ikame araç bedelinin 400,00TL olduğu anlaşılmış ve davacı tarafın kaza sonucu uğradığı zarar toplam olarak 18.400,00 TL olduğu, kusur indirimi yapıldığında davacının talep edebileceği zarar miktarının 3.680,00 TL olduğu anlaşılmakla davacı daha önce dava miktarını 18.000,00 TL olarak artırdığından davanın kısmen kabulü ile, 3.600,00 TL eksik hasar bedelinin davalılar … ve …’dan kaza tarihinden itibaren, davalı … yönünden dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiliyle davacıya verilmesine, 80,00 TL ikame araç bedelinin davalılar … ve …’dan kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle bu davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiliyle davacıya verilmesine, ikame araç bedeli yönünden davalı …’ya karşı açılan davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davacı vekili, yerel mahkeme tarafından meydana gelen kaza sebebiyle bilirkişi raporu talep ettiğini, bu rapor sonucunda davacının kusursuz olduğunu, davalı yanın ise %100 kusurlu olduğunun belirtildiğini, davalı tarafın davacının emniyet şeridinden geldiğine dair beyanının dahi bulunmadığını, kaza tutanağının kesinleşmiş olup, tutanağa yapılan itirazları kabul etmediklerini, ATK raporunun aksi yöndeki kabulünün yerinde olmadığını, davalı yanın rapora itirazının üzerine yeniden bilirkişi raporu alındığını, alınan bilirkişi raporunda davacının tam kusurlu olduğunu, davacının bu rapora itiraz ettiğini, yapılan itirazlar üzerine ATK’dan rapor aldırıldığını, raporda davacının %80 kusurlu olduğunun belirtildiğini, söz konusu raporda davacının %80 kusurlu olduğunu, raporda yanlış değerlendirme yapıldığını, raporlar arasında fahiş farklılıkların olduğunu istinaf nedenleri olarak ileri sürmekle kararın kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE : Dava, 20.04.2017 tarihinde meydana gelen trafik kazasına dayalı olarak davalı sürücü, işleten ve karşı araç ZMMS’sine yönelik olarak araç hasar bedeli ve ikame araç bedeline yönelik maddi tazminat istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulü ile, 3.600,00 TL eksik hasar bedelinin davalılar … ve …’dan kaza tarihinden itibaren, davalı … yönünden dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiliyle davacıya verilmesine, 80,00 TL ikame araç bedelinin davalılar … ve …’dan kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle bu davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiliyle davacıya verilmesine, ikame araç bedeli yönünden davalı …’ya karşı açılan davanın reddine karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
Davacı vekili, davalı … şirketi tarafından zorunlu mali sorumluluk sigortacısı, davalı …’ın sürücüsü, davalı …’ın işleteni olduğu aracın davacının aracına çarpması nedeniyle hasar bedeli ve ikame araç bedeli tazminatı isteminde bulunmuştur.
İlk derece mahkemesince, Ege Üniversitesi Otomotiv Tek. Prg. Em. Öğretim Üyesi bilirkişiden alınan bilirkişi raporunda, davalı … plakalı kamyon sürücüsünün kazanın meydana gelmesinde %100 oranında asli ve tam kusurlu olduğu, davacı sürücünün ise kusurunun bulunmadığı, davacı aracındaki yedek parça ve işçilik olmak üzere toplam hasar bedelinin 15.262,25 TL (KDV dahil) olduğu, dava konusu … plaka sayılı aracın kaza öncesi ikinci el piyasa rayiç değerinin 28.000,00 TL, sovtaj değerinin 10.000,00 TL olduğu, onarım bedelinin rayiç değerinin %50’sini aşması nedeniyle onarımının ekonomik olmayacağı, bu nedenle pert-total işlemine tabi tutulması gerektiği, gerçek zararın 28.000,00 – 10.000,00 = 18.000,00 TL olduğu, değer kaybının oluşmayacağı yönünde görüş bildirilmiş, bilahare bu bilirkişiye kusur bilirkişisi ilave edilmek suretiyle alınan 02.05.2019 tarihli bilirkişi raporunun da aynı doğrultuda olduğu, bilirkişi raporuna taraf vekillerince itiraz olunması üzerine ATK’ya gönderildiği, ATK Trafik İhtisas Dairesi’nce düzenlenen 13.12.2019 tarihli raporda, davacı sürücü …’un sevk ve yönetimindeki aracın kavşağa yaklaşırken hızını indirmeyerek nizamlara aykırı şekilde emniyet şeridi üzerinde seyriyle kavşak mahalline geldiğinde manevra yapan araca karşı zamanında fren – direksiyon tedbirine başvurmadığı olayda %80 oranında kusurlu olduğu, davalı sürücü …’ın ise sevk ve idaresindeki kamyonla meskun mahaldeki dönüşü öncesinde her ne kadar sağ şeridi takiben olay yerine gelmiş olsa da, sağ manevrası öncesinde sağ gerisinden gelebilecek araçlar açısından gerekli kontrolleri yapmadığından olayın meydana gelmesinde %20 oranında kusurlu olduğu belirtilmiş olmakla, dosyada alınan bilirkişi raporları arasında çelişki giderilmeksizin karar verilmesi isabetli görülmemiştir.
Bu durumda mahkemece Karayolları Fen Heyetinden veya İTÜ de görevli 3 kişilik öğretim görevinden oluşturulan bilirkişi heyetinden, dosyada mevcut trafik kazası tespit tutanağı, fotoğraflar, dinlenen tanık anlatımı ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilerek bilirkişi raporları arasındaki çelişkiyi giderecek şekilde davaya konu kazada taraflara atfedilebilecek kusur oranlarının, kazanın emniyet şeridi dahlinde bulunup bulunmadığının mevcut delillerle önceki bilirkişi raporları da irdelenmek suretiyle tespiti, davacının sürücüsü olduğu araçta oluşan hasarın uyumlu olup olmadığı, davaya konu kaza nedeniyle oluşan hasar ile onarım bedelleri tespit edilerek, aracın piyasa rayiç değerine göre, aracın tamirinin ekonomik olup olmadığı, pert total işlemi yapılması gerekiyor ise sovtaj değeri ile ikame araç bedeli hususlarını içerir rapor alınmadan karar verilmesi hukuka uygun bulunmamakla, davacı vekilinin istinaf itirazları yerindedir.
Bu durumda, ilk derece mahkemesince esasa münhasır delil toplanmadan, eksik inceleme ve değerlendirmeye dayalı olarak karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olmakla, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-a-6 maddesi uyarınca davacı vekilinin istinaf başvurusunun esasa ilişkin hususlar incelenmeksizin kabulüne ve ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca ESASA İLİŞKİN SEBEPLER İNCELENMEKSİZİN KABULÜNE,
2-İzmir 2. Asliye Mahkemesinin 20.10.2020 tarih 2017/980 Esas 2020/626 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Dairemizin kararına uygun şekilde yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın mahal mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-İstinaf yoluna başvuran tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde istinaf yoluna başvurana iadesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6 maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 20.09.2023