Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2020/2040 E. 2023/1151 K. 13.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/2040
KARAR NO : 2023/1151

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 29.09.2020
NUMARASI : 2018/1304 Esas 2020/407 Karar
DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 13.09.2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 13.09.2023

İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 29.09.2020 tarih 2018/1304 Esas 2020/407 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı … vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :Davacı vekili, davalı …’nun 26/11/2016 tarihinde sevk ve idaresindeki … plakalı yolcu taşımacılığı yaptığı hatlı minibüs ile son derece süratli bir şekilde ve hatalı sollama yaparak karşıdan karşıya geçmekte olan davacıya çarpması sonucu davacının yaralanmasına sebep olduğunu, diğer davalı …’ın …’nun işvereni ve … plakalı hatlı minibüsün maliki olarak, davalı …’nın ise … plakalı aracın 50206013 poliçe numuralı KTK Zorunlu Mali Sorumluluk Poliçesi ile aracın sigortalayanı olmaları nedeni ile sorumlulukları bulunduğunu, … hakkında İzmir 34. Asliye Ceza Mahkemesi’nce yapılan yargılama sonunda taksirle bir kişinin yaralanmasına sebep olmaktan mahkumiyet kararı verildiğini ve hükmün 17/10/2017 tarihinde kesinleştiğini, davacının haftanın 6 günü evlere temizliğe giderek bedenen çalıştığını ve aile bütçesine katkı sağladığını ancak kaza sonucu aylarca süren bir tedavi süreci geçirdiğini, bu süre boyunca çalışamadığını ve kazancıdan mahrum kaldığını, tedavi ve yol masrafları olduğunu, yaşananlardan dolayı gerek davacının gerekse ailesinin manevi olarak yıprandıklarını tüm bu nedenlerle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 500,00 TL tedavi gideri, 500,00 TL kazanç kaybı ve 500,00 TL iş gücü kaybı olarak üzere toplam 1.500,00 TL maddi tazminatın tüm davalılardan, sigorta şirketi poliçe limiti ile sorumlu olmak kaydı ile müştereken ve müteselsilen, davalılardan … ve … yönünden 26/11/2016 tarihinden, sigorta şirketi yönünden dava tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte alınarak davacıya verilmesine, 50.000,00 TL manevi tazminatın sigorta şirketi dışındaki davalılardan müştereken ve müteselsilen 26/11/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte alınarak davacıya verilmesine karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
CEVAP : Davalı … AŞ vekili ; davacı tarafından hiçbir şekilde davalı davalı şirkete başvuruda bulunulmadığını, bu nedenle davacının davasının, dava şartı yokluğu sebebiyle reddi gerektiğini, davalı şirketin, poliçe kapsamında davacıda oluştuğu iddia edilen iş gücü kaybına ilişkin hiçbir sorumluluğu bulunmadığını, kazanç kaybının trafik sigortası poliçesi kapsamında olmadığını, yine tedavi giderleri trafik poliçe kapsamı dışında olduğunu, tüm tedavi giderleri bakımından sorumluluğun 6111 sayılı yasa kapsamında gerekse de yeni trafik poliçesi genel şartları dahilinde SGK’ya devredildiğini, davacının sürekli işgörmezlik sürelerinin ve özür oranlarının belirlenmesi için Adli Tıp Kurumu 3.İhtisas Dairesinden rapor alınması gerektiğini, Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinden kusur oranlarına ilişkin rapor alınması gerektiğini, kabul anlamına gelmemek kaydıyla sigorta poliçesinin bir zenginleşme aracı olmadığını sadece gerçek zarar tutarını teminat altına aldığını belirterek, davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin de davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
Davalılar … ve …’na dava dilekçesi ve duruşma gününü bildirir usulüne uygun olarak tebligatlar yapılmasına karşın davaya cevap vermedikleri, duruşmalarda davanın reddini istedikleri yönünde beyanda bulundukları anlaşılmıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, 26/11/2016 günü saat 18.35 sıralarında davalı sürücü …’nun sevk ve idaresindeki davalı …’a ait olan ve davalı sigorta şirketi tarafından ZMMS poliçesi ile sigortalanan … plakalı minübüsü ile … İli … ilçesi … Mahallesi … Caddesi … sokak kavşağına yaklaştığında önündeki belediye otobüsünü sollayıp diğer şeritte seyretmek isterken aracının sağ ön dikiz aynasını istikametinin sağında otobüsün önünde yolun diğer tarafına geçmek isteyen davacı yaya …’e çarpması sonucu yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazasının meydana geldiği, Ege Üniversitesi Adli Sağlık Kurulu raporuna göre davacının % 2 oranında sürekli iş göremezliğe uğrayacak ve 1 ay süreyle geçici iş göremezliğe neden olacak şekilde yaralandığı, meydana gelen kazada 06/01/2020 tarihli trafik bilirkişi tarafından düzenlenen kusur raporunda belirtilen gerekçelerle davalı sürücü …’nun ‘ın % 80 oranıda asli kusurlu olduğu, davacı vekili 12/06/2020 tarihli e-imzalı beyan dilekçesi ve 18/06/2020 tarihli duruşmadaki beyanında; davalı sigorta şiketi ile maddi tazminat alacakları yönünden sulh oldukları, iş bu nedenle maddi tazminat istemine ilişkin tüm davalılar hakkındaki davadan feragat ettiklerini beyan ettiği, davacı vekilinin vekaletnamesinde davadan feragate ilişkin özel yetkisinin bulunduğu, davadan feragat 6100 sayılı HMK.nın 307 ve mütekip maddeleri uyarınca karşı tarafın kabulüne bağlı olmadan davaya son veren kesin hüküm sonucu doğuran taraf işlemlerinden olup, davacı tarafın maddi tazminat davasından feragat etmesi nedeniyle davanın reddine, manevi tazminat yönünden açılan davada ise, TBK’nun 56/2 maddesinde “Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir. ” düzenlemesinin bulunduğu, somut olayda davacının sürekli maluliyeti ile sonuçlanan kazanın meydana geliş şekli, davaya konu trafik kazasında davalı sürücü …’nun asli kusurlu olması, davacının %2 oranında maluliyeti oluşacak şekilde yaralanması, olay tarihindeki paranın alım gücü, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, davacının, yaralanması nedeniyle çektiği elem ve ızdırap nazara alınarak davacının manevi tazminat istemine ilişkin davasının kısmen kabul, kısmen reddi ile, 20.000,00 TL manevi tazminatın, kaza tarihi 26/11/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … ve davalı …’tan müştereken ve müteselsilen alınarak, davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, davalı … vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davalı … vekili, somut olayda mahkemece verilen manevi tazminatın fahiş olduğunu, dava konusu kazada dosyada da sabit olduğu üzere davacı taraf kazada yüzde % 20 oranında kusurlu olup, tıbbı iyileşleşme süresi sadece 1 ay sürebilecek bir sakatlık yaşadığını, davacının sakatlık oranı ise sadede %2 olarak tespit edilmiş olup, davacının sürekli maluliyet ile iş gücü kayıp oranı bilirkişi raporu ile ortaya bile çıkarılmadığını, bilindiği üzere manevi tazminata sebep olan sakatlığın derecesi ve özellikle bu sakatlığın iyleşme süreci ile kalıcılığı tazminat rakamını belirleyici en önemli kıstas olup, davacı tarafın sakatlık diye nitelenen burun yaralanması raporda da yazıldığı gibi sadece 1 aylık bir sürede iyileşebileceğinin tespit edildiğini, davacının sürekli maluliyet iş gücü kaybı dahi olmadığını, manevi tazminat mamalek hukukuna bağlı olmayan sadece o anlık tatmin duygusuna karşılık olarak belirlenen bir tazminat olup, özellikle zenginleşme ve karşı tarafı da fakirleşmeye itemeyeceğini istinaf nedenleri olarak ileri sürmekle kararın kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE : Dava, davacının, trafik kazasından kaynaklanan yaralanması nedeniyle uğradığı sürekli ve geçici iş göremezlik zararı ve tedavi giderinin karşı araç trafik sigortacısı ile araç maliki ve sürücüsü olan davalılardan, manevi zararın karşı araç araç maliki ve sürücüsü olan davalılardan tahsiline ilişkin maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davacının davasının maddi tazminat istemine ilişkin davasının feragat nedeniyle reddine, davacının manevi tazminat istemine ilişkin davasının kısmen kabul, kısmen reddi ile, 20.000,00 TL manevi tazminatın, kaza tarihi 26/11/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … ve davalı …’tan müştereken ve müteselsilen alınarak, davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve kamu düzeniyle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
Davaya dayanak teşkil eden 26/11/2016 günü saat 18.35 sıralarında davalı sürücü …’nun sevk ve idaresindeki davalı …’a ait olan ve davalı sigorta şirketi tarafından ZMMS poliçesi ile sigortalanan … plakalı minübüsü ile … İli … ilçesi … Mahallesi … Caddesi … sokak kavşağına yaklaştığında önündeki belediye otobüsünü sollayıp diğer şeritte seyretmek isterken aracının sağ ön dikiz aynasını istikametinin sağında otobüsün önünde yolun diğer tarafına geçmek isteyen davacı yaya …’e çarpması sonucu yaralanmalı ve maddi hasarlı trafik kazasının meydana geldiği anlaşılmıştır.
Yerel Mahkemece taraflarca gösterilen delillerin toplanıldığı, taraf tanıklarının beyanlarının tespit olunduğu, tarafların ekonomik ve sosyal durum araştırmalarının yapıldığına dair müzekkere cevaplarının dosya içerisine alındığı, mahallinde keşif yapılarak kusur raporu alındığı, yapılan keşiften sonra trafik bilirkişi tarafından tanzim edilen 06.01.2020 tarihli bilirkişi raporunda meydana gelen kazanın oluşumunda davalı sürücü …’nun %80 oranında, davacı yaya …’in ise %20 oranında kusurlu bulunduğu kanaatine varılmış, davacının maluliyetine ilişkin olarak Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nden rapor alınarak, işbu 03.05.2019 tarihli maluliyet raporunda davacının meydana gelen kaza nedeniyle Engellilik Ölçütü Sınıflandırması ve Engellilere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkındaki Yönetmelik Hükümleri uyarınca trafik kazası bağlı sakatlık oranının %2, tıbbi iyileşme süresinin bir ay olduğuna ilişkin raporun yerinde bulunduğu değerlendirilmek suretiyle dosya aktüerya bilirkişisine tevdii edilmiş, aktüerya bilirkişisi tarafından TRH 2010 tablosu ve 1.8 teknik faiz uygulanmak suretiyle davacının geçici maluliyet tazminatı tutarının 1.338,04 TL , sürekli maluliyet tazminatı tutarının 11.995,40 TL ile SGK sorumluluğunda olmayan pansuman, sarf malzeme giderinin 100,00 TL olmak üzere toplam maddi tazminat alacağının 13.433,44 TL’ye tekabül ettiği işbu miktardan kusur oranında indirim yapılması gerektiği kanaatine varıldığı, ancak davacı vekilinin 12/06/2020 tarihli e-imzalı beyan dilekçesi ve 18/06/2020 tarihli duruşmadaki beyanı ile, davalı sigorta şiketi ile maddi tazminat alacakları yönünden sulh oldukları, iş bu nedenle maddi tazminat istemine ilişkin tüm davalılar hakkındaki davadan feragat ettiklerini beyan etmiş olmakla davanın maddi tazminat istemine ilişkin kısım yönünden feragat nedeniyle reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
6098 sayılı Borçlar Kanunu’nun 49. maddesi gereğince haksız bir eylem sonucunda zarara uğrayan kimse, uğradığı maddi ve manevi zararın ödetilmesini isteyebilir. Manevi tazminat, zarar görenin kişilik değerlerinde meydana gelen eksilmenin ( manevi zararın )giderilmesi, tazmin ve telafi edilmesidir. Esasen manevi tazminat, ne bir ceza, ne de gerçek manasında bir tazminattır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır.(Yargıtay İBK 22/06/1966 tarih ve 1966/7 E. – 1966/7 K. sayılı ilamı) Maddi zararda olduğu gibi manevi tazminatta kesin bir hesabın yapılması olanaksızdır. Bunun için tazminat miktarı, somut olayın özelliği, kusur durumu, tarafların sosyal ve ekonomik durumları dikkate alınarak M.K.nun 4. maddesı uyarınca hakim tarafından takdir ve tayin edilir. Miktarın belirlenmesinde her olaya göre değişebilecek özel hal ve şartların bulunacağı da gözetilerek takdir hakkını etkileyecek nedenleri karar yerinde objektif olarak gösterilmelidir. Anılan ilke ve esaslar çerçevesinde davacıların maruz kaldığı bu acı ve elem ile yaşadığı sıkıntılar nedeniyle oluşan manevi zararına karşılık takdir edilen manevi tazminat makuldür. Davalı … vekilinin istinaf nedenleri bu nedenle yerinde görülmemiştir.
Bu durumda, istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı … vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı … yönünden istinaf karar harcı olan 1.366,20 TL’den peşin alınan 395,95 TL’nin mahsubu ile bakiye 970,25 TL’nin davalı …’tan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf başvurusu nedeni ile davalı …’ın yaptığı giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 13.09.2023