Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2020/2032 E. 2023/1181 K. 14.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/2032
KARAR NO : 2023/1181

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 22.01.2019
NUMARASI : 2017/1119 Esas 2019/77 Karar
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 14.09.2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 14.09.2023

İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 22.01.2019 tarih 2017/1119 Esas 2019/77 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, İzmir 7. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2017/111 E. sayılı dosyasında açılan davada, 19.12.2016 tarihinde, davalı … şirketi tarafından ZMMS sigorta poliçesi ile sigortalanan, davalı …’ye ait ve davalı …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı aracın müvekkiline ait … plakalı araca çarptığını, karşı aracın sürücüsünün kazanın meydana gelmesinde tam kusurlu olduğunu, İzmir 5. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2016/193 D.İş sayılı dosyasında tespit yaptırdıklarını, müvekkiline ait araçta 6.500,00 TL değer kaybı, KDV dahil 26.349,68 TL hasar bedeli meydana geldiğinin tespit edildiğini, kusur durumuna göre %25’i düşüldükten sonra kalan rakamları talep ettiklerini, davalı … şirketine 18.01.2017 tarihinde başvuru yaptıklarını, ancak davalı şirket tarafından ödeme yapılmadığını, iddia ederek, 19.762,26 TL hasar bedeli, 4.875,00 TL değer kaybı bedeli ve 559,87 TL tespit yargılama giderlerinin davalılardan olay tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
İzmir 7. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2017/111 E. Sayılı dosyasında verilen 17.05.2017 tarihli kararı ile davalı … Kooperatifine karşı açılan dava tefrik edilerek ayrı esasa kaydına karar verilmiş, ardından tefrik edilen dava yönünden İzmir Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir.
CEVAP : Davalı tarafça cevap dilekçesi sunulmamıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davalı tarafça sigortalanan aracın kurallara aykırı bir şekilde U dönüşü yaparak doğrultu değiştirmesiyle, arkasından gelen ve aynı istikamette seyreden davacıya ait aracın yan kısımlarına çarpması nedeniyle 2918 s. KTK’nun m.46/C maddesi, m.47/C-D maddesi ile m.84/F maddelerini ihlali neticesinde kazanın oluşumunda %75 oranında asli kusurlu olduğu, davacıya ait aracın cadde üzerinde seyri esnasında, aracının hızını görüş, yol, hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmadan ve önündeki aracı güvenli bir mesafeden takip etmediğinden 2918 s. KTK’nun m.52/B maddesi, m.52/C maddeleri uyarınca kazanın oluşumunda %25 oranında tali kusurlu olduğu, davacıya ait araçtaki hasar miktarının yedek parça ve işçilik olmak üzere KDV dahil 26.349,68 TL olduğu, aracın ikinci el rayiç bedelinin 32.000,00 TL olması nedeniyle onarımının ekonomik olmayacağı, pert-total işlemine tabi tutulması gerektiği, sovtaj değerinin 11.500,00 TL olduğu, böylece araçta meydana gelen gerçek zararın 20.500,00 TL olduğu, sigortalı araç sürücüsünün %75 kusur oranına göre davalı … şirketinin sorumlu olacağı tazminat miktarının 15.375,00 TL olduğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne, değer kaybı isteminin reddine, davacının hasar bedeli isteminin 15.375,00 TL’sinin kabulü ile dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davacı vekili, müvekkilinin aracında oluşan gerçek zararın tamamının tazmin edilmediğini, hüküm altına alınan hasar miktarının hatalı olduğunu, sigortalının bu yönde bir talebi olmadan aracın pert total kabul edilemeyeceğini, Sigorta Tahkim Komisyonu’nun 2019 E/15721 numaralı dosyasında müvekkilinin aracının pert total durumunda olduğuna hükmedildiğini, ancak karara karşı itiraz hakem heyetine başvurmaları sonucunda pert total için sigortalının onayının gerektiği kabul edilerek itirazlarının kabulüne karar verildiğini, müvekkilinin aracını kaza sonrasında tamir ettirerek kullanmaya devam ettiğini, bu aşamadan sonra pert-total işlemi uygulanmasının hakkaniyete aykırı olduğunu, kabul anlamına gelmemek kaydıyla aracın sovtaj bedelinin de çok yüksek hesaplandığını, tespit dosyasında da araca pert –total işlemi uygulanmadığını, yedek parça ve işçilik miktarı doğrultusunda hasar bedelinin belirlendiğini, araçta oluşan değer kaybı miktarının belirlenmesinin hatalı olduğunu, Anayasa Mahkemesi’nin 17.07.2020 tarihli 2019/40 E. 2020/40 K. numaralı kararı ile, KTK’nın 90. maddesi’nin tazminat hesaplamalarının genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabi olacağına ilişkin kısmının iptal edildiğini, KTK kapsamında yapılacak tazminat hesaplamalarının artık genel şartlar doğrultusunda yapılma zorunluluğunun bulunmadığını, ilk derece mahkemesince avans faizine hükmedilmesi gerekirken yasal faize hükmedilmesinin hatalı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE : Dava, hasar bedeli ve değer kaybı tazminatının kazaya sebebiyet veren aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısından tahsili istemine ilişkindir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
Davacı vekili, davalı … şirketin zorunlu mali sorumluluk sigortacısı, …’nün işleteni ve …’ın sürücüsü (eldeki davanın tefrik edildiği İzmir 7. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2017/111 E. Sayılı dosyada davalılar) olduğu aracın müvekkiline ait araca çarpması nedeniyle müvekkilinin aracının hasarlandığını ileri sürerek hasar ve değer kaybı tazminatı isteminde bulunmuştur.
İlk derece mahkemesince otomotiv bilirkişisinden alınan raporda, davalı şirket tarafından sigortalı araç sürücüsünün kurallara aykırı bir şekilde U dönüşü yaparak doğrultu değiştirmesiyle, arkasından gelen ve aynı istikamette seyreden davacıya ait aracın yan kısımlarına çarptığı, 2918 s. KTK’nun 46/C, 47/C-D ve 84/F maddelerini ihlal ettiği ve kazanın meydana gelmesinde %75 oranında asli kusurlu olduğu, davacıya ait araç sürücüsü dava dışı …’nin ise aracının hızını görüş, yol, hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmadan ve önündeki aracı güvenli bir mesafeden takip 2918 s. KTK’nun 52/B-C maddesini ihlal ettiği, kazanın meydana gelmesinde %25 oranında tali kusurlu olduğu, davacıya ait aracın hasar miktarının 16.380,24 TL+KDV yedek parça, 5.970,00 TL+KDV işçilik olmak üzere KDV dahil toplam 26.349,68 TL olduğu, aracın rayiç bedelinin 32.000,00 TL, sovtaj değerinin ise 11.500,00 TL olduğu, onarımının ekonomik olmayacağı, pert-total işlemine tabi tutulması gerektiği, böylece davacıya ait araçta meydana gelen gerçek zararın 20.500,00 TL olduğu, kazadaki kusur oranı olan %75’e göre, davalı … şirketinin sorumlu olacağı tazminat miktarının 15.375,00 TL olduğu, pert-total işlemine tabi tutulması gerektiğinden, araçta değer kaybı oluşmayacağı tespit edilmiştir.
Davacı vekili her ne kadar sigortalının onayı olmaksızın aracın pert total kabul edilemeyeceğini istinaf sebebi olarak ileri sürmüş ise de, sigorta şirketleri gerçek zarardan sorumlu olup, aracın tamirinin mümkün olmaması halinde, aracın kaza tarihindeki 2. el piyasa rayiç değerinden, sigortalı araç sigortacıda kaldığı takdirde aracın sovtaj değeri mahsup edilerek ödeme yapılması gerekmektedir.
Dosya kapsamındaki belgeler, tespit dosyası ve hükme esas alınan bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde, dava konusu araçta tespit edilen hasarların nitelik ve boyut anlamında kaza tespit tutanağını doğrular şekilde uyumlu olmasına, aracın onarılmasının ekonomik olmadığının anlaşılmasına, davacıya ait aracın rayiç bedelinin ve sovtaj bedelinin piyasa araştırması yoluyla tespit edilmiş olmasına, ayrıca tespit dosyası ile uyumlu olmasına göre, ilk derece mahkemesi kararında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir
Bu durumda, istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı yönünden istinaf karar harcı olan 269,85 TL maktu harçtan, peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 215,45 TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf başvurusu nedeniyle davacının yaptığı giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 14.09.2023