Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2020/201 E. 2022/1905 K. 23.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/201
KARAR NO : 2022/1905

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 30.10.2019
NUMARASI : 2016/1071 Esas 2019/1119 Karar
DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 23.12.2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 23.12.2022
İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 30.10.2019 tarih 2016/1071 Esas 2019/1119 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, 31.08.2015 tarihinde, davalı sigorta şirketi tarafından zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi ile sigortalanan, dava dışı sürücü …’nın sevk ve idaresindeki … plakalı aracın seyir halinde iken kavşağa geldiğinde yol kademe istinat duvarına çarpması sonucu kaza meydana geldiğini, araçta yolcu olan davacının ağır derecede yaralandığını, maluliyet oranının rapor ile tespiti gerektiğini, İzmir C.Başsavcılığı’nca soruşturma başlatıldığını, kazada dava dışı sürücünün asli kusurlu olduğunu iddia ederek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 100,00 TL maddi tazminatın olay tarihinden işleyecek yasal faizi ile kusur oranında davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili, müvekkili şirketin sigortalının kusuru ve poliçe limiti ile sorumlu olduğunu, tazminat talebinin kapsamının açıklanması gerektiğini, poliçeye göre kişi başı sakatlık ve ölüm teminatının kaza tarihinde 310.000,00 TL olduğunu, kazanın meydana gelmesinde sigortalı sürücünün kusurunun tespiti gerektiğini ve maluliyet oranının da araştırılması gerektiğini, müterafik kusur durumunun ve hatır taşıması nedeniyle tazminat miktarından indirim yapılması gerektiğini, müvekkilinin temerrüde düşmediğini, davanın açılmasına sebebiyet vermediğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, İzmir Adli Tıp Şube Müdürlüğü’nün 22.06.2017 tarihli raporunda davacının kalıcı işgöremezlik oranının %11,2 olduğu, geçici iş göremezliğinin 4 ayda şifa bulabileceğinin bildirildiği, 06.07.2017 tarihli kusur raporu ile davalı şirket tarafından sigortalanan araç sürücüsünün kazanın meydana gelmesinde %100 oranında kusurlu olduğunun bildirildiği, itiraz üzerine İstanbul Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesi’nden alınan 29.06.2018 tarihli raporda meslekte kazanma gücünün %11,2 kaybedildiği ve iyileşme süresinin kaza tarihinden itibaren 4 aya uzayabileceğinin rapor edildiği, 29.11.2018 tarihli aktüerya raporunda TRH 2010 yaşama tablosuna göre düzenlenen hesaplamada 72.771,36 TL, PMF 1931 yaşam tablosuna göre düzenlenen hesaplamada 92.012,67 TL kalıcı işgöremezlik tazminatı olacağı, geçici işgörmezlik tazminatının 5.203,96 TL olduğunun bildirildiği, rapora itirazlar üzerine alınan 24.04.2019 tarihli ek raporda geçici işgöremezlik tazminatının 5.203,96 TL, sürekli işgöremezlik tazminatının 91.974,01 TL olarak belirlendiği, davacı vekilince değer artırım dilekçesi sunularak %20 oranında müterafik kusur indirimi de dikkate alınmak sureti ile kalıcı işgöremezlik tazminatı olarak 58.863,366 TL olarak bildirildiği ve dava tarihinden yasal faiz talep edildiği, geçici işgöremezlik tazminatının davalı sigorta şirketinden talep edilmesinin doğru olmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile, geçici işgöremezlik tazminatı yönünden davalı sigorta aleyhine yapılan talebin reddine, sürekli işgöremezlik yönünden talebin kabulü ile %20 hatır taşıması müterafik kusur indirimi dikkate alınarak 58.863,36 TL’nin dava tarihinden yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Karara karşı, davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davalı vekili, mahkemece kurulan hükmün hatalı ve fahiş olduğunu, davacı tarafın 12.06.2019 tarihli ıslah dilekçesine esas teşkil eden hesaplamasının hatalı olduğunu, davaya konu uyuşmazlık nedeniyle meydana geldiği iddia edilen zararın bilirkişi raporunda 91.974,01 TL geçici iş göremezlik %20 oranında müterafik kusur indirimi yapıldıktan sonra bulunan tazminat miktarı üzerinden %20 oranında hatır taşıması indirimi yapılarak 58.863,36 TL tazminat tutarı talep edildiğini, yapılan hesaplamanın hatalı olduğunu, tüm tazminat üzerinden %40 indirim yapılması gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE : Dava, tek taraflı trafik kazası nedeniyle araçta yolcu olarak bulunan davacının, aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısından geçici ve kalıcı iş göremezlik tazminatı istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Mahkemece kusur tespitine ilişkin alınan bilirkişi raporunda davalı sigorta şirketi tarafından sigortalanan ve davacının içerisinde yolcu olarak bulunduğu araç sürücüsü dava dışı …’nın 1.936 promil alkollü halde seyir hainde iken dikkatsiz ve tedbirsizce davrandığı, aracının hızını yük ve teknik özelliğine, görüş, yol, hava ve trafik durumuna uydurmadığı, kavşaklara yaklaşırken aracının hızını azaltmadığı ve hatalı bir şekilde aracının doğrultusunu değiştirmeden T kavşakta aracını düz sürerek yolun karşısındaki yol kademe istinat duvarına çarparak aracının hasarlanmasına ve kendisi ile birlikte araçta yolcu olarak bulunan yolcuların yaralanmasına neden olduğu, kazasının oluşumunda KTK’nın 48. ve 52/a-b maddelerini ihlal ettiğinden %100 oranında asli ve tam kusurlu olduğu tespit edilmiştir. Kazanın oluş şeklinin ve tespit edilen kusur oranının kaza tespit tutanağı ile uyumlu olduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece alınan aktüerya bilirkişi raporunda davacının hak kazandığı geçici iş göremezlik tazminatının 5.203,96 TL olduğu tespit edilmiş olup, sürekli iş göremezlik tazminatı yönünden seçenekli hesaplama yapılarak, ilk seçenekte 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren poliçe genel şartları ekinde yer alan tazminat hesaplama yöntemi olan %1,8 teknik faiz ve TRH 2010 yaşam tablosu yöntemi esas alınarak 72.771,36 TL; ikinci seçenekte Yargıtay’ın benimsediği işleyecek dönem %10 artırım ve %10 iskonto ve PMF 1931 yaşam tablosu esas alınarak 92.012,67 TL olarak tespit edilmiştir. Taraf vekillerinin itirazı üzerine alınan ek raporda yerleşik Yargıtay kararları uyarınca ilk seçenekteki hesaplama yöntemi güncellenerek TRH 2010 yaşam tablosuna göre yapılan hesaplama sonucu davacının hak kazandığı sürekli iş göremezlik tazminat tutarının 91.974,01 TL olduğu bildirilmiştir. Her ne kadar bilirkişi tarafından 1,8 teknik faiz esas alınarak hesaplama yapılmış ise de, istinaf edenin sıfatına ve özellikle istinaf sebeplerine göre bu husus esasa etkili görülmemiştir.
Davacı vekilince ıslah dilekçesinde ek rapordaki 91.974,01 TL tazminat tutarı üzerinden %20 oranında müterafik kusur ve %20 oranında hatır taşıması indirimi yapılarak sürekli iş göremezlik tazminatı kalemi 58.863,36 TL’ye yükseltilmiştir. Yerleşik Yargıtay içtihatları uyarınca, Türk Borçlar Kanunu hükümlerine göre tazminatın saptanması için öncelikle zararın belirlenmesi gerekir. Bu nedenle ilk olarak zararla ilgili indirim sebepleri uygulanarak gerçek zarar belirlenecek (önce kusur indirimi, sonra yapılan ödemeler), sonra da tazminattan indirim nedenleri olan 6098 sayılı TBK’nın 51. maddesinde düzenlenen hatır taşıması indirimi ve TBK’nın 52. maddesinde düzenlenen müterafik kusur indirimi uygulanacaktır. Yine hatır taşıması ve müterafik kusur indirimlerinin ayrı ayrı yapılması gerekmektedir. (Yargıtay 17. H.D 2019/1454 E. 2020/4248 K, 2015/872 E. 2017/6365 K ve 2017/2686 E. 2019/10125 K.). Mahkemece maddi tazminat tutarından müterafik kusur ve hatır taşıması nedeniyle ayrı ayrı %20 oranında indirim yapılmasında usul ve yasaya aykırılık bulunmamakta olup, davalı vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.
Bu durumda, istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı yönünden istinaf karar harcı olan 4.020,95 TL’den peşin alınan 1.005,24 TL’nin mahsubu ile bakiye 3.015,71 TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf başvurusu nedeniyle davalının yaptığı giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 23.12.2022