Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2020/1983 E. 2021/460 K. 06.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1983
KARAR NO : 2021/460
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 13.02.2020
NUMARASI : 2018/35 E. – 2020/113 K.
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit
KARAR TARİHİ : 06.04.2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 06.04.2021

İzmir 4.Asliye Ticaret Mahkemesinin 13.02.2020 tarih 2018/35 E. – 2020/113 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı … vekili ile dava dilekçesinde ve ilk derece mahkemesi kararında davacı gösterilen … tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı …, …. isimli işletmeyi işlettiğini, davacı …ise, vekili bulunduğunu, davalı …’den 30.09.2016 tarihinde temizlik malzemesi satın aldıklarını, karşılığında, 20.000,00 TL bedelli çek verdiklerini, alınan malların ilk partisinin 30.09.2016 tarihinde gönderildiğini, ancak 7.200,36 TL’lik gönderilen bu mallardan 6.600,33 TL’lık kısmının bozuk çıktığını, iade faturası ile bozuk çıkan malları davalı şirket yetkilisine göndererek verdikleri çekin iadesini istediklerini, başka mal gelmediğini, daha sonra davalı şirketin battığını öğrendiklerini, bunun üzerine çekin ait olduğu … Bankasına 27.02.2017 tarihinde çekin ödenmemesi için talimat verdiklerini, davalı şirketin dürüstlük kuralına aykırı şekilde çeki davalı … Bank A.Ş’den lehine tahsil ettiğini, … Bankasına verilen talimata rağmen, çek bedelinin davalı şirkete ödenmesinde her iki bankanın kusurlu olduğunu, davalı … Bank A.Ş’nin İzmir 20. İcra Müdürlüğü’nün 2017/15324 esas sayılı takip dosyasında bu çeki takibe koyduğunu ileri sürerek, … Bankasına ait 20.000,00 TL bedelli çek nedeniyle borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiş, yargılama aşamasında icra dosyasına ödeme yaptığını bildirmiştir.
CEVAP : Davalı … Bank A.Ş. vekili, davalı şirket ile müvekkili arasında genel kredi sözleşmesi imzalandığını, müvekkilinin davalı şirkete kredi kullandırdığını, davalı şirketin dava konusu çeki temlik cirosuyla kredi borcuna istinaden müvekkiline teslim ettiğini, çekin karşılıksız çıkması üzerine tahsilde tekerrür etmemek üzere davacı keşideci hakkında takip başlatıldığını, müvekkilinin meşru ve iyi niyetli hamil olduğunu, şahsi defilerin müvekkiline karşı ileri sürülemeyeceğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Diğer davalı davaya cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacı … keşideci, davalı … lehtar ciranta, davalı banka ise son hamil olup, ciro silsilesinde şeklen bozukluk bulunmadığı, keşideci olan davacı …’un imzayı inkar etmediği, davacı keşidecinin davalı … ile aralarındaki ticari alışverişte, mal teslimi yapılmaması nedeniyle çekin bedelsiz kaldığı yönündeki şahsi defi niteğindeki bedelsizlik iddiasını iyiniyetli hamil olan davalı bankaya karşı ileri süremeyeceği, davalı bankanın çeki devraldığı sırada, davacı keşideci zararına hareket kastı bulunduğunun keşideci tarafından ispat edilemediğinden çekin davacı keşideci … tarafından davalı lehtar ciranta …’ye magicstar temizlik sistemi satın alınması için avans olarak verildiği, 19.399,97 TL değerinde mal teslimi yapılmadığından çekin bu miktar yönünden bedelsiz kaldığı, davacı …’un takip dosyasına 07.11.2018 tarihinde 28.366,07 TL yatırdığı, ıslah ile de icra takibinde yatırdığı tutarın istirdadını talep ettiği gerekçesiyle davacı … tarafından açılan menfi tespit davasının taraflarca ikinci kez takipsiz bırakılması nedeniyle açılmamış sayılmasına, davacı … tarafından açılan istirdat davasının kabulü ile 28.366,00 TL’nin davalı … şirketinden tahsiline, davalı banka hakkındaki istirdat davasının reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı … vekili ile dava dilekçesinde ve ilk derece mahkemesi kararında davacı gösterilen … tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davacı … vekili, davalı bankanın TTK’nın ilgili maddeleri gereğince iyi niyetli hamil olduğunu iddia edemeyeceğini, davalı bankanın faktoring şirketi olarak davrandığını, dava konusu çekin banka tarafından teminat olarak alındığını, diğer davalı şirkete kredi kullandırdığını, BBDK tarafından yayınlanmış olan Faktoring İşlemlerinde Uygulanacak Usul ve Esaslar Hakkındaki yönetmeliğin 4. maddesinde kuruluşun sağladığı finansman tutarı, fatura yerine geçen belgelerin tutarını geçemeyeceğini, davalı bankanın diğer davalı şirketin 7.236,00 TL’lik fatura sunduğu halde, çek bedeli olan 20.000,00 TL üzerinden kredi kullandırarak yönetmeliğin amir hükmüne aykırı davrandığını, keşideci zararına hareket kastı bulunduğunu, müvekkilinin aynı zamanda davalı bankanın mudisi olduğundan hesaplarına bakıp sağlam müşteri olarak adlettiğini, fatura bedeli düşük olduğu halde banka diğer davalıya çekin tamamı kadar kredi kullandırdığını, yönetmeliğin 5.maddesinde düzenlenen istihbarat çalışması ve 7. maddesinde düzenlenen faturanın iptali ile ilgili konularda faktoring kurumu olan davalı bankanın üzerine düşen yükümlülüğü yerine getirmediğini, mahkemece ilgili yönetmelik uyarınca inceleme yapmadan karar verildiğini istinaf nedenleri olarak ileri sürmekle kararın kaldırılmasını istemiştir.
Dava dilekçesinde ve ilk derece mahkemesi kararında davacı gösterilen …, davayı asıl alacaklı olan davacı … ile birlikte açtıklarını, davacı …’in 28.02.2017 tarihinde noterde düzenlenen genel vekaletnamesine istinaden bu davada davacı olarak yer aldığını, davacı asilin 10.09.2019 tarihli noterde düzenlenen azilname ile kendisini azlettiğini, azilname üzerine artık duruşmalara katılmadığını, 08.10.2019 tarihli celsede azilname okunup, davalı vekili davayı takip etmeyeceğini beyan etmesi üzerine hakkında dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verildiğini, 21.10.2019 tarihinde Av. …’ı vekil tayin etmesiyle bu vekilin davaya devam ettiğini, mahkemece kendisi yönünden davanın açılmamış sayılmasına maktu red harcının tahsiline, davalı banka yararına vekalet ücretinin ödenmesine karar verildiğini, kısa kararda banka lehine vekalet ücretine hükmedilmediği için kısa kara ile gerekçeli kararda çelişki bulunduğunu, davalı bankanın kendisi hakkında davayı takip etmediklerini bildirdiği halde davalı banka yararına vekalet ücretine hükmedilmesinin doğru olmadığını, asıl alacaklı … ile kendisi hakkındaki red sebebi ortak olduğu için vekalet ücretinin bölüştürülmesi gerektiğini, azilname ile azledilen kişi aleyhine vekalet ücretine hükmedilmesinin doğru bulunmadığını, asıl alacaklı ve borçlu hak sahibi … olduğunu, kendisinin vekaletnameye istinaden davacı sıfatında bulunduğunu, husumet yokluğundan davanın reddi icap ettiğini istinaf nedeni olarak ileri sürmekle, kararın harç ve vekalet ücretiyle ilgili kısmın kaldırılmasını, istinaf giderlerinin davacı asilden alınarak kendisine ödenmesini istemiştir.
GEREKÇE : Dava, çekten kaynaklanan menfi tespit ve istirdat istemine ilişkin olup ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
Davacı …, keşidecisi olduğu çekin bedelsiz kaldığını, ciro yoluyla çeki teslim alan ve hakkında takip başlatan davalı bankanın iyi niyetli olmadığını ileri sürerek lehtar ve hamil hakkında menfi tespit, istirdat isteminde bulunmuş, mahkemece ayıplı mal satışı nedeniyle davacının lehtara borçlu olmadığı, hamil bankanın da iyiniyetli olduğu gerekçesiyle lehtar hakkındaki davanın kabulüne, hamil banka hakkındaki davanın reddine karar verilmiştir. Davalı hamil banka, lehtar ile aralarında düzenlenen kredi sözleşmesine istinaden lehtarın müvekkiline dava konusu çeki verdiğini savunmuştur. İyiniyetli hamile karşı şahsi defiler ileri sürülemeyeceği için davacının hamilin kötüniyetli olduğunu kanıtlaması gerekmektedir. Davacının istinaf dilekçesinde belirttiği nedenlerin tek başına bankanın kötüniyetli hamil olduğunu kanıtlamaya yetmediği ortada olmakla davacı … vekilinin istinaf itirazının reddi gerekmektedir.
Dava dilekçesinde ve ilk derece mahkemesinde davacı olarak gösterilen …’ın istinaf itirazları incelendiğinde, dava dilekçesine ekli vekaletnamede …’a davacı …’un lehine dava açmak ve mahkemelerde temsil etmek hususunda yetki verildiği, dava dilekçesinde de bu vekaletnameye dayanılarak menfi tespit hükmünün asil … hakkında kurulmasının istendiği, …’ın bir süre davacı asille birlikte duruşmalara katıldıktan sonra azledilmesi sonrası duruşmalara katılmadığı, davacı asilin ve sonradan verdiği vekaletnameyle avukatının katılımıyla yargılamanın sona erdiği anlaşılmaktadır. Dava dilekçesi başlığında davacı olarak gösterilen …’ın avukat olduğuna dair dosyada bir bilgi bulunmadığı için avukat gibi dava açma ve mahkemelerde temsil yetkisi olmadığı kabul edilmelidir. Nitekim Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 16.11.206 tarihi 2014/12-1309 E, 2016/1065 K sayılı kararında avukatlardan başka kişiler borçlar hukukunu göre vekil tayin edilebilirse de vekaletnamelerinde dava açmak ve takip vermek için açık bir yetki bulunsa bile vekil sıfatıyla dava açamayacakları ve takip edemeyecekleri, davada vekil olamayacak bu kişilerin davaya vekalet ehliyeti bulunmadığı açıklanmıştır. Buna göre …’ın vekil sıfatıyla davacı asil …’u temsil etmek istediği, ancak vekalet ehliyeti bulunmadığı, davanın tarafının davacı asil … olduğu gözetildiğinde … sanki davacıymış gibi hakkında hüküm kurulması doğru değildir. Mahkemece sadece asil hakkında hüküm kurulması gerekirken, asille birlikte bir süre duruşmalara katılan vekalet ehliyeti bulunmayan … hakkında davanın açılmamış sayılmasına ve bunun sonucu olarak aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesi doğru değildir.
Bu durumda, yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığından Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca dava dilekçesinde ve ilk derece mahkemesi kararınında davacı olarak gösterilen …’ın istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak sadece … hakkında kurulan hüküm yönünden yeniden esas hakkında karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı … vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Dava dilekçesinde ve ilk derece mahkemesi hükmünde davacı olarak gösterilen …’ın istinaf başvurusunun KABULÜ ile İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 13.02.2020 tarih 2018/35 E, 2020/113 K sayılı kararının Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
3-Davacı … tarafından açılan istirdat davasında;
Davacının davalı … hakkındaki istirdat davasının KABULÜ ile 28.366,00 TL’nin bu davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacının davalı banka hakkındaki istirdat davasının REDDİNE,
Kabul edilen miktar üzerinden hesaplanmış olan 1.937,68 TL nispi harçtan peşin alınan ve ıslahla tamamlanan 484,55 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.463,13 TL karar ve ilam harcının davalı …’den alınarak hazineye gelir kaydına,
Davacı tarafın yaptığı ve karşıladığı 0,60 TL dosya gideri, 6,40 TL vekalet suret harcı, 35,90 TL başvuru harcı, 484,55 TL peşin alınan ve ıslahla tamamlanan harç, 630,00 TL davetiye ve posta gideri, 500,00 TL bilirkişi ücreti, 80,00 TL tanıklık ücreti olmak üzere toplam 1.107,45 TL yargılama giderinin davalı …’den alınarak davacı …’a verilmesine.
Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre takdir ve hesaplanmış olan; 4.254,90 TL vekalet ücretinin davalı …’den alınarak davacı …’a verilmesine,
Davalı banka hakkındaki dava tamamen reddedildiğinden, hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre takdir ve hesaplanmış olan; 4.254,90 TL vekalet ücretinin davacı …’tan alınarak davalı bankaya verilmesine,
HMK.nın 333.maddesi uyarınca davacı … tarafından yatırılan gider avansının sarf edilmeyen kısmının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
3-İstinaf yoluna başvuran davacı …’un yönünden istinaf karar harcı olan 59,30 TL’den peşin alınan 54,40 TL’nin mahsubu ile bakiye 4,90 TL’nin davacı …’tan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-İstinaf başvurusu nedeniyle davacı … tarafından yapılan giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-İstinaf yoluna başvuran …’ın ödediği istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine,
6-İstinaf yargılaması nedeniyle … tarafından yapılan 148,60 TL başvurma harcından oluşan yargılama giderinin davalı …’den alınarak …’a verilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere 06.04.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.