Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2020/1982 E. 2023/1068 K. 14.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1982
KARAR NO : 2023/1068

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 18.06.2020
NUMARASI : 2014/830 E. – 2020/312 K.
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 15.09.2014
KARAR TARİHİ : 14.07.2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 14.07.2023

İzmir 2.Asliye Ticaret Mahkemesinin 18.06.2020 tarih 2014/830 E. – 2020/312 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacılar vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, davacı şirket ile davalı arasında danışmanlık hizmeti sözleşmesi düzenlendiğini, sözleşmede belirlenen aylık 3.000,00-TL ödemeye karşılık davacılar tarafından 36 adet 3.000,00-TL bedelli senet düzenlendiğini, bu senetlerin son üç adetinin davalı tarafından iade edildiğini, 20/02/2013 vadeli ve 11/03/2013 vadeli olan iki adet senedin bankaya ödenmekle iade alındığını, belirterek; davacının davaya konu belirtilen senetlerden dolayı davalıya borçlu olmadıklarının tespitine, ödenen senet bedelleri 15.000,00-TL’nin dava tarihinden itibaren ticari faizi ile istirdadına, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili, keşide edilen kambiyo senetlerinin danışmanlık hizmet sözleşmesi ile hiçbir ilgisinin bulunmadığını, senetlerin verilen nakit karşılığı alındığını, sözleşmdenin davalı tarafından imzalamadığını, belirterek; davanın reddine, % 20 kötüniyet tazminatının davacılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, senetlerin hisse devri için verildiği ve yine danışmanlık sözleşmesinin de hisse devrine ilişkin verilen senetleri belgelendirmek amacıyla muvazaalı olarak yapıldığı aylık danışmanlık ücreti kararlaştırılan bir hususta ücretin fazla ödeneceğinden bahisle son üç senedin iadesi, hayatın olağan akışına aykırı olup tarafların şirket hisse devri bedelini aylık takside bağlamış oldukları ve daha sonra hisse bedelinin çok olduğuna dair varmış oldukları mutabakat sonucunda üç adet senedin iade edildiği davaya konu edilen senetlerde davacı şirket kaşesi ile birlikte diğer iki davacının isim ve imzasının bulunduğu, belirtilerek; davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacılar tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davacılar vekili, davalının senetlerin danışmanlık sözleşmesi ile ilgili olmadığını, şirket hissesinin devri ile devir bedeli, şirketten ayrılması nedeniyle tazminat ve şirketteki alacaklarının karşılığı olarak verilmiştir şeklinde beyanda bulunarak senedi talil ettiğini, senedi talil eden davalının senede eş değer yazılı bir belge ile ispatlaması gerektiğini, ispat yükünün davalı üzerinde olduğunu, davalının senetleri şirketteki hissesinin devri ile ilgili verildiği iddiası da gerçek dışı olduğunu, hisse devri sözleşmesine göre davalı …’ın şirketteki hisselerini 15.000,00-TL karşılığı …’ye devretttiğini, davalı senetleri talil ederek şirket hisselerinin devri için verildiğini ileri sürrdüğünü, noter evrakına göre de şirket hisselerinin bedelinin noter sözleşmesi yapılırken nakden ve tamamen alındığı resmi senetle belirlendiğini, dava konusu senetlerin bedelsiz kaldığını, davaya konu senetlerin davalının şirket hisselerinin devir bedeline ya da davalının davacı şirketten olan diğer herhangi bir alacağına karşılık düzenlenmiş olmadığını, kararda yeterli gerekçeye yer verilmediğini, belirterek; kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
Davalı vekili istnafa cevap dilekçesi ile davacının istinaf başvurusunun reddini talep etmiştir.
GEREKÇE : Dava, bonoya dayalı takip dosyası kapsamında menfi tespit istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmiştir.
1. Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
2. Hükmün kapsamı HMK’nın 297. maddesinde düzenlenmiş olup emredici kanun hükümleri ile yerleşik yargı teamüllerine aykırı şekilde karar başlığında yer almaması gereken mahkeme adres bilgilerinin kararın istinaf denetimi yapılmasına neden olmayacak ve mahallinde giderilebilecek maddi hata olduğuna işaret edilerek tarafların istinaf itirazlarının esasının incelemesine geçilmiştir.
3. Menfi tespit davalarında ispat yükü kural olarak alacaklıdadır. Ancak kambiyo senetleri soyut borç ikrarını içeren senetlerdir. Kambiyo senetlerinde soyutluk prensibinin en önemli işlevi ispat açısından kendisini gösterir. Buna göre, bir kambiyo senediyle borç altına giren kimse, borçlu olmadığını iddia ediyor ise bu hususu ispat etmekle yükümlüdür. Bu nedenle kambiyo senedi uyarınca açılan menfi tespit davasında ispat külfeti davacı borçluya düşer.
4. Bono, bağımsız borç ikrarını içeren bir senettir. Bu nedenle bir illete bağlı olması gerekmez ve kural olarak ispat yükü senedin bedelsiz olduğunu ileri süren tarafa aittir. Ancak, senette borcun nedeni “mal” ya da “nakit” olarak belirtilmişse, davacının yazılı borç sebebine dayanmaya hakkı olacağından, ispat yükü bunun aksini ileri süren tarafa ait olacaktır (HMK m. 191/1, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu (TMK) m. 6). Eğer taraflardan dan biri senet metninde yazılı kaydın doğru olmadığını söylüyorsa, buna senedin talili denmektedir. Bu anlamda talil senet metninde açıklanan düzenleme (ihdas) nedenine aykırı beyanda bulunma anlamına gelmektedir ve bu hâlde ispat yükünün kaydın aksini iddia edene ait olacağında kuşku bulunmamaktadır. Senede dayalı bu iddianın aksinin de yine yazılı belge ile kanıtlanması gerekir. ( Yargıtay HGK’nun 05.02.2019 tarih ve 2017/(19)11-821 E. – 2019/58 K. sayılı ilamı )
5. Davacılar nakten kaydı bulunan davaya konu bonoların, davacılar tarafından davacı şirket ile davalı arasındaki danışmanlık sözleşmesine konu hizmete karşılık verdiğini ileri sürmüş, davalı ise sözleşme ilişkisinin varlığını kabul etmeyerek, bonoların nakit karşılığı alındığını belirtmiş ise de aşamalardaki beyanlarında bonoların şirket hisse sözleşmesinden kaynaklı hisse devir bedeli ile tazminat ve şirketteki alacaklarının karşılığı olarak düzenlendiğini savunmuştur.
6. Davacı ve davalının iddia ve savunmaları kapsamına göre davaya konu bonoların ihdas nedeninin taraflarca karşılıklı olarak (hizmet karşılığı / hisse devri karşılığı olacak şekilde) talil edildiği açıktır. Çift taraflı talil durumunda ispat yükü yer değiştirmeyeceği için davacı senedin bedelsiz olduğunu kanıtlamak zorundadır. (Yargıtay 19. HD’nin 25.04.2017 tarih ve 2016/9447 E. – 2017/3289 K.)
7. Davacılardan … ile … arasında düzenlenen hisse devir sözleşmesi içeriğine göre davalının davacı şirketteki 150 adet payına denk gelen hissesinin 15.000,00-TL bedel karşılığında davacılardan … tarafından devir alındığı ve kararlaştırılan devir bedelinin nakden ve tamamen davalıya ödendiği anlaşılmaktadır. Bu çerçevede, ispat yükü üzerinde bulunan davacılardan …’nin davalının savunması kapsamında davaya konu senetler nedeni ile 15.000,00-TL kısmı yönünden borçlu olmadığı sabit olup, bu miktarı aşan kısım ile diğer davacılar yönünden ise davacının iddiasını ispata yeterli yazılı delil sunulmadığından davacıların borçlu olmadığını yazılı delil ile ispat edemediği anlaşılmaktadır.
8. Açıklanan tüm bu hukuki ve maddi vakıalar karşısında; tarafların iddia ve savunmaları ile dayandıkları belgelere göre, davacı …’nin 15.000,00-TL borcu dışındaki kalan kısmın yönünden davanın reddi kararı sonuç itibariyle doğru olmakla birlikte yukarıda açıklanan ilkeler çerçevesinde benimsen gerekçe doğrultusunda fazlaya ilişkin talep yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekirken, İDM tarafından benimsenen gerekçede hukuki isabet bulunmamaktadır. Bu itibarla, benimsenen gerekçe ve davacı … yönünden davacının istinaf başvurusu kısmen yerindedir.
Bu durumda, yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığından Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararı kaldırılmasına, gerekçesi değiştirilerek yeniden esas hakkında karar verilmesine, yerinde görülmeyen sair istinaf itirazlarının reddine karar verilmesi gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının istinaf başvurularının KABULÜ ile Uşak 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 09.01.2020 tarih 2019/326 E. 2020/14 K. Sayılı kararının Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
2-Kaldırılan kararın yerine geçmek üzere yeniden hüküm tesisi ile;
Davanın kısmen kabulü ile davacı …’nin davaya konu davacıların müşterek borçlu ve avalist olduğu 11.03.2013 tarihinden başlayan ve her ayı takip eden 3.000,00-TL bedelli sıralı 23 adet senet nedeni ile davalıya 15.000,00-TL borçlu olmadığının tespitine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 1.024,65-TL harçtan başlangıçta peşin alınan harcın 1/3’ü olan 563,50-TL’nin mahsubu ile bakiye 461,15-TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Davacı … tarafından yatırılan 563,50-TL harcın davalıdan alınarak bu davacıya verilmesine,
492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince davacılar … ve… A.Ş. yönünden alınması gereken 269,85-TL harcın başlangıçta peşin alınan harcın 2/3’ü olan 1.127,00-TL’den mahsubu ile fazla yatan 857,15-TL harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde bu davacılara iadesine,
Davacı … kendisini vekille temsil ettirdiğinden kabul edilen miktar üzerinden AAÜT uyarınca hesaplanan 9.200,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı …’ye verilmesine,
Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden reddedilen miktar üzerinden AAÜT uyarınca hesaplanan 13.440,00-TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine,
Davacılar tarafından yapılan 1.642,50-TL yargılama giderinin 1/3’ü olan 547,50-TL’lik kısmının davanın kabul ve red oranına göre takdiren 82,95-TL’sinin davalıdan alınarak davacı …’ye verilmesine, bakiye masrafın davacılar üzerinde bırakılmasına,
Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve istek halinde yatıran tarafa iadesine,
3-Davacıların yerinde görülmeyen sair istinaf itirazların REDDİNE,
4-Davacılar tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendilerine iadesine,
5-İstinaf başvurusu nedeniyle davacılar tarafından yapılan 5,50-TL posta masrafı, 148,60-TL başvurma harcı olmak üzere toplam 154,10-TL yargılama giderinin takdiren 23,35-TL’sinin davalıdan alınarak davacı …’ye verilmesine, bakiye masrafın davacılar üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere 14.07.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.