Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2020/1965 E. 2023/1094 K. 18.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1965
KARAR NO : 2023/1094

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 05/12/2019
NUMARASI : 2017/938 Esas 2019/1332 Karar
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 15.08.2017
KARAR TARİHİ : 18.07.2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 18.07.2023

İzmir 4.Asliye Ticaret Mahkemesinin 05.12.2019 tarih 2017/938 Esas 2019/1332 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı, şehirlerarası nakliye işi ile uğraştığını, 2013 yılının Mayıs ayında nakliye işi ile uğraşan arkadaşı dava dışı … ile …’dan İzmir ilinde 129.000,00 TL karşılığında … ve … plaka nolu iki adet çekici satın aldığını, dava dışı … ve …’ın araçların kendilerine ait olduğunu, ancak ticari gereklilik nedeniyle iş arkadaşları ve iş ortağı olan dava dışı …’ın mülkiyetinde göründüğünü, 129.000,00 TL satış bedelini ödediğinde araçların tescillerini vereceklerini söylediklerini, kendisinin de bu kişilere güvenerek harici satışı kabul ettiğini, teminat amaçlı olarak 100.000,00 TL bedelli senet imzalayıp teslim ettiğini, senette yalnızca 100.000,00 TL kısmını, ödeyecek olan kişiye ait isim, adres ve TC. Kimlik No’sunu yazdığını ve imzaladığını, senedin arka yüzüne de senedin … ve … plakalı araçların satışına teminat olarak verildiğini yazdığını, yazdığı yazının altını …’ın da imzalandığını, 129.000,00 TL’lik bedelin 15.000,00 TL’sini ve 7.000,00 TL’sini çek ile ödediğini, kalan 107.000,00 TL’yi ise elden ödediğini, herhangi bir belge düzenlemediklerini, ancak parayı ödediğine …’ün arkadaşı olan …’ün şahit olduğunu, dava dışı … ve …’ün araçların tescilini üzerine yapmadıkları gibi, kendilerine verdiği senedi de hiç tanımadığı davalı lehine doldurup icraya koyduklarını, İzmir 5. İcra Müdürlüğü’nün 2014/5738 E. sayılı icra dosyasında bu senetten dolayı hakkında takip yürütüldüğünü iddia ederek, İzmir 5. İcra Müdürlüğü’nün 2014/5738 E. sayılı icra dosyası’na dayanak senetten dolayı, davalı/alacaklıya karşı borçlu olmadığımın tespitine, alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Davalı tarafça cevap dilekçesi sunulmamış, davalı 12.03.2018 tarihli duruşmaya katılarak, davayı kabul etmediğini, dava dışı …’a borç para verdiğini, dava konusu senedi …’tan verdiği paralara karşılık aldığını senedin ödenmemesi üzerine icra takibi başlattığını beyan etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, dava konusu senedin incelenmesinde, keşidecisinin davacı, lehtarının davalı olduğu, 100.000,00 TL’lik senedin düzenleme tarihinin 16.02.2014, ödeme tarihinin 16.04.2014 olduğu, senedin arkasında “Not … … bu plakalı araçlara karşılık devrettiğimizde senedin hiçbir hükmü yoktur” ibaresinin yazılı olduğu, bu ibarenin altının dava dışı … ve davacı tarafından imzalandığı; duruşmada davalının senet arkasında bulunduğu iddia edilen teminat şartı ile ilgili olarak söyleyecek başka bir şeyi olmadığını beyan ettiği, takibe konu senedin … ve … plakalı araçların davacı adına trafikte devredilmesi için teminat amaçlı verildiği hususunun senet metninden anlaşıldığı, davalının da senedin teminat vasfını bilerek senedi dava dışı şahıstan teslim aldığı, araçların davacı adına trafik kayıtlarının devredilmediği, icra dosyasında davacı tarafça davalıya 44.445,38 TL ödendiğinden bu bedelin davalı taraftan tahsili sonucuna varılarak, davanın kabulüne, davalının İzmir 5. İcra Müdürlüğünün 2014/5738 E. sayılı takip dosyasında takibe konulan 16.02.2014 düzenleme, 16.04.2014 vade tarihli 100.000,00-TL bedelli bono nedeniyle davalıya 56.273,11-TL borçlu olmadığının tespitine, icra dosyasında davalıya ödenen 44.445,38 TL’nin dava tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa verilmesine, 100.718,49 TL üzerinden %20 oranında hesaplanacak kötüniyet tazminatının davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine karar verilmiştir.
Karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davalı vekili, davacının borçlu olmadığına ilişkin verilen kararın hatalı olduğunu, ilk derece mahkemesince icra dosyasında davalıya ödenen 44.445,38 TL’nin dava tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte müvekkilinden tahsiline karar verilmiş ise de, icra dosyası incelendiğinde böyle bir miktarın tahsilat olarak yatmadığının görüleceğini, davacı üzerine kayıtlı “… ili … ilçesi … Ada … parsel sayılı taşınmazın İzmir 5. İcra Müdürlüğü tarafından gönderilen talimatla Düzce 1. İcra Müdürlüğü’nün 2014/280 talimat sayılı dosyasıyla 13.04.2017 tarihinde yapılan 2. açık artırma neticesinde 22.000,00 TL bedelle ihale edildiğini, 10.05.2017 tarihinde satışın kesinleştiğini, satış bedelinden kalan 21.339,00 TL ve masraf avansı artığı olan 2.224,40 TL ile birlikte toplam 23.563,40 TL’nin İzmir 5. İcra Müdürlüğü 2014/5738 E sayılı dosyası hesabına havale edildiğini, ilgili dosyada müvekkilinin birden fazla avukatının kayıtlı olduğunu, dosyayı birden fazla avukatın takip ettiğini, müvekkilinin satış sonucu elde edilen tahsilat bedelinin Av…. hesabına yatırılmasını talep etmesine rağmen, İzmir 5. İcra Müdürlüğü’nün, satış sonucunda yatan 23.563,40 TL’den ilgili harçları düştükten sonra kalan 15.959,86 TL’yi ve avans iadesi olan 2.194,40 TL’yi müvekkilinin avukatlarından Av. …’ın hesabına havale yoluyla 14.08.2017 tarihinde gönderdiğini, daha sonra müvekkilinin talebiyle Av. … tarafından bu miktarların aynı dosyaya 15.959,40 TL ve 2.194,86-TL olmak üzere iki kalemde yatırıldığını, İzmir 5. İcra Müdürlüğü’nün de aynı satış dosyasına tek tahsilata bağlı olarak dosyaya ikinci defa gelen bu paraları da Av. …’un hesabına 17.08.2017 tarihinde 15.959,40 TL ve 2.194,86-TL olmak üzere iki kalemde yatırdığını, yani dosyaya iki defa gelen tahsilat bulunmadığını, aynı tahsilat bedelinin önce Av. …’ın hesabına gönderildiğini, Av. …’ın tahsilat bedelini dosyaya iade ettiğini, daha sonra aynı bedellerin diğer avukat …’un hesabına gönderildiğini belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE : Dava, kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla icra takibine konu edilen bononun teminat senedi olması nedeniyle davalıya borçlu olunmadığının tespiti ve kötüniyet tazminatı istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
Dava konusu bononun incelenmesinde, keşidecisinin davacı …, lehtarının davalı …, senet bedelinin 100.000,00 TL, keşide tarihinin 16.02.2014, ödeme tarihinin 16.04.2014 olduğu, bononun arka yüzünde “”Not …, … bu plakalı araçlara karşılık devrettiğimizde senedin hiçbir hükmü yoktur” şeklinde ibare bulunduğu, davalı tarafından bu bonoya dayalı olarak İzmir 5. İcra Müdürlüğü’nün 2014/5738 E. sayılı dosyasında kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takip başlatıldığı anlaşılmıştır.
Bono, bağımsız borç ikrarını içeren bir senettir. Bu nedenle bir illete bağlı olması gerekmez ve kural olarak ispat yükü senedin bedelsiz olduğunu ileri süren tarafa aittir. Ancak, senette borcun nedeni “mal” ya da “nakit” olarak belirtilmişse, davacının yazılı borç sebebine dayanmaya hakkı olacağından, ispat yükü bunun aksini ileri süren tarafa ait olacaktır (HMK m. 191/1, 4721 sayılı TMK m. 6). Eğer taraflardan biri senet metninde yazılı kaydın doğru olmadığını söylüyorsa, buna senedin talili denmektedir. Bu anlamda talil senet metninde açıklanan düzenleme (ihdas) nedenine aykırı beyanda bulunma anlamına gelmektedir ve bu hâlde ispat yükünün kaydın aksini iddia edene ait olacağında kuşku bulunmamaktadır.
Bonoda teminat kaydı varsa ancak, neyin teminatı olduğu belirtilmemiş ise bu ibare bononun mücerrettik vasfını ortadan kaldırmaz. Bononun teminat amaçlı verildiğinin kabul edilebilmesi için, neyin teminatı olarak verildiğinin ya bononun önündeki veya arkasındaki yazılar veya ayrı bir belge (İİK’nun 169/a maddesinde öngörülen) ile teminat senedi olduğunun kanıtlanması gerekir. (Yargıtay HGK 28.03.2018 tarih, 2017/12-1140 E. 2018/563 K. sayılı ilamı)
Somut olayda davacı, davalı tarafından icra takibine konulan bonoyu, dava dışı … ve …’tan iki adet çekici satın alması nedeniyle, üzerine tescili yapılıncaya kadar teminat senedi olarak ve senet üzerinde 100.000,00 TL bedel kısmını, ödeyecek olan kişi olarak kendi isim, adres ve TC kimlik numarasını yazıp imzaladığını ve dava dışı …’a verdiğini, senedin arkasına teminat senedi olduğunu yazdığını, dava dışı … ile birlikte imzaladıklarını, bononun lehtar kısmına davalının adı yazılarak icra takibine konulduğunu iddia etmiştir. Ancak, bononun arka yüzünde senedin teminat senedi olduğu açıkça yazılı olup, davalı tarafından bunun aksinin de aynı kuvvetteki belge ile kanıtlanamadığından, davacının icra takibi nedeniyle borçlu olmadığının kabulünde usul ve yasaya aykırılık bulunmaktadır.
Ne var ki, İzmir 5. İcra Müdürlüğü’nün 2014/5738 E. sayılı dosyasının incelenmesinde, Düzce 1. İcra Müdürlüğü’nün 2014/280 talimat sayılı dosyasında, dava dışı … adına kayıtlı olup, eldeki davaya konu icra takip dosyasından haciz konulan … ili … ilçesi … Ada … parsel sayılı taşınmazın satışı nedeniyle dosyaya sadece 23.563,40 TL yatırılmış olmasına rağmen, tahsil edilen bu tutarın davacının avukatına yatırılıp davacının talebi üzerine iade edilmesi nedeniyle, iade edilen tutarın yeni bir tahsilat gibi kabul edilerek toplam 44.445,38 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesi doğru olmamıştır. Davalı vekilinin bu yöndeki istinaf sebebi yerindedir.
Bu durumda, yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığından Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak, sadece icra dosyasına ödendiği için davalıdan tahsiline karar verilmesi gereken tutar düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile İzmir 4.Asliye Ticaret Mahkemesinin 05.12.2019 tarih 2017/938 Esas 2019/1332 Karar sayılı kararının Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
2-Davanın KABULÜ ile, davalının İzmir 5. İcra Müdürlüğünün 2014/5738 Esas sayılı takip dosyasında takibe konulan 16.02.2014 düzenleme, 16.04.2014 vade tarihli 100.000,00-TL bedelli bono nedeniyle davalıya 56.273,11-TL borçlu olmadığının tespitine,
İcra dosyasında davalıya ödenen 23.563,40 TL’nin dava tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
100.718,49-TL üzerinden %20 oranında hesaplanacak kötüniyet tazminatının davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine,
Kabul edilen miktar üzerinden hesaplanmış olan 3.844,02 TL nispi harçtan, peşin alınan 1.720,03 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.123,99 TL karar ve ilam harcının davalı taraftan alınarak HAZİNE’YE GELİR KAYDINA,
Davacı tarafça yapılan 1.803,13 TL harç ve 138,80 TL yargılama gideri toplamı 1.941,93 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
HMK’nun 333. maddesi uyarınca taraflarca yatırılan gider avansının sarf edilmeyen kısmının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
3-İstinaf yoluna başvuranın ödediği istinaf harcının istek halinde istinaf yoluna başvurana iadesine,
4-İstinaf başvurusu nedeniyle davalı tarafından yapılan 148,60 TL istinaf yoluna başvurma harcı istinaf yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.18.07.2023