Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2020/1962 E. 2023/1044 K. 13.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1962
KARAR NO : 2023/1044

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 02.07.2020
NUMARASI : 2019/454 E. – 2020/296 K.
DAVANIN KONUSU : Tazminat
DAVA TARİHİ : 24.03.2016
KARAR TARİHİ : 13.07.2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 13.07.2023

İzmir 4.Asliye Ticaret Mahkemesinin tarih 02.07.2020 tarih 2019/454 E. – 2020/296 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalılar …, … vasisi … ve … vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacılar vekili, davalılar murisinin sürücüsü, diğer davalıların maliki ve ZMM sigortacısı olduğu araçların karıştığı trafik kazasında davacılar murisinin vefat ettiğini, davacıların destekten yoksun kalma ve manevi zararının oluştuğu, davalıların oluşan zarardan sorumlu olduğunu, sigorta şirketi tarafından yapılan ödemenin zararı karşılamadığını, belirterek; şimdilik fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydı ile her bir davacı yönünden 1.000,00-TL maddi 50.000,00-TL manevi tazminatın tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı işletenler vekili, zeminde kaymayı engelleyici önleyici bir tedbir olmadığını, yaban hayvan çıkabilir tabelası olmaması sebebi ile kazanın gerçekleştiğini, kaza tespit raporunu kabul etmediklerini, yeniden mahallinde keşif ve bilirkişi incelemesi yapılması gerektiğini, …’nün gerekli tedbir ve önlemleri almadığını, manevi tazminat taleplerinin çok fahiş olduğunu, belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Sigorta vekili, kazaya karışan aracın davalı nezdinde karayolları motorlu araçlar zorunlu mali mesuliyet sigortası ile sigortalı olduğunu, manevi tazminat taleplerinin poliçe teminatı kapsamında olmadığını, davalının sigortalısının kazanın meydana gelmesinde kusurunun bulunduğunun ispat edilmesi halinde sigortalısı araç sürücünün kusuru oranında poliçe limitleri ile sınırlı sorumlu olduğunu, kusur ve aktuer raporu alınması gerektiğini, davalının davacılara ödeme yaparak ibra edildiğini, yapılan ödemenin güncellenerek tazminat tutarından indirilmesi gerektiğini, müteveffanın müterafik kusurunun bulunduğunu, yasal faiz talep edilebileceğini, belirterek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davalılar … ve …’un murisleri olan sürücü …’in sevk ve idaresindeki davalı sigorta şirketi tarafından ZMMS poliçesi ile sigortalanan davalı sigortalı …’a ait otomobil ile … sevk ve idaresindeki davacıların murisi …’in de yolcu olarak içinde bulunduğu otomobilin karıştığı kazada davacı …’in eşi, diğer davacıların annesi olan …’in vefat ettiği, sürücü …’in % 100 oranında asli ve tam kusurlu olduğu, davacı …’nın ölenin desteğine muhtaç olmadığı, davalı sigorta şirketi tarafından dava tarihinden önce yapılan destekten yoksun kalma tazminat ödemeleri güncellenerek mahsup edildiğinde davacı …’in 77.394,93-TL, davacı …’in 840,40-TL, davacı …’in 11.550,34-TL destekten yoksun kalma zararı bulunduğu, zararın poliçe teminat limiti kapsamında kaldığı, maddi zararın yanında davacıların manevi zarara uğradığı belirterek; davanın kısmen kabulüne, fazalya ailişkin talebin reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davalı işletenler tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davalı işletenler vekili, kazanın çok yağmurlu bir günde hava karanlık iken meydana geldiğini, zeminin ıslak olup kaymayı önleyici bir tedbir bulunmadığını, yolda vahşi hayvan çıkabilir levhası olmaması sebebi ile aniden önüne yola fırlayan bir tilkiye çarpması sebebiyle kazanın gerçekleştiğini, sürücünün de hayatını kaybettiğini, kaza tespit raporunu kabul etmediklerini, kusurun …’nde olduğunu, aracın zmms poliçe bulunduğunu, zararın poliçe kapsamında kaldığını, destekten yoksun kalma tazminatlarının sigorta limiti içerisinde kaldığını, sigorta şirketinin zararın tamamından sorumlu olduğunu, davanın zamanaşıma uğradığını, manevi tazminat miktarının fahiş olduğunu, belirterek; kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE : Dava, işletenin hukuki sorumluluğu ve ZMMS poliçesi kapsamında ölümlü trafik kazası nedeni ile maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
1. Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
2. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. 85/1. ve 85/son maddeleri ile Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarına göre trafik kazası nedeni ile oluşan davacının maddi zararından davalı sigorta şirketi ile işleten sıfatına haiz araç maliki ve sürücünün, sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında sorumlu olduğu amirdir.(Yargıtay HGK’nun 15.6.2011 tarih ve 2011/17-142 E. – 2011/411 K., 17. HD’ nın 20/05/2013 tarih ve 2012/8984 E. – 2013/7276 K.)
3. Zamanaşımı hukuki niteliği itibariyle, maddi hukuktan kaynaklanan bir def’i olup; usul hukuku anlamında ise bir savunma aracıdır. Zamanaşımı def’i, davalının aslında var olan bir borcunu özel bir nedenle yerine getirmekten kaçınmasına olanak veren bir haktır. Bu hakkı kullanıp kullanmamak tamamen borçluya kalmıştır. Diğer bir anlatımla, davalı tarafından zamanaşımı def’i ileri sürülmedikçe, o hak ve alacak için yasanın öngördüğü zamanaşımı süresi dolmuş olsa bile hakim bunu kendiliğinden göz önüne alamaz. Zamanaşımı def’inin, savunmanın genişletilmesi ya da değiştirilmesi yasağının başladığı ana kadar ileri sürülmesi gerekmektedir. Bu ana kadar ileri sürülmeyen zamanaşımı def’inin sonradan ileri sürülmesi savunmanın genişletilmesi niteliğinde olacağından, mahkemece dikkate alınabilmesi davacının itirazı ile karşılaşmaması koşuluna bağlıdır. Davalılar tarafından süresinde zaman aşımı defi ileri sürülmediği gibi belirsiz alacak davası olarak açılan davada, dava açılmakla alacağın tamamına ilişkin zamanaşımı kesildiği için artırılan kısma yönelik alacağın zamanaşıma uğraması mümkün değildir. ( Yargıtay 17. HD.’nin 05.08.2018 tarih ve 2015/6613 E. – 2018/556 K., 24.01.2013 tarih ve 2012/362 E. – 2013/578 K., 05.05.2015 tarih ve 2013/18198 E. -2015/6500 K. )
4. Davalıların sorumluluğunun belirlenebilmesi için olayın oluşumunda tarafların mevcut kusur durumun tespiti önem arz eder. Bu kapsamında, dosyaya kazandırılan bilirkişi raporu doğrultusunda; olaya ilişkin belirlenen maddi olgular çerçevesinde olayın oluş şekli ile uygun düşecek şekilde kusur atfını gerektiren sebeplerin somut olarak açıklanması suretiyle kusur değerlendirilmesi yapılarak davalı sigortalı müteveffa araç sürücüsünün % 100 oranında asli, davacılar murisinin yolcu olarak bulunduğu araç sürücüsünün ise kusursuz olduğunun tespitinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamaktadır.
5. 6098 sayılı Borçlar Kanunu’nun 49. maddesi gereğince haksız bir eylem sonucunda zarara uğrayan kimse, uğradığı maddi ve manevi zararın ödetilmesini isteyebilir. Manevi tazminat, zarar görenin kişilik değerlerinde meydana gelen eksilmenin ( manevi zararın )giderilmesi, tazmin ve telafi edilmesidir. Esasen manevi tazminat, ne bir ceza, ne de gerçek manasında bir tazminattır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır.(Yargıtay İBK 22/06/1966 tarih ve 1966/7 E. – 1966/7 K.) Olay nedeni ile davacıların manevi zarara uğrayacağı yadsınamaz bir gerçekliktir. Maddi zararda olduğu gibi manevi tazminatta kesin bir hesabın yapılması olanaksızdır. Bunun için tazminat miktarı, somut olayın özelliği, kusur durumu, tarafların sosyal ve ekonomik durumları dikkate alınarak M.K.nun 4. maddesi uyarınca hakim tarafından takdir ve tayin edilir. Miktarın belirlenmesinde her olaya göre değişebilecek özel hal ve şartların bulunacağı da gözetilerek takdir hakkını etkileyecek nedenleri karar yerinde objektif olarak gösterilmelidir. Bu itibarla, müteveffa mirasçıları davacıların, maruz kaldığı bu acı ve elem ile yaşadığı sıkıntılar nedeniyle oluşan manevi zararına karşılık, takdir edilen manevi tazminat anılan ilke ve esaslar çerçevesinde makuldür.
6. Açıklanan tüm bu hukuki ve maddi vakıalar karşısında; ilk derece mahkemesince hükme esas alınan bilirkişi raporunun hüküm kurmaya ve denetime elverişli olmasına, kusurun olayın oluş şeklline ve dosya kapsamına uygun olarak tespit edilmesine, maddi olaya uygun düşecek şekilde manevi tazminat takdirine, tarafların iddia ve savunmaları ile dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin doğru nitelendirilmesine, hükmün dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayanağı maddî delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı işletenlerin aşağıda belirtilen hususlar dışındaki istinaf itirazlarının reddine karar verilmiştir.
7. Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları 14 Mayıs 2015 gün 29355 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak 01 Haziran 2015 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Anayasa Mahkemesi 17.07.2020 tarih 2019/40 E-2020/40 K. sayılı kararı ile Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesinin birinci cümlesinde yer alan “…ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresi ile ikinci cümlesindeki “…ve genel şartlarda…” ibaresi ve 92. maddesinin (i) bendinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verilmiştir. Anayasa Mahkemesinin iptal kararı 09.10.2020 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanması ile sonuç doğurduğu için devam eden tüm uyuşmazlıklara uygulanmalıdır. Buna göre artık zararın ve zararın kapsamının 2918 sayılı KTK’nın ve 6098 sayılı TBK’nın haksız fiile ilişkin hükümlerine ve Yargıtay uygulamalarına göre belirlenmesi ve işletenler ile sigorta şirketinin sorumluluğu belirlenirken hesaplama yönteminde her hangi bir ayrım yapılmaması gerekir. (Yargıtay 17. HD’nin 24.02.2021 tarih ve 2019/3292 E. – 2021/1848 K.)
8. Tazminatı isteminde bulunan hak sahiplerinin bakiye ömürleri daha önceki yıllarda 1931 tarihli PMF cetvellerine göre saptanmakta ise de gerçek zarar hesabı özü itibariyle varsayımlara dayalı bir hesap olup, gerçeğe en yakın verilerin kullanılması esastır. Bu nedenle TRH 2010 yaşam tablosuna göre bakiye ömür sürelerinin belirlenmesi güncel veriler ve ülkemiz gerçeklerine daha uygun olduğundan tazminat hesaplamasında TRH 2010 yaşam yönteminin kullanılması gerekir. ( Yargıtay 4. HD’nın 03.01.2022 tarih ve 2021/9412 E – 2022/3622 K., 17. HD’nin 23.03.2021 tarih ve 2020/6173 E. – 2021/3121 K.) Aynı şekilde, yeni genel şartlar zamanında düzenlenen poliçelerde yeni genel şartlardaki hesaplama tekniği uygulanamayacağı için tazminat hesabında eski uygulamalardaki gibi progresif rant yönteminin kullanılması ile bilinmeyen (işleyecek) devredeki gelirlerin her yıl için % 10 artırılıp % 10 iskonto edilmesi icap etmektedir. (Yargıtay 17. HD’nin 24.02.2021 tarih ve 2019/3292 E. – 20121/1848 K. ) TRH 2010 yaşam tablosundaki ömür sürelerinin PMF 1931 yaşam tablosundaki ömür sürelerine göre daha uzun olduğu bilinen bir gerçek olup, TRH 2010 yaşam tablosu zarar gören yararınadır. Dolayısıyla, PMF yaşam esas alınarak yapılan hesaplama tazminat sorumlularının lehine olduğundan bu husus istinaf kanun yoluna başvuran davalının sıfatına göre sonuca etkili değildir.
9. Davalı sigorta şirketi ile işleten sıfatına haiz araç maliki ve sürücünün, sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında davacıların oluşan zararından sorumlu olduğu gibi davalıların sorumluluğu da poliçe limitine kadar sigorta örtüsü altındadır. Bu çerçevede, davacı …’in 77.394,93-TL, davacı …’in 840,40-TL, davacı …’in 11.550,34-TL olamak üzere toplam 89.785,67-TL olarak hesap edilen destekden tazminatının davalılar arasında herhangi bir ayrıma gidilmeksizin, sigorta şirketi için poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere temerrüt tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıların sorumluğu cihetine gidilmesi gerekirken aksi yönde varılan hukuki kabulde isabet bulunmamaktadır. Bu itibarla davalı işletenlerin bu hususa ilişkin istinaf talebi yerindedir.
Bu durumda, yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığından Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca davalıların istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden esas hakkında karar verilmesi, yerinde görülmeyen sair istinaf itirazlarının ise reddine, karar verilmesi gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalılar … … ve … vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile İzmir 4.Asliye Ticaret Mahkemesinin 02.07.2020 tarih 2019/454 E. – 2020/296 K. sayılı kararının Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
2-Kaldırılan kararın yerine geçmek üzere yeniden hüküm tesisi ile;
Davacı …’in destekten yoksun kalma tazminatı talebinin KISMEN KABULÜ ile 77.394,93-TL destekten yoksun kalma tazminatının davalı sigorta şirketi yönünden temerrüde düştüğü 18/01/2016 tarihinden, diğer davalılar yönünden kaza tarihi olan 11/10/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ( davalı sigorta şirketi yönünden bakiye poliçe limiti olan 189.749-TL ile sınırlı olmak üzere ) davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
Davacı …’in manevi tazminat davasının KISMEN KABULÜ ile 25.000,00-TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 11/10/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar …, … ve …’tan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
Davacı …’in destekten yoksun kalma tazminatı talebinin KISMEN KABULÜ ile 840,40-TL destekten yoksun kalma tazminatının davalı sigorta şirketi yönünden temerrüde düştüğü 07/01/2016 tarihinden, diğer davalılar yönünden kaza tarihi olan 11/10/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ( davalı sigorta şirketi yönünden bakiye poliçe limiti olan 189.749-TL ile sınırlı olmak üzere ) davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
Davacı …’in manevi tazminat davasının KISMEN KABULÜ ile 15.000,00-TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 11/10/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar …, … ve …’tan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
Davacı …’in destekten yoksun kalma tazminatı talebinin KISMEN KABULÜ ile 11.550,34-TL destekten yoksun kalma tazminatının davalı sigorta şirketi yönünden temerrüde düştüğü 07/01/2016 tarihinden, diğer davalılar yönünden kaza tarihi olan 11/10/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ( davalı sigorta şirketi yönünden bakiye poliçe limiti olan 189.749-TL ile sınırlı olmak üzere ) davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
Davacı …’in manevi tazminat davasının KISMEN KABULÜ ile 15.000,00-TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 11/10/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar …, … ve …’tan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
Davacı …’nın destekten yoksun kalma tazminatı talebinin REDDİNE,
Davacı …’nın manevi tazminat davasının KISMEN KABULÜ ile 15.000,00-TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 11/10/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar …, … ve …’tan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
Fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
Kabul edilen maddi tazminat miktarı üzerinden hesaplanmış olan 6.133,26-TL nispi harçtan, peşin alınan ve ıslahla tamamlanan 1.934,20-TL harcın mahsubu ile bakiye 4.199,06-TL karar ve ilam harcının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye gelir kaydına,
Kabul edilen manevi tazminat miktarı üzerinden hesaplanmış olan 4.781,70-TL nispi harçtan, peşin alınan 155,24-TL harcın mahsubu ile bakiye 4.626,46-TL karar ve ilam harcının davalılar …, … ve …’tan müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye gelir kaydına,
Dava kısmen kabul edildiğinden davacı tarafın yaptığı 0,75-TL dosya gideri, 4,30-TL vekalet suret harcı, 88,10-TL davetiye ve posta gideri olmak üzere 93,15-TL yargılama giderinden davanın kabul oranı nazara alınarak 46,57-TL yargılama gideri ile davacı tarafın karşıladığı 29,20-TL başvurma harcı, 1.934,20-TL peşin ve ıslahla tamamlanan harç olmak üzere toplam 2.009,97-TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak alınarak davacı tarafa verilmesine, davacı tarafın fazladan yaptığı yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi ile Tarifenin 10/2. Fıkrasındaki “Manevi tazminat davasının kısmen reddi durumunda, karşı taraf vekili yararına bu Tarifenin üçüncü kısmına göre hükmedilecek ücret, davacı vekili lehine belirlenen ücreti geçemez.” ve 10/4. Fıkrasındaki “Manevi tazminat davasının, maddi tazminat veya parayla değerlendirilmesi mümkün diğer taleplerle birlikte açılması durumunda; manevi tazminat açısından avukatlık ücreti ayrı bir kalem olarak hükmedilir.” Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi ile Tarifenin 13/3. fıkrasındaki “ Maddi tazminat istemli davanın kısmen reddi durumunda, karşı taraf vekili yararına bu tarifenin üçüncü kısmına göre hükmedilecek ücret, davacı vekili lehine belirlenen ücreti geçemez.” düzenlemeleri göz önünde bulundurularak;
Davacı …’in maddi tazminat davası kısmen kabul edildiğinden kabul edilen miktar üzerinden hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre takdir ve hesaplanmış olan; 10.861,34-TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak bu davacıya verilmesine,
Davacı …’in maddi tazminat davası kısmen ret edildiğinden ret edilen miktar üzerinden hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine takdir ve hesaplanmış olan; 5.621,00-TL vekalet ücretinin davacı taraftan alınarak tüm davalılara eşit olarak verilmesine,
Davacı …’in manevi tazminat davası kısmen kabul edildiğinden kabul edilen miktar üzerinden hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre takdir ve hesaplanmış olan; 3.400,00-TL vekalet ücretinin davalılar …, … ve …’tan müştereken ve müteselsilen alınarak bu davacıya verilmesine,
Davacı …’in manevi tazminat davası kısmen ret edildiğinden ret edilen miktar üzerinden hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre takdir ve hesaplanmış olan; 3.400,00-TL vekalet ücretinin bu davacıdan alınarak davalılar …, … ve …’a eşit olarak verilmesine.
Davacı …’in maddi tazminat davası kısmen kabul edildiğinden kabul edilen miktar üzerinden hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre takdir ve hesaplanmış olan; 840,40-TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak bu davacıya verilmesine.
Davacı …’in maddi tazminat davası kısmen ret edildiğinden ret edilen miktar üzerinden hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi ile Tarifesine göre takdir ve hesaplanmış olan; 707,57-TL vekalet ücretinin bu davacıdan alınarak davalılara eşit olarak verilmesine,
Davacı …’in manevi tazminat davası kısmen kabul edildiğinden kabul edilen miktar üzerinden hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre takdir ve hesaplanmış olan; 3.400,00-TL vekalet ücretinin davalılar …, … ve …’tan müştereken ve müteselsilen alınarak bu davacıya verilmesine.
Davacı …’in manevi tazminat davası kısmen ret edildiğinden ret edilen miktar üzerinden hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi ile Tarifene göre takdir ve hesaplanmış olan; 3.400,00-TL vekalet ücretinin bu davacıdan alınarak davalılar …, … ve …’a eşit olarak verilmesine,
Davacı …’in maddi tazminat davası kısmen kabul edildiğinden kabul edilen miktar üzerinden hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre takdir ve hesaplanmış olan; 3.400,00-TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak bu davacıya verilmesine.
Davacı …’in maddi tazminat davası kısmen ret edildiğinden ret edilen miktar üzerinden hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre takdir ve hesaplanmış olan; 3.400,00-TL vekalet ücretinin bu davacıdan alınarak davalılara eşit olarak verilmesine,
Davacı …’in manevi tazminat davası kısmen kabul edildiğinden kabul edilen miktar üzerinden hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre takdir ve hesaplanmış olan; 3.400,00-TL vekalet ücretinin davalılar …, … ve …’tan müştereken ve müteselsilen alınarak bu davacıya verilmesine.
Davacı …’in manevi tazminat davası kısmen ret edildiğinden ret edilen miktar üzerinden hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi ile Tarifene göre takdir ve hesaplanmış olan; 3.400,00-TL vekalet ücretinin bu davacıdan alınarak davalılar …, … ve …’a eşit olarak verilmesine,
Davacı …’nın maddi tazminat davası ret edildiğinden ret edilen miktar üzerinden hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre takdir ve hesaplanmış olan; 1.000,00-TL vekalet ücretinin bu davacıdan alınarak davalılara eşit olarak verilmesine.
Davacı …’nın manevi tazminat davası kısmen kabul edildiğinden kabul edilen miktar üzerinden hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi ile Tarifene göre takdir ve hesaplanmış olan; 3.400,00-TL vekalet ücretinin davalılar …, … ve …’tan müştereken ve müteselsilen alınarak bu davacıya verilmesine.
Davacı …’nın manevi tazminat davası kısmen ret edildiğinden ret edilen miktar üzerinden hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre takdir ve hesaplanmış olan; 3.400,00-TL vekalet ücretinin bu davacıdan alınarak davalılar …, … ve …’a eşit olarak verilmesine,
HMK.nun 333.maddesi uyarınca davacı tarafından yatırılan gider avansının sarf edilmeyen kısmının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
3-Davalı işletenlerin yerinde olmayan sair istinaf itirazlarının REDDİNE
4-İstinaf yoluna başvuran davalılar tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendilerine iadesine,
5-İstinaf başvurusu nedeniyle davalılar …, … ve … tarafından yapılan 148,60-TL başvurma harcından oluşan yargılama giderinin davacılardan alınarak bu davalılara verilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere 13.07.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.