Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2020/1916 E. 2023/959 K. 22.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1916
KARAR NO : 2023/959

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/06/2020
NUMARASI : 2016/406 Esas 2020/271 Karar
DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 22.06.2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 22.06.2023

İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 16.06.2020 tarih 2016/406 Esas 2020/271 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı … A.Ş. vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, davalı sigorta şirketleri nezdinde İMMS ve ZMMS ile sigortalı aracın karıştığı kazada davacının aracının zarar görerek hasara uğradığını, sigortalı aracın kusurlu olduğunu, yapılan başvuruya rağmen zararın karşılanmadığını, belirterek; 75.000,00-TL hasar bedelinin 31.000,00-TL’sinin davalı ZMM sigortacısından bakiye 44.000,00-TL’nin ise davalı İMM sigortacısıdan dava tarihinden işleyecek avans faizi ile tahsiline karar verilmesi dava ve talep etmiştir.
CEVAP : Davalı … A.Ş vekili, sigortalı aracından davalı nezdinde İMMS poliçesi ile sigortalı olduğunu, davalının sorumluluğunun doğması için ZMM sigorta limitinin tüketilmesi gerektiğini, davacı tarafından yaptırılan tespitin gerçek zararın üzerinde olduğunu, aracın rayiç değerinin 100.000,00-TL olduğunu, araçtaki motor hasarının davalıdan talep edilmeyeceğini, aracın onarımının ekonomik olup olmadığının araştırılmasının gerektiğini, belirterek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … A.Ş vekili sigortalı aracın davalı nezdinde ZMMS trafik sigorta poliçesi ile 31.000,00-TL limitle sigortalı olduğunu, kazaya karışan sigortalı araç sürücüsünün kusur oranının belirlenmesi sonrasında da davacıya ait araçta meydana gelen hasarın tespitinin gerektiğini, tespit dosyasındaki raporda belirtilen tespitlerin fahiş olduğunu, belirterek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, meydana gelen maddi hasarlı trafik kazasında davalı sigorta şirketi tarafından sigortalı araç sürücüsünün tam ve asli kusurlu olduğu, kazanın sigorta poliçesi teminat süresi içerisinde meydana geldiği, araçta oluşan hasarın 109.774,05-TL, rayiç değerinin 130.000,00-TL, sovtaj değerinin 54.500,0-TL olduğu, aracın ağır hasarlı olduğu ve pert – total olarak değerlendirilmesinin uygun olduğu, gerçek hasar bedelinin 75.500,00-TL olduğu, davalı ZMM sigortacıs tarafından 31.000,00-TL ödeme yapıldığı, belirtilerek; davalı … A.Ş. yönünden konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davalı … A.Ş. yönünden kısmen kabulüne, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davalı … A.Ş. tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davalı vekili, Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi raporu ile aracın motorun yağsız bırakılmasında davacı tarafın kusuru bulunduğu belirtilerek motor hasarının hasar bedeline dahil edilmediğini, 26.10.2018 tarihli raporda aracın motor aksamında oluşan zararın, motorun yağsız halde çalıştırılması nedeniyle meydana geldiği ve bu zararların kazadan kaynaklanmadığına işaret edilerek Adli Tıp Kurumu raporu teyit edildiğini, birbirini teyit eden teknik yönden yeterli ve gerekçeli ve denetime elverişli Adli Tıp Kurumu ile otomotiv uzmanı raporları mevcutken, üçüncü kez tek bir makine mühendisinden rapor alındığını, bu rapora yönelik itirazların karşılanmadığını, aracın on beş saniye süreyle çalıştırılması halinde motor yağının tamamen boşalıp motorun hasar görmesinin mümkün olup olmadığının Mercedes yetkili servislerinden sorulması gerektiğini, raporun hüküm kurmaya elverişli olmadığını, belirterek; kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE : Dava, trafik kazası nedeni ile davacının aracında oluşan hasarın ZMMS ve İMMS kapsamında tahsili istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın davalı … A.Ş. yönünden konusu kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davalı … A.Ş. yönünden kısmen kabulüne, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
1. Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
2. Hükmün kapsamı HMK’nın 297. maddesinde düzenlenmiş olup emredici kanun hükümleri ile yerleşik yargı teamüllerine aykırı şekilde karar başlığında yer almaması gereken mahkeme adres bilgilerinin kararın istinaf denetimi yapılmasına neden olmayacak ve mahallinde giderilebilecek maddi hata olduğuna işaret edilerek tarafların istinaf itirazlarının esasının incelemesine geçilmiştir.
3. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. 85/1. ve 85/son maddeleri ile Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarına göre trafik kazası nedeni ile davacının aracında oluşan maddi zarardan davalı sigorta şirketi, işleten sıfatına haiz sigortalı araç maliki ile araç sürücüsünün, sürücünün kusuru oranında sorumlu oldukları amirdir.(Yargıtay HGK’nun 15.6.2011 tarih ve 2011/17-142 E. – 2011/411 K., 17. HD’ nın 20/05/2013 tarih ve 2012/8984 E. – 2013/7276 K. )
4. Motorlu Kara Taşıt Araçları İhtiyari Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının 1. maddesine göre ise, sigortacı, zorunlu mali sorumluluk sigortası poliçe limitinin dışında (üstünde) kalan miktardan başlayıp, ihtiyari mali sorumluluk sigortası teminat limitine kadar sorumludur. Bahse konu düzenlemelerden anlaşılacağı üzere işletenin sorumluluğunu zorunlu mali mesuliyet trafik sigortası hadlerinin üzerinde kalan kısmının poliçede yazılı hadlere kadar teminat altına alan sigorta türüdür. Zorunlu mali trafik sigortacısı ve ihtiyari mali sorumluluk sigortacısı bakımından sıralı bir sorumluluk benimsenmiştir. ( Yargıtay 17. HD’nin 08.12.2020 tarih ve 2019/1797 E. – 2020/8207 K.).Bahse konu düzenlemelerden de anlaşılacağı üzere, yasa koyucu trafik sigortacısı ve ihtiyari mali sorumluluk sigortacısı bakımından müştereken ve müteselsilen bir sorumluluk değil, sıralı bir sorumluluk öngörmüştür. ( Yargıtay 17. HD’nin 08.12.2020 tarih ve 2019/1797 E. – 2020/8207 K. ) Somut olayda davalı … sigorta şirketi kazaya neden olan aracın ihtiyari mali mesuliyet (İMSS) sigortacısı olup, olay tarihi itibariyle davalı sigortanın, aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısının limitini aşan kısımdan (ve temin ettiği İMSS poliçe limiti dahilinde sınırlı olarak) sorumlu olacağı açıktır.
5. Mahkemece bilirkişi incelemesine başvurulduğunda; raporun, olayın özelliklerine ve uyuşmazlığın çeşidine göre yapılması gerekli olan inceleme ve değerlendirmeleri içermesi, raporda hâkimin uyuşmazlığı çözmesi için gerekli olan tüm özel ve teknik bilgilere ve açıklamalara usulünce yer vermesi, tarafların iddia, savunma ve itirazlarını gerekçeleriyle ve olayın teknik özellikleriyle tartışması, bu tartışmanın da denetime elverişli olması gerekmektedir. Bilirkişi raporunun teknik özellikleri taşımaması, denetime elverişli olmaması, mevcut bilirkişi raporları ile çelişki oluşturması ya da verilen bilgilere göre somut olayın özellikleri ve var olan teknik verilere göre kendi içinde çelişki oluşturur tarzda olması hâlinde söz konusu rapor hükme esas alınamayacaktır. Hâkim bu durumda, davayı aydınlatma yükümlülüğünün de bir gereği olarak, eksiklik veya belirsizliğin ya da çelişkilerin giderilmesi ve gerçeğin ortaya çıkarılması için bilirkişiden ek rapor almalı ya da yeni bir bilirkişi incelemesi yaptırmalıdır.
6. Tespit dosyası kapsamında düzenlenen 25.01.2016 tarihli bilirkişi raporu ile araçta oluşan hasarın motor revizyonu dahil 109.774,05-TL, aracın ikicnci el piyasa raiç değerinin 160.00,00-TL, oluşan değer kaybının 16.000,00-TL olduğu ifade edilmiştir. Yargılama sırasında dosyaya kazandırılan 20.11.2017 tarihli ATK raporu ile araçta oluşan hasarın motor revizyonu hariç 60,679,39-TL, oluşan değer kaybının 16.000,00-TL olduğu, aracın motorunun kitlenmesine davacının neden olduğu, itiraz üzerine düzenlenen 25.03.2018 – 25.10.2018 tarihli kök ve ek bilirkişi raporları ile araçta oluşan hasarın motor revizyonu hariç 66.847,00-TL olduğu, aracın motorunun kitlenmesine davacının neden olduğu, aracın bu hali ile pert olarak kabul edilmesi gerektiği, ikicnci el piyasa raiç değerinin 120.00,00-TL, sovtaj değerinin 60.000,00-TL olduğu belirtilmiştir. Söz konusu raporlar arasında çelişki bulunması üzerine çelişkinin giderilmesi için alınan 29.03.2019 – 30.10.2019 tarihli kök ve ek bilirkişi raporu ile araçta oluşan hasarın motor revizyonu dahil 109.774,05-TL olduğu, aracın motorunun kitlenmesinde davacının kusurunun bulunmadığı, aracın bu hali ile pert olarak kabul edilmesi gerektiği, ikicnci el piyasa raiç değerinin 130.00,00-TL sovtaj değerinin 54.500,00-TL olduğu tespit edilmiş bu rapora itiraz üzerine alınan 04.03.2020 tarihli bilirkişi raporu ile araçta oluşan hasarın motor revizyonu dahil 109.774,05-TL olduğu, aracın motorunun kitlenmesinde davacının kusurunun bulunmadığı, aracın bu hali ile pert olarak kabul edilmesi gerektiği, ikicnci el piyasa raiç değerinin 130.00,00-TL, sovtaj değerinin 54.500,00-TL olduğu belirtilmiş olması karşısında, raporlar arasındaki çelişkinin gideren, itirazları karşılayan ve olaya ilişkin belirlenen maddi olgular çerçevesinde hasar tespitini gerektiren sebeplerin somut olarak açıklanması suretiyle hasar değerlendirilmesi yapan, 29.03.2019 – 30.10.2019 ve 04.03.2020 tarihli kök ve ek bilirkişi raporuna üstünlük tanınmasında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamaktadır.
7. Zararın meydana gelmesinde veya artmasında mağdurun da kusurunun bulunması halinde sözkonusu olan müterafik kusur, Borçlar Kanunu’nun 52. maddesinde düzenlenmiştir. Mağdurun kusurunun, zararın meydana gelmesinde başlıca etken olması halinde zarar verenin sorumluluğunun kalkması sözkonusu olabileceği gibi belirlenen kusura göre zarar ve ziyandan indirim yapılması da gerekebilecektir. Müterafik kusura ilişkin savunma bir def’i olmadığından, mahkemece bu yönde bir savunma olmasa dahi resen araştırılması ve tartışılması gerekmektedir. Davaya konu aracın olay tarihindeki yaşı ve km’si, kaza nedeniyle aldığı darbe nedeniyle motor yağının boşalması sonucunda kısa süre dahi çalışması halinde aracın motor kitlemesinin mümkün olabileceğinin belirtilmiş olması karşısında, davacının müterafik kusur olgusunun varlığı ıspatlanamadığından belirlenen tazminattan müterafik kusur nedeniyle indirim yapılmaması yerindedir.
8. Sigorta şirketi, geçerli bir sigorta ilişkisi kurulduktan sonra oluşan rizikolardan sorumludur ve kural olarak rizikonun teminat dışında kaldığına ilişkin iddianın sigorta şirketi tarafından kanıtlanması gerekmektedir. Bir başka ifade ile zararın poliçe kapsamı dışında kaldığı hususunda ispat külfeti üzerinde davalı sigorta şirketindedir. Sigorta şirketinin, zararın poliçe kapsamı dışında kaldığını somut deliller ile ispat etmesi gerekir. Eldeki dava dosyasına konu somut olayda, aksi ispat edilinceye kadar geçerli resmi belge niteliğinde olan kaza tespit tutanağı ile sigorta şirketi tarafından sunulan deliller ve hasar dosyası içeriğinden zararın poliçe kapsamı dışında kaldığı hususunun davalı sigorta şirketi tarafından ispat edilemediğinin anlaşılması karşısında, sigorta şirketinin davacının oluşan gerçek zararından sorumlu olduğu anlaşılmaktadır.
9. Açıklanan tüm bu hukuki ve maddi vakıalar karşısında; ilk derece mahkemesince hükme esas alınan bilirkişi raporunun hüküm kurmaya ve denetime elverişli olmasına, hasarın anılan ilke ve esaslar ile örtüşecek şekilde olayın oluş şekli ve dosya kapsamına uygun olarak belirlenmesine, aracın ikinci el ve sovtaj bedelinin piyasa rayiçlerine göre tespit edilmesine, aracın tamirinin ekonomik olmaması nedeniyle araç pert kabul edilerek sovtaj bedeli ile ZMM sigortacısı tarafından yapılan ödemenin aracın kaza tarihindeki ikinci el rayiç bedelinden indirilmesine, bakiye miktarın poliçe limiti dahilinde hüküm altına alınmış olmasına, zararın poliçe kapsamı dışında kaldığının davalı sigorta şirketi tarafından somut deliller ile ispat edilememiş olmasına, hükmün dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayanağı maddî delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, ilk derece mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik bulunmamakla, davalının istinaf itirazları yerinde değildir.
Bu durumda, istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı … A.Ş istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı … A.Ş yönünden istinaf karar harcı olan 3.005,64‬-TL’den peşin alınan 751,41-TL’nin mahsubu ile eksik kalan 2.254,23-TL’nin davalı … A.Ş’den tahsiline,
3-İstinaf başvurusu nedeni ile davalı … A.Ş’nin yaptığı giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere 22.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.