Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2020/1906 E. 2023/970 K. 22.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1906
KARAR NO : 2023/970

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/09/2020
NUMARASI : 2018/795 Esas 2020/383 Karar
DAVANIN KONUSU : İtrazın İptali
KARAR TARİHİ : 22.06.2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 22.06.2023

İzmir 1.Asliye Ticaret Mahkemesinin 08.09.2020 tarih 2018/795 Esas 2020/383 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :Davacı vekili, davacının temlik eden … T.A.Ş’den Beyoğlu 23.Noterliği’nin 03.06.2008 tarih ve 103077 yevmiye numaralı temlik sözleşmesi ile itirazın iptaline konu İzmir 22.İcra Müdürlüğü’nün dosyasına konu alacağı temlik aldığı, davalının dava dışı … San. Koll. Şti’nin kullandığı 30.000,00 TL bedelli, 29.09.2004 tarihli krediye kefil olduğunu, kredilerin vadesinde ödenmemesi üzerine temerrüte düşülmesi sebebiyle borçlulara İzmir 8. Noterliği’nin 31.01.2007 tarih ve 01538 yevmiye numaralı ihtarnamesinin keşide edildiği, ihtarnamede verilen süre içinde banka alacağının ödenmesinin talep edildiğini, ancak ihtarnameye rağmen ödeme yapılmayınca alacağın tahsili için borçlular hakkında icra takibi başlatıldığını, borçlunun takibe haksız ve kötüniyetli itiraz ettiğinden borçlunun icra takibine yaptığı itirazın iptaline, takip konusu alacağın %20’den az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı taraftan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili, davalı hakkında açılan ilgili icra takibinin 04.07.2017 tarihinde haricen öğrenildiği ve itirazda bulunulduğu, davacının iş bu itirazın iptali davası açması için 1 yıllık hak düşürücü süreyi geçirdiğini, ayrıca davacı taraf 16.02.2007 tarihinden itibaren davalı hakkında herhangi bir icrai işlem yapmadığını veya dava açmadığını, bu nedenle genel zamanaşımı süresi gereğince 10 yıllık zamanaşımı süresinin de geçirilmiş olduğunu, ayrıca 100.000,00 TL bedelli kredi sözleşmesinde davalının kefil olmadığını, icra takibindeki borcun 10.11.2005 tarihli 100.000,00 TL bedelli krediden kaynaklandığı, bu nedenle açılan haksız davanın reddine, davacı alacağının %20’sinden az olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, takip talepnamesinde 100.000,00 TL bedelli ve 30.000,00 TL bedelli olmak üzere toplam 130.000,00 TL bedelli Genel Kredi Taahhütnameleri ve yine İzmir 8.Noterliği’nin 31.01.2007 tarih ve 1538 yevmiye numaralı hesap kat ihtarnamesine dayanılarak icra takibinin başlatıldığı, davalının müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla dava konusu alacağı davacı tarafa temlik eden … T.A.Ş ile dava dışı asıl borçlu şirket arasında imzalanan 29.09.2004 tarih ve 30.000,00 TL’lik Genel Kredi Taahhütnamesi’ni müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla aynı limitle imzaladığı, takibe konu olan diğer 100.000,00 TL’lik Genel Kredi Taahhütnamesi’nde davalının kefil olarak imzasının bulunmadığı, mahkemece yapılan yargılama sırasında alınan kök ve ek raporun birlikte değerlendirilmesi neticesinde davaya konu 31582-1-3 nolu 25.000,00 TL bedelli kredinin 23.11.2005 tarihinde kullandırıldığı ve bu kredinin dayanağının davacının kefil olarak imzasının bulunmadığı 10.11.2005 tarihli Genel Kredi Taahhütnamesi olduğunun banka belgelerinden tespit edildiğinin bildirildiği ve buna dayanak belgelerinde rapor ekine eklendiği anlaşılmakla, takip ve davaya konu kredi borcunun davacının kefil olarak imzasının bulunmadığı 10.11.2005 tarih ve 100.000,00 TL’lik Genel Kredi Taahhütnamesi’nden kaynaklandığı, bu nedenle takip ve dava konusu kredi borcundan dolayı bir sorumluluğunun bulunmadığı sonuç ve kanaatine varılmış olmakla yerinde görülmeyen davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davacı vekili, davalı imzaladığı 29.09.2004 tarih ve 30.000 tl bedelli genel kredi sözleşmesi gereği icra takibindeki borçtan sorumlu olduğunu, davalının kefil sıfatıyla imzalamış olduğu 29.09.2004 tarihli 30.000,00 TL bedelli kredi sözleşmesindeki sorumluluğunu aşan bir tutarın talep edilmediğini, davalının müteselsil kefaletten rücu etmediğini, GKS’nin cari hesap şeklinde işleyen kredi sözleşmesi olup, bu tür kredilerde bankanın sözleşmenin geçerlilik süresi içerisinde ve sözleşmede kararlaştırılmış limit içinde vereceği krediyi sürekli tekrarladığını, böylece kredi alanın aldığı krediyi zamanında ödemek suretiyle tekrar kredi isteyebildiğini, yani geri ödeme yaptığı nispette tekrar kredi kullandığını, bu tür kredilere dönen kredi de denildiğini, üçüncü bir kişinin bu tür krediye kefil olması durumunda kefilin süresiz olarak dönen krediye kefil olduğunu, bakiye sıfır vermiş olsa dahi kefalet sorumluluğunun devam ettiğini, bu nedenle davalının kefalet sorumluluğu da kefil olduğu miktarda devam ettiğini istinaf nedenleri olarak ileri sürmekle kararın kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE : Dava, temlik eden … T.A.Ş tarafından dava dışı şirkete kullandırılan Genel Kredi Taahhütnamesi’nden dolayı kefil sıfatı bulunan davalıdan talep edilen alacak yönünden girişilen icra takibinin davalının vaki itirazı nedeniyle, İİK’nun 67.maddesi kapsamında açılmış olan itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
Davaya dayanak teşkil eden İzmir 22.İcra Müdürlüğü’nün 2017/8496 Esas sayılı dosyasında, temlik eden … T.A.Ş tarafından davalı … ile birlikte borçlular …, … ve … San. Kol. Şti aleyhine 06.06.2007 tarihinde 100.000,00 TL ve 30.000,00 TL olmak üzere toplam 130.000,00 TL bedelli genel kredi sözleşmesi ile İzmir 8.Noterliği’nin 31.01.2007 tarih ve 1538 yevmiye numaralı ihtarnamesine binaen faiz ve ferileriyle birlikte toplam 34.140,45 TL üzerinden ilamsız icra takibinin başlatıldığı, davalı borçlunun süresi içerisinde icra dosyasına sunmuş olduğu itiraz dilekçesi kapsamında takibin durduğu anlaşılmıştır.
Dosyadaki belge ve bilgilerden, dava konusu alacağı temlik eden … T.A.Ş ile dava dışı asıl borçlu şirket olan … San. Kıl. Ltd. Şti arasında 29.09.2004 tarih ve 30.000,00 TL bedelli, 10.11.2005 tarih 100.000,00 TL bedelli 2 adet Genel Kredi Taahhütnamesinin imzalandığı, davalı …’nun 30.000,00 TL bedelli Genel Kredi Taahhütnamesi’ni aynı limitle müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığı, 10.11.2005 tarih ve 100.000,00 TL bedelli Genel Kredi Taahhütnamesinde davalının kefaletine ilişkin bir imzanın bulunmadığı, dava konusu alacağı temlik eden … T.A.Ş ‘nin İzmir 8.Noterliği’nin 31.01.2007 tarihli ve 1538 yevmiye numaralı hesap kat ihtarnamesiyle hesabı kat ettiği, iş bu ihtarnamenin davalıya 16.02.2007 tarihinde tebliğ edildiği görülmüştür.
Yargıtay’ın yerleşmiş içtihatlarında belirtildiği üzere, cari hesap şeklinde işleyen genel kredi sözleşmelerinde ödeme nedeniyle borcun herhangi bir tarihte sıfırlanmış olması taraflarca aksi kararlaştırılmış olmadıkça çerçeve sözleşmesi niteliğindeki genel kredi sözleşmesini ve bu sözleşmede imzası bulunan kefilin sorumluluğunu sona erdirmeyecektir. Ancak kefil olan davalının imzası bulunmayan sözleşmeden dolayı kredinin kullandırılmış olması halinde ise, davalının sorumluluğundan söz etmek mümkün değildir. Dava konusu edilen uyuşmazlık noktasında deliller toplanıldıktan sonra dosyanın bankacı bilirkişiye tevdi edilmek suretiyle rapor alındığı, alınan bilirkişi raporunun hüküm kurmaya elverişli ve dosya kapsamının uygun bulunduğu, bilirkişi raporunda da tespit edildiği üzere takibe konu olan 100.000,00 TL’lik Genel Kredi Taahhütnamesi’nde davalının kefil olarak imzasının bulunmadığı, davalının müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla dava konusu alacağı davacı tarafa temlik eden … T.A.Ş ile dava dışı asıl borçlu şirket arasında imzalanan 29.09.2004 tarih ve 30.000,00 TL’lik Genel Kredi Taahhütnamesi’ni müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla aynı limitle imzaladığı, davaya konu 31582-1-3 nolu 25.000,00 TL bedelli kredinin 23.11.2005 tarihinde kullandırıldığı ve bu kredinin dayanağının davacının kefil olarak imzasının bulunmadığı 10.11.2005 tarihli Genel Kredi Taahhütnamesi olduğunun banka belgelerinden tespit edildiği, takip ve davaya konu kredi borcunun davacının kefil olarak imzasının bulunmadığı 10.11.2005 tarih ve 100.000,00 TL’lik Genel Kredi Taahhütnamesi’nden kaynaklandığı sabit olmakla, ilk derece mahkemesinin davanın reddine dair verilen kararında herhangi bir usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır. Bu nedenlerle davacı tarafın istinaf istemi yerinde değildir.
Bu durumda, istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı yönünden istinaf karar harcı olan 179,90 TL’den peşin alınan 54,40 TL’nin mahsubu ile eksik kalan 125,5‬0 TL’nin davacıdan tahsiline,
3-İstinaf başvurusu nedeni ile davacının yaptığı giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.22.06.2023