Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2020/1904 E. 2023/964 K. 22.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1904
KARAR NO : 2023/964

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/09/2020
NUMARASI : 2016/1215 Esas 2020/387 Karar
DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 22.06.2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 22.06.2023

İzmir 1.Asliye Ticaret Mahkemesinin 08.09.2020 tarih 2016/1215 Esas 2020/387 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, sürücüsü ve plakası tespit edilemeyen aracın karıştığı kazada davacının yaralanarak malul kaldığını, davalının zararı karışılama yükümlülüğü bulunduğunu, belirterek; 50,00-TL geçici 50,00-TL sürekli maluliyet tazminatının olay tarihinden işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili, usulüne uygun başvuru yapılmadığını, davanın araç sürücüsüne ihbarını, kazaya karışan aracın geçerli bir poliçesi olup olmadığının, kusur ve maluliyet durumunun ve yapılan ödemelerinin araştırlması gerektiğini, davalının geçici iş görmezlik zararından sorumlu olmadığını, müterafik kusrun bulunduğunu, davalının sorumluluğunun kusur oranında teminat limiti ile sınırlı olduğunu, kaza tarihinden faiz talep edilemeyeceğini, belirterek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, sigortasız araç sürücüsünün ise % 100 oranında kusurlu, davacının ise kusursuz olduğu, olay nedeni ile davacının sürekli maluliyetinin bulunmadığı, 3 ay süreli geçici iş göremezlik süresinin bulunduğu, gecici iş göremezlik maddi tazminatı tutarının 3.560,00-TL olarak hesaplandığı, geçici iş görmezlik yönünden davanın ıslah edildiği, belirtilerek; davanın kısmen kabulüne, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davacı vekili, maluliyet raporuna yönelik itirazın dikkte alınmadığını, eksik inceleme yapıldığını, ATK Genel Kurul raporu alınması gerektiğini, raporun davacının gerçek maluliyetini yansıtmadığını, hak kaybına neden olacağını, belirterek; kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, … Yönetmeliği kapsamında trafik kazası nedeni ile tazminat istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
1. Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
2. Rizikonun meydana geldiği tarihte geçerli olan teminat tutarları dahilinde sigortasını yaptırmamış olanların neden olduğu bedensel zararlar için zorunlu sigortalara ilişkin olarak koşulların oluşması halinde ortaya çıkan maddi zararların bu sigortalarla saptanan geçerli teminat miktarlarına kadar karşılanması amacıyla … oluşturulmuştur. …’nın sorumluluğu maddi tazminat ile sınırlıdır. …’nın hangi hallerde sorumlu tutulduğu ve hesaba hangi şartların gerçekleşmesi halinde dava yöneltilebileceği 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 14. maddesi ve … Yönetmeliği’nin 9. maddesinde belirtilmiştir. Hak sahipleri karşısında, trafik kazası sonucunda meydana gelen zararlardan, … ile diğer zarar sorumluları (işleten, teşebbüs sahibi, sürücü ve diğer yardımcı kimseler vs.) müştereken ve müteselsilen sorumludur (BK m.51). Yani …nın sorumluluğunun doğmasıyla diğer zarar sorumlularının sorumlulukları ortadan kalkmaz. Hesapla birlikte devam eder.( Yargıtay 17. HD’nın 1909/2019 tarih ve 2016/17270 E. – 2019/8281 K. ) Bu itibarla, ZMMS poliçesi bulunmayan karşı aracın neden olduğu zarardan, davalı … karşı araç sürücünün kusuru oranında sorumlu olacağı amirdir. Davalı …’nın sigorta bedelini ödeme yükümlülüğü gerekli belgelerle birlikte …’na başvuru yapıldığı tarihte, böyle bir başvuru olmadığı takdirde ise dava tarihinde doğmaktadır.( Yargıtay 4. HD’nın 16.06.2022 tarih ve 2021/13625 E. – 2022/8912 K. )
3. Haksız fiil sonucu çalışma gücünde kayıp olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının tespiti açısından maluliyetin varlığı ve oranının doğru bir şekilde belirlenmesi gerekmektedir. Söz konusu belirlemenin ise Adli Tıp Kurumu veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşlarının çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikâyetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden kaza tarihi 01/09/2013 ile 01/06/2015 tarihleri arasında gerçekleşen kazalar için Maluliyet Tespit işlemleri Yönetmeliği hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir.(Yargıtay 4.HD’nın 20/06/2022 tarih ve 2021/13933 E. 2022/9109 K.) Somut uyuşmazlıkta kaza tarihinin 03.11.2014 tarihi olmasına göre düzenlenecek raporun Maluliyet Tespit İşlemleri Yönetmeliği’nin yaptığı atıf ve adı geçen Yönetmelik’in % 60 ve üstü maluliyet için belirleme yapma esasını kabul etmesi nedeniyle, 11/10/2008 tarihli Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranları Tespit İşlemleri Yönetmeliği ekindeki cetvellerin kullanılması suretiyle düzenlenmesi gerekir. (Yargıtay 4.HD’nın 29/06/2022 tarih ve 2021/15362 E. – 2022/9643 K. ) Dosyaya kazandırılan ATK ihtisas kurulu raporu anılan ilke, esaslara uygun ve maluliyetin tespiti hususunda yeterlidir.
4. Açıklanan tüm bu hukuki ve maddi vakıalar karşısında; bilirkişi raporlarının hüküm kurmaya ve denetime elverişli olmasına, maluliyetin olay tarihinde geçerli olan yönetmelik hükümlerine uygun olarak tespit edilmesine, davacının kaza nedeniyle oluşan yaralanmasının fonksiyonel araz bırakmadan iyileşmiş olduğundan sürekli maluliyet tayin edilmesine gerek olmadığının tespit edilmesine, tarafların iddia ve savunmaları ile dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin doğru nitelendirilmesine, hükmün dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayanağı maddî delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, ilk derece mahkemesince verilen kararda bir hukuka aykırılık bulunmamakla, davacının istinaf itirazları yerinde değildir.
Bu durumda, istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı yönünden istinaf karar harcı olan 179,90-TL’den peşin alınan 54,40-TL’nin mahsubu ile eksik kalan 125,50-TL’nin davacıdan tahsiline,
3-İstinaf başvurusu nedeni ile davacının yaptığı giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay ilgili Hukuk Dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere 22.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.