Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2020/1888 E. 2023/963 K. 22.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1888
KARAR NO : 2023/963

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 20.11.2019
NUMARASI : 2019/185 E. 2019/1198 K.
DAVANIN KONUSU : Genel Kurul Kararının İptali
DAVA TARİHİ : 21.05.2019
KARAR TARİHİ : 22.06.2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 22.06.2023

İzmir 5.Asliye Ticaret Mahkemesinin 20.11.2019 tarih 2019/185 E. 2019/1198 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, 20.02.2019 tarihinde yapılmış olan davalı genel kurul toplantısına katılmak üzere çağrıda belirtilen gün ve saate şirket merkezinde hazır olduklarını, buna rağmen toplantının yapılmadığını, diğer ortak …’un davacıya hakaret ettiğini, davacının genel kurula katılımının engellendiğini, 22.02.2019 tarihinde yasaya aykırı olarak bu toplantının aynı tarihte yapıldığını öğrendiklerini, toplantıda sermeye artırımına gidildiğini, belirterek; genel kurul kararının iptaline karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili, davacının hak düşürücü süre içerisinde dava açmadığını, davacının genel kurula katılmasının engellenmediğini, sermaye arttırım kararının usulüne uygun olarak alındığını, şirket faaliyetlerinin devam ettiğini, davacının toplantı günü genel kurul toplantısının yapılacağı yere geldiğini ve kasten katılmadığını, toplantıdan şirket ana sermayesinin arttırılmasına karar verildiği, toplantıya katılıp da olumsuz oy verenlerin genel kurulu kararının iptalini isteyebileceğini, davacının genel kurula bilerek katılmadığını, muhalefet şerhini tutanağa geçirmediğini, belirterek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davacının toplantıya sokulmadığı iddiasının ispatlanamadığını, hak düşürücü süre içerisinde dava açılmadığı ve toplantıya katılarak muhalefet oyunu zapta geçirilmediği, sermaye arttırım kararının kanuna, ana sözleşme hükümlerine ve iyi niyet hükümlerine aykırı bir yön bulunmadığı, belirtilerek; davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davacı vekili, davanının ortağı olduğu şirketin 12:00’da başlayacak olan genel kurul toplantısına kendisi ve avukatı ile 20.02.2019 tarihinde katılımak için 11:55’de giderek 12:30’a kadar beklediğini, genel kurulun başlamadığını, bekleme koşullarının uygunsuzluğu ve davacının başkaca işleri olmasından dolayı tutanak düzenleyip hissedarlardan olan … ve Ticari İşletmenin Mali Müşaviri …’ya bu durumu MMS yoluyla ilettiğini, hemen sonra …’un davacının çıktığını düşünerek davacıya hakaret etmesi üzerine daha fazla orada kalmalarının mümkün olmaması sebebiyle genel kurul daha başlamadan toplantı mahallini terkettiklerini, 20.02.2019 tarihli genel kurul toplantısı davacının yokluğunda hukuka aykırı bir şekilde yapılarak sermaye arttırılmasına karar verildiğini, ortakların rüçhan haklarını kullanması için 15 gün sonra 05.03.2019 tarihinde toplantı düzenlendiğini, düzenlenen bu toplantının davetiyesinin de davacıya gönderilmediğini, bu toplantıda davacının % 20 hissesinin % 3 düşürüldüğünü, iki ortaklı limited şirketlerde ortaklardan sadece birinin iştiraki ile alınmış olan sermaye arttırımı kararının yok hükümünde olduğunu, iki ortaklı bir limited şirketin sermayesinin arttırılması kararı alınabilmesi için iki ortağında toplantıya katılması gerektiğini, belirterek; kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
Davalı vekili istinaf cevap dilekçesi ile davacının istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE : Dava, genel kurul kararının iptali istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın redine karar verilmiştir.
1. Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
2. “Yokluk”; bir hukuki işlemin doğabilmesi için öngörülen kurucu veya şekli nitelikte olan emredici hükümlere aykırılık halidir. Bu aykırılık, işlemin unsurlarında eksikliğe yol açar ve işlemi “yokluk” ile sakat hale getirir. Yok sayılan işlem, şeklen dahi meydana gelmemiştir. Yokluk, bunu ileri sürme konusunda hukuki menfaati bulunan herkes tarafından her zaman ileri sürülebilir ve tespit ettirilebilir, hâkim tarafından da re’sen dikkate alınır. Mahkemenin vereceği tespit hükmü, bu durumu açıklayıcı niteliktedir. Yokluk ve butlan hallerinin varlığı halinde bu hususun mahkemelerce re’sen gözönünde bulundurulacağı ve herkesin bu geçersizliği, mülga 6762 sayılı TTK’nın 381. maddesinde (6102 S. TTK 445-446) düzenlenen koşullara tabi olmaksızın ileri sürebileceği amirdir. Bir başka ifade ile genel kurul kararlarının iptali istemli davada yokluk ve butlan hallerinin bulunup bulunmadığı resen incelenmesi gerekmektedir.(Yargıtay HGK’nun 12.03.2008 tarih ve 2008/11-246 E. – 2008/239 K., 11.HD’nin 26.09.2019 tarih ve 2018/835 E. – 2019/5869 K, 22.10.2020 tarih ve 2019/1366 E – 2020/4391 K.).
3. Davalı bir limited şirket olup, 6102 sayılı TTK’nın 617/3. maddesi gereğince toplantıya çağrı usulü hakkında anonim şirkete ilişkin hükümler kıyas yoluyla limited şirketlere de uygulanır. TTK. 414/1 maddesi gereğince genel kurul toplantıya, esas sözleşmede gösterilen şekilde, şirketin internet sitesinde ve Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi’nde yayımlanan ilanla çağrılır. Bu çağrı, ilan ve toplantı günleri hariç olmak üzere, toplantı tarihinden en az iki hafta önce yapılır. Pay defterinde yazılı pay sahipleriyle önceden şirkete pay senedi veya pay sahipliğini ispatlayıcı belge vererek adreslerini bildiren pay sahiplerine, toplantı günü ile gündem ve ilanın çıktığı veya çıkacağı gazeteler, iadeli taahhütlü mektupla bildirilir. TTK’nın 445. maddesine göre toplantıda hazır bulunup da karara olumsuz oy veren ve bu muhalefetini tutanağa geçirten, toplantıda hazır bulunsun veya bulunmasın, olumsuz oy kullanmış olsun ya da olmasın; çağrının usulüne göre yapılmadığını, gündemin gereği gibi ilan edilmediğini, genel kurula katılma yetkisi bulunmayan kişilerin veya temsilcilerinin toplantıya katılıp oy kullandıklarını, genel kurula katılmasına ve oy kullanmasına haksız olarak izin verilmediğini ve yukarıda sayılan aykırılıkların genel kurul kararının alınmasında etkili olduğunu ileri süren pay sahipleri, Yönetim kurulu, Kararların yerine getirilmesi, kişisel sorumluluğuna sebep olacaksa yönetim kurulu üyelerinden her biri, kanun veya esas sözleşme hükümlerine ve özellikle dürüstlük kuralına aykırı olan genel kurul kararları aleyhine, karar tarihinden itibaren üç ay içinde, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinde iptal davası açabilirler.
4. Somut olayda, davacı çağrı usulüne ilişkin bir iddia ileri sürmeksizin genel kurul toplantısına katılmasının engellendiğinden bahisle kararın iptali talep etmiş olup 20.02.2019 tarihinde noter huzurunda yapılan ve toplantı çağrısında belirtilen gün ve saate yapıldığı belirtilen toplantıya ilişkin tutanak içeriği dikkate alındığında, davalının toplantıya katılmasının engellendiği yönündeki iddiası ispat edilemediği gibi iptal davasının hak düşürücü süre içerisinde de açılmadığı anlaşılmaktadır.
5. Davalı şirket 10000 paydan ibaret olup, bu payın 8000 adetinin dava dışı …’a 2000 adetinin ise …’a ait olduğu, davaya konu genel kurul toplantısının yalnızca ortaklardan …’un katılımı ile yapıldığı ve toplantında sermaye artırımına gidildiği sabittir. 6102 sayılı TTK’nın 621/1-d bendi gereğince esas sarmayenin artırılmasına ilişkin genel kurul kararlarının temsil edilen oyların en az üçte ikisinin ve oy hakkı bulunan esas sermayenin tamamının salt çoğunluğunun bir arada bulunması hâlinde alınabileceği amirdir. Bu çerçevede; iki ortaklı limited şirketlerde ortaklardan sadece birinin iştiraki ile toplanan genel kurulda kanunda aranan nitelikte çoğunluğun sağlanamayacak olması karşısında mezkur karar yok hükmünde olduğu anlaşılmaktadır. ( Yargıtay 11. HD’nin 17.06.2020 tarih ve 2019/3224 E. – 2020/2963 K., 02.10.2018 tarih ve 2018/3813 E. – 2018/5914 K. )
6. Açıklanan tüm bu hukuki ve maddi vakıalar karşısında; her ne kadar iptal koşulları oluşmamış ise de davaya konu genel kurulun sermaye artırımına ilişkin kararının yokluluk malul olduğunun kabulü gerekirken, aksi yönde varılan hukuki kabulde isabet bulunmamaktadır. Bu itibarla, davalının istinaf talebi yerindedir.
Bu durumda, yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığından Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca davalının istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden esas hakkında karar verilmesi, gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının istinaf başvurusunun KABULÜ ile İzmir 5.Asliye Ticaret Mahkemesinin 20.11.2019 tarih 2019/185 E. 2019/1198 K. sayılı kararının Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
2-Kaldırılan kararın yerine geçmek üzere yeniden hüküm tesisi ile;
Davacının davasının KISMEN KABULÜ ile Davalı … Sanayi ve Ticaret Limitet Şirketi’nin 20.02.2019 tarihinde yapılan genel kurul kararının 6 nolu bendinin yoklukla malul olduğunun tesptine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması lazım gereken 179,90-TL maktu karar ve ilam harcından peşin alınan 44,40-TL peşin harcın mahsubu ile eksik olan 135,50 TL ‘nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Davacı tarafından yatırılan 44,40-TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT uyarınca 9.200,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT uyarınca 9.200,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Davacılar tarafından yapılan 44,40-TL başvuru harcı, 6,40-TL vekalet harcı, 48,60-TL posta masrafı olmak üzere toplam 99,40-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davalı tarafından masraf yapılmadığından bu hususta hüküm kurulmasına yer olmadığına,
3-İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yatırılan istinaf harcının talep halinde istinaf yoluna başvurana iadesine,
4-İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından istinaf yargılaması nedeniyle yapılan 148,60-TL istinaf kanun yoluna başvuru harcı ile 82,50-TL tebligat masrafı olmak üzere toplam 231,10-TL istinaf yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay ilgili Hukuk Dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere 22.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.