Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2020/1865 E. 2023/898 K. 12.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1865
KARAR NO : 2023/898

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 06/02/2020
NUMARASI : 2018/1003 Esas 2020/94 Karar
DAVANIN KONUSU : Tazminat
DAVA TARİHİ : 03.09.2018
KARAR TARİHİ : 12.06.2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 12.06.2023

İzmir 5.Asliye Ticaret Mahkemesinin 06.02.2020 tarih 2018/1003 Esas 2020/94 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, 01/03/2018 tarihinde dava dışı sürücü …’in sevk ve idaresindeki … plakalı motosiklet ile davalı … şirketine ZMMS ile sigortalı olan ve …’nin sevk ve idaresindeki … plakalı aracın çarpıştıklarını, meydana gelen kazada … plakalı motosiklette yolcu konumunda bulunan müvekkilinin yaralandığı, sürekli iş gücü kaybının oluştuğunu iddia ederek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 1.000,00 TL sürekli iş göremezlik nedeniyle maddi tazminatın temerrüt tarihinden itibaren işleyecek temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, müvekkili sigorta şirketine 2918 sayılı yasanın 97 maddesine göre usulüne uygun başvuru yapılmadığını, eksik evrak ile başvuru yapıldığını, davanın usulden reddinin gerektiğini, müvekkili şirketin sorumluluğunun poliçe limiti, sigortalı araç sürücüsünün kusuru ve zarar miktarı ile sınırlı olduğunu, sigortalı araç sürücüsünün kusurunun ve davacının zararının ispatının gerektiğini, kalıcı iş gücü kaybı hesabından yeni sigorta genel şartlarının uygulanması gerektiğini, SGK tarafından rücuye tabi ödemenin mahsubunun gerektiğini, gelir durumunun somut belgelerle ispatının gerektiğini, faizin dava tarihinden itibaren yasal faiz olarak uygulanması gerektiğini, davalının temerrüdünün oluşmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, Ege Üni Tıp Fakültesi Hastanesi 19.07.2019 tarihli adli sağlık kurulu raporunda davacının sürekli iş göremezlik oranının %3 olduğu, tıbbi iyileşme süresinin 4 ay olarak tespit edildiği, 06.01.2020 havale tarihli bilirkişi raporunda davacının yolcu olarak bulunduğu … plakalı motosiklet sürücüsü …’in %25 oranında, … plakalı karşı araç sürücüsü …’nin %75 oranında kusurlu oldukları, kalıcı iş gücü kaybı tazminatının 26.162,30 TL olduğu, alacağın 17.04.2018 tarihinde muaccel hale geldiği, temerrüt faizinin yasal faiz oranında olduğu gerekçesiyle, davanın kabulüne, 26.162,00 TL kalıcı iş gücü kaybı zararının 17.04.2018 temerrüt tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalı …Ş.’den tahsiline karar verilmiştir.
Karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davalı vekili, sigortalı sürücünün %75 kusurlu olduğunun kabulünün mümkün olmadığını, kusur oranı konusunda yeterli inceleme yapılmadan hazırlanan rapor doğrultusunda eksik inceleme ile hüküm kurulduğunu, kazanın oluşumunda sigortalı araç sürücüsünün kusurunun bulunmadığını, %3 oranında maluliyeti kabul etmediklerini, davacının kalıcı bir sakatlığının olup olmadığının 28603 sayılı Özürlülük
Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre belirlenmesi gerektiğini, davacı tarafça yasal başvuru şartlari yerine getirilmediğinden temerrüdün gerçekleşmediğini, mahkemece temerrüt tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesinin kabul edilemez olduğunu belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE : Dava, trafik kazası nedeniyle, karşı aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısından sürekli iş göremezlik tazminatı istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda açıklanan gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
İstinaf aşamasında davalı … vekili 31.08.2020 tarihli dilekçesi ekinde sunduğu “makbuz ve ibraname” başlıklı protokol çerçevesinde tarafların haricen sulh olduklarını, protokol kapsamında davacıya 32.239,86 TL ödeme yapıldığını, davalı taraftan masraf ve vekalet ücreti taleplerinin bulunmadığını beyan etmiştir. Dilekçe ekinde sunulan belgenin incelenmesinde, davacı vekilinin davalı … tarafından yapılacak ödeme nedeniyle davalı taraftan herhangi bir alacak taleplerinin olmadığını ve eldeki davadan feragat edileceğini kabul ettiği, ayrıca vekalet ücreti ve yargılama giderleri hususlarında anlaşma sağlandığı görülmüştür.
TBK’nun 166. maddesinde “Borçlulardan biri, ifa veya takasla borcun tamamını veya bir kısmını sona erdirmişse, bu oranda diğer borçluları da borçtan kurtarmış olur. Borçlulardan biri, alacaklıya ifada bulunmaksızın borçtan kurtulmuşsa, diğer borçlular bundan, ancak durumun veya borcun niteliğinin elverdiği ölçüde yararlanabilirler. Alacaklının borçlulardan biriyle yaptığı ibra sözleşmesi, diğer borçluları da ibra edilen borçlunun iç ilişkideki borca katılma payı oranında borçtan kurtarır” şeklinde düzenleme bulunmaktadır.
HMK’nın 314. maddesi uyarınca hüküm kesinleşinceye kadar sulh yapılması mümkün olduğundan kararın sulh protokolü dikkate alınarak resen kaldırılması gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.
Bu durumda, yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığından Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararı resen kaldırılarak yeniden esas hakkında karar verilmesine, kaldırma kararın sebep ve şekline göre davalı vekilinin istinaf itirazlarının incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İzmir 5.Asliye Ticaret Mahkemesinin 06.02.2020 tarih 2018/1003 Esas 2020/94 Karar sayılı kararının Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca resen KALDIRILMASINA,
2-Davalı vekili tarafından sunulan dilekçe ve eki protokol uyarınca dava konusuz kaldığından, esas hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90 TL karar harcının peşin alınan 35,90 TL harç ile 450,00 TL ıslah harcı toplamı 485,90 TL’den mahsubu ile bakiye 306,00 TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
Tarafların vekalet ücreti ve yargılama gideri talepleri bulunmadığından bu konularda karar verilmesine yer olmadığına,
Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve istek halinde yatıran tarafa iadesine,
3-Kaldırma kararının sebep ve şekline göre davalı vekilinin istinaf başvurusu hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
4-İstinaf karar harcının talep halinde istinaf yoluna başvurana iadesine,
5-İstinaf yoluna başvuran tarafından yapılan giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 12.06.2023