Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2020/1827 E. 2023/901 K. 12.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1827
KARAR NO : 2023/901

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 23.06.2020
NUMARASI : 2020/39 E. 2020/279 K.
DAVANIN KONUSU : Destekten Yoksun Kalma Tazminatı
DAVA TARİHİ : 24.01.2018
KARAR TARİHİ : 12.06.2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 12.06.2023

İzmir 4.Asliye Ticaret Mahkemesinin 23.06.2020 tarih 2020/39 E. 2020/279 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, 22.11.2015 tarihinde meydana gelen trafik kazasında müvekkilinin imam nikahlı eşi …’nın vefat ettiğini, kazanın meydana gelmesinde müvekilinin kusuru bulunmadığını, … plakalı aracın davalı … şirketi tarafından ZMMS kapsamında sigortalandığını, müteveffanın fiili olarak eşi olan müvekiline destek olduğunu iddia ederek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 50,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının kaza tarihinden işletilecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili 09.12.2019 tarihli ıslah dilekçesi ile dava değerini 11.089,93 TL’ye yükseltmiştir.
CEVAP : Davalı vekili, aynı kaza ile ilgili olarak İzmir 4 ATM’nin 2016/354 Esas sayılı dosyasında dava açılmış olduğunu, davaların birleştirilmesi gerektiğini, poliçeden dolayı sakatlanma ve ölüm halinde kişi başına azami sorumluluk limitinin 290.000 TL olduğunu, müvekilinin sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında ve zarar nispetinde sorumlu olduğunu, sürücülerin kusur oranlarının ve mütevefanın müterafik kusur durumunun tespitinin gerektiğini, dosyanın Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi’ne gönderilerek kusur raporu alınması, mütevefanın herhangi bir sosyal sigorta kurumuna bağlı olup olmadığının araştırılması gerektiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNCE VERİLEN KARARIN ÖZETİ: İlk derece mahkemesince, müteveffa sürücü …’nın sevk ve idaresindeki … plakalı motosikleti ile seyir halinde iken, davalı … şirketi tarafından ZMMS poliçesi ile sigortalanan ve dava dışı sürücü … yönetimindeki … plakalı otomobilin çarpması sonucu …’nın vefat ettiği, Ankara ATK Trafik İhtisas Dairesi’nin raporuna göre sigortalı araç sürücüsü …’nun tam kusurlu olduğu, davacının desteği …’nın ölümü nedeniyle SGK tarafından rücuya tabi gelir bağlanmadığı, kazanın teminat kapsamında kaldığı, poliçe süresi içerisinde gerçekleştiği, poliçedeki teminat limitinin kaza tarihi itibariyle 290.000,00 TL olduğu, davacının yeniden evlendiği 26.06.2018 tarihine kadar destek zararının 11.089,93 TL olarak tespitine ilişkin 17.10.2019 tarihli bilirkişi ek raporunda esas alınan hesaplama yönteminin, poliçe tanzim tarihinin yeni genel şartların yürürlüğe girdiği 01/06/2015 tarihinden önce olması nedeniyle Yargıtay uygulamaları ile benimsenen esaslara uygun ve raporun hüküm kurmaya yeterli olduğu, gerekçesiyle davanın kabulüne, 11.089,93 TL destekten yoksun kalma tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Karara karşı davalı vekilince istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davalı vekili, karardan sonra davacı vekili ile yapılan sulh görüşmeleri neticesinde dava konusu tazminat talebi yönünden, karar ile hüküm altına alan asıl alacak ve ferileri ekli ibraname kapsamında ödenmek suretiyle sulh olunduğunu, müvekkili şirket tarafından ödeme yapılması sebebiyle davacı vekili tarafından, karardan sonra feragat dilekçesi ile davadan feragat edildiğini belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE :Dava, trafik kazası nedeniyle, karşı aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısından destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda açıklanan gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Davalı … vekili istinaf dilekçesi ekinde sunduğu “makbuz ve ibraname” başlıklı protokol çerçevesinde tarafların haricen sulh olduklarını, protokol kapsamında davacıya 12.832,67 TL ödeme yapıldığını, davalı taraftan masraf ve vekalet ücreti taleplerinin bulunmadığını beyan etmiştir. Dilekçe ekinde sunulan belgenin incelenmesinde, davacı vekilinin davalı … tarafından yapılacak ödeme nedeniyle davalı taraftan herhangi bir alacak taleplerinin olmadığını ve eldeki davadan feragat edileceğini kabul ettiği, ayrıca taraflar arasında vekalet ücreti ve yargılama giderleri hususlarında anlaşma sağlandığı görülmüştür.
TBK’nun 166. maddesinde “Borçlulardan biri, ifa veya takasla borcun tamamını veya bir kısmını sona erdirmişse, bu oranda diğer borçluları da borçtan kurtarmış olur. Borçlulardan biri, alacaklıya ifada bulunmaksızın borçtan kurtulmuşsa, diğer borçlular bundan, ancak durumun veya borcun niteliğinin elverdiği ölçüde yararlanabilirler. Alacaklının borçlulardan biriyle yaptığı ibra sözleşmesi, diğer borçluları da ibra edilen borçlunun iç ilişkideki borca katılma payı oranında borçtan kurtarır” şeklinde düzenleme bulunmaktadır.
HMK’nın 314. maddesi uyarınca hüküm kesinleşinceye kadar sulh yapılması mümkün olduğundan kararın sulh protokolü dikkate alınarak resen kaldırılması gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.
Bu durumda, yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığından Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararı resen kaldırılarak yeniden esas hakkında karar verilmesine, kaldırma kararın sebep ve şekline göre davalı vekilinin istinaf itirazlarının incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 23.06.2020 tarih 2020/39 E. – 2020/279 K. sayılı kararının Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca resen KALDIRILMASINA,
2-Davalı vekili tarafından sunulan dilekçe ve eki protokol uyarınca dava konusuz kaldığından, esas hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90 TL karar harcından peşin alınan 73,90 TL’nin mahsubu ile bakiye 106,00 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Tarafların vekalet ücreti ve yargılama gideri talepleri bulunmadığından bu konularda karar verilmesine yer olmadığına,
Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve istek halinde yatıran tarafa iadesine,
3-İstinaf karar harcının talep halinde istinaf yoluna başvurana iadesine,
4-İstinaf yoluna başvuran tarafından yapılan giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 12.06.2023