Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2020/1821 E. 2023/888 K. 08.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1821
KARAR NO : 2023/888

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR FİKRİ VE SINAİ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 28.11.2019
NUMARASI : 2019/57 E. – 2019/193 K.
DAVANIN KONUSU : Markanın Hükümsüzlüğü
KARAR TARİHİ : 08.06.2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 08.06.2023

Taraflar arasındaki davadan dolayı İzmir Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 28.11.2019 gün ve 2019/57 E. – 2019/193 K. sayılı hükmün istinaf yoluyla Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, davacının “ …” markasını ilk kez 1990 tarihinde kullanmaya başladığını, davacıya ait iş yerinin davalıya devrini müteakip davalının davacının hastalığından ve bilgisizliğinden faydalanarak 22/01/2015 tarihinde 43. sınıfta markayı tescil ettirdiğini, daha sonra davacıya karşı markaya karşı tecavüz nedeniyle suç duyurusunda bulunup, maddi ve manevi tazminat davası açtığını, yapılan yargıma neticesinde davacını beraat ettiğini ve tazminat davalarının rededildiğini, davacının marka üzerinde önceye dayalı gerçek hak sahipliği bulunduğunu, belirterek; davalı adına kayıtlı markanın hükümsüzlüğünü ile sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili, davalının “…” unvanlı iş yerini işlettiğini, söz konusu işlerini 2013 yılında davacıdan devir aldığını, işletmenin ticaret unvanı ve diğer fikri mülkiyet hakları ile birlikte devredildiğini, 2014 yılında marka başvurusu yapıldığını, davacının davalının kullanımına sesiz kaldığını, davacının … adıyla faaliyetine devam ettiğini, hükümsüzlük koşullarının oluşmadığını, belirterek; davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davacısının işletmesini işletme adı ile birlikte devretmiş olması nedeniyle marka üzerinde üstün hakkının kalmadığı, belirtilerek; davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davacı vekili, davacının önceye dayalı kullanım hakkının bulunduğunu, davacının işletmesinin esnaf işletmesi niteliğinde olduğunu, söz konusu devirde marka hakkının devredilmediğini, taraflar arasında yazılı bir marka devir sözleşmesi bulunmadığını, işletmenin devri tarihinde söz konusu markanın tescilli bir marka olmadığını, işletmenin devrinden ayrı tutulması gerektiğini, davacının önceye dayalı gerçek hak sahipliği bulunduğunu, belirterek; kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
Davalı vekili istinafa cevap dilekçesi ile davacının istinaf başvurusunun reddini talep etmiştir.
GEREKÇE : Dava, önceye dayalı hak sahipliği nedeni ile markanın hükümsüzlüğü istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmiştir.
1. Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
2. Davacının ” … ” adı ile 26.01.2007 tarihinde faaliyete başladığı iş yerini 26.03.2013 tarihli iş yeri devir sözleşmesi ile davalıya devredilmesini mütekaip dava konusu markanın 30/04/2014 başvuru 21/01/2015 tescil tarihli 43. Sınıfta “…” şeklinde davalı adına tescil edildiği sabittir.
3. Marka hakkı, SMK’nın 7/1. maddesi hükmü gereği, tescille kazanılır. Bununla birlikte marka hakkının tescille kazanılmadığı istisnai haller de mevcuttur. İstisnalardan biri, önceye dayalı tescilsiz marka hakkıdır. Marka hakkı, tescil olmaksızın, kullanımla da elde edilmiş olabilir. Diğer deyimle, işletme bir işareti marka olarak seçmiş, kullanmaya başlamış ve tanıtmış; marka altında belli bir itibar yaratmış olabilir. Bu takdirde tescilden önceki kazanılmış hak, sahibine SMK 6/3. maddesi hükmü gereğince yerine göre bir savunma aracı veya yerine göre başvurunun reddi ve hükümsüzlük talepleri için kullanılabilecek bir üstünlük sağlamış olur.
4. Davalının tescil ettirdiği markayı, davacının esnaf oda ve ruhsat kayıtlarına göre tescilden önce kullandığı sabit olup davacının önceye dayalı hak sahipliği iddiasına bulunduğu, buna karşılık davalının taraflar arasındaki devir sözleşmesiyle işleteme adı başta olmak üzere fikri mülkiyet haklarının da devralındığını savunduğu görülmektedir.
5. İzmir FSH’nin 2017/30 Esas sayılı dava dosyası kaspamında davalı tarafından “…” şeklindeki tescilli markasına dayanılarak davacının iş yerinin devrinden sonra ” … ” adıyla açtığı iş yerine karşı marka hakkına tecavüz nedeniyle açılan maddi ve manevi tazminat davasında, davacının önceye dayalı hak sahipliğinin bulunduğu kabul edilmiş ancak İDM tarafından anılan kararın kesleşmesinin eldeki davaya bir katkısı bulunmayacağı belirtilerek anılan dava dosyasının kesinleşmesi beklenmeksizin davanın esası hakkında karar verilmiştir.
6. Taraflar arasındaki önceki davanın konusu aynı değil ise de kesinleşmiş kararın özellikle davacının önceye dayalı gerçek hak sahipliğinin bulunup bulunmadığı ve davalının iş yerinin devriyle birlikte başta işletme adı olmak üzere fikri mülkiyet haklarını devralıp devralmadığı hususlarında anılan dava dosyasının kuvvetli delil teşkil edeceği muhakkak olduğundan bu davanın sonucunun beklenmesi gerektiği gibi davacının gerçek hak sahipliği ve öncelik iddiaların incelenmesi için hükümsüzlüğe konu marka ile davacı markasının görsel, işitsel ve anlamsal olarak aynı veya benzer olması ve tescil edilen mal veya hizmetlerin de aynı olması gerektiğinden hükümsüzlüğün tespiti konusunda yapılan araştırma da eksiktir. Eksik inceleme ve araştırma ile hüküm kurulamaz.
7. Açıklanan tüm bu hukuki ve maddi vakıalar karşısında; İzmir FSH’nin 2017/30 Esas sayılı dava dosyasının akıbeti araştırılarak, kararın kesinleşmesinin beklenmesi, kesinleşmesi halinde davacının önceye dayalı hak sahipliğinin bulunup bulunmadığı, davalının iş yerinin devriyle birlikte başta işletme adı olmak üzere fikri mülkiyet haklarını devralıp devralmadığı hususları üzerinde durularak, davacının öncelik hakkına dayalı davasına ilişkin dayandığı marka ile hükümsüzlüğü talep edilen markanın öncelikle görsel, işitsel ve anlamsal olarak aynı veya benzer olup olmadığı değerledirilerek, tescil sınıflarının karşılaştırılıp incelenip ayrıştırılması için ( gerekiyorsa sektör bilirkişisinin de yer adlığı ) bilirkişi kurulundan tarafların iddia ve savunmalarını karşılayacak şekilde açıklamalı, ayrıntılı, denetime elverişli rapor alınarak varsa rapora yönelik itirazlar karşılanmak suretiyle oluşacak sonuca göre usuli kazanılmış haklar da gözetilerek karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ve incelemeyle yazılı biçimde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Bu durumda, ilk derece mahkemesince uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış ve değerlendirilmemiş olması nedeniyle istinaf istemine konu karara yönelik denetim yapılması mümkün değildir. O halde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6 maddesi uyarınca istinaf başvurusunun esasa ilişkin hususlar incelenmeksizin kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve kaldırma kararının sebep ve şekline göre sair istinaf itirazlarının incelenmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekmiştir.
H Ü K Ü M :Yukarıda açıklanan nedenenlerle;
1-Davacının istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca ESASA İLİŞKİN SEBEPLER İNCELENMEKSİZİN KABULÜNE,
2-İzmir Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 28.11.2019 tarih 2019/57 E. – 2019/193 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Dairemizin kararına uygun şekilde yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın mahal mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-Kaldırma kararının sebep ve şekline göre sair istinaf itirazlarının incelenmesine yer olmadığına,
5-İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yatırılan istinaf harcının istek halinde istinaf yoluna başvurana iadesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6 maddesi gereğince kesin olmak üzere 08.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.