Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2020/1806 E. 2023/857 K. 02.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1806
KARAR NO : 2023/857

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KARŞIYAKA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 04/03/2020
NUMARASI : 2017/570 Esas 2020/95 Karar
DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 02.06.2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 02.06.2023

Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesinin 04.03.2020 tarih 2017/570 Esas 2020/95 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacılar vekili, davalılar … ve … vekili, davalı … vekili, davalılar … ve … vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, 13.04.2017 tarihinde sürücü …’in sevk ve idaresindeki -davalı …’in malik/işleteni ve davalı … A.Ş.nezdinde zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçesi ile sigortalı olduğu- … plakalı kamyonet ile …’nın sevk ve idaresindeki -davalı …’un malik/işleteni olduğu- … plakalı araçların çarpışması neticesinde …’in kullandığı aracın savrularak yaya olan davacı …’e çarpması sonucu meydana gelen trafik kazasında müvekkili …’ün ağır şekilde yaralandığını, davalı …’in kullandığı kamyonet ile geçiş önceliğine uymama ve alkollü araç kullanma kurallarını ihlal ettiği için asli kusurlu olduğunu, diğer sürücü …’nın da kavşağa girerken hızını azaltmadığı için kusurlu olduğunu, müvekkilinin kazadan sonra yoğun bakımda kaldığını, vücudunun çeşitli bölgelerinden ağır yaralandığını, ızdırap ve acı çektiğini, manevi zarara uğradığını, ayrıca …’ün eşi ve çocuklarının da yaşanan ağır bedensel zarardan manevi zarara uğradıklarını, davaya konu trafik kazası sebebi ile müvekkilinin çalışamaz hale geldiğini, başlangıçta ödenen harç ve masrafları ödeme gücünün bulunmadığını bildirerek, davacı … için 100,00 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte, … için 50.000,00 TL, davacı … için 5.000,00 TL, diğer davalılar için 3.000,00’er TL manevi tazminatın da 13.04.2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 28.11.2019 tarihli sunmuş olduğu ıslah dilekçesi ile 100,00 TL’lik talebini 19.667,60 TL geçici ve 306.453,26 TL sürekli iş göremezlik olmak üzere toplam talebini 326.120,86 TL’ye arttırmıştır.
CEVAP : Davalılar … ve … vekili cevap dilekçesi ile; usulden ve esastan davanın reddi gerektiğini, 2017 yılı içerisinde müvekkillerinin davacı tarafa muhtelif tarihlerde 6.000,00, 1.000,00 TL, 5.000,00 TL, 1.000,00 TL ve 2.000,00 TL ödeme yaptığını bildirerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Davalı … A.Ş.vekili cevap dilekçesi ile; davacının müvekkili şirkete yaptığı başvurunun usulüne uygun olmadığı için davanın usulden reddi, kabul anlamına gelmemek kaydıyla kazaya karışan müvekkili nezdinde sigortalı araç sürücüsünün kusurunun ve zararının ispatının ve davacının kaza sebebi ile elde ettiği gelir ve tazminatların mahsup edilmesi gerektiğini; müvekkili şirketinin poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, temerrüdün dava tarihinde gerçekleştiğini bildirerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Davalılar … ve … tarafından cevap dilekçeleri sunulmamıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, olay gün ve saatinde davalı sürücü …’in idaresindeki … plakalı aracı ile kontrolsüz dörtlü kavşaktan geçiş yaparken sağdan bölünmüş yoldan gelen trafiği kontrol edip ilk geçiş hakkını bu yönden gelen trafiğe vermesi gerekirken, bölünmüş yoldan gelen ve kavşağa direk geçmek isteyen davalı sürücü …’in idaresindeki … plakalı aracın sol ön ve arka kapı kısımlarına çarptığı, davalı sürücü …’in bu fiilleri ile 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 109/b-4 ve 5 bendinde belirtilen kuralları ihlal ettiği, yine kavşak sistemine dalgın ve dikkatsiz girerek anılan Kanunun 84/h maddesinde belirtilen “kavşaklara geçiş önceliğine uymama” kusurunu işlediği ve böylece kazanın meydana gelmesinde asli ve %60 oranında kusurlu olduğu; davalı sürücü …’in anayol konumundaki bölünmüş yol üzerinden seyirle kavşağa geçiş yapmasına rağmen, kavşağın mahal şartlarının üzerinde bir hızla geldiği, fren lambası yanmasına rağmen etkin bir frenleme görülmediği, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 52/1-a bendinde belirtilen “araçların hızını, kavşaklara yaklaşırken azaltmamak” kusurunu işlediği, kazaya etken olduğu, kazanın meydana gelmesinde davalı sürücü …’nın tali ve %20 oranında kusurlu olduğu; davacı yaya …’ün trafik ışığı ve yaya geçidi olmayan kavşak köşesinden yolun karşısına geçerken 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 68 ve yönetmeliğin 138.maddesinde açıklanan “yayaların karşıdan karşıya geçişlerinde 100 metre mesafe içinde trafik ışığı ve yaya geçidi bulunmayan yerlerde taşıt trafiği için zorluk ve engel yaratmamak şartı ile ve yoldan gelen taşıtların uzaklık ve hızını kontrol ederek kendi güvenliğini sağladıktan sonra en kısa doğrultuda ve en kısa zamanda geçebileceği, taşıt yoluna girmeden güvenle duramayacak kadar yaklaşmış taşıtlar varsa ilke geçiş hakkını onlara verip geçişlerini beklemeleri zorunlu kılınmıştır” kuralını ihlal ettiği için kazanın meydana gelmesinde tali ve %20 oranında kusurlu olduğu, davacı …’ün … kaydının bulunduğu, trafik kazası nedeniyle kendisine geçici iş göremezlik tazminatının ödenmediği, … ilçesinde kiraca olarak eşi ve çocukları ile oturduğu, malulen emekli olduğu; davacı …’ün davacı …’ün eşi ve ev hanımı olduğu; davacı …’ün fabrikada çalıştığı, anne, babası ve kardeşleri ile birlikte yaşadığı; davacı …’ün pastanede çalıştığı, anne, babası ve kardeşleri ile birlikte yaşadığı; davacı …’ün çocuk olduğu, anne, babası ve kardeşleri ile birlikte yaşadığı; davacı …’ün fabrikada çalıştığı, kiralık evde oturduğu, ev hanımı eşi ile birlikte yaşadığı; davalı …’in kendisine ait evde oturduğu, toptan-perakende işi ile uğraştığı, aracının bulunduğu; davalı …’in eşine ait evde oturduğu, toptan-perakende işi ile uğraştığı; davalı …’un kendisine ait evde oturduğu, taksi durağı sahibi olduğu, aracının bulunduğu; davalı …’nın kiralık evde oturduğu ve tek başına yaşadığı, taksi şoförlüğü yaptığı, trafik kazasına bağlı olarak davacı …’ün %77,3 oranında sürekli iş göremezlik durumuna ve 18 ay geçici iş göremezlik durumuna maruz kaldığı, kusur durumu ve davacının gelir durumu da dikkate alındığında adı geçen davacının TRH 2010 Yaşam Tablosuna göre, 261.222,48 TL sürekli iş göremezlik tazminatının hesaplandığı, davalı … A.Ş.nin sorumluluğunun %60 sürücü kusuruna isabet eden 195.916,85 TL ye ilişkin olduğu, PMF Yaşam Tablosuna göre, 306.453,26 TL sürekli iş göremezlik tazminatının hesaplandığı, bu bedelin 229.839,94 TL lik bölümünden … plakalı araç sahip ve sürücüsü … ve …’in sorumlu oldukları, bu aracı ZMMS poliçesi ile sigortalayan davalı … A.Ş. ise bu tutarın -yukarıda belirtilen- 195.916,85 TL lik bölümünden sorumlu olduğu, davacı …’ün sürekli iş göremezlik zararının %20 sine tesadüf eden 76.613,31 TL lik bölümünden … plakalı araç sahip ve sürücüsü davalı … ile davalı …’nın sorumlu oldukları, yine davacı …’ün hesaplanan 19.667,60 TL geçici iş göremezlik tazminatının 14.750,70 TL lik bölümünden davalılar …, … ve … A.Ş.nin, 4.916,16 TL lik bölümünden araç sahip ve sürücüsü davalılar … ve …’nın sorumlu oldukları , davacı …’ün trafik kazasına bağlı yaralanması sonucunda ağır bedensel zararın söz konusu olduğu, bu yaralanmadan ve sonrasındaki tedavilerden dolayı adı geçen davacının acı çekmesinin ve üzüntü duymasının doğal olduğu, bu maluliyet durumunun sürekli hissedileceği, kişilik haklarının zedelendiği anlaşıldığından, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, olayın özellikleri ve şartları, olay tarihi, kusur durumu gözetilerek davacı zarar gören … lehine 30.000,00 TL, zarar görenin eşi davacı … lehine 3.000,00 TL, davacı zarar görenin çocukları …, …, … ve …’ün her biri için 1.500,00 er TL manevi tazminata hükmedilmesi gerektiği, fazlaya ilişkin manevi tazminat isteminin yersiz olduğu belirlenen maddi ve manevi tazminatlardan davalı-sürücü … ve davalı-sürücü … haksız fiili ika eden olarak TBK.’nun 49 vd.madde hükümlerine, davalı işleten … ve davalı işleten … “araç işleten” sıfatıyla 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanun’un 85.maddesi hükmüne göre sorumludur. Davalı sigorta şirketi ise ZMMS sigorta poliçesi çerçevesinde maddi tazminattan sorumludur. Buna karşılık, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 92. madde hükmü ve ZMMS Genel Şartları A.6 maddesinin “f” bendi uyarınca manevi tazminat zorunlu mali mesuliyet sigorta teminat kapsamına dahil olmadığından davacı tarafından davalı … Şirketi hakkında açılan manevi tazminat istemi yerinde görülmediği, davalı … tarafından davacıya 2.000,00 TL ihtiyaçlarını karşılaması için ödeme yaptığı, yine PTT kanalı ile 6.000,00 TL ameliyat ücreti, 1.000,00 er TL’den 2.000,00 TL tedavi gideri ve davacı …’e 5.000,00 TL ödeme yapıldığı beyan edilmiş ise de, bu ödemelerin tedavi giderlerine ilişkin ve yardım amaçlı olduğu, geçici iş göremezlik tazminatı ve sürekli iş göremezlik tazminatı niteliğinde bulunmadığı, dolayısıyla bu ödemelerin geçici iş göremezlik ve sürekli iş göremezlik tazminatlarından mahsup edilemeyeceği kanaatine varılarak davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacılar vekili, davalılar … ve … vekili, davalı … vekili, davalılar … ve … vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davacılar vekili, dava konusu kaza nedeniyle Menemen Cumhuriyet Başsavcılığı soruşturma başlatıldığını, 2017/2008 Sor. nolu dosyada alınan bilirkişi raporunda yaya olan müvekkilinin kusursuz bulunduğunu, açılan kamu davası Menemen 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2019/67 E. 2019/645 K. sayılı dosyasında sanıkların cezalandırılmalarına karar verildiğini, eldeki dosya kapsamında alınan bilirkişi raporu ile Menemen Cumhuriyet Başsavcılığında alınan kusur raporlarının, müvekkil yönünden çeliştiğini, ilk derece aşamasında açıklanmasına rağmen müvekkilinin %20 kusurlu olduğundan bahisle tazminata hükmedildiğini, yani savcılıkta alınan ve kamu davasının yürütüldüğü dosyadaki müvekkilinin kusuru ile eldeki davada alınan kusur örtüşmemekte, çelişmekte olduğunu, manevi tazminatın ZMMS kapsamına girmediğini, davalı … yönünden manevi tazminat taleplerinin bulunmadığını, bu durumlara rağmen, sigortacıdan manevi tazminat talep ettiğimiz yönünde hatalı sonuca varılarak sigortacı lehine reddedilen manevi tazminat tutarı üzerinden 3.400,00 TL karşı yan vekalet ücretine hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, mahkemece manevi tazminat taleplerinin kısmen kabul edildiğini, müvekkil yönünden 30.000,00 TL yönünden kısmen kabul edilmesi ve toplamda 11.300,00 TL karşı yan vekalet ücretine hükmedildiğini, diğer davacılar açısından ise 2.000,00 TL yönünden manevi tazminat kısmen kabul edilmiş, bununla birlikte toplam 1.000 TL (750 TL + 250 TL) karşı yan vekalet ücretine hükmedildiğini, ailenin babasının trafik kazası geçirip 1 aya yakın süre yoğun bakımda kalarak hayata tutunduğu, sonrasında %77 işgöremez hale geldiği, kazazede kadar olmasa da her gün aile bireylerinin baba olan …’ü bu şekilde görecekleri, bunun acı ve ısdırabı gözetilerek hükmedilen 2.000 TL manevi tazminatın 1.000 TL’sini karşı yan vekalet ücreti olarak ödemek mecburiyetinde kalmaları Anayasamızın 36. maddesinde ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6. maddesi anlamında “adil yargılanma hakkını”, ayrıca “mahkemeye erişim hakkını” açıkça ihlal ettiğini, olayın bütün koşulları bir bütün halinde değerlendirildiğinde, dava açıldığı sırada ıslah imkanının olmaması nedeniyle hak kaybına uğramamak amacıyla talebini yüksek tuttuğu ve hak kazandığı tazminatın yaklaşık 3/4’ünü vekalet ücreti adı altında davalı idareye geri ödemek zorunda bırakıldığı ve açılan tazminat davasının bu şekilde başvurucu açısından anlamsız hale geldiği dikkate alındığında yapılan müdahalenin ölçülü olduğu söylenemeyeceği, belirtilen nedenlerle başvurucunun Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir şeklinde karar verildiğini, manevi tazminatın henüz taraflara ödenmediğini, talep ettikleri manevi tazminat tutarlarının ise olayın oluş şekli ve maddi alım gücü dikkate alındığında zenginleşme maksadı taşımadığı, ancak bu haliyle kararın kesinleşmesi durumunda Anayasa Mahkemesinin vurguladığı şekliyle- manevi tazminat davasının müvekkiller yönüyle anlamsızlaştığı gözetilerek manevi tazminat yönünden davanın tam kabul edilmesini istinaf nedenleri olarak ileri sürmekle kararın kaldırılmasını istemiştir.
Davalılar … ve … vekili; dosyada alınan aktüerya raporunda davalı … tarafından davacılara yapılan toplam 13.000,00 TL tutarındaki ödemenin hesaplara dahil edilmediğini, rapordaki hesaplamanın hatalı olduğunu, Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/570 E. sayılı dava dosyasında alınan 18/12/2018 tarihli ve 14/03/2019 tarihli kusur bilirkişi raporlarında müvekkili hakkında kavşak sistemine dalgın ve dikkatsiz girerek kazaya neden olması sonucu % 60; diğer araç sürücüsü …’ya Araçların hızlarını kavşaklara yaklaşırken azaltmaması nedeniyle %20; davacı …’e KTK 68. ve Trafik Yönetmeliği 18. maddesinde düzenlenen kurallara uymadığından kazanın oluşunda %20 kusurlu olduğu kanaatiyle raporlar düzenlendiğini, kazanın oluş şekli dikkatlice irdelendiğinde iş bu kaza da müvekkili ile diğer sürücü …’nın aynı nedenlerle kusurlu olup, eşit kusurlu olduğu sabit olduğunu, müvekkilinde kaza raporunda bulunan alkol oranı ise çok çok düşük olup, dikkat dağınıklığına ya da kazanın oluşumuna hiç bir etkeni bulunmadığını, bu nedenle sadece müvekkilinde çok az bulunan alkol nedeniyle asli kusur verilmesi kabul edilemeyeceğini, kaldı ki davacı kazada kusuru bulunmadığını, kazada yaralanmasının da kendi kusuru olduğunu, bununla birlikte müvekkillerinin iş bu kaza nedeniyle davacıların her zaman yanında olup, maddi ve manevi destek sağladıklarını, müvekkili tarafından davacılara iş bu kaza nedeniyle yapılan ödemelerin bilirkişi raporunda, PTT ödeme dekontları ile sabit olduğunu, müvekkili tarafından yapılan ödemelerin hiç bir maddi veya manevi tazminat bedelinden mahsup edilmemesinin hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu, ayrıca 25.02.2011 tarihli ve 6111 sayılı “Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun” da belirtildiği üzere sabit olup, geçici işgöremezlik ve tedavi giderleri SGK tarafından karşılanmakta olup, müvekkillerin sorumluluğunda olmadığını, davacının maluliyet oranına ilişkin tespitini kabul etmediklerini, davacı erişkin bir birey olup, 30692 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre maluliyetin tespit edilerek, hesaplamanın yapılması gerektiğini, müvekkili tarafından davacılara yapılan ödemeler ile davacının kazanın oluşumunda kendi kusurunun bulunması hususu dikkate alındığında müvekkil aleyhine hükmedilen maddi ve manevi tazminat tutarları yüksek olup, kabul etmediklerini, ayrıca mahkemenin hükmetmiş olduğu tazminat bedelleri için faizi kaza tarihinden itibaren işletmesi kabul edilmez olduğunu, müvekkilin davacılara iş bu kaza nedeniyle ödeme yaptığı hususunun sabit olduğunu, müvekkilleri aleyhine hükmedilen manevi tazminatlar yüksek ve hukuka aykırı olduğunu, istinaf nedenleri olarak ileri sürmekle kararın kaldırılmasını istemiştir.
Davalı … vekili, alınan kusur raporunda dava konusu kazanın meydana gelişinde müvekkili sigorta şirketince sigortalı … plakalı araç sürücüsü … %60 oranında kusurlu olduğu kanaatine varıldığını, iş bu raporda müvekkili sigorta şirketine sigortalı aracın sürücüsüne izafe edilen kusur oranının kabulünün mümkün olmadığını, trafik kazası tespit tutanağında; araç durumu ile ilgili tespitler, sürücü davranışları ve durumu ile ilgili tespitler, kaza yerindeki ipuçları ve bulgularının belirlenmesi ve tespit edilmesi, (fren izi vb.), asıl-tali yol tespiti ile görüşe engel olabilecek unsurların belirlenmesi, kazanın meydana gelmesinde sürücü davranış ve hareketlerinin kurallara uyumu veya ihlalinin tespiti, “ilk görünüş karinesi” ve ” kazadan kaçış oranı” veya olasılığının tutanakta belirtilmesi, trafik kazası tespit tutanağı bilgilerinin eksiksiz ve doğru bir şekilde doldurulması, asli, tali veya diğer kusur durumları ile yeterli incelemeyle tespit edilmiş, salt tanık beyanlarına dayanmayan illiyet bağı tespitleri bulunması gerektiğini, dava konusu kazanın gerçekleşmesine ilişkin olarak hava durumu, yol şartları ve kazanın oluşumunu etkileyebilecek diğer hususlar dikkate alınması gerektiğini, hükme esas alınan kusur bilirkişi raporlarını kabul etmediklerini, dolayısıyla İstanbul Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi tarafından yeniden inceleme gerçekleştirilmesi gerekirken sigortalıya ait araç sürücüsünün %60 kusurlu olduğu baz alınarak hüküm kurulması yerinde olmadığını, eksik inceleme yapıldığını, denetime elverişli yeniden kusur raporu alınması için dosyanızın İstanbul Trafik İhtisas Dairesi’ne gönderilmesini talep ettiklerini, davacı kazazedenin 13.04.2017 tarihinde geçirdiği trafik kazası nedeni ile husule gelmiş bulunan yaralanmaları ile maluliyetine ilişkin olarak Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden alınan maluliyet raporuna göre davacının %77,3 oranında daimi maluliyetinin oluştuğu ve iyileşme süresinin de yaralanma durumu dikkate alındığında 18 ay olarak belirlendiği tespit edildiğini, davacının durumu,tedavi evrakları,yaşı,meslek grubu gerekçeleri ile dikkatli irdelenerek rapor tanzim edilmediğini, Yargıtay’ın yerleşik içtihatları gereğince ödenecek tazminata temel teşkil edecek olan maluliyetin, bu maluliyetin ne kadarının iddia edilen kaza sebebiyle oluştuğunun ve özürlülük oranının tespiti için Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesi Başkanlığı’ndan rapor alınması gerektiğini, davacının kaza sebebiyle duçar olduğu daimi sakatlık sonucuna istinaden maddi tazminat miktarının hesaplanabilmesi için oranın Yargıtay içtihatları doğrultusunda Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulu marifetiyle tespit edilmesi gerektiğini, İstanbul Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesi Başkanlığı’ndan Özürlülük Ölçütü ve Sınflandırması Hakkında Yönetmelik Hükümlerine göre yeniden rapor alınmasını talep ettiklerini, geçici işgöremezlik taleplerinden müvekkil şirketin sorumluluğu bulunmadığını, her ne kadar yerel mahkeme tarafından geçici işgöremezlik zararı giderlerinden müvekkili sigorta şirketinin sorumlu olduğuna hükmolunmuşsa da geçici işgöremezlik taleplerinden müvekkili sigorta şirketinin sorumluluğu bulunmadığını, geçici işgöremezlik tazminatına ilişkin talepler trafik sigortası genel şartları gereği teminat dışı kaldığını, davanın kabulü anlamına gelmemek kaydıyla, geçici işgöremezlik talepleri tedavi giderleri kapsamında olup, 6111 sayılı yasa uyarınca müvekkil şirketin tedavi giderleri nedeniyle herhangi bir sorumluluğu bulunmadığını, 6111 sayılı ve 25.02.2011 tarihli ” bazı alacakların yeniden yapılandırılması ile sosyal sigortalar ve genel sağlık sigortası kanunu ve diğer bazı kanun ve kanun hükmünde kararnamelerde değişiklik yapılması hakkında kanun” ile de kesinleştiğini, geçici işgöremezlik talepleri tedavi giderleri kapsamında olup, tedavi giderleri ile ilgili tüm sorumluluğun SGK’da olduğunu, bu nedenle müvekkili şirket aleyhine açılan davanın reddi gerektiğini, kabul anlamına gelmemek kaydıyla her durumda, müvekkili şirketin sorumluluğu poliçede belirtilen limit ile sınırlı olduğunu istinaf nedenleri olarak ileri sürmekle kararın kaldırılmasını istemiştir.
Davalılar … ve … vekili, müvekkilinin kullandığı … plakalı aracın sigortası … şirketinin olduğunu, dava dilekçesinde davalı olarak sigorta şirketinin de gösterilmesi gerektiğini, bilakis diğer davalı …’in kullandığı aracın sigorta şirketi olan … A.Ş.’nin davalı olarak gösterildiğini, davanın … şirketine ihbar edilmesi konusunda yerel mahkemeye talepte bulunduklarını, bu taleplerinin kabul edildiğini ve … şirketine davanın ihbar eldiğini, ancak mahkemenin gerekçeli kararında … şirketi sadece ihbar edilen olarak gösterilmiş ve hakkında kabul ya da red olarak bir hüküm verilmediğini, yerel mahkeme bu kararında … ile ilgili bir karar vermeyerek eksik hüküm kurduğunu, ayrıca müvekkiline atfedilen kusur oranının fazla olduğunu, zira müvekkilleri olaya bizzat sebep olmadığını, sadece zaman açısından kazanın olduğu yerde bulundukları için kusurlu sayıldıklarını, müvekkillerine atfedilen yüzde 20 kusur oranına da itiraz ettiklerini, bilirkişilerce hesaplanan tazminat oranlarının fazla olduğunu, müvekkiline yüklenen tazminat oranları davacıyı zenginleştirme niteliğinde olduğunu, davacının çektiği ızdırabı azaltmaktan ziyade davacıyı zenginleştirme yoluna gidildiğini istinaf nedenleri olarak ileri sürmekle kararın kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE : Dava, 13/04/2017 tarihinde meydana gelen trafik kazası nedeniyle T.B.K.’nun 49 vd.madde hükümleri, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun “araç işleten hükümleri”ne ve zorunlu mali mesuliyet sigorta sözleşmesine göre açılmış geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatlarına yönelik maddi tazminat ile manevi tazminatların tahsili istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın Davacı … tarafından tüm davalılar hakkında dava dilekçesi ve ıslah dilekçesi ile açılan maddi tazminat davası ile ilgili olarak;229.839,94 TL sürekli iş göremezlik tazminatı (davalı … A.Ş.nin bu tutarın 195.916,85 TL lik bölümünden sorumlu olması kaydıyla) ve 14.750,70 TL geçici iş göremezlik tazminatının -davalılar … ve … yönünden kaza tarihi 13/04/2017 den itibaren, davalı … A.Ş.yönünden dava tarihi 13/10/2017 den itibaren işleyecek- yasal faizi ile birlikte adı geçen davalılardan alınarak davacı …’e verilmesine, 76.613,31 TL sürekli iş göremezlik tazminatı ve 4.916,16 geçici iş göremezlik tazminatının kaza tarihi 13/04/2017 den itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’tan alınarak davacı …’e verilmesine, Mahkemenin 22/12/2017 günlü ön inceleme duruşmasına davet tutanağının 5 nolu bendi ile tesis edilen 100,00 TL geçici ödeme tahsil edilmediğinden mahsup konusunda karar verilmesine yer olmadığına, bu hususun gerektiğinde infazda dikkate alınmasına, tüm davacılar tarafından davalı … A.Ş.hakkında açılan manevi tazminat isteminin reddine, tüm davacılar tarafından diğer davalılar hakkında açılan manevi tazminat davası ile ilgili olarak; 30.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi 13/07/2017 den itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’ten; 10.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi 13/07/2017 den itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’tan alınarak davacı …’e verilmesine, fazlaya ilişkin manevi tazminat isteminin reddine, 3.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi 13/07/2017 den itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’ten; 1.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi 13/07/2017 den itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’tan alınarak davacı …’e verilmesine, fazlaya ilişkin manevi tazminat isteminin reddine, 1.500,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi 13/07/2017 den itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’ten; 500,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi 13/07/2017 den itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’tan alınarak davacı …’e verilmesine, fazlaya ilişkin manevi tazminat isteminin reddine, 1.500,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi 13/07/2017 den itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’ten; 500,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi 13/07/2017 den itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’tan alınarak davacı …’e verilmesine, fazlaya ilişkin manevi tazminat isteminin reddine, 1.500,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi 13/07/2017 den itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’ten; 500,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi 13/07/2017 den itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’tan alınarak davacı …’e verilmesine, fazlaya ilişkin manevi tazminat isteminin reddine, 1.500,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi 13/07/2017 den itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’ten; 500,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi 13/07/2017 den itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’tan alınarak davacı …’e verilmesine, fazlaya ilişkin manevi tazminat isteminin reddine karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
İDM tarafından Menemen 2.Asliye Ceza Mahkemesinin 2017/363 E.sayılı dosya örneği ile davacıya ait tıbbi kayıtlar, SGK kayıtları, ilgili tarafların sosyal ekonomik durumuna ilişkin ilgili merciilerden kayıtlar ve araştırma sonuçları, araç kayıtları celbedilerek, kusur ile ilgili makine mühendisi trafik uzmanı bilirkişi … imzalı 19/12/2019 ve 14/03/2019 havale tarihli raporların alındığı, geçici ve sürekli iş göremezlik durumu ile ilgili Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Sağlık Kurulu tarafından 30/05/2019 günlü rapor düzenlendiği, aktüerya uzmanı … imzalı 22/10/2019 havale tarihli raporu esas alınmak suretiyle davanın kısmen kabulüne ilişkin yukarıdaki şekilde karar verildiği görülmüştür.
Davanın 13.04.2017 tarihinde sürücü …’in sevk ve idaresindeki davalı …’in malik/işleteni ve davalı … A.Ş.nezdinde zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçesi ile sigortalı olduğu- … plakalı kamyonet ile …’nın sevk ve idaresindeki ,davalı …’un malik/işleteni olduğu- … plakalı araçların çarpışması neticesinde …’in kullandığı aracın savrularak yaya olan davacı …’e çarpması sonucu meydana gelen trafik kazasında davacı …’ün yaralandığı, olay gün ve saatinde davalı sürücü …’in idaresindeki … plakalı aracı ile kontrolsüz dörtlü kavşaktan geçiş yaparken sağdan bölünmüş yoldan gelen trafiği kontrol edip ilk geçiş hakkını bu yönden gelen trafiğe vermesi gerekirken, bölünmüş yoldan gelen ve kavşağa direk geçmek isteyen davalı sürücü …’in idaresindeki … plakalı aracın sol ön ve arka kapı kısımlarına çarptığı, davalı sürücü …’in bu fiilleri ile 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 109/b-4 ve 5 bendinde belirtilen kuralları ihlal ettiği, yine kavşak sistemine dalgın ve dikkatsiz girerek anılan Kanunun 84/h maddesinde belirtilen “kavşaklara geçiş önceliğine uymama” kusurunu işlediği ve böylece kazanın meydana gelmesinde asli ve %60 oranında kusurlu olduğu, davalı sürücü …’in anayol konumundaki bölünmüş yol üzerinden seyirle kavşağa geçiş yapmasına rağmen, kavşağın mahal şartlarının üzerinde bir hızla geldiği, fren lambası yanmasına rağmen etkin bir frenleme görülmediği, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 52/1-a bendinde belirtilen “araçların hızını, kavşaklara yaklaşırken azaltmamak” kusurunu işlediği, kazaya etken olduğu, kazanın meydana gelmesinde davalı sürücü …’nın tali ve %20 oranında kusurlu olduğu; davacı yaya …’ün trafik ışığı ve yaya geçidi olmayan kavşak köşesinden yolun karşısına geçerken 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 68 ve yönetmeliğin 138.maddesinde açıklanan “yayaların karşıdan karşıya geçişlerinde 100 metre mesafe içinde trafik ışığı ve yaya geçidi bulunmayan yerlerde taşıt trafiği için zorluk ve engel yaratmamak şartı ile ve yoldan gelen taşıtların uzaklık ve hızını kontrol ederek kendi güvenliğini sağladıktan sonra en kısa doğrultuda ve en kısa zamanda geçebileceği, taşıt yoluna girmeden güvenle duramayacak kadar yaklaşmış taşıtlar varsa ilke geçiş hakkını onlara verip geçişlerini beklemeleri zorunlu kılınmıştır” kuralını ihlal ettiği için kazanın meydana gelmesinde tali ve %20 oranında kusurlu olduğu yönündeki rapor olayın oluş şekline ve dosya kapsamına uyumlu, hükme esas almaya elverişli nitelikte görülmüştür.
Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Sağlık Kurulu tarafından 30/05/2019 tarihli raporla kaza tarihindeki Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre davacı …’ün %77,3 oranında sürekli iş göremezlik durumuna ve 18 ay geçici iş göremezlik süresi nazara alınarak TRH 2010 Yaşam Tablosuna göre, 261.222,48 TL sürekli iş göremezlik tazminatının hesaplandığı, davalı … A.Ş.nin sorumluluğunun %60 sürücü kusuruna isabet eden 195.916,85 TL ye ilişkin olduğu, PMF Yaşam Tablosuna göre, 306.453,26 TL sürekli iş göremezlik tazminatının hesaplandığı, Mahkamece PMF Yaşam Tablosu ve prograsif rant yöntemine göre yapılan hesaplamanın esas alınarak bu bedelin 229.839,94 TL lik bölümünden … plakalı araç sahip ve sürücüsü … ve …’in sorumlu oldukları, bu aracı ZMMS poliçesi ile sigortalayan davalı … A.Ş. ise bu tutarın 195.916,85 TL lik bölümünden sorumlu olduğu, davacı …’ün sürekli iş göremezlik zararının %20 sine tesadüf eden 76.613,31 TL lik bölümünden … plakalı araç sahip ve sürücüsü davalı … ile davalı …’nın sorumlu oldukları, yine davacı …’ün hesaplanan 19.667,60 TL geçici iş göremezlik tazminatının 14.750,70 TL lik bölümünden davalılar …, … ve … A.Ş.nin, 4.916,16 TL lik bölümünden araç sahip ve sürücüsü davalılar … ve …’nın sorumlu olduklarının kabulünde usul ve yasaya aykırılık görülmemiştir.
01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren ZMSS Genel Şartları’nın A.5-b maddesi gereği, zarar görenin tedavisinin devam ettiği döneme ilişkin geçici bakıcı gideri zararının, geçici işgöremezlik zararının ve tedavi giderlerinin sağlık giderleri içinde yer aldığı ve ZMSS teminatı kapsamında olmadığı kabul edilmişse de, 6111 sayılı Kanun’un 59. maddesi ile değişik Karayolları Trafik Kanunu’nun 98. maddesinde Sosyal Güvenlik Kurumu’nca karşılanacak sağlık hizmeti bedellerinin neler olduğu açıklanıp sınırlandırılmıştır. KTK’nın 98. maddesi gereği SGK Başkanlığı’nın sorumlu olduğu sağlık giderleri, trafik kazaları nedeniyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer resmi ve özel sağlık kuruluşlarında yapılan tıbbi tedaviye ilişkin sağlık hizmet bedellerinden ibarettir. SGK’nın hangi sağlık giderlerinden sorumlu olduğu kanunla belirlenmiş olup, normlar hiyerarşisinde daha altta olan genel şartlar ile kanun kapsamının değiştirilip genişletilemeyeceği aşikardır.
Açıklanan maddi ve hukuki vakıalar karşısında; Anayasa Mahkemesi’nin KTK 90/İ maddesinin iptali de göz önüne alınıp TBK’nın 54. maddesi ile KTK’nın 98. maddesi hükümleri birlikte değerlendirildiğinde, kazadaki yaralanmadan kaynaklanan geçici iş göremezlik zararından sorumluluk, zarara neden olanlar ile bu kişilerin sorumluluğunu poliçe ile üstlenen sigorta şirketine aittir. (Yargıtay 4. H.D 10.03.2022 tarih 2021/12001 E, 2022/4532 K ve 24.03.2022 tarih 2021/22793 E, 2022/5790 K sayılı kararları). Bir kısım davalılar vekilinin geçici iş göremezlik ve tedavi-ulaşım giderlerinin SGK’nın sorumluluğunda olduğuna yönelik istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.
Öte yandan hükmedilen maddi ve manevi tazminatlardan davalı-sürücü … ve davalı-sürücü … haksız fiili ika eden olarak TBK.’nun 49 vd.madde hükümlerine, davalı işleten … ve davalı işleten … “araç işleten” sıfatıyla 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanun’un 85.maddesi hükmüne göre sorumlu olup,davalı sigorta şirketi ise ZMMS sigorta poliçesi çerçevesinde maddi tazminattan sorumlu olduğu, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 92. madde hükmü ve ZMMS Genel Şartları A.6 maddesinin “f” bendi uyarınca manevi tazminat zorunlu mali mesuliyet sigorta teminat kapsamına dahil olmadığı, her ne kadar davacılar vekili davalı … Şirketi hakkında açılan manevi tazminat istemediklerini ileri sürmüş ise de, gerek dava gerekse ıslah dilekçelerinde adı geçen davalı yönünden hariç tuttuğu yönünde istem bulunmadığından Mahkemenin kabulünün yerinde olduğuna karar vermek gerekmiştir.
Davalı … tarafından davacıya 2.000,00 TL ihtiyaçlarını karşılaması için ödeme yaptığı, yine PTT kanalı ile 6.000,00 TL ameliyat ücreti, 1.000,00 er TL’den 2.000,00 TL tedavi gideri ve davacı …’e 5.000,00 TL ödeme yapıldığı beyan edilmiş ise de, bu ödemelerin tedavi giderlerine ilişkin ve yardım amaçlı olduğu, geçici iş göremezlik tazminatı ve sürekli iş göremezlik tazminatı niteliğinde bulunmadığı, dolayısıyla bu ödemelerin geçici iş göremezlik ve sürekli iş göremezlik tazminatlarından mahsup edilemeyeceği yönündeki kabulde, ayrıca ihbar olunan şirket yönünden hüküm ihdas edilmemesinde herhangi bir usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır.
Manevi tazminat miktarına ilişkin istinaf itirazlarına gelince; manevi tazminat, ne bir ceza ne de gerçek anlamda bir tazminattır. Zarara uğrayan kişinin çektiği acıyı, duyduğu elem ve üzüntüyü bir nebze olsa da dindiren, zarara uğratan olay nedeniyle oluşan ruhsal tahribatı onarmaya yarayan bir araçtır. Manevi tazminatın kapsam ve miktarını takdir hakkı kural olarak hakime aittir. Hakim, manevi tazminatı hak ve nesafete uygun olarak belirlemeli, bu belirlemede hukuk kurallarının yanında tarafların sosyal, ekonomik ve sosyal yapısı ile özellikle de somut olayın koşullarını gözetmelidir. Manevi tazminat olarak takdir edilecek tutar manevi acıları kısmen de olsa gidermesinin yanında kamuoyu ve sosyal vicdanda da kabul görmeli ve zarar gören açısından da bir zenginleşme aracı olmamalıdır. Somut olayda hüküm altına alınan manevi tazminat miktarı kazanın oluş şekli, kusur durumu, olay tarihi, sosyal ve ekonomik koşullar, zararın ağırlığı ve hakkaniyet ilkesi dikkate alındığında makul ve ılımlı bulunmuş olmakla manevi tazminat miktarına ilişkin istinaf itirazı yerinde görülmemiştir.
Bu durumda, istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- Davacılar vekili, davalılar … ve … vekili, davalı … vekili, davalılar … ve … vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davacılar yönünden istinaf karar harcı olan 179,90 TL’nin peşin alınan 326,40 TL’den mahsubu ile fazla yatan 146,5‬0 TL’nin talep halinde yatırana iadesine,
3-Davalılar … ve … yönünden istinaf karar harcı olan 19.372,07 TL’den peşin alınan 4.130,53 TL’nin mahsubu ile eksik kalan 15.241,54 TL’nin davalılar … ve …’den tahsiline,
4-Davalılar … ve … yönünden istinaf karar harcı olan 6.457,30 TL’den peşin alınan 1.726,3‬0 TL’nin mahsubu ile eksik kalan 4.731‬,00 TL’nin davalılar … ve …’dan tahsiline,
5-Davalı … A.Ş yönünden istinaf karar harcı olan 13.383,08 TL’den peşin alınan 2.299,31 TL’nin mahsubu ile eksik kalan 11.083,77 TL’nin davalı … A.Ş’den tahsiline,
6-İstinaf başvurusu nedeni ile tarafların yaptıkları giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay ilgili Hukuk Dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.02.06.2023