Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2020/1782 E. 2023/944 K. 19.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1782
KARAR NO : 2023/944

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 09.07.2020
NUMARASI : 2018/411 E. 2020/312 K.
DAVANIN KONUSU : Tazminat
DAVA TARİHİ : 02.04.2018
KARAR TARİHİ : 19.06.2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 19.06.2023

İzmir 1.Asliye Ticaret Mahkemesinin 09.07.2020 tarih 2018/411 E. 2020/312 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili ile davalı … vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, 19.05.2016 tarihinde, davalı …’in sevk ve idaresindeki, davalı sigorta şirketi tarafından ZMMS poliçesi ile sigortalanan … plakalı aracın seyir halindeyken, yol üzerinde bekleyen müvekkiline çarptığını, müvekkilinin ağır yaralandığını, Menemen 3. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2018/502 E. Sayılı dosyasında sürücü hakkında taksirle yaralama suçu nedeniyle dava açıldığını, kazanın meydana gelmesinde davalı sürücünün tam kusurlu olduğunu iddia ederek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, tedavi giderleri için 300,00 TL, kazanç kaybı, ekonomik geleceğin sarsılması, çalışma gücünün azalması nedeniyle 700,00 TL olmak üzere toplam 1.000,00 TL maddi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, ayrıca 50.000,00 TL manevi tazminatın davalı sürücüden kaza tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili 01.02.2020 tarihli dilekçesi ile davalı sigorta şirketince ödeme yapılan kısım mahsup edildikten sonra, bakiye tazminat talebini 60.744,14 TL’ye yükseltmiş, bu tutarın davalı sigorta şirketi 15.02.2017 tarihinden itibaren ve poliçe limitiyle sınırlı olarak sorumlu olmak üzere, diğer davalı sürücü yönünden ise kaza tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesi talep etmiştir.
CEVAP : Davalı … A.Ş. (… A.Ş.) vekili, müvekkilinin ikametgahı olan İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemesi’nin yetkili olduğunu, müvekkili şirketin davacı tarafından ibra edilmiş olması nedeniyle davanın reddi gerektiğini, sigortalı araç sürücüsünün dava konusu kazanın meydana gelmesinde kusurunun bulunmadığını, davacının dava konusu kaza nedeniyle sürekli işgöremezlik durumunun oluştuğunu ispat etmesi gerektiğini, geçici iş göremezlik tazminatının ve tedavi giderlerinin poliçe teminatı kapsamında olmadığını, kabul anlamına gelmemek kaydıyla müvekkili şirketin sadece sigorta poliçesi limitiyle gerçek zarar ile sınırlı sorumlu olduğunu, davalı şirketin davadan önce temerrüde düşürülmediğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili, müvekkilinin ikametgahı olan Urla Asliye Hukuk Mahkemelerinin yetkili ve görevli olduğunu, davacının kaza sırasında 1.18 promil alkollü şekilde yerde yaya olarak yatar vaziyette olduğunu, koyu renkli kıyafetler giydiğinden gece karanlığında fark edilmesinin mümkün olmadığını, müvekkilinin kazanın meydana gelmesinde kusurunun bulunmadığını, davacı tarafça talep edilen maddi ve manevi istemlerinin yerinde olmadığını, tedavi giderlerininde hangi rahatsızlıktan kaynaklandığının açıkça belirtilmesi gerektiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davalı sigorta şirketi tarafından dava konusu trafik kazası nedeniyle 03.05.2017 tarihli protokol kapsamında davacıya 17.502,00 TL ödeme yapılmış olduğu, kazanın Urla ilçesinde meydana geldiği, Urla İlçesinin mahkemenin yargı alanı içerisinde bulunduğundan HMK 16. maddesi gereğince davalı vekillerinin yetki itirazlarının yerinde olmadığı, İstanbul ATK Trafik İhtisas Dairesi tarafından düzenlenen rapora göre kazanın meydana gelmesinde davalı sigortalı araç sürücüsünün %30, davacının ise %70 oranında kusurlu olduğu, Ege Üniversitesi’nden alınan maluliyet raporuna göre davacının kaza nedeniyle %28,03 oranında malul olduğu, iyileşme süresinin 1 yıl olarak belirlendiği, aktüer bilirkişiden alınan raporda davalı sigorta şirketi tarafından ödeme yapılan 2017 yılı verileriyle davacının talep edebileceği geçiçi ve daimi maluliyete ilişkin toplam tazminat alacağının 159.953,82 TL olduğu, %70 kusur indirimi yapıldığında davacının talep edebileceği tazminat tutarının 47.986,14 TL olduğu, davalı sigorta şirketi tarafından 03.05.2017 tarihinde maluliyetten kaynaklı maddi tazminat olarak davacıya toplam 17.502,00 TL ödeme yapıldığı, protokol tarihi itibarıyla davacının gerçek zararının karşılanmadığı, davacının geçiçi iş göremezlikten kaynaklı maddi tazminat alacağının 4.826,82 TL, sürekli maluliyetten kaynaklı maddi tazminat alacağının 73.620,19 TL olarak hesaplandığı, davalı sigorta şirketi tarafından 03.05.2017 tarihinde ödenen ve güncelleştirilen bedele tekabül eden 22.385,05 TL’nin mahsubu sonrasında davacının talep edebileceği bakiye sürekli maluliyetten kaynaklı maddi tazminat alacağının 51.235,14 TL olduğu, yine bakım giderinden kaynaklı maddi tazminat alacağının 3.563,17 TL, pansuman ve sarf malzemesi giderinin 300,00 TL, davacının ailesinin konaklama ve iaşe giderinin ise 320,19 TL olduğu sonucuna varılarak, davanın kısmen kabulüyle 4.826,82 TL geçiçi işgöremezlik tazminatı, 51.235,14 TL sürekli iş göremezlik tazminatı, 3.563,17 TL bakım gideri, 300,00 TL pansuman ve sarf malzemesi gideri, 320,19 TL konaklama ve iaşe bedeli olmak üzere toplam 60.245,32 TL maddi tazminatın davalı sigorta şirketi tarafından yapılan kısmi ödeme tarihi olan 03.05.2017 tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiliyle davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, manevi tazminat isteminin kısmen kabulüyle 10.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı …’den tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili ile davalı … vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davacı vekili, davalı … yönünden faizin başlangıç tarihi kaza tarihi olan 19.05.2016 tarihi yerine 03.05.2017 tarihinden itibaren faiz işletilmesinin hatalı olduğunu, hükmedilen manevi tazminat miktarının yetersiz olduğunu istinaf nedenleri olarak ileri sürmekle kararın kaldırılmasını istemiştir.
Davalı … vekili, müvekkilinin kazanın meydana gelmesinde %30 oranında kusurlu olduğuna yönelik değerlendirmenin hatalı olduğunu, kusur raporu, tazminat hesaplamasına yönelik bilirkişi raporu ve davacının sürekli sakatlık oranına ilişkin sağlık kurulu raporunun hükme esas alınmaya elverişli olmadığını, kaza tespit tutanağında müvekkilinin kusurlu olmadığının açıkça tespit edildiğini, Dokuz Eylül Üniversitesi Adli Olgu Bildirim Formu akabinde yapılan tespitte davacının 118.6 promil alkollü olduğunun tespit edildiğini, bu durumun kusur oranına etkisinin hatalı değerlendirildiğini, tanıkların müvekkilinin frene bastığını ve çarpmamak için manevra yaptığını beyan ettiklerini, ceza dosyasında alınan bilirkişi raporunda tanık beyanlarının dikkate alınmadığını, Adli Tıp Kurumundan alınan kusur raporunda da müvekkiline hatalı bir şekilde kusur atfında bulunulduğunu, 118 promil alkollü ve gece vakti koyu renk giyimli olan davacının yolun ortasında oturur vaziyette bulunarak trafik güvenliğini tehlikeye soktuğunu ve kazanın oluşumuna ilk hareketiyle sebebiyet verdiğini, davacının olay tarihinde işsiz olduğunu, yeşil kart sahibi olduğunu ve gelir kaybının olmadığını, davacının olay tarihi öncesinde Urla İskele Restoranında garson olarak çalışmakta olduğu ileri sürülmüşse de davacının burada çalışmakta olduğuna dair dosya içerisinde bordro ve hizmet döküm cetveli bulunmadığını, yeşil kartın sigortasız/çalışmayan kişilere verildiğini, asgari ücretten hesaplama yapılmasının hatalı olduğunu, davacının kazadan önce de distoni hastalığı (yürüme bozukluğu) nedeniyle kazadan önce de sürekli bakıma muhtaç durumda olduğunu, davacının anne ve babasının davacı olmadığını, kabul anlamına gelmemek kaydıyla anne ve babasının konaklama masraflarından müvekkilinin sorumlu tutulamayacağını, davacı için yapılan bakım giderlerinin asgari ücret üzerinden hesaplandığını, kabul anlamına gelmemek kaydıyla davacının babasının soruşturma aşamasında davacının İzmir’de bulunduğu sürede eniştesinin evinde kaldığını beyan ettiğini, otelde konaklandığı düşünülerek hesaplama yapılmasının hatalı olduğunu, davacının ceza dosyasında 24.04.2017 tarihli celsede hastanenin tedavi masraflarını karşıladığını beyan ettiğini, bu nedenle tedavi, pansuman, sarf malzemesi gideri ve bakım giderleri yönünden davacının zararının söz konusu olmadığını, davacının müterafik kusuruna yönelik değerlendirme yapılmadığını, hükmedilecek tazminat miktarından TBK madde 52/1 çerçevesinde takdiri indirim uygulanması gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE : Dava, trafik kazası nedeniyle karşı aracın sürücüsü ve zorunlu mali sorumluluk sigortacısından geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatı, bakım, pansuman ve sarf malzemesi gideri, konaklama ve iaşe gideri, ayrıca sürücüden manevi tazminat istemine ilişkindir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
Davalı … vekilinin kusur oranlarına yönelik istinaf sebebinin incelenmesinde; İlk derece mahkemesince ATK Trafik İhtisas Dairesinden alınan 23.10.2019 tarihli raporda, davacının yaya olarak ve kendi can güvenliğini tehlikeye atarak, seyir halindeki araçların varlığını dikkate almadan, tedbirsiz bir şekilde, araç trafiğine karşı tehlikeli ortam oluşturacak şekilde devlet karayolu içerisinde oturur vaziyette bulunduğu sırada meydana gelen kazada %70 oranında asli kusurlu olduğu, davalı sürücü …’in ise mahal şartlarını dikkate alarak, yola gereken dikkatini verip, kontrollü ve tedbir alabilecek şekilde seyrini sürdürmeye özen göstermesi gerekirken, bu hususa yeterince riayet etmeyip, yola gereken dikkatini vermemesi neticesi sağ şerit içerisinde kaplama üzerinde oturur vaziyette bulunan yayaya karşı etkin fren ve direksiyon tedbiri almadan çarptığı olayda %30 oranında tali kusurlu olduğu tespit edilmiştir. Ceza yargılaması sırasında aynı kurumdan alınan raporda da yine davacının asli, davalı sürücünün tali kusurlu olduğunun tespit edildiği, ayrıca trafik bilirkişisinden alınan raporda da davacının asli, davalı sürücünün tali kusurlu olduğu tespit edilmiştir. Kaza tespit tutanağında ise davacının tam kusurlu olduğu, davalı sürücünün kusurunun bulunmadığı tespit edilmiştir. Kaza tespit tutanağının davalı sürücünün beyanları doğrultusunda düzenlendiğinin ve görgü tanığının bulunmadığının belirtilmiş olmasına, ceza dosyası kapsamında alınan raporlar ile eldeki dosyada alınan ATK raporunda belirlenen kusur oranlarının uyumlu olmasına, tarafların kusur oranlarının tespit edilenden farklı olduğuna dair bir delilin de bulunmamasına göre, davalı sürücü vekilinin kusur oranlarına yönelik istinaf sebebinin reddi gerekmiştir.
Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi tarafından düzenlenen 07.08.2019 tarihli raporda davacının kaza nedeniyle %28,3 oranında sürekli iş göremezliğinin oluştuğu, iyileşme süresinin kaza tarihinden itibaren 1 yıl olarak tespit edildiği yönünde görüş bildirilmiş olup, raporun kaza tarihinde yürürlükte olan yönetmelik hükümlerine göre tanzim edildiği anlaşılmıştır.
İlk derece mahkemesince alınan aktüerya bilirkişi raporunda davacının geçici iş göremez zararı 16.089,42 TL, sürekli iş göremezlik zararı 245.400,66 TL, bakım gideri 11.877,24 TL, pansuman ve sarf malzemesi gideri 1.000,00 TL, ailesinin konaklama ve iaşe gideri 1.067,32 TL olmak üzere toplam tazminat tutarının 275.434,64 TL olduğu; davacının kusurunun indirilmesi sonrası bakiye maddi tazminat alacağının 82.630,39 TL olduğu, davalı sigorta şirketi tarafından davadan önce ödenen 17.502,00 TL’nin güncelleştirilmesi suretiyle bulunan 21.886,25 TL mahsup edildiğinde davacının bakiye maddi tazminat alacağının 60.744,14 TL olduğu tespit edilmiştir.
Davalı sürücü vekili, davacının kaza sırasında yeşil kartlı olduğunu, herhangi bir işte çalışmadığını, bu nedenle asgari ücret üzerinden hesaplama yapılmasının hatalı olduğunu, ayrıca davacının anne ve babasının konaklama giderlerinin davacı tarafından talep edilemeyeceğini istinaf sebebi olarak ileri sürmüştür. Çalışma gücünün kısmen kaybına ilişkin zarar talebi, kişinin tüm yaşamı boyunca katlanacağı, geleceğe yönelik zararının da giderimi amacını taşıyan bir talep olduğundan, kişinin hak kazanacağı tazminat miktarının doğru belirlenebilmesi bakımından, çalışma gücü kaybına yol açan kaza tarihindeki gerçek ve net gelirinin doğru belirlenmesi önemlidir. Gerçek gelirin tespiti için, yapılan araştırma sonucu gerçek gelirin saptanamadığı takdirde ise kamu düzenine ilişkin olan asgari ücret üzerinden hesaplama yapılması gerekir. Bu nedenle davacının geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatı tutarının hesabında asgari ücretin esas alınması yerindedir. Davacının kaza nedeniyle katlanmak zorunda kaldığı tedavi, yol ve konaklama giderlerini davalı sürücüden talep etmesinde de usul ve yasaya aykırılık görülmemiştir. Davalı sürücü vekilinin bu hususlardaki istinaf sebeplerinin reddi gerekmiştir.
Davacı vekilinin manevi tazminat miktarına yönelik istinaf sebebinin incelenmesinde; Manevi tazminat ne bir ceza ne de gerçek anlamda bir tazminattır. Zarara uğrayan kişinin çektiği acıyı, duyduğu elem ve üzüntüyü bir nebze olsa da dindiren, zarara uğratan olay nedeniyle oluşan ruhsal tahribatı onarmaya yarayan bir araçtır. Manevi tazminatın kapsam ve miktarını takdir hakkı kural olarak hakime aittir. Hakim, manevi tazminatı hak ve nesafete uygun olarak belirlemeli, bu belirlemede hukuk kurallarının yanında tarafların sosyal, ekonomik ve moral yapısı ile özellikle de somut olayın koşullarını gözetmelidir. Manevi tazminat olarak takdir edilecek tutar manevi acıları kısmen de olsa gidermesinin yanında kamuoyu ve sosyal vicdanda da kabul görmeli ve zarar gören açısından da bir zenginleşme aracı olmamalıdır. Somut olayda kazanın oluş şekli, tarafların kusur durumları, kaza tarihi, sosyal ve ekonomik koşullar, zararın niteliği dikkate alındığında takdir edilen manevi tazminat makul ve ılımlı bulunmuştur. Bu nedenlerle davacı vekilinin manevi tazminat miktarına yönelik istinaf istemi yerinde değildir.
Davacı vekilinin davalı … yönünden kaza tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerektiği yönündeki istinaf sebebinin incelenmesinde; Faiz, asıl alacağın bir bölümü olmayıp, asıl alacağa bağlı fer’i nitelikte bir haktır. Faiz asıl alacağa bağlı olmasına rağmen, asıl alacaktan ayrı olarak dava veya takip konusu edilebilir. Asıl alacak için açılan davada faize ilişkin hakkın saklı tutulmamış olması, daha sonra faiz için ayrı bir dava açılmasına veya ıslah ile faiz talep edilmesine engel teşkil etmez. O halde; davacı tarafından dava dilekçesinde faiz talep edilmese bile ıslah ile faiz talep edilebilir. (Yargıtay 3. HD 04.03.2021 tarih ve 2020/8977 E.- 2021/2307 K., 17 HD 09.02.2015 tarih ve 2013/16380 E. – 2015/2226 K. Sayılı ilamı) İlk derece mahkemesince hükmedilen maddi tazminat yönünden davalı sürücü için kaza tarihi yerine, davalı sigorta şirketinin kısmi ödeme tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesi hatalı olmuştur. Davacı vekilinin bu yöndeki istinaf sebebi yerindedir.
Bu durumda, davacı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine, davalı … vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca kabulü ile, yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığından ilk derece mahkemesi kararının sadece faiz başlangıç tarihi yönünden kaldırılarak yeniden esas hakkında karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı … vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 09.07.2020 tarih 2018/411 Esas 2020/312 Karar sayılı kararının Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
Maddi tazminat istemi yönünden davanın KISMEN KABULÜ ile, 4.826,82 TL geçiçi iş göremezlik tazminatı, 51.235,14 TL sürekli iş göremezlik tazminatı, 3.563,17 TL bakım gideri, 300,00 TL pansuman ve sarf malzemesi gideri, 320,19 TL konaklama ve iaşe bedeli olmak üzere toplam 60.245,32 TL maddi tazminatın davalı sigorta şirketinden 03.05.2017 tarihinden itibaren, davalı …’den kaza tarihi olan 19.05.2016 tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiliyle davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
Manevi tazminat istemi açısından davanın KISMEN KABULÜ ile, 10.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 19.05.2016 tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davalı …’den tahsiliyle davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 4.798,45 TL nispi karar ve ilam harcından peşin alınan toplam 335,20 TL harcın mahsubu ile bakiye 4.463,25 TL (davalı sigorta şirketi 3.793,76 TL’sinden sorumlu olmak kaydıyla) nispi karar ve ilam harcının davalılardan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
Davacı tarafından başlangıçta yatırılan toplam 371,10 TL harç ile, tebligat, posta ve müzekkere gideri toplamı 389,02 TL ve bilirkişi ücreti 450,00 TL, ATK ücreti 323,00 TL olmak üzere toplam 1.152,02 TL yargılama giderinin davanın kabul edilen kısmına tekabül eden 725,77 TL’sinin (davalı sigorta şirketi 832,33 TL’sinden sorumlu olmak kaydıyla) davalılardan alınarak davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
Kabul edilen maddi tazminat istemi üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin hesaplanan 8.631,89 TL nispi vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
Maddi tazminat için reddedilen kısım üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/2 maddesi gereğince hesaplanan 498,82 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
Kabul edilen manevi tazminat istemi üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 3.400,00 TL nispi vekalet ücretinin davalı …’den alınarak davacıya verilmesine,
Manevi tazminat için reddedilen kısım üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 10/2 maddesi gereğince hesaplanan 3.400,00 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı …’e verilmesine,

Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve istek halinde yatıran tarafa iadesine,
4-İstinaf yoluna başvuran davalının ödediği istinaf harcının istek halinde davalıya iadesine,
5-Davacı yönünden alınması gereken istinaf karar harcı olan 179,90 TL maktu harçtan, peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 125,50 TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
6-İstinaf başvurusu nedeniyle davalı tarafından yapılan 148,60 TL başvurma harcı olan istinaf yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.19.06.2023