Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2020/1771 E. 2021/336 K. 17.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İZMİR BAM 11. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2020/1771 – 2021/336
T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1771
KARAR NO : 2021/336

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 18.06.2020 (Ek Karar : 12.08.2020)
NUMARASI : 2017/1436 E. – 2020/319 K.

DAVANIN KONUSU : İş Yeri Sigortasından Kaynaklanan Alacak
KARAR TARİHİ : 17.03.2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 17.03.2021

İzmir 2.Asliye Ticaret Mahkemesinin 18.06.2020 ve 12.08.2020 tarih, 2017/1436 E. – 2020/319 K. sayılı kararlarının Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, 18.10.2017 tarihinde müvekkiline ait olup davalı nezdinde sigortalı markette hırsızlık gerçekleştiğini, birçok ürün ve malzemenin çalındığını, davalı sigortaya başvurulduğunda riziko adresinin mesai saatleri dışında demir parmaklıkla kapatılmadığı gerekçesiyle taleplerinin reddedildiğini oysa ki ceza dosyası incelendiğinde demir parmaklıkların kırılarak hırsızlığın gerçekleştirildiğinin anlaşılacağını ileri sürerek, belirsiz alacak davasına esas olmak üzere 5.000,00 TL’nin hasar ret tarihinden itiaren işleyecek avans faiziyle tahsilini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili, ön ekspertiz incelemesinde işyerine demir parmaklık asma kilidi kırılması sonucu pvc doğrama kapı üzerinde sert bir cisim yardımıyla zorlanması sonucu girildiğini, işyerinin sadece dış cephesindeki giriş kapsında demir parmaklık olduğunu, diğer kısımlarında herhangi bir parmaklık, kepenk ve/veya panjur sistemi bulunmadığını, alarm sistemi olmadığını, kamere sistemi varsa da hırsızların kamerayı çaldığının belirlildiğini, tekel ürünleri yönünden hasarın teminat dışı olduğunu, diğer zararın ise poliçede belirtilen 350 Euro’luk muafiyetin altında kaldığı için davacının talep edebileceği miktar kalmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, tekel harici malların toplamının 2.65908 TL olduğu, 350 Euro muafiyet uygulandıktan sonra 781,62 TL den davalının sorumlu olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 781,62 TL’nin 23.11.2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle tahsiline karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
Mahkemece ek karar ile, kararın miktar itibariyle kesin olduğu gerekçesiyle istinaf başvurusunun reddine karar verilmiş, davacı vekili ek karara karşı da istinaf yoluna başvurmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Asıl karara karşı davacı vekili, dava konusu işyerinin kapısı demir parmaklıklı ve 4 asma kilitli olduğunu, işyerinin içerisinde de kamera sistemi bulunduğunu, poliçe yapılırken sigorta şirketi yetkilisi işyerine gelip işyerinin fotoğralarını çektiğini, onay alınarak sözleşme kurulduğunu, davalı sigortanın poliçe kurulması ve davamı sırasında müvekkili işyerinin bu haliyle poliçeye göre yeterli olduğunu düşündürdüğünü, müvekkiline hırsızlık güvencesi için aranan özel şartlardaki demir parmaklığın kapıyla beraber pencereleri kapsayacak şekilde olması yönünde sözlü bilgilendirme yapılamadığını, poliçenin aslının müvekkiline teslim edilmediğini, bilirkişi raporunda da bu durumun tespit edildiğini, davalının kötüniyetli olduğunu, bu durumun hakkaniyeti ve dürüstlük kuralına aykırılık teşkil ettiğini, hırsızlık olayının poliçenin aradığı özel şarta uygun olarak demir parmaklık bulunan kapıdan girilmek suretiyle gerçekleştiğini, müvekkilinin geçici vergi beyanı hatalı olarak rapora ve karara esas alındığını, buna göre emtianın arttığının kabul edildiğini, oysa ki genel enflasyon artışı ile malların gerçek fiyatındaki artış birbirinden çok farklı olduğunu, eksik sigorta olduğunu kabul etmediklerini, bedel artışının özellikle gelen reel zamdan kaynaklandığını, yoksa poliçenin düzenlendiği zamanla rizikonun gerçekleştiği zaman arasında emtea sayısında artış söz konusu olmadığını istinaf nedenleri olarak ileri sürmekle kararın kaldırılmasını istemiştir.
Davacı vekili ek karara karşı HMK’nın 341/3 fıkrasına göre alacağın bir kısmının dava edilmiş olması durumunda kesinlik sınırının alacağın tamamına göre belirleneceği için kesinlik nedeniyle istinaf başvurusunun rededilmesinin doğru olmadığını istinaf nedenleri olarak ileri sürerek ek karar kaldırılarak asıl karara yönelik istinaf incelemesi yapılmasını istemiştir.
GEREKÇE : Dava, işyeri sigortasından kaynaklanan alacak istemine ilişkin olup ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmiştir.
6100 sayılı HMK’nın 341/2. maddesi uyarınca miktar veya değeri üç bin Türk Lirasını geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararlar kesin olup anılan miktar aynı yasanın Ek. 1.maddesi uyarınca 01.01.2020 tarihi itibariyle 5.390,00 TL’dir. HMK’nın 341/3. maddesi uyarınca alacağın bir kısmının dava edilmiş olması durumunda kesinlik sınırı alacağın tamamına göre belirlenir.
Somut olayda davacı vekili, davalı nezdinde sigortalı olan müvekkiline ait iş yerinde gerçekleşen hırsızlık nedeniyle poliçe teminatının tahsili amacıyla 5.000,00 TL’nin tahsili isteminde bulunmuş, bilirkişi raporunda eksik sigorta uygulanmaması halinde toplam zararın 16.812,16 TL olduğu belirtilmiş, mahkemece davanın kısmen kabulü ile 781,62 TL’nin tahsiline karar verilmiştir. Reddedilen kısım karar tarihi itibariyle kesin ise de alacağın bir kısmı dava edildiği için alacağın tamamına göre karar kesin değildir. Bu nedenle mahkemece davacı vekilinin istinaf başvurusunun miktar itibariyle kesin olduğu gerekçesiyle reddedilmesi hatalı olup bu yöndeki ek kararın kaldırılmasına karar verilmiştir.
Davacı vekilinin asıl karara yönelik istinaf itirazlarının incelenmesine gelince; Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
Poliçedeki “Hırsızlık Şartı” başlıklı özel şartta tekel ürünleri dışındaki emtianın teminat kapsamında sayılması için özel bir tedbir öngörülmemiş ise de tekel ürünleri yönünden özel bir tedbir öngörmüştür. Bu özel şartta “rizikonun dış cephesinde bulunan pencere ve kapıların tamamını kapsayacak şekilde ve mesai saatleri dışında kilitli konumda bulunması şartı ile demir parmaklık, kepenk, panjur sistemi ve/veya olay anında aktif durumda bulunması şartı ile alarm sistemi, bekçi ve/veya özel güvenlik görevlisi önlemlerinden en az bir tanesinin bulunması” ibarelerine yer verilmiştir. Görüldüğü üzere özel şartta belirtilen “ve/veya” ile “en az bir tanesi” ibaresinden tekel ürünlerinin teminat kapsamında kalması için bu tedbirlerden birisinin bulunmasının yeterli olduğu anlaşılmaktadır. Somut olayda zemin kattaki sigortalı işyerinde saat 05.00 sıralarında demir parmaklıklı kapının asma kilitleri kırılıp, kilitli PVC kapı da kanırtılarak içeriye girilmiştir. Hırsızlığın gerçekleştiği kapının kilitli ve demir parmaklıklı olması nedeniyle poliçe özel şartlarındaki tedbirlerden biri yerine getirildiği için çalınan tekel ürünleri yönünden de hasar tazminat kapsamındadır. Mahkemece, yeterli gerekçeye de yer verilmeksizin hasarın tekel ürünleri yönünden teminat kapsamında kalmadığı sonucunu doğuracak şekilde tekel ürünleri dışındaki ürünlere muafiyet ve eksik sigorta uygulanarak tespit edilen miktara hükmedilmesi doğru değildir. Mahkemece görüşüne başvurulan bilirkişi heyeti tekel ürünleri de teminat kapsamında sayılması halinde eksik sigorta ve muafiyet uygulandığında davacının zararının 12.964,59 TL olduğu hesaplanmış olup taleple bağlı kalınarak davanın kabulü ile 5.000,00 TL’nin tahsiline karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmesi doğru olmamıştır. Davacının defter ve kayıtlarına göre eksik sigorta tespit edilmiş olup eksik sigortanın bulunmadığına dair istinaf itirazı haklı bulunmamıştır.
Bu durumda, yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığından Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesinin istinaf talebinin reddine dair ek kararı ve asıl kararı kaldırılarak asıl dava hakkında yeniden esas hakkında karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 12.08.2020 tarih 2017/1436 E., 2020/319 K. sayılı istinaf başvurusunun reddine dair EK KARARININ KALDIRILMASINA,
2-Davacı vekilinin asıl karara yönelik istinaf başvurusunun KABULÜ ile İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 18.06.2020 tarih 2017/1436 E, 2020/319 K. sayılı kararının Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
3-Davanın KABULÜ ile 5.000,00 TL’nin 23.11.2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 341,55 TL harçtan peşin alınan 85,39 TL’nin mahsubu ile bakiye 256,16 TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan 1.200,00 TL bilirkişi ücreti, 151,30 TL posta ve tebligat gideri ile 121,39 TL ilk dava açılış harcı olmak üzere toplam 1.472,69 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve istek halinde yatıran tarafa iadesine,
4-İstinaf yoluna başvuranın ödediği istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine,
5-İstinaf başvurusu nedeniyle davacı tarafından yapılan 148,60×2=297,20 TL başvuru harcı, 33,00 TL posta masrafı olmak üzere toplam 330,20 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere 17.03.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.