Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2020/1767 E. 2023/796 K. 25.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1767
KARAR NO : 2023/796

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 26.09.2019
NUMARASI : 2019/142 E. 2019/966 K.
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit
KARAR TARİHİ : 25.05.2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 25.05.2023

İzmir 1.Asliye Ticaret Mahkemesinin 26.09.2019 tarih 2019/142 E. 2019/966 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacılar vekili, muris …’ın borçlusu bulunduğu kambiyo senedine ilişkin olarak mirasçı sıfatıyla davacılar hakkında kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla icra takibine başlanarak örnek 10 tebliğ edildiğini, müteveffa … 31.07.2018 tarihinde vefat ettiğini, davacıların müteveffanın yasal mirasçılarıyken İzmir 12. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2018/1336 Esas sayılı dosya ile reddi miras talebinde bulundukları, iş bu talebin 08.11.2018 tarihinde kabul gördüğü, kambiyo takibine istinaden mirasçı davacılar aleyhine henüz mirası red müddeti içerisinde ihtiyati haciz tatbik edildiğini, takibin kesinleştiği gerekçesiyle davacıların aleyhine tapu ve trafik kayıtlarına haciz konulmasına yönelik talep açıldığını, hacizlerin tatbikinin geri dönülmesi zor zararlara yol açabileceği, bu nedenle menfi tespit davasının kabulüne, senetler nedeniyle ihtiyati tedbir kararı verilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili, dava konusu çekin İzmir 1. İcra Müdürlüğü’nün 2018/11928 Esas sayılı dosyasıyla 08.10.2018 tarihinde takibe konulduğunu, muris …’ın 31.07.2018 tarihinde vefat etmesinden sonra takibin mirasçıları … ve …’a yöneltildiğini, ödeme emrinin davacılara 08.11.2018 ve 09.11.2018 tarihinde tebliğ edildiğini, takibin kesinleştiğini, yine davacıların mirasın reddi talebinde bulunduklarından bahisle söz konusu takibe yaptıkları itirazın da İzmir 6. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2018/786 Esas ve 2018/862 Karar sayılı kararla reddedildiğini, davacıların murisleri olan …’ın borçlarından yasa ve hukuk gereği müteselsil sorumlu olduklarından usule uygun olarak mirasçılar hakkında takip başlatıldığını, bu kapsamda davacıların reddi miras kararını gerekçe göstererek borçlu olmadıklarının tespitinin kabul edilemeyeceğinden açılan davanın reddine karar verilmesini talep edilmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacıların murisi olan …’ın keşidecisi olduğu davaya konu … … Şubesi’ne ait 01.10.2018 keşide tarihli ve 39.000,00 TL bedelli çekten dolayı çekte lehdar durumunda bulunan davalı şirket tarafından keşidecinin yasal mirasçıları sıfatıyla davacı borçlular hakkında 08.10.2018 tarihinde icra takibi başlatılmış ise de davacı borçlular tarafından icra takibinin başladığı tarihten önce mirasın reddi amacıyla 26.09.2018 tarihinde İzmir 12. Sulh Hukuk Mahkemesi’ne dava açıldığı, yapılan yargılama neticesinde 2018/1336 Esas ve 2018/1413 Karar sayılı ve 08.11.2018 tarihli karar ile davacıların talebinin kabulüyle muris …’dan intikal eden miras açısından her iki davacının kayıtsız şartsız mirası reddettiklerinin tespit ve tesciline karar verildiği ve iş bu kararında 07.01.2019 tarihinde kesinleşmiş olduğu anlaşılmakla, takip ve davaya konu davacıların murisinin keşidecisi olduğu çekten dolayı mirasçı sıfatıyla davacıların mirası reddetmiş olmalarından dolayı sorumlu tutulamayacakları sonuç ve kanaatine varılmış olmakla, davanın kabulüne, davaya konu İzmir 1. İcra Müdürlüğü’nün 2018/11928 Esas sayılı icra takibine konu … … Şubesi’ne ait 01.10.2018 keşide tarihli ve keşidecisi …, lehtarı ise davalı … San. Ve Tic. Ltd. Şti olan, … hesap nolu 39.000,00 TL bedelli çekten ve takipten dolayı davacıların davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verme gereği doğduğunu, her ne kadar davalı vekili sunmuş olduğu 23.08.2019 tarihli yazılı beyan dilekçesinde MK 618 Maddesi gereğince davacıların mirasın reddi kararını gerekçe göstererek borçlu olmadıkları yönündeki taleplerinin kabul edilemeyeceğini belirterek anılan yasa hükmü gereğince davacı borçluların murislerinin vefatından önceki son 5 yıl içerisinde gerçekte muristen olan edinimlerinin araştırılmasını talep etmiş ise de, davalı vekilinin HMK 618.maddesi kapsamında belirttiği araştırmaların mirasın reddine ilişkin kararın iptaline yönelik davada değerlendirilebileceği ve mahkemenin davacılar açısından kesinleşmiş mirasın reddine ilişkin kararla bağlı olduğu kanaatine varılarak icra takibinin başlatıldığı tarihte davacılar açısından mirasın reddine ilişkin bir kararın mevcut olmadığı, davacı alacaklının yasal olarak murisin mirasçıları olan davacı borçlular hakkında takibi başlattığı, bu nedenle davanın açılmasına sebebiyet vermediği gerekçesiyle, davalı aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmemiş, yargılama giderinin davacılar üzerinde bırakılmasına karar verilmiştir.
Karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davalı vekili, davacıların murisi …’ın borçlarından yasa ve hukuk gereği müteselsil sorumlu oldukları cihetle usulüne uygun yasal işlemler yapıldığını ve müvekkillinin alacağın tahsili yoluna gittiğini, zira murisin vefatından önce borçlanırken temin etmeye çalıştığı nakdi veya gayri nakdi mal varlığı ve menfaatin nihayet mirasçılarına intikal ettiğinin düşünüldüğünü, bu noktada 4721 sayılı Medeni Kanun’un 618. maddesiyle ” mirasçıların, murisin ölümünden beş yıl öncesine kadar, muristen aldıkları edinimler ile sorumlu tutulacaklarının ” öngörüldüğünü, dolayısıyla davacıların redd-i miras kararını gerekçe göstererek borçlu olmadıklarının tespiti talebinin kabul edilemeyeceğini, anılan yasa hükmü gereği davacı borçluların murislerinin vefatından önceki son beş yıl içinde gerçekte muristen olan edinimlerinin tapu, gelir idaresi, emniyet, banka ve ilgili diğer resmi kurumlardan celp edilecek bilgi ve belgelerle tespit edilmesi gerekirken taleplerinin değerlendirilmeksizin haksız davanın kabulüne karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu istinaf nedenleri olarak ileri sürmekle kararın kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE : Dava, davacıların miras bırakanı olan …’ ın keşidecisi olduğu iddia edilen 39.000,00 TL bedelli çeke dayalı olarak davacılar hakkında mirasçı sıfatıyla başlatılan icra takibinden dolayı davacıların davalıya borçlu olmadıklarının tespitine yönelik menfi tespit istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
İDM’ce taraf delillerinin toplanıldığı, bu bağlamda davaya konu takip dosyasının getirtildiği, İzmir 1. İcra Müdürlüğü’nün 2018/11928 Esas sayılı dosyasında; davalı şirket tarafından vefat eden borçlu … mirasçıları olarak davacılar … ve … hakkında … … Şubesi’nin 01.10.2018 keşide tarihli, 39.000,00 TL bedelli çekten dolayı faiz ve ferileriyle birlikte toplam 43.664,71 TL üzerinden kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla icra takibinin başlatıldığı, ödeme emrinin davacı borçlu …’a 09.11.2018 tarihinde, diğer davacı borçlu …’a ise 08.11.2018 tarihinde tebliğ edildiği, alacaklı vekilinin icra takip dosyasına sunmuş olduğu 26.11.2018 tarihli dilekçe ile icra takibinin kesinleşmiş olması nedeniyle haciz yapılmasını talep ettiği, davacı borçlulardan …’ın icra takip dosyasına sunmuş olduğu 09.11.2018 tarihli dilekçesiyle müteveffa …’ın mirasını İzmir 12. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2018/1336 Esas sayılı dosyasıyla reddettiğini bildirdiği, İzmir 12. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2018/1336 Esas, 2018/1413 Karar ve 08.11.2018 tarihli ilamı ile davacı borçlular … ve …’ın müteveffa …’dan intikal eden mirasın reddine ilişkin davanın kabul edildiği ve iş bu kararın 07.01.2019 tarihinde kesinleşmiş olduğu, icra takip dosyası içerisinde bulunan İzmir 6. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2018/786 Esas, 2018/862 Karar sayılı kararında ise, davacı borçluların icra takibine karşı yapmış oldukları itirazın İİK 168/4-5.maddesi gereğince süre aşımı nedeniyle reddine karar verildiği görülmüştür.
Davacıların murisi olan …’ın keşidecisi olduğu davaya konu … … Şubesi’ne ait 01.10.2018 keşide tarihli ve 39.000,00 TL bedelli çekten dolayı çekte lehdar durumunda bulunan davalı şirket tarafından keşidecinin yasal mirasçıları sıfatıyla davacı borçlular hakkında 08.10.2018 tarihinde icra takibi başlatılmış ise de, davacı borçlular tarafından icra takibinin başladığı tarihten önce mirasın reddi amacıyla 26.09.2018 tarihinde İzmir 12. Sulh Hukuk Mahkemesi’ne dava açıldığı, yapılan yargılama neticesinde 2018/1336 Esas ve 2018/1413 Karar sayılı ve 08.11.2018 tarihli karar ile davacıların talebinin kabulüyle muris …’dan intikal eden miras açısından her iki davacının kayıtsız şartsız mirası reddettiklerinin tespit ve tesciline karar verildiği, iş bu kararın 07.01.2019 tarihinde kesinleşmiş olduğu, takip ve davaya konu davacıların murisinin keşidecisi olduğu çekten dolayı mirasçı sıfatıyla davacıların mirası reddetmiş olmalarından dolayı sorumlu tutulamayacakları yönündeki Yerel Mahkemenin kararında herhangi bir usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı değerlendirilmiştir.
TMK’nun 618.maddesinde “Ödemeden aciz bir miras bırakanın mirasını reddeden mirasçılar, onun alacaklılarına karşı, ölümünden önceki beş yıl içinde ondan almış oldukları ve mirasın paylaşılmasında geri vermekle yükümlü olacakları değer ölçüsünde sorumlu olurlar. Olağan eğitim ve öğrenim giderleriyle adet üzerine verilen çeyiz bu sorumluluğun dışındadır. İyi niyetli mirasçılar ancak geri verme zamanındaki zenginleşmeleri ölçüsünde sorumlu olurlar.” şeklinde düzenlendiği, Kanun koyucunun murisin alacaklılarına mirasçıların mirası red hakkında mahrum olduklarının tespiti davası açma imkanını tanıdığı, bu madde gereğince murisin alacaklılarının korunmasının yasa maddesinde belirtilen koşullara bağlı kılındığı, bu bağlamda mirasın açılmış olmasının, ödemeden aciz bir murisin bulunmasının, mirasın süresi içerisinde reddedilmesinin, reddeden mirasçıya kazandırma yapılmış olmasının aranan koşullar olup, mirasın kayıtsız şartsız reddi kararının iptalinin ise davalı tüm mirasçılara yöneltilmesi gerekmektedir. Somut olayda davalı şirketin bu bağlamda herhangi bir iptal davası açtığına ilişkin delil sunmadığı gibi, davaya dayanak teşkil eden bir adet çekin incelenmesinde tanzim tarihinin 01.10.2018 tarihi olup, müteveffa …’ın ise vefatının 31.07.2018 tarihinde gerçekleştiği, kaldı ki dosyaya murise ilişkin herhangi bir veraset belgesinin dahi sunulmadığı görülmekle, davalı vekilinin TMK 618.maddesine dayalı istinaf istemlerinin yerinde olmadığı değerlendirilmiştir.
Bu durumda, istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı yönünden istinaf karar harcı olan 2.982,73 TL’den peşin alınan 745,68 TL’nin mahsubu ile bakiye 2.237,05 TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf başvurusu nedeni ile davalının yaptığı giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.25.05.2023