Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2020/1735 E. 2023/909 K. 12.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1735
KARAR NO : 2023/909

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KARŞIYAKA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/12/2019
NUMARASI : 2018/284 Esas 2019/848 Karar
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 14.05.2018
KARAR TARİHİ : 12.06.2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 12.06.2023

Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesinin 26.12.2019 tarih 2018/284 Esas 2019/848 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, müvekkili kooperatifin 30.06.2013 tarihli genel kurul toplantısında kooperatif bloklarında zemin kat dairelerin 100.000,00 TL’den az olmamak üzere satışı ve ortak kaydedilmesi için yönetim kuruluna yetki verildiğini, davalının kooperatife ait … blok … kat … numaralı daireyi satın aldığını ve müvekkili kooperatif ortağı olduğunu, kooperatif üye kayıt defterine göre davalının 20.05.2014 tarihinden beri kooperatifin ortağı konumunda olduğunu, kooperatif kayıtlarında toplantı hazirun cetvellerinde imzasının bulunduğunu, ancak davalının 11.500,00 TL ödeme yaptığını, bakiye 88.500,00 TL satış bedelini ödemediği için davalı hakkında Karşıyaka 1. İcra Müdürlüğünün 2017/10374 E. sayılı dosyasında icra takibi başlatıldığını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu iddia ederek, davalının itirazın iptali ile takibin devamına, %20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili, müvekkilinin kooperatif ortağı olduğuna dair yönetim kurulu ya da genel kurul kararının kendisine gönderilmediğini, ortaklık numarası verilmediğini, müvekkilinin kooperatif ortağı olup olmadığını bilmediğini, dosyaya sunulan üye kayıt defterinde üye olarak alınan kişinin isminin net olarak belirtilmediğini, TC kimlik numarasının müvekkiline ait olmadığını, müvekkilinin imzasıyla tasdikli ortaklığa giriş taahhütnamesinin ve genel kurula katılma vekaletnamelerinin de kooperatif tarafından ibraz edilemediğini, tüm kooperatif ortaklarına daireleri teslim edildiği müvekkiline daire teslimi yapılmadığını, ödeme emrinde faiz başlangıcı 01.08.2013 olarak gösterilmiş ise de, üye kayıt defter örneğinde … TC Kimlik numaralı …’nun üyeliğe alınış tarihinin 20.05.2014 olarak gösterildiğini, kooperatif kayıtlarında müvekkilinin kooperatif ortağı olarak görünmediğini, müvekkilinin kooperatif üyeliği ve dairesi belli edilmeden kendisinden hiç bir nam adı altında alacak talebinde bulunulamayacağını savunarak davanın reddine, %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatının davacıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davalının kooperatif üyeliğinin hiçbir zaman gerçekleşmediğini, davacı tarafın ise davalının kooperatif üyeliğinin 20.05.2014 gün 106 nolu yönetim kurulu kararı ile 100.000,00 TL bedelle gerçekleştiğini iddia ettikleri, davacı tarafça bağımsız bölümün davalıya teslim edildiği iddia edilmiş ise de, bu vakıanın ispatlanamadığı, tapu kaydına göre … nolu bağımsız bölümün dava dışı … tarafından 09.04.2012 tarihinde tesis edilen kat irtifakıyla iktisap edildiği, 03.03.2016 tarihinde dava dışı …’a devredildiği, bununla birlikte yönetim kurulu tarafından davalının ortaklığa kabul edilmesi yönünde 20.05.2014 gün 106 nolu karar alındığı, genel kurul toplantılarına ortak olarak davalının davet edildiği; davalının ortak olarak davacı kooperatife ödemeler yaptığı ve muhasebe kayıtlarında ortak olarak kayıtlı olduğu, davalı adına eşi … tarafından … Bankası aracılığıyla 10.09.2014 tarihinde davalı kooperatif hesabına 11.500,00 TL tutarlı ödeme yapıldığı, ayrıca davalı tarafın ortaklığa kabul edilmesi ve … blok … kat … nolu 2+1 dairenin tapu devrinin yapılması durumunda takip konusu asıl alacağı ödemeye hazır olduğunu bildirdiği, davalının davacı kooperatife üyeliğinin somut ilişkiler ile zımnen gerçekleştiği kanaatine varıldığı, bakiye 88.500,00 TL’nin davalı tarafından davacı kooperatife üyeliğe bağlı olarak ödenmesi gerektiği, faiz başlangıç tarihinin nasıl tespit edildiği açıklanmamış ise de genel kurul karar tarihine (30.06.2013) makûl bir süre (1 ay) ilave edilerek 01.08.2013 tarihinden itibaren gecikme faizi hesaplandığı, ne var ki 20.05.2014 tarih 106 sayılı yönetim kurulu kararı ile ortaklığa kabul edilen davalının 01.08.2013 – 20.05.2014 dönemi için temerrüde düştüğünün ve gecikme faizi ödemekle yükümlü olduğunun kabul edilmesinin hukuka uygun olmadığı, davalının 20.05.2014 tarihinde temerrüde düştüğü, bu tarihten 14.11.2017 icra takip tarihine kadar talep gibi yasal temerrüd faizinin 27.523,50 TL olarak hesaplandığı gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne, davalının icra takibine itirazının 116.023,50 TL’lik kısmına yönelik haksız itirazının iptaline, takibin bu miktar üzerinden ve asıl alacak tutarı 88.500,00 TL’sına takip tarihinden itibaren yasal faizi yürütülerek devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine, %20 icra-inkar tazminatı 23.204,70 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davalının kötü niyet tazminatı isteminin reddine karar verilmiştir.
Karara karşı taraf vekilleri tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davacı vekili, ilk derece mahkemesince davalının kooperatif üyeliğinin varlığının tespitine ve bakiye 88.500,000 TL’nin davalıdan tahsiline dair verilen kararın usul ve yasaya uygun olduğunu, ancak ilk derece mahkemesi kararının faiz başlangıç tarihinin 20.05.2014 olarak kabul edilmesinin hatalı olduğunu, her ne kadar kooperatif yönetim kurulu tarafından alınan 20.05.2014 tarihli karar ile davalının kooperatif üyelik kaydı yapılmış ise de, davalı ile müvekkili kooperatif arasındaki üyelik ilişkisinin söz konusu yönetim kurulu kararından daha önce başladığını, 30.06.2013 tarihli 2012 yılı olağan genel kurul toplantısı hazirun cetvelinde davalının isminin yer aldığını, müvekkili ile davalı arasındaki üyelik ilişkisinin zımnen kurulduğunu, davalıya kooperatif tarafından düzenli olarak toplantı davet mektupları gönderildiğini, genel kurul tutanaklarını tebliğ alıp herhangi bir itirazda bulunmamasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, 30.06.2013 tarihli genel kurul karar tarihine makul bir süre eklenerek hesaplanan 01.08.2013 tarihinden itibaren işlemiş faizin hesaplanması gerektiğini belirterek kararın faiz başlangıç tarihi yönünden kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, müvekkili adına her iki tarafın imzalarıyla tasdikli ortaklık senedi düzenlenmediği gibi davacı tarafından da dosyaya ibraz edilmediğini, müvekkilinin kooperatif ortaklığına alındığını bilmesinin mümkün olmadığını, müvekkilinin 20.05.2014 tarihinde temerrüde düştüğünün kabul edilmesinin hatalı olduğunu belirterek kararın bu yönden kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE : Dava, aidat alacağının tahsili için başlatılan icra takibine davalının itirazının iptali, takibin devamı ve icra inkar tazminatı istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın asıl alacak yönünden kabulüne, işlemiş faiz yönünden ise kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
Tarafların iddia ve savunmaları, toplanan deliller ve tarafların istinaf sebeplerine göre, davalının davacı kooperatifin ortağı olduğu ve dava konusu icra takibinde asıl alacak tutarı olan 88.500,00 TL aidat borcunun bulunduğu hususu taraflar arasında çekişme konusu değildir. Uyuşmazlık, işlemiş faizin başlangıç tarihi noktasındadır. İlk derece mahkemesince davalının 20.05.2014 tarihli yönetim kurulu kararı ile ortaklığa kabul edildiği ve bu tarihte temerrüde düştüğü kabul edilmiş, davacı kooperatif vekili ise davalının 30.06.2013 tarihli olağan genel kurul toplantısı hazirun cetvelinde isminin yer aldığını, taraflar arasında üyelik ilişkisinin zımnen kurulduğunu, 30.06.2013 tarihli genel kurul karar tarihine makul bir süre eklenerek hesaplanan 01.08.2013 tarihinden itibaren işlemiş faizin hesaplanması gerektiğini istinaf nedeni olarak ileri sürmüştür.
Davacı kooperatif ana sözleşmesinin 11. maddesinde “Gerekli şartları taşıyıp da, kooperatife ortak olmak isteyenler yazılı olarak yönetim kuruluna başvururlar. Bu başvuruda, anasözleşmenin tüm hükümlerinin ve getirilen yükümlülüklerin kabul edildiği açıkça belirtilir. Ortaklığa kabul yönetim kurulunun kararı ile gerçekleşir. Yönetim kurulu, ortaklar ile ortak olmak için başvuranların 10. maddede gösterilen şartları taşıyıp taşımadığını araştırmak zorundadır. Ortaklığa kabul veya ret kararı, ilgiliye 15 gün içinde yazı ile bildirilir. İstekli, ortaklığa alındığı takdirde, kararın kendisine bildirildiği tarihten itibaren bir ay içinde sermaye taahhüdünün diğer ortaklarca ödenmiş taksidi ile diğer ortakların herbirinin o tarihe kadar ödemiş oldukları paralara eşit meblağı bir defada öder.” şeklinde düzenleme bulunmaktadır. Davalının 20.05.2014 tarihli yönetim kurulu kararı ile ortaklığa kabulüne karar verildiğine göre, bu kararın davalıya yazı ile bildirilmesinden itibaren 1 ay içerisinde aidat borcunu ödemesi gerekir.
Kooperatif ana sözleşmesinin 10. maddesi uyarınca davalı tarafa bildirim yapıldığı kanıtlanamadığından, davalının en geç kısmi ödeme yaptığı 10.09.2014 tarihinde temerrüde düştüğü kabul edilerek, bu tarihten itibaren işleyecek yasal faize hükmedilmesi gerekirken, işlemiş faizin 20.05.2014 günlü yönetim kurulu karar tarihinden itibaren başlatılması yerinde değildir. Davalı vekilinin bu yöndeki istinaf sebebi yerindedir.
Bu durumda, davacı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine, davalı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca kabulü ile, yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığından ilk derece mahkemesi kararının sadece faiz başlangıç tarihi yönünden kaldırılarak yeniden esas hakkında karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesinin 26.12.2019 tarih 2018/284 Esas 2019/848 Karar sayılı kararının Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
3-Davanın KISMEN KABULÜNE, davalının Karşıyaka 1. İcra Müdürlüğünün 2017/10374 E. sayılı dosyası ile yapılan takibin 88.500,00 TL asıl alacak ve 25.137,69 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 113.637,69 TL’lik kısmına yönelik haksız itirazının İPTALİNE,
Takibin bu miktar üzerinden ve asıl alacak tutarı 88.500,00 TL’sına takip tarihinden itibaren yasal faizi yürütülerek DEVAMINA,
Fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
İİK’nun 67/2 maddesi gereğince, %20 icra-inkar tazminatı 22.727,53 TL’nin davalıdan alınarak, davacıya verilmesine,
Davalının kötü niyet tazminatı isteminin REDDİNE,
Alınması gerekli 7.762,59 TL karar ve ilam harcından 897,99 TL peşin ilam harcının, 583,59 TL tamamlama harcının ve icra dosyasına yatırılan 613,37 TL harcın mahsubu ile bakiye 5.667,64 TL ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
Davacı tarafından yatırılan 939,09 TL peşin harç ve 583,59 TL tamamlama harcının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan 186,00 TL tebliğ ve yazı gideri, 450,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 636,00 TL yargılama giderinden kabul (%92,6) oranına göre belirlenen 588,93 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
Kabul edilen miktar üzerinden A.A.Ü.T.’ne göre hesaplanan 18.045,65 TL nisbî vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davalı tarafından sarfedilen 17,00 TL tebliğ ve yazı giderinden red (%7,4) oranına göre belirlenen 1,25 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, bakiye kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,
Reddedilen miktar yönünden A.A.Ü.T.’ne göre belirlenen 9.035,43 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Taraflarca yatırılan gider ve delil avanslarından arda kalan miktarların kararın kesinleşmesine müteakiben yatıran taraflara ayrı ayrı İADESİNE,
4-İstinaf yoluna başvuran davalının ödediği istinaf harcının istek halinde davacıya iadesine,
5-Davacı yönünden alınması gereken istinaf karar harcı olan 179,90 TL maktu harçtan, peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 125,5‬0 TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
6-İstinaf başvurusu nedeniyle davalı tarafından yapılan 148,60 TL başvurma harcı, 100,25 TL posta ve tebligat masrafı olmak üzere toplam 248,85‬ TL istinaf yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.12.06.2023