Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2020/1733 E. 2023/903 K. 12.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1733
KARAR NO : 2023/903

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 06.02.2020
NUMARASI : 2018/326 E. – 2020/86 K.
DAVANIN KONUSU : Tazminat
DAVA TARİHİ : 13.03.2018
KARAR TARİHİ : 12.06.2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 12.06.2023

İzmir 1.Asliye Ticaret Mahkemesinin 06.02.2020 tarih 2018/326 E. – 2020/86 K.
sayılı kararın Dairemizce incelenmesi taraf vekillerince tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, 14.02.2017 tarihinde, davalı şirket tarafından ZMMS poliçesi ile sigortalanan, dava dışı sürücü …’in sevk ve idaresindeki … plakalı aracın direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu meydana gelen kazada, araçta yolcu olan müvekkilinin yaralandığını, Dokuz Eylül Üniversitesi Uygulama ve Araştırma Hastanesi tarafından müvekkilinin %25 oranında meslekte kazanma gücü kaybı yaşadığının tespit edildiğini, davalı şirket tarafından teklif edilen 61.513,00 TL tazminatın müvekkilinin zararını karşılamadığını iddia ederek, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere temerrüt tarihinden itibaren işleyecek temerrüt faizi ile birlikte şimdilik 500,00 TL sürekli iş göremezlik, 500,00 TL geçici iş göremezlik tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili, 20.12.2019 tarihli değer artırım dilekçesi ile, geçici iş göremezlik tazminatı istemini 12.875,94 TL’ye, sürekli iş göremezlik tazminatı istemini 74.219,19 TL’ye yükseltmiştitr.
CEVAP : Davalı tarafça davaya cevap verilmemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davalı sigorta şirketi tarafından davadan sonra 08.11.2018 tarihinde davacıya 61.674,00 TL sürekli iş göremezlik tazminatı ödendiği, Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden alınan 13.06.2019 tarihli raporda davacının %20,5 (kararda sehven %7,5 yazıldığı anlaşılmıştır) oranında sürekli malul kaldığı, tıbbi iyileşme süresinin ise 9 ay olarak belirlendiği, 02.12.2019 tarihli aktüerya raporunda kazanın meydana gelmesinde davalı sigortalı araç sürücüsünün %100 oranında asli ve tam kusurlu olduğu, araçta yolcu olarak bulunan davacının kusurunun bulunmadığı, yapılan 61.674,00 TL’lik sürekli iş göremezlik tazminatına ilişkin ödemenin 2918 Sayılı Yasa’nın 111. maddesi kapsamında ödeme tarihi itibariyle davacının gerçek zararını karşılayıp karşılamadığının tespiti açısından, 2018 yılı verileri dikkate alınarak yapılan hesaplama neticesinde davacının 106.847,01 TL sürekli iş göremezlik tazminatı talep edebileceği, sigorta şirketi tarafından yapılan 61.674,00 TL ödeme mahsup edildiğinde aradaki farkın 45.173,01 TL olarak hesaplandığı, yine rapor tarihi olan 2019 yılı verileri dikkate alınarak yapılan hesaplama neticesinde davacının talep edebileceği sürekli iş göremezlik tazminatının 135.893,19 TL olduğu, bu tutardan davalı sigorta şirketi tarafından yapılan 61.674,00 TL ‘lik ödeme dava tarihinden sonra yapılmış olması nedeniyle güncelleme yapılmaksızın mahsup edildiğinde (135.893,19 TL – 61.674,00 TL =) 74.219,19 TL bakiye sürekli iş göremezlik tazminatının kaldığı, davacının geçici iş göremezlik tazminatının ise 12.875,94 TL olarak hesaplandığı, davacının talep edebileceği toplam tazminat tutarının 87.095,13 TL olduğu, davacı tarafça davalı sigorta şirketine başvuru ve eksik belgelerini gönderildiği 03.02.2018 tarihine 8 iş günü ilavesiyle davalının temerrüdünün 14.02.2018 tarihinde gerçekleştiği sonuç ve kanaatine varıldığı, bilirkişi raporunun hüküm kurmaya elverişli olduğu, davacı tarafça dava değerinin arttırılmasına ilişkin dilekçede dava değeri kalıcı iş göremezlik tazminatı açısından bilirkişi tarafından hesaplanan 135.893,19 TL üzerinden arttırılacakken dava değeri sigorta şirketi tarafından yapılan ödemenin mahsubu ile aradaki fark olan 74.219,19 TL üzerinden arttırıldığı, kalıcı iş göremezlik tazminatı açısından davacının talebi ile bağlı kalınarak kalıcı iş göremezlik tazminatı açısından arttırılan dava değeri olan 74.219,19 TL’den davalı tarafça davadan sonra yapılan ödemenin mahsubu ile (74.219,19 TL – 61.674,00 TL=) 12.545,19 TL üzerinden hüküm kurulması gerektiği sonucuna varılarak, davanın kabulüne, davadan sonra ödendiği anlaşılan 61.674,00 TL sürekli iş göremezlik tazminatı açısından konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına, arttırılan dava değeri üzerinden bakiye 12.545,19 TL sürekli iş göremezlik tazminatı, 12.875,94 TL geçici iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 25.421,13 TL maddi tazminatın 14.02.2018 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Karara karşı taraf vekillerince istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davacı vekili, bilirkişi tarafından 135.893,19 TL tutarında tazminat belirlendikten sonra müvekkilinin daha önce aldığı miktarı düşerek kalan meblağ için değer arttırımı yaptıklarını, çünkü müvekkilinin daha önce aldığı tazminat yönünden davanın konusuz kaldığını, ilk derece mahkemesince uzmanlık gerektiren bir konuda hesaplama yapılarak yanlış karar verildiğini, değer arttırım dilekçesi doğrultusunda bir karar verilmesi gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, müvekkili şirket tarafından yapılan ödemenin, tazminatın denkleştirilmesi prensibi gereği faiz güncellemesi yapılmaksızın tenzil edilmesinin hatalı olduğunu, müvekkili şirketin geçici iş göremezlik zararından sorumlu olmadığını, davacı tarafından delil olarak ileri sürülen engelli sağlık kurulu raporu yürürlükte yönetmeliğe uygun düzenlenmediğinden hüküm vermeye elverişli olmadığını, davacının yönetmelik hükmüne göre düzenlenmiş raporla başvuruda bulunmadığını, bu nedenle usulüne uygun başvuru bulunmadığını, maluliyet raporunun fahiş olduğunu, yargılamada müvekkili şirketin hak arama özgürlüğünün yeterli şekilde kullandırılmadığını, müvekkilinin anayasa ile korunan hak arama hürriyetinin kısıtlandığını, dosyadaki deliller ve bilirkişi raporu yeterince incelenmeksizin ve keşif yapılmaksızın hüküm kurulduğunu ileri sürmekle kararın kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE : Dava, trafik kazası nedeniyle geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatının davacının yolcu olarak bulunduğu aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısından tahsili istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 97. maddesi ile zorunlu mali sorumluk sigortasından faydalanmak isteyen hak sahiplerinin dava yoluna gitmeden önce sigortacıya yazılı başvuru yapması gerektiği düzenlenmiş olmakla birlikte, bu başvuru yapılmadan dava yoluna gidilmesi hali dahi HMK’nın 115/2. maddesi gereği tamamlanabilir dava şartı olduğuna göre, başvurunun yapıldığı, ancak eksik ya da usule uygun olmayan belge ile başvurulduğu savunmasının olduğu durumlarda usule uygun olmadığı savunulan belgedeki eksiklik de yargılama aşamasında tamamlanabilecektir. (Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin 2021/3042 E.- 2021/1562 K. sayılı içtihatı). Somut olayda, KTK’nın 97. Maddesi uyarınca davacı tarafından davalı sigorta şirketine dava açılmadan önce yapılan başvurunun sağlık kurulu raporu sunulması gerektiğinden bahisle reddedildiği, davacı tarafça Dokuz Eylül Üniversitesi Uygulama ve Araştırma Hastanesi tarafından düzenlenen raporun davalı şirkete sunulduğu, kaza tarihinde yürürlükte olan yönetmelik hükümlerine göre düzenlenmiş kesin ve sürekli maluliyet oranına ilişkin sağlık kurulu raporu davacı tarafça kısa sürede alınıp tamamlanamayacağından, davalı sigorta şirketinin bu istemi davacının haklarının sürüncemede kalmasına yol açacaktır. Yargılama aşamasında kaza tarihinde yürürlükte bulunan yönetmelik hükümlerine göre düzenlenmiş sağlık kurulu raporu alınarak eksiklik tamamlanabileceğinden, davalı vekilinin yönetmelik hükmüne göre düzenlenmiş raporla usulüne uygun başvuru bulunmadığı yönündeki istinaf itirazları yerinde görülmemiştir.
Davalı vekili, hüküm altına alınan geçici iş göremezlik tazminatının teminat kapsamında olmadığını istinaf nedeni olarak ileri sürmüştür. 25.02.2011 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 13.02.2011 tarihli 6111 Sayılı Yasa’nın 59.maddesi ile 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 98. maddesi değiştirilmiş, buna göre “trafik kazaları nedeniyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer resmi ve özel sağlık kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedellerinin kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı”, Yasanın geçici 1. maddesi ile de “Bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce meydana gelen trafik kazaları nedeniyle sunulan sağlık hizmet bedellerinin Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı, sözkonusu sağlık hizmet bedelleri için bu Kanun’un 59. maddesine göre belirlenen tutarın %20’sinden fazla olmamak üzere belirlenecek tutarın üç yıl süreyle ayrıca aktarılmasıyla anılan dönem için ilgili sigorta şirketleri ve … nın yükümlülüklerinin sona ereceği,” öngörülmüştür. Sigorta şirketi, motorlu aracın işletilmesinden kaynaklanan kaza nedeniyle zarar görenlerin tedavisi için ödenen giderleri zorunlu olarak teminat altına alır. Sigorta şirketinin, işleten ve sürücünün yasadan ve sözleşmeden doğan bu yükümlülüğü, 6111 sayılı Yasa ile getirilen düzenleme ile sona erdirilmiş bulunmaktadır. 2918 sayılı Yasa’nın 98. maddesinde belirtilen tedavi giderleri yönünden sorumluluğun dava dışı … ‘na geçmiştir.
Yukarıda açıklandığı üzere geçici işgöremezlik talebi yönünden sigorta şirketlerinin sorumluluğu devam ettiğinden mahkemece gecici iş göremezlik tazminatına hükmedilmesinde bir isabetsizlik yoktur. (Yargıtay 4. H.D’nin 13.09.2021 tarih 2021/3454E, 2021/4465K sayılı kararı).

Davacının yolcu olarak bulunduğu ve davalı şirket tarafından zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi ile sigortalanan araç sürücüsünün %100 kusuru sonucunda meydana gelen tek taraflı trafik kazasında davacının yaralandığı, Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi tarafından düzenlenen 13.06.2019 tarihli raporda davacının kaza nedeniyle %20,5 oranında sürekli iş göremezliğinin meydana geldiği, iyileşme süresinin 9 ay olduğu yönünde görüş bildirdirildiği, davalı sigorta şirketi tarafından 06.11.2018 tarihinde davacıya 61.674,00 TL ödendiği; aktüerya bilirkişi raporuna göre, ödeme tarihi itibariyle ödemenin yetersiz olduğu, 2019 yılı verileri ile yapılan hesaplama sonucunda davacının 135.893,19 TL sürekli iş göremezlik tazminatı alacağının bulunduğu, yapılan ödeme mahsup edildiğinde bakiye tazminat tutarının 74.219,19 TL olduğu, geçici iş göremezlik tazminatı tutarının 12.875,94 TL olduğu anlaşılmaktadır. Maluliyet raporu yürürlükteki yönetmelik hükümlerine göre düzenlenmiş olup, aktüerya bilirkişi raporu da dosya kapsamına uygun, denetime elverişli bulunmakla mahkemece hükme esas alınmasında usul ve yasaya aykırılık görülmemiştir.
Davalı sigorta vekili, müvekkilinin yaptığı ödemenin güncellenmesi gerektiğini istinaf nedeni olarak ileri sürmüş ise de, davalı sigorta şirketi tarafından eldeki dava tarihinden sonra ödeme yapıldığı için, Yargıtay’ın yerleşmiş içtihatlarına göre yaptığı kısmi ödemenin güncellenmesi mümkün değildir. Davalı vekilinin bu yöndeki istinaf sebebi yerinde değildir.
Ne var ki, davacı vekilince aktüerya bilirkişi raporunda belirlenen 135.893,19 TL sürekli iş göremezlik tazminatından, davalı tarafça yargılama sırasında yapılan 61.674,00 TL tutarındaki ödeme mahsup edilerek, bakiye 74.219,19 TL yönünden değer artırımı yapıldığı halde, ilk derece mahkemesince, ödenen tutar mükerrer şekilde mahsup edilerek 12.545,19 TL sürekli iş göremezlik tazminatına hükmedilmesi hatalı olmuştur. Davacı vekilinin bu yöndeki istinaf sebebi yerindedir.
Bu durumda, davalı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine, davacı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca kabulü ile, yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığından ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden esas hakkında karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 06.02.2020 tarih 2018/326 Esas 2020/86 Karar sayılı kararının Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
3-Davanın KABULÜNE, 74.219,19 TL sürekli iş göremezlik tazminatı ile 12.875,94 TL davacı geçici iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 87.095,13 TL maddi tazminatın 14.02.2018 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine,
Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 5.949,46 TL nispi karar ve ilam harcından peşin ve ıslah ile alınan 329,96 TL’nin mahsubu ile bakiye 5.619,50 TL nispi karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
Davacı tarafından başlangıçta ve ıslah aşamasında yatırılan toplam 371,06 TL harç ile, tebligat gideri 162,70 TL, müzekkere gideri 92,50 TL ve bilirkişi ücreti 800,00 TL olmak üzere toplam 1.055,20 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 13.935,22 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan bulunması halinde karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
3-İstinaf yoluna başvuran davacının ödediği istinaf karar harcının istek halinde davacıya iadesine,
4-İstinaf başvurusu nedeniyle davacı tarafından yapılan 148,60 TL başvurma harcı, 49,00 TL posta ve tebligat masrafı olmak üzere toplam 197,60 TL istinaf yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı yönünden alınması gereken istinaf karar harcı olan 1.790,91 TL istinaf karar harcından, peşin alınan 447,75 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.343,16 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
6-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere 12.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.