Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2020/171 E. 2022/302 K. 22.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/171
KARAR NO : 2022/302

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 19.09.2019
NUMARASI : 2018/61 E. 2019/862 K.
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ : 22.02.2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 22.02.2022

Taraflar arasındaki davadan dolayı İzmir 3.Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 19.09.2019 gün ve 2018/61 E. 2019/862 K. sayılı hükmün istinaf yoluyla Dairemizce incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :Davacılar vekili, 15.08.2016 tarihinde müvekkillerinin içeresinde yolcu olarak bulunduğu, davalı şirket tarafından ZMMS poliçesi ile sigortalı olan … plakalı aracın takla atması sonucunda müvekkillerinin yaralandığını, dava dışı sürücü …’in asli ve tek kusurlu olduğunu, müvekkillerinin davalı şirkete 02.11.2017 tarihinde başvuru yapmalarına rağmen ödeme yapılmadığını, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, müvekkilleri için ayrı ayrı 500,00’er TL geçici iş göremezlik, 500,00’er TL sürekli iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 1.000,00’er TL maddi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP :Davalı vekili, davacıların KTK gereğince müvekkili şirkete başvuru yükümlülüğünü eksiksiz yerine getirmediklerini, davanın usulden reddi gerektiğini, esas yönünden ise kaza ile sakatlık arasında illiyet bağının tespit edilmesi gerektiğini, maluliyet oranının tespiti açısından dosyanın Adli Tıp Kurumu İhtisas Kurulu’na sevk edilmesi gerektiği, ceza mahkemesinin kararının kusurun takdirinde ve zararın tayininde hukuk hakimini bağlamayacağını, geçici iş göremezlik tazminatının teminat dışı olduğunu, kabul anlamına gelmemek üzere gelirin asgari ücret üzerinden hesaplanması gerektiğini, tazminat hesabında TRH 2010 yaşam tablosunun kullanılması gerektiğini, gelirin asgari ücret üzerinden hesap edilmesi gerektiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece, kusur oranının belirlenmesine ilişkin bilirkişi …’dan aldırılan raporun, Ege ATK’dan maluliyet oranına ilişkin aldırılan raporun ve aktüerya uzmanı bilirkişi …’dan aldırılan raporun denetime elverişli ve açık olduğu, davalı sigortaya sigortalı … plaka sayılı araç sürücüsünün %100 oranında asli kusurlu, davacıların yolcu konumunda bulunduklarından herhangi bir kusurlarının bulunmadığı, davacı …’in kaza nedeniyle %26 oranında kalıcı maluliyetinin, 4 ay süreyle de geçici maluliyetinin oluştuğu, davacı …’in kaza nedeniyle %8,9 oranında kalıcı maluliyetinin, 1,5 ay süreyle de geçici maluliyetinin oluştuğu, davacı …’in talep edebileceği davalının kusuruna isabet eden sorumlu olduğu kalıcı maluliyetten kaynaklı maddi tazminat alacağının 162.382,08 TL, davacı …’in talep edebileceği davalının kusuruna isabet eden sorumlu olduğu kalıcı maluliyetten kaynaklı maddi tazminat alacağının ise 35.961,43 TL olduğu, davacı tarafça davanın kalıcı iş göremezliğe ilişkin maddi tazminat talebi yönünden … için 157.178,12-TL, … için 34.009,95-TL üzerinden ıslah edildiği, dolayısıyla kalıcı iş göremezliğe ilişkin talebin ıslah edilen miktar üzerinden kabulüne, davalı sigortaya başvuru belgesinin 02/11/2017 tarihinde tebliğ edilmesi nedeniyle 8 günlük iş günü süresinin geçmesiyle davalı sigortanın 17/11/2017 tarihinde temerrüde düştüğü, davacıların geçici maluliyetine ilişkin talebinin ise; kaza tarihinin ve poliçenin düzenlenme tarihinin 01.06.2015 tarihinden sonra olması nedeniyle yeni genel şartlara göre geçici iş göremezlik tazminatının sigorta teminatı içinde bulunmadığı gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne, 157.178,12 TL kalıcı işgöremezlik tazminatının 17.11.2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı …’e verilmesine, 34.009,95 TL kalıcı işgöremezlik tazminatının 17.11.2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı …’e verilmesine, davacıların geçici iş göremezlik tazminatı taleplerinin ayrı ayrı reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, davalı vekilince istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ :Davalı vekili, davacı … hakkında alınan maluliyet raporunun hatalı olduğunu, 11.10.2018 tarihli tıbbi mütalaa raporunu dosyaya sunduklarını, bu raporda davacı …’in maluliyet oranının %8 olduğu, Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesinin 23.9.2018 tarihli raporunda tespit edilen %26’lik oranın olması gerekenin üzerinde olduğunun tespit edildiğini, kusur yönünden Adli Tıp Kurulu Trafik İhtisas Dairesi’nden rapor alınması gerektiğini, hükme esas alınan hesap bilirkişi raporu ve ek raporun hatalı olduğunu, bu raporlar esas alınarak hüküm kurulmasının hatalı olduğunu, davacılar için bilirkişi tarafından hesaplanan pasif dönem irat katsayılarının olması gerekenden yüksek olduğunu, davacıların araçta yolcu konumunda olduklarını, emniyet kemeri takmaksızın yolculuk ettiklerini, müterafik kusur indirimi uygulanması gerektiğini, ayrıca hatır taşıması ve müterafik kusur indiriminin mahkemece resen gözetilmesi gerektiğini, dava tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesi gerekirken 17.11.2017 tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesinin hatalı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE : Dava, trafik kazasından kaynaklanan kalıcı ve geçici maluliyet tazminatının kazaya neden olan aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısından tahsili istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzeniyle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
Somut olayda, davalının zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olduğu aracın karıştığı tek taraflı trafik kazasında, sigortalı araçta yolcu olarak bulunan davacıların yaralandığı iddiasıyla, beden gücü kayıp oranı belirlenerek, 500,00’er TL geçici iş göremezlik, 500,00’er TL sürekli iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 1.000,00’er TL maddi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesinin istendiği, ıslahla davacı … yönünden sürekli iş göremezlik tazminatı talebinin 157.178,12 TL’ye, davacı … yönünden sürekli iş göremezlik tazminatı talebinin 34.009,95 TL’ye yükseltildiği, alınan kusur raporunda sigortalı araç sürücüsünün kazada tamamen kusurlu olduğunun tespit edildiği, Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Adli Tıp Anabilim Dalı tarafından hazırlanan 24.09.2018 tarihli raporlarda davacı …’in trafik kazası olayına bağlı oluşan çiğneme ve yutma zorluğu, yürüyüş bozukluğu, yüz kemiklerinde kırık, dirsekte hareket kısıtlılığı, diş kaybı nedenleriyle %26 oraınnda kalıcı iş göremezliğinin mevcut olduğunun, tıbbi iyileşme süresinin olay tarihinden itibaren 4 ay olduğunun belirtildiği; davacı …’in trafik kazası olayına bağlı oluşan 5. bel omuru transvers proçesinde kırık oluşması, sol el 4. parmağında hareket kısıtlılığı nedenleriyle %8,9 oranında kalıcı iş göremezliğinin mevcut olduğunun, tıbbi iyileşme süresinin olay tarihinden itibaren 1,5 ay olduğunun belirtildiği anlaşılmıştır. Mahkemece alınan aktüerya bilirkişi raporunda %8,9 oranında sürekli maluliyeti oluşan davacı …’in 34.009,95 TL sürekli iş göremezlik, 1.951,48 TL geçici iş göremezlik olmak üzere toplam 35.961,43 TL maddi zararının oluştuğu, %26 oranında sürekli maluliyeti oluşan davacı …’in 157.178,12 TL sürekli iş göremezlik ve 5.203,96 TL geçici iş göremezlik olmak üzere toplam 162.382,08 TL maddi zararının oluştuğu tespit edilmiş, davacılar vekilince sürekli iş göremezlik talepleri bilirkişi raporunda belirlenen tutarlar uyarınca ıslah edilmiş, mahkemece ıslah edilen tutarlar üzerinden sürekli iş göremezlik tazminatı talebinin kabulüne, geçici iş göremezlik tazminatının sigorta teminatı içinde bulunmadığı gerekçesiyle reddine karar verilmiştir.
Mahkemece Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Adli Tıp Anabilim Dalı’ndan alınan 24.09.2018 tarihli sağlık kurulu raporlarında kaza tarihi itibariyle yürürlükte olan Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması Ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre yapılan hesaplamaya göre davacı …’in sürekli maluliyet oranının %26, davacı …’in sürekli maluliyet oranının ise %8,9 olduğu tespit edilmiştir. Davalı vekilince dosyaya sunulan bir ortopedi ve travmatoloji uzmanı ve bir adli tıp uzmanı bilirkişi tarafından düzenlenen 11.10.2018 tarihli tıbbi mütalaa raporunda ise, yine Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması Ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre değerlendirme yapılmasına rağmen davacı …’in sürekli maluliyet oranının %8 olarak tespit edildiği anlaşılmaktadır. Mahkemece alınan bilirkişi raporu ile davalı vekilince dosyaya sunulan tıbbi mütalaa raporu arasında davacı …’in maluliyet oranına ilişkin çelişkiyi giderecek şekilde Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesi’nden rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekmekte olup, davalı vekilinin bu yöndeki istinaf sebebi yerindedir.
Trafik kazasında cismani zarara uğrayan hak sahiplerinin bakiye ömürleri daha önceki yıllarda Fransa’dan alınan 1931 tarihli “PMF” cetvellerine göre saptanmakta ise de; Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı, Hacettepe Üniversitesi Fen Fakültesi Aktüerya Bilimleri Bölümü, BNB Danışmanlık , Marmara Üniversitesi ve Başkent Üniversitesi’nin çalışmalarıyla “TRH 2010” adı verilen “Ulusal Mortalite Tablosu” hazırlanmıştır. Gerçek zarar hesabı, özü itibariyle varsayımlara dayalı bir hesap olup, gerçeğe en yakın verilerin kullanılması esastır. Bu durumda; Yargıtay Daireleri arasında tazminat hesabında birliğin sağlanması açısından ve yine bu tablonun ülkemize özgü ve güncel verileri içerdiği göz önüne alındığında,Yargıtay 17. Hukuk ve 4. Hukuk Dairesince de tazminat hesaplamalarında TRH 2010 Tablosu’na göre bakiye ömür sürelerinin belirlenmesinin, güncel verilere ve ülkemiz gerçeklerine daha uygun olacağına karar verilmiştir.
Eldeki davada; Mahkemece zarar görenlerin maluliyet tazminatının hesaplanması için aktüer bilirkişiden alınan 28.01.2019 tarihli bilirkişi raporunda davacıların bakiye yaşam süreleri TRH 2010 yaşam tablosuna göre ve %1,8 teknik faiz oranı uygulanarak belirlenmiş, mahkemece raporda belirtilen hesaplama sonucu bulunan zarar hükme esas alınmıştır. Ancak davalının gerçek zarardan sorumlu olduğu gözetilerek davalının ödemesi gereken gerçek zararın belirlenmesi gerekir. Yargıtay 17. Hukuk ve 4. Hukuk Daireslerince tazminat hesaplamalarında TRH 2010 Tablosu’na göre bakiye ömür sürelerinin belirlenmesinin, güncel verilere ve ülkemiz gerçeklerine daha uygun olacağına karar verilmiş; ayrıca Anayasa Mahkemesi’nin 17.07.2020 tarih- 2019/40-2020/40 sayılı kararı ile; KTK’nun 90. maddesindeki “bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir” bölümündeki “bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğu gerekçesiyle iptaline karar verilmiştir. Bu nedenle; tazminat hesabında, yeni ZMSS Genel Şartları ekindeki cetvellerin kullanılması mümkün olmadığından ve %1,8 teknik faiz uygulaması da anılan cetvellerle getirildiğinden, artık uygulanması mümkün değildir. Açıklanan tüm bu nedenlerle; davacıların muhtemel bakiye ömür sürelerinin TRH 2010 Yaşam Tablosu’na göre belirlenmesi, %1,8 teknik faiz uygulanmadan tazminatın hesaplanması; bilinmeyen/ işleyecek devre hesabı yapılırken, bilinen son gelirin her yıl için %10 artırılıp %10 iskonto edilmesi yönteminin kullanılması için daha önce rapor düzenleyen bilirkişiden ek rapor alınıp, usuli kazanılmış haklar da gözetilerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle yazılı biçimde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Bu durumda, ilk derece mahkemesince uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli deliller toplanmadan ve değerlendirilmeden karar verildiğinden, istinaf istemine konu karara yönelik denetim yapılması mümkün değildir. O halde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6 maddesi uyarınca davalı vekilinin istinaf başvurusunun esasa ilişkin hususlar incelenmeksizin kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca ESASA İLİŞKİN SEBEPLER İNCELENMEKSİZİN KABULÜNE,
2-İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 19.09.2019 tarih 2018/61 E. 2019/862 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Dairemizin kararına uygun şekilde yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın mahal mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-İstinaf yoluna başvuran davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde iadesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6 maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 22.02.2022