Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2020/1700 E. 2023/789 K. 23.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1700
KARAR NO : 2023/789

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 27.02.2020
NUMARASI : 2018/403 Esas 2020/180 Karar
DAVANIN KONUSU : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 23.05.2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 23.05.2023

Taraflar arasındaki davadan dolayı İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 27.02.2020 gün ve 2018/403 Esas 2020/180 Karar sayılı hükmün istinaf yoluyla Dairemizce incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, müvekkili şirket adına davalı bankanın … Şubesi nezdindeki hesabında bulunan 49.758,00 TL’nin 02.08.2017 tarihinde bilgi ve onayı dışında dava dışı …’nin hesabına virman yapıldığını, bu paranın müvekkili şirketin hesabına ödenmesi için davalıya 04.01.2018 tarihli ihtarname keşide edildiğini, davalı banka tarafından keşide edilen cevabi ihtarnamede müvekkili şirketin rehin senedi verdiğinden bahisle onayının alınmasına gerek olmadığı, bu itibarla işlemin bankacılık mevzuatına uygun olduğunun belirtildiğini, söz konusu rehin senedinin kendilerine kendilerine ibraz edilmediğin iddia ederek, 49.758,00 TL’nin 02.08.2017 tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili, müvekkili bankanın … şubesi ile dava dışı diğer boçlu … arasında imzalanan genel kredi sözleşmesine istinaden dava dışı boçluya kredi kullandırıldığını, kullandırılan kredinin teminatı olarak malik … adına kayıtlı … ili, … ilçesi, … Mah. … ada, … parselde kain …kat … nolu bağımsız bölümde kayıtlı mesken vasıflı taşınmaz üzerine … Müdürlüğünün 09/08/2016 tarih, 14467 yevmiye nolu 1.derece 450.000,00.-TL bedelli ipotek tesis edildiğini, davacı şirketin … A.Ş. … Şubesindeki hesabında bulunan 50.300,00 TL için rehin senedi verdiğini, işbu borcun ödenmemesi üzerine ve müvekkili bankanın kredi alacağının tahsili amacıyla, Üsküdar 6. Noterliğinin 02/08/2017 tarih 57370 yevmiye sayılı ve 57364 yevmiye sayılı hesap kat ihtarnamelerinin keşide edildiğini, İzmir 7. İcra Müdürlüğünün 2017/11403 E. sayılı dosyası ile icra takibine geçildiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece, taraflar arasındaki ihtilafın davacının davalı bankada olan hesabından dava dışı banka borçlusu …’nin borcu nedeniyle virman yolu ile yapılan tahsilatın taraflar arasındaki rehin sözleşmesine uygun olup olmadığı, rehin sözleşmesindeki imzanın davacı şirket yetkilisine ait olup olmadığı, davacının bu bedelin istirdatını talep edip edemeyeceği noktalarında toplandığı; davacı şirket adına …’nin davalı bankaya 02/08/2016 tarihli rehin senedi imzalayarak verdiği, …ne yazılan yazıya verilen cevapta rehin senedinin düzenlendiği 02/08/2016 tarihi itibariyle davacı şirketi münferiden temsile yetkili kişinin dava dışı … olduğunun bildirildiği, rehin senedini şirket adına imzalayan …’nin bu tarihte şirketi temsile yetkili kişi olmadığı, İstanbul Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesinin 20/05/2019 tarihli raporunda, dava konusu rehin sözleşmesinde davacı şirket adına atfen atılan imzanın davacı şirket temsilcisi …’ye ait olmadığının tespit edildiği gerekçesiyle, davanın kabulüne, 49.758,00 TL’nin 02/08/2017 tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davalı vekili, rehin senedinin verildiği tarihte davacı şirkette …’nin de müdür sıfatıyla imzaya yetkili olduğunu, … yönünden inceleme yapılmadığını, davacı şirketin 17.06.2015 tarihinde … ve … tarafından kurulduğunu, … ve …’nin her ikisinin de şirkete müdür olarak atandığını, imza yetkilerinin bulunduğunu, 19.10.2015 tarihinde …’nin bir kısım hissesini diğer ortak …’ye devrettiğini, rehin senedinin 02.08.2016 tarihinde yapıldığını, bu tarihte hem …’nin hem de …’nin şirket müdürü olduğunu, …’nin yetkisinin rehin senedinin imzalanmasından sonra 16.09.2016 tarihinde hisselerini …’ye devretmesiyle sona erdiğini, hisse devrinin rehin senedinin verilmesinden sonra yapıldığını gösterir kayıtların mahkeme dosyasının içinde mevcut olduğunu, …’nün 25.12.2020 tarihli müzekkere cevabının ekindeki “Genel Kurul Toplantı Ve Müzakere Defteri” suretinden rehin senedinin verildiği tarihte …’nin hala müdür olduğunun açıkça anlaşılmakta olduğunu, mahkemece 25.12.2020 tarihli müzekkere cevabının yeterince açık olmayan ve yalnızca …’ye ilişkin yetki bitiş tarihinin yazıldığı üst yazı kısmının dikkate alındığını, yazının eklerinin incelenmediğini, Adli Tıp Kurumu raporuna itirazlarının değerlendirilmediğini, fotokopi belgelerin ve rehin senedi tarihi sonrasında düzenlenmiş olan belgelerin mukayeseye esas alındığını, Adli Tıp Kurumu raporunu kabul etmediklerini, fotokopi üzerinden imza incelemesi yapılmasının mümkün olmadığını, imzanın …’nin eli ürünü olmadığı kanaatini içeren raporun soyut ve matbu ifadelerden oluştuğunu, müvekkili bankanın davacı şirketin yetkilisi …’den de alacaklı olduğunu, davanın kötüniyetli olarak açıldığını, müvekkili bankanın Montrö Şubesi ile dava dışı diğer borçlu … arasında imzalanan genel kredi sözleşmesine istinaden dava dışı borçluya kredi kullandırıldığını, kredinin teminatı olarak Malik … adına kayıtlı taşınmaz üzerine 450.000-TL bedelli ipotek tesis edildiğini, borcun ödenmemesi üzerine ve müvekkili bankanın kredi alacağının tahsili amacıyla, noterden hesap kat ihtarnameleri keşide edildiğini, İzmir 7. İcra Müdürlüğü’nün 2017/11043 Esas sayılı dosyası ile ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibine geçildiğini ileri sürmekle kararın kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE : Dava, davalı banka tarafından rehin senedine dayanılarak davacı şirketin hesabından tahsil edilen tutarın, söz konusu rehin senedindeki imzanın davacı şirket yetkilisine ait olmadığı iddiasıyla davalı bankadan tahsili istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
Davada, davacı şirketin hesabında bulunan 49.758,00 TL’nin rehin senedi gerekçe gösterilerek dava dışı şirket ortağı …’nin hesabına virman yapıldığı, oysa bu rehin senedindeki imzanın davacı şirket yetkilisine ait olmadığı iddia edilerek tahsil edilen tutarın davalı bankadan tahsili talep edilmiş, davalı tarafça rehin senedinin geçerli olduğu savunulmuştur. İlk derece mahkemesince davacı şirket adına …’nin davalı bankaya 02/08/2016 tarihli rehin senedi imzalayarak verdiği, …nün cevabi yazısında rehin senedinin düzenlendiği 02/08/2016 tarihi itibariyle davacı şirketi münferiden temsile yetkili kişinin dava dışı … olduğunun bildirildiği, rehin senedini şirket adına imzalayan …’nin bu tarihte şirketi temsile yetkili kişi olmadığı rehin sözleşmesinde davacı şirkete atfen atılan imzanın davacı şirket temsilcisi …’ye ait olmadığının tespit edildiği gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.
…’nün 25.12.2019 tarihli yazısında, davacı şirket temsilcisinin dava dışı … olduğu, yetki başlangıç tarihinin 30.08.2016 olduğu bildirilmiş, yazı ekinde gönderilen 31.08.2016 tarihli davacı şirket ortaklar kurulu kararında, şirket ortaklarından …’nin hisselerini şirket ortaklarından …’ye devrederek şirket ortaklığından ayrıldığı, paylarını devreden … ve …’nin müdürlük görevlerinin sona ermesine, eski sirkülerin iptaline, şirket ortağı …’nin şirket müdürü olarak atanmasına karar verildiği anlaşılmaktadır. Davacı bankanın alacağına dayanak yaptığı rehin senedinin düzenleme tarihi olan 02.08.2016 tarihinde dava dışı …’nin müştereken temsil ve ilzama yetkili müdürlük görevinin mevcut olduğu anlaşılmakla, rehin senedi altındaki imzanın …’ye ait olup olmadığının gerektiği takdirde imza incelemesi yapılmak suretiyle tespiti ile sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve hatalı değerlendirme ile rehin senedini şirket adına imzalayan …’nin şirketi temsile yetkili kişi olmadığı, rehin sözleşmesindeki imzanın ise davacı şirket temsilcisi …’ye ait olmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmesi hatalı olmuştur. Davalı vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmüştür.
Bu durumda, ilk derece mahkemesince uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış ve değerlendirilmemiş olması nedeniyle istinaf istemine konu karara yönelik denetim yapılması mümkün değildir. O halde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6 maddesi uyarınca istinaf başvurularının esasa ilişkin hususlar incelenmeksizin kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca ESASA İLİŞKİN SEBEPLER İNCELENMEKSİZİN KABULÜNE,
2- İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 27.02.2020 tarih 2018/403 E. – 2020/180 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Dairemizin kararına uygun şekilde yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın mahal mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-İstinaf yoluna başvuran tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde istinaf yoluna başvurana iadesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6 maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 23.05.2023