Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2020/1665 E. 2023/751 K. 18.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1665
KARAR NO : 2023/751

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KARŞIYAKA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 05/03/2020
NUMARASI : 2019/324 Esas 2020/100 Karar
DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 18.05.2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 18.05.2023

Taraflar arasındaki davadan dolayı Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 05.03.2020 gün ve 2019/324 Esas 2020/100 Karar sayılı hükmün istinaf yoluyla Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :Davacı vekili, … A.Ş.’ye ait … plakalı otomobilin davacının sevk ve idaresinde iken 07.06.2018 tarihinde … ilçesi sınırlarında gerçekleşen kaza neticesinde hasar gördüğünü, davacı ile kazaya karışan diğer aracın sürücülerinin aralarında maddi hasarlı trafik kazası tespit tutanağı düzenlediklerini, İzmir 10. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2018/103 D.İş sayılı dosyasında delil tespiti yaptırıldığını, oluşan hasarın meydana gelmesine neden olan …’a ait aracın … A.Ş.nezdinde ZMMS poliçesi ile sigortalı olduğunu, davalı …A.Ş.’ye 21.06.2018 tarihli dilekçe ile başvurmasına rağmen ödeme yapılmadığını bildirerek, 43.852,60 TL yedek parça, 3.658,00 TL işçilik olmak üzere toplam 47.510,60 TL onarım bedelinden, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 2.000,00 TL’sının temerrüd tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsiline, ayrıca 1.052,80 TL delil tespiti giderlerinin temerrüd tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili, … plakalı aracın müvekkili şirket nezdinde 01.06.2018 – 2019 vadeli poliçe ile ZMMS ile sigortalı olduğunu, poliçeden müvekkilinin sorumluluğunun araç başına azami 36.000,00 TL olduğunu, … plakalı aracın … A.Ş.adına kayıtlı olmasına rağmen davacı-sürücü tarafından işbu davanın açılamayacağını, aktif husumet eksikliği bulunduğunu, tutanakta her üç aracın sürücüsünün de irtibat telefonu ve adreslerinin bilinçli olarak yazılmadığının fark edildiğini, kazanın kurgusal olarak ayarlandığı kanaatinin oluştuğunu, gerçekliğe uymadığını, davalının sorumluluğunun bulunmadığını, karşı tarafın avans faizi isteyemeyeceğini bildirerek, davanın reddini savunmuştur.
DAİREMİZİN KALDIRMA KARARINDAN ÖNCEKİ İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince iddia, savunma ve toplanan tüm delillere göre; kamu görevlisinin dahil olmadığı, trafik kazasına karışan araç sürücüleri tarafından düzenlenen 07.06.2018 tarihinde trafik kazası tespit tutanağına ve araç trafik kaydına göre davacının olay tarihinde kullandığı iddia edilen aracın maliki dava dışı … A.Ş; bu araca hasar verdiği iddia edilen aracın zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçesini düzenleyen şirket ise davalı … olduğu, davacı tarafın, dava dışı … A.Ş şirketine ait aracı, hangi sebeple elinde bulundurduğuna, trafik kazasının meydana geldiği tarihte, ne şekilde aracın zilyedi olduğu hususunda kira sözleşmesi vs. hiçbir delil ve belge ibraz etmediği, bu durumda davacının araç üzerinde hukuki korunmaya değer, haklı görünüşü olan ve sürekli nitelikte zilyetliğinin bulunduğunun kabul edilemeyeceği, böylece davacının dava konusu araçtaki hasar bedelinin tazmini ve feri nitelikteki delil tespiti giderlerinin tahsili talebinin hukuka uygun olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
DAİREMİZİN KALDIRMA KARARI: 01.04.2008 tarihinde yürürlüğe giren Yalnız Maddi Hasarla Sonuçlanan Trafik Kazalarında Taraflarca Doldurulacak Kaza Tespit Tutanaklarına İlişkin Genelge (28.12.2007 Sayı: 2007/ 27) gereği, maddi hasarlı trafik kazasına karışan taraflar, kazanın oluşumu ile ilgili aralarında anlaşma sağlamaları halinde kaza tespit tutanağını kendileri düzenleyip olay yerinden ayrılabilmektedirler. Anılan genelgede belirtilen esaslara göre düzenlenen tutanak, trafik zabıtasınca düzenlenen Trafik Kaza Tespit Tutanağı hükmünde olup aksi ispat edilinceye kadar geçerli resmi belge niteliğindedir. Tutanağın aksi yönündeki ispat külfeti M.K.’nın 6. ve TTK’nın 1281/2.maddeleri uyarınca davalı … şirketine aittir. Davalı …, rizikonun teminat dışında kaldığı iddiasını somut delillerle ispat etmekle yükümlüdür. Nitekim Yargıtay 17. HD’nin 23.06.2014 tarih ve 2014/10644 E.-2014/9770 K. sy. Emsal kararı da bu yöndedir. Diğer taraftan davalı … dava konusu hasarlanan aracın maliki dava dışı … Şirketi olduğundan davacı araç sürücüsünün aktif husumet ehliyeti bulunmadığını savunmuş, mahkemece de davacının aracın zilyedi olduğuna dair finansal kiralama sözleşmesi veya kira sözleşmesi sunulmadığından davanın reddine karar verilmiştir. Tazminat davasında davacı olma ehliyeti, kural olarak mal varlığında doğrudan doğruya zarar oluşan kişiye aittir. Ancak, bir şeyi sözleşmeyle (kira, ariyet vs) elinde bulunduran kişiler ve zilyet, onu aldığı gibi malikine aynen iade etmek zorundadır. Somut olayda; … plakalı aracın kaza sırasındaki sürücüsünün davacı … olduğu ve davacının olay sırasında aracın zilyedi durumunda bulunduğu resmi belge niteliğindeki kaza tespit tutanağından anlaşılmaktadır. Buna göre, davacı zilyedin, dava açmakta hukuki yararının, dolayısıyla aktif dava ehliyetinin bulunduğu düşünülmeden yazılı şekilde davacının kaza tarihinde aracın zilyedi olduğuna dair yazılı delil ibraz etmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir. (Bkz. aynı yönde 30.10.2018 tarih ve 2015/18062 E.-2018/9833 K., 16.10.2017 tarih ve 2015/2904 E.-2017/9094 K.) Trafik kazasından kaynaklanan tazminat davalarında, zarar veren taraf, kusuru oranında, gerçek zarardan sorumlu olur. Zarar verenin aracını Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası ile sigortalayan sigorta şirketi de zarar veren ile birlikte zarar görenin gerçek zararından sorumludur. O halde ilk derece mahkemesince işin esasına girilerek taraf delilleri toplanıp, kazanın oluşumunda tarafların kusur oranlarını, ayrıca davacı araç sürücüsünün zilyedi olduğu araçta oluşan hasar ile kaza arasında illiyet bağını kurmaya ve hasar miktarını dolayısıyla davalı … şirketinin sorumlu tutulması gereken gerçek zarar miktarını tespite yeterli ve denetime elverişli konusunda uzman makine mühendisi ve trafik bilirkişilerinden oluşan heyetten rapor alınarak iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilip karar yerinde tartışıldıktan sonra bir karar verilmesi gerekirken ilk derece mahkemesince yanılgılı değerlendirme yapılarak yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir. O halde açıklanan bu gerekçe ile davacı vekilinin istinaf sebeplerinin kabulüne, kaldırma sebep ve şekline göre davacı vekilinin öteki istinaf sebeplerinin incelenmesine yer olmadığına, dosyanın HMK’nın 353/1-a-6. maddesine göre yeniden esası hakkında bir karar verilmek üzere mahkemesine iadesine karar verilmiştir.
DAİREMİZİN KALDIRMA KARARINDAN SONRAKİ İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacı-sürücünün trafik kazası tespit tutanağındaki “idaremdeki … plaka sayılı araç ile … caddesinde seyir halinde iken iki aracın kafa kafaya çarpışması sonucu aniden duran … plakalı aracın arkasından çarptım” şeklindeki beyanı dikkate alındığında, ilk çarpışan araçların çarpışmanın etkisi ile geri geldiklerinden bahsedilmediği, dolayısıyla bu kaza ile ilk kazanın iki ayrı kaza olduğu ve kusur durumunun ayrı ayrı değerlendirilmesi gerektiğinden bahisle, kusur durumuna ilişkin davacı iddiasına ve … imzalı bilirkişi raporuna itibar edilmeyerek, davalı … nezdinde ZMMS poliçesi ile sigortalı … plakalı araç sürücüsü kusurlu ise de dava dışı …’in kullandığı araca çarpması sonucunda oluşan olaya hasren değerlendirilmesi gerektiği, davacıya ait aracın dava dışı …’in kullandığı araca arkadan çarpması sonucu oluşan trafik kazasında sigortalı araç sürücüsüne kusur atfedilemeyeceği, tazminat sorumluluğu için kusur şartının oluşmadığı, böylece davalı … şirketinin de tazminat sorumluluğunun bulunmadığı anlaşıldığından, haklı görülmeyen davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davacı vekili, dosyada birbiriyle çelişen üç adet bilirkişi raporunu mevcut olduğunu, bu nedenle dosyanın Adli Tıp Trafik İhtisas Dairesi’ne gönderilerek alanında uzmanlığı kesinleşmiş bilirkişilerce kusur tespiti yapılması gerektiğini, bilirkişi raporunda kusur oranının ve davanın karşı tarafının yanlış tespit edildiğini, önceki bilirkişi raporunda da olduğu gibi kazanın sanki iki aşamada gerçekleşmiş gibi yansıtıldığını, … idaresindeki ve … adına kayıtlı … plakalı aracın ters yönden gelerek … idaresindeki … plakalı araca çarptığını, bu durumu ön görmesini kendisinden beklenmesi mümkün olmayan davacı idaresindeki … plakalı araç ile … idaresindeki … plakalı araca çarptığını, kazanın iki aşamalı olmayıp … idaresindeki aracın ters yönden gelmesi nedeniyle %100 kusurlu olduğunu, zira ters yönden araç çıkabileceğinin müvekkilinden ve … isimli sürücüden beklenemeyeceğini, davacının önündeki araç ile takip mesafesini koruyarak fren de yaptığını istinaf nedenleri olarak ileri sürmekle kararın kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE :Dava, ZMMS sigorta poliçesine istinaden çift taraflı trafik kazası sonucunda, maliki dava dışı … şirketi, davacının araç sürücüsü olduğu araç üzerinde oluşan hasarın tazmini istemine ilişkin olup ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
Dava konusu 07.06.2018 tarihinde meydana gelen kaza nedeniyle İDM tarafından dosyanın makine mühendisi bilirkişiye tevdi edildiği, bilirkişi … tarafından dosyaya sunulan 23.09.2019 havale tarihli bilirkişi raporunda; meydana gelen kazanın iki aşamalı olup, sürücü …’nün idaresindeki … plakalı aracın 2918 sayılı KTK’nun 56,84/d maddeleri gereğince arkadan çarpma sorunu işlediğinden kazanın oluşumunda asli ve tam (%100) oranında kusurlu, sürücü …’in kazanın oluşumunda herhangi bir kusurunun bulunmadığı, davacının aracında yedek parça işçilik ve KDV dahil olmak üzere 47.510,60 TL tutarında hasarın meydana geldiği, davalı sigortanın bu hasardan sorumlu olmadığı yönünde rapor tanzim edildiği, bilahare bilirkişi raporuna itirazlar sebebiyle dosyanın yeni bir makine mühendisi bilirkişiye tevdi edildiği, bilirkişi … tarafından tanzim edilen 22.11.2019 havale tarihli bilirkişi raporunda ise; … plakalı araç sürücüsü …’in eşit derecede %50 kusurlu olduğu, sürücü …’nün de eşit derecede %50 oranında kusurlu olduğu, sürücü … yönünden atfı kabil kusurunun olmadığı, araçta meydana gelen 47.000,00 TL tutarlı zarardan %60 indirim yapılarak 23.500,00 TL’sinden davalı sigortanın %40’ı olan 23.500,00 TL’sinden davacı sürücünün sorumlu olduğu yönünde rapor tanzim edildiği, sonrasında raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesi için dosyanın trafik ve makine mühendisi bilirkişilerden oluşan üçlü bilirkişi heyetine tevdi edildiği, bilirkişi heyetinin 27.01.2020 havale tarihli raporunda ise; meydana gelen kazanın iki etaba ayrılarak birinci etabı yönünden … plaka sayılı otomobil sürücüsü …’in ters yönden gelerek sebebiyet verdiği kazada %100 oranında asli ve tam kusurlu olduğu, sürücü …’in kazanın birinci etabı yönünden kusurunun bulunmadığı, kazanın ikinci etabının oluşumunda hızını azaltmayarak öndeki araçla güvenli mesafe bırakmayan davacı sürücü …’nün asli ve %100 oranında kusurlu olduğu, sürücü …’e ise atfı kabil kusurun bulunmadığı, dolayısıyla davacının talebinden … plaka sayılı aracın ZMMS’si olan davalı sigortanın sorumluluğunun olmadığı yönünde rapor tanzim edildiği, Mahkemece ikinci bilirkişi raporuna itibar edilmeyerek karar verildiği, ancak hükme esas alınan bilirkişi raporlarında kazanın bir bütün olarak değerlendirilmeyip, etaplara ayrılmak suretiyle kusur saptamalarında bulunulması yerinde değildir. Zira tazminata konu kazanın üç aracın karıştığı araçlardan birinin ters yönde seyri sırasında gerçekleştiği, davacı aracının ise … yönetimindeki aracın ters yönden gelen araç nedeniyle durmasından mütevellit sürücü … yönetimindeki araca arkadan çarpması şeklinde gerçekleşen kazada dosyanın talimat yoluyla İTÜ ya da Karayolları Fen Heyetinde görevli alanında uzman bilirkişilerden oluşacak bilirkişi kuruluna tevdi ile , tarafların iddia savunmaları çerçevesinde olayın bütün halinde değerlendirilerek sürücülere atfı kabil kusur durumlarının tespit edilmesi gerekmektedir. Bu kapsamda davalı … tarafından zorunlu mali mesuliyet sigortası örüntüsüne alınan araç yönünden varsa tazmin edilebilecek tutarı gösterir açıklamalı, ayrıntılı, denetime elverişli bilirkişi kurul raporu alınarak varsa rapora yönelik itirazlar da giderilip oluşacak sonuca göre usuli kazanılmış haklar gözetilerek karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ve incelemeyle yazılı biçimde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Bu durumda, ilk derece mahkemesince uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış ve değerlendirilmemiş olması nedeniyle istinaf istemine konu karara yönelik denetim yapılması mümkün değildir. O halde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6 maddesi uyarınca istinaf başvurusunun esasa ilişkin hususlar incelenmeksizin kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve kaldırma kararının sebep ve şekline göre sair istinaf itirazlarının incelenmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca ESASA İLİŞKİN SEBEPLER İNCELENMEKSİZİN KABULÜNE,
2- Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesinin 05.03.2020 tarih 2019/324 Esas 2020/100 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Dairemizin kararına uygun şekilde yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın mahal mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-Kaldırma kararının sebep ve şekline göre sair istinaf itirazlarının incelenmesine yer olmadığına,
5-İstinaf yoluna başvuran tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde istinaf yoluna başvurana iadesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6 maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.18.05.2023