Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2020/1653 E. 2023/693 K. 05.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1653
KARAR NO : 2023/693

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 29.01.2020
NUMARASI : 2018/466 E. – 2020/75 K.

DAVANIN KONUSU : Tazminat
DAVA TARİHİ : 27.12.2018
KARAR TARİHİ : 05.05.2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 08.05.2023

İzmir 6.Asliye Ticaret Mahkemesinin 29.01.2020 tarih 2018/466 E. – 2020/75 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, 02.06.2018 tarihinde davalının ZMMS poliçesi ile sigortalanan, dava dışı …’a ait, kendi sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile müvekkiline ait ve kendi sevk ve idaresindeki … plakalı aracın trafik kazasına karıştıklarını, kazanın oluşumunda karşı araç sürücüsünün asli kusurlu olduğunu iddia ederek, 100,00 TL bakiye hasar bedeli ve 10,00 TL değer kaybı tazminatının temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili, 19.08.2019 tarihli değer artırım dilekçesi ile, dava değerini 7.975,00 TL hasar bedeli ve 1.699,77 TL değer kaybı olmak üzere toplam 9.674,77 TL’ye yükseltmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, İstanbul Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli olduğu, müvekkili sigorta şirketinin sorumluluğunun sigorta limiti ile sınırlı olduğunu, davacı tarafa olay nedeniyle 14.08.2018 tarihinde 9.500,00 TL ödeme yapıldığını, sigorta şirketinin gerçek zarardan sorumlu olduğunu, bilirkişi incelemesi yapılarak objektif kriterlere göre hesaplama yapılması gerektiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, dava dışı sürücü …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı aracı seyir halinde iken “DUR” trafik işaret levhası olmasına rağmen aracının hızını yük ve teknik özelliğine, görüş, yol, hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmadan, görüş alanını yeterince kontrol altında tutmadan, dikkatini gereği gibi yola ve seyir yönüne vermemek suretiyle davacının sevk ve idaresindeki … plakalı araca çarptığı, kazanın oluşumunda Karayolları Trafik Kanununu’nun 57/a maddesinde yer alan “Kavşağa yaklaşan sürücüler, kavşaktaki şartlara uyacak şekilde yavaşlamak, dikkatli olmak, geçiş hakkı olan araçların önce geçmesine imkan vermek zorundadırlar” kuralını ihlal etmesi nedeniyle %100 oranında tam ve asli kusurlu olduğu, davacının ise kusurunun bulunmadığının tespit edildiği; davacıya ait araçta kaza nedeniyle yedek parça ve işçilik olmak üzere toplam KDV dahil 17.475,50 TL hasar meydana geldiği, davalı … şirketinin davacı tarafa hasar tazminat bedeli olarak 14.08.2018 tarihinde 9.500,00 TL ödeme yaptığı, davalı … şirketinin bakiye hasar tazminat yükümlülüğünün 7.975,50 TL olduğu; Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası Genel Şartları EK 1. değer kaybı hesaplama formülüne göre 1.699,77 TL olduğu, Yargıtay’ın değer kaybı içtihatlarına göre 4.000,00 TL değer kaybı meydana geldiğinin tespit olunduğu, eksper raporunda ise araçta meydana gelen hasarın işçilik ve malzeme tutarının 9.500,00 TL olduğunun tespit edildiği; ekspertiz raporu ve bilirkişi raporlarındaki tespit edilen hasar değerleri arasındaki farklılığın giderilmesi amacıyla 3 kişilik bilirkişi heyetinden alınan raporda hasar bedelinin 11.210,00 TL olduğu, mutabakat sağlanan 9.500,00 TL’nin mahsubu ile 1.710,00 TL bakiye hasar bedelinin bulunduğu, yerleşik Yargıtay uygulamaları gereğince araçta 3.000,00 TL değer kaybı oluşacağının tespit edildiği; ıslah dilekçesindeki taleple bağlılık kuralı gereğince; davanın kısmen kabulüne, 1.699,77 TL değer kaybı ile 1.710,00 TL bakiye hasar bedelinin 14.08.2018 tarihinden itibaren işleyecek temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, hasar bedeline ilişkin fazlaya dair istemin reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davacı vekili, 14.08.2019 tarihli bilirkişi raporunun denetime ve hüküm kurmaya elverişli olduğunu, bu raporda toplam 17.475,50 TL hasar bedeli ve ZMMS Genel Şartnamesi değer kaybı formülüne göre 1.699,77 TL değer kaybı zararı belirlendiğini, hasar bedeli hesaplamasında ilgili mevzuat ve yerleşik Yargıtay içtihatları gereğince iskontosuz parça bedelleri üzerinden KDV dahil hesaplama yapıldığını, davalının sorumluluğunun iskontosuz parça bedelleri üzerinden olduğunu, davalı yanla herhangi bir sözleşmesi bulunmayan, zarar gören üçüncü kişi konumunda olan müvekkilinin aracını anlaşmalı servislerde onarma gibi bir zorunluluğunun bulunmadığını, müvekkilinin aracını başka bir serviste onardığını, ancak davalının dava öncesinde iskontolu olarak hasar ödemesi yaptığını, hal böyle iken ilk derece mahkemesince raporlar arasında çelişki bulunduğundan yeniden rapor aldırılmasına karar verildiğini, oysa dosya kapsamında yalnızca bir rapor tanzim edilmiş olduğunu, hasar dosyasını düzenleyenlerin davalı nam ve hesabına çalışan görevliler olduğunu, ilk raporun davadaki haklılıklarını kanıtladığını, ikinci bilirkişi raporununda da iskontosuz yedek parça ve işçilik hasar toplamının KDV dahil 17.475,51 TL olduğunun belirtildiğini, mahkemece dikkate alınan ibranamenin KTK’nin 111. Maddesi gereğince geçersiz olduğunu istinaf nedenleri olarak ileri sürmekle kararın kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE: Dava, trafik kazası nedeniyle karşı aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısından bakiye hasar bedeli ve araç değer kaybı bedeli istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
İlk derece mahkemesince otomotiv öğretim görevlisi bilirkişiden alınan raporda, dava konusu kazanın meydana gelmesinde davalı tarafça sigortalanan … plakalı araç sürücüsünün %100 oranında tam ve asli kusurlu, davacının ise kusursuz olduğu, davacıya ait araçta, kaza nedeniyle yedek parça ve işçilik olmak üzere KDV dahil toplam 17.475,50 TL hasar meydana geldiği, davalı … şirketinin 14.08.2018 tarihinde ödediği 9.500,00 TL’nin mahsubu ile bakiye hasar tazminatının 7.975,50 TL olduğu, davacının aracında oluşan değer kaybının Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası Genel Şartları EK-1’de yer alan değer kaybı hesaplama formülüne göre 1.699,77 TL, Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarına göre ise 4.000,00 TL olduğu tespit edilmiştir. Mahkemece, bilirkişi raporu ile ekspertiz raporu arasında çelişki bulunduğu gerekçesiyle üç kişilik heyetten alınan raporda ise, yine kazanın meydana gelmesinde sigortalı karşı araç sürücüsünün tam kusurlu olduğu, ekspertiz raporunda iskontosuz yedek parça toplamının KDV hariç 11.169,75 TL olduğu, bu bedele %52 oranında iskonto uygulanarak yedek parça toplamının KDV hariç 5.860,00 TL olduğunun belirtildiği, iskontolu yedek parça 5.860,00 TL + işçilik 3.640,00 TL = 9.500,00 TL (KDV Hariç) olduğu, bu değere KDV ilave edildiğinde hasar bedelinin 11.210,00 TL olarak belirlendiği, davacı tarafından davalı şirkete yazılan yazıda aracın çıkma yan sanayi ve muadil parçalar ile 9.500,00 TL anahtar teslim onarımını kabul ettiği, eksper raporunda da araç sahibi ile mutabık kalınmış olduğu, buna istinaden davalı şirket tarafından ödeme yapıldığı, böylece davalının bakiye hasar bedeli borcunun 11.210,00 TL – 9.500,00 TL = 1.710,00 TL olduğu, değer kaybı tutarının ise ZMMS Genel Şartlar Ek-1’de yer alan formüle göre 1.121,55 TL, Yargıtay içtihatlarına göre ile 3.000,00 TL olduğu görüşü bildirilmiştir.
KTK’nın 111. maddesi uyarınca, tazminat miktarlarına ilişkin olup da yetersiz veya fahiş olduğu açıkça belli olan anlaşmalar veya uzlaşmalar yapıldıkları tarihten itibaren 2 yıl içinde iptal edilebilirler. Yasa’nın bu hükmünden yararlanmak için ibra belgesinin iptalinin açıkça ve ayrıca istenmesine gerek olmayıp, dava sırasında bu husus ileri sürülebileceği gibi, yapıldığı tarihten itibaren 2 yıl içinde hükümlerinin kabul edilmediğine ilişkin bir irade açıklaması da yeterlidir.
Yargıtay’ın yerleşmiş kararlarında belirtildiği üzere, davalı … ile anlaşmalı ya da yetkili servisleri arasında yapılan anlaşmalara göre iskonto uygulanması davacıyı bağlamayacak olup, davalı taraf iskonto indirimi yapılmadan davacının gerçek zararından sorumludur.
Davacı vekili dava dilekçesi ve değer artırım dilekçesi ile dava tarihinden önce düzenlenen mutabakatnameye itibar edilmeyerek aradaki farka hükmedilmesini istemekle KTK’nın 111/2. maddesi gereğince ibranamenin iptali iradesini ortaya koymuştur. Mutabık kalındığı belirtilen 9.500,00 TL hasar bedeli, yedek parça bedeline iskonto uygulanması suretiyle tespit edilen bedel olup davacının gerçek zararını karşılamadığından taraflar arasında düzenlenen bu belge KTK’nın 111. maddesi kapsamında makbuz hükmündedir. Davalı tarafından yapılan ödeme ile bilirkişi tarafından gerçek zarar kriterine göre iskontosuz yedek parça bedeline göre KDV dahil tespit edilen hasar arasında fahiş fark bulunduğundan, mahkemece yapılan ödeme makbuz hükmünde kabul edilerek tazminat miktarından mahsup edilmek suretiyle bakiye hasar bedeline hükmedilmesi gerekirken, iskontolu yedek parça bedeli üzerinden yapılan hesaplamaya göre hüküm kurulması hatalı bulunmuştur. Bu itibarla davacının istinaf talebi yerindedir.
Bu durumda, yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığından Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden esas hakkında karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 29.01.2020 tarih 2018/466 E. 2020/75 K. sayılı kararının Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
2-Davanın KABULÜ ile, 7.975,50 TL bakiye hasar bedeli ve 1.699,77 TL değer kaybı olmak üzere toplam 9.675,27 TL maddi tazminatın 14.08.2018 tarihinden itibaren işleyecek temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 660,91 TL nispi karar ve ilam harcından, peşin alınan 35,90 TL harç ve değer arttırım nedeniyle alınan 163,35 TL tamamlama harcının mahsubu ile kalan 461,66 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Davacı tarafından 240,35 TL harç ve 1.727,50 TL masraf olmak üzere toplam 1.967,85 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
AAÜT hükümleri uyarınca takdir ve tayin edilen 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak, kendisini bir vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
3-İstinaf yoluna başvuran davacının ödediği istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine,
4-İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından istinaf yargılaması nedeniyle yapılan 148,60 TL istinaf yoluna başvuru harcı, 16,50 TL tebligat ve posta masrafı olmak üzere toplam 165,10 TL istinaf yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere 05.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.