Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2020/1546 E. 2023/703 K. 11.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1546
KARAR NO : 2023/703

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 26.11.2019
NUMARASI : 2018/553 E. – 2019/1325 K.
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 11.05.2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 11.05.2023

İzmir 2.Asliye Ticaret Mahkemesinin 26.11.2019 tarih 2018/553 E. – 2019/1325 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, kobi yangın sigortası kapsamında sigortalı taşınmazda meyana gelen yangın nedeni ile davacının sigortalı ile dava dışı üçüncü kişilere toplam 161.330,57-TL hasar ödemesi yaptığını, hasarın oluşumunda yapı sahibi ve mütehidi olan davalının kusurunun bulunduğunun tespit edildiğini, ödenen bedelin tahsili istemi ile yapılan takiplere davalı tarafından haksız yere itiraz edildiğini belirterek; ayrı ayrı itirazın iptali ile takibin devamına, % 20 icra inkar tazminatının tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili, yangının meydana gelmesinde davalıya atıfı kabil kusur bulunmadığını, binanın fen ve sanat kaidelerine uygun bir şekilde imal edildiğini, yangının sigortalı iş yerinde yapılan tadilat nedeniyle meydana geldiğini, sigortalının kusurlu olduğunu, belirterek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, yangının myedana gelmesinde davalının kusurunun bulunmadığı, belirtilerek; davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davacı vekili, raporun hükme esas alınamayacağını, yapı müteahhidinin en başında projede gerçeğe aykırı girişimde bulunarak resmi makamları yanıltığını, elektirik panosunun kapı girişi üstünde tavan hizasında, asma tavan içerisinde monte edilmesinin risk oluşturduğunu, yangının büronun mutfak bölümündeki asma tavan içerisinde bulunan aydınlatma armatüründeki gevşek elektiriksel bağlantılar sebebiyle oluşan ısıdan kaynaklandığını, yapı müteahhitinin sorumlulu olduğunu, kat maliki sigortalı yapı müteahhidinin imali/eseri olan aspiratörü değiştirmediğini, kat maliki sigortalının, yapmış olduğu tadilatın tower yönetiminin bilgisi veya onayı olmaksızın yapılmış olsun /olmasın yangının çıkış noktasına etkisi olmadığını, bilirkişilerin tespitine göre her iki olaydan da çıkma ihtimali var ise sonuç olarak her iki olayda da yapı müteahhidinin imali/eseri noktasında problem olduğu sabit olduğunu, belirterek; kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
Davalı istinafa cevap dilekçesi ile davacının istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE : Dava, kobi yangın sigorta poliçesi kapsamında rüceun tazminat istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmiştir.
1. Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
2. Halefiyet, bir kişinin hukuken diğerinin yerine geçmesi anlamına gelir. 6102 sayılı TTK m. 1472/1. maddesinde sigorta tazminatını ödeyen sigortacının, hukuken sigorta ettirenin (başkası hesabına sigortada sigortalının) yerine geçeceği ifade edilmiştir. Bu nedenle hukukumuzda yasal halefiyete ilişkin olarak tazminat alacağının yasa uyarınca sigortacıya geçmesi ilkesi benimsenmiştir. Yasal halefiyet zarar sigortalarında söz konusu olup, mal sigortaları bakımından TTK m. 1472 hükmünde, sorumluluk sigortaları bakımından TTK m. 1481 hükmünde düzenlenmiştir. Bu madde uyarınca sigortacı, sigorta bedelini ödedikten sonra hukuken sigorta ettiren yerine geçer ve dava, tazmin ettiği bedel nispetinde sigortacıya intikal eder. Burada sigortacı, sigorta ettiren yerine geçtiği için şahsî ve rücu ödediği bedelle sınırlı olduğundan dolayı da cüz’î haleftir (Yargıtay HGK’nın 05/02/2019 tarih ve E. 2017/17-1088 E. – 2019/65 K.) Davalı …, davaya konu icra takibini sigortalısının halefi olarak açtığına göre, uyuşmazlığın çözümünde de dava dışı sigortalı ile davacı arasındaki ilişkinin hukuki mahiyeti nazara alınmalıdır. Bu dava, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur.(Yargıtay İBK’nun 22/03/1944 tarih ve 1939/37 E. – 1944/9 K., 17/01/1972 tarih 1970/2 E. – 1972/1 K.)
3. Rücu davaları gerçek zararının giderilmesi amacına yönelik olup, zenginleşmeye bir vesile teşkil etmemelidir. Dolayısıyla zarar sorumlusundan halefiyet ilkelerine dayalı olarak talepte bulunan davacı da ödediği meblağın tamamını değil ancak zarar görenin uğradığı gerçek zararı, zarar sorumlusu bulunanlardan isteyebilir. Davalı, davacının ödediği miktardan değil, kaza nedeni ile ortaya çıkan gerçek zarardan kusuru oranında sorumludur. Bu nedenle, davalının sorumluluğunun belirlenebilmesi için olayın oluşumunda tarafların mevcut kusur durumun tespiti önem arz eder.
4. Dosyaya kazandırılan bilirkişi ek ve kök raporu ile de olaya ilişkin belirlenen maddi olgular çerçevesinde olayın oluş şekli ile uygun düşecek şekilde kusur atfını gerektiren sebeplerin somut olarak açıklanması suretiyle, kusur değerlendirilmesi yapılarak yangının başlangıç nedeninin; sigortalı taşınmazın mutfak asma tavanında bulunan aydınlatma armatürünün kötü bağlantısından kaynaklı olarak temasızlık nedenli aşırı ısınma ile izolasyon maddesinin erimesi ve aspiratörün uzun süreli çalıştırılmasına bağlı olarak fanının ısınarak arızalanması yanmaya başlaması şeklinde olabileceği, binada kullanılan aydınlatma armatürü ve aspiratörlerin binanın tümünde kullanıldığından yangının malzeme hatası yada projelendirmeden kaynaklı başlamadığı, sigortalı taşımazda yapılan tadilat nedeniyle aydınlatma tesisatı anahtar bağlantılarda değişiklik yapılması ile aspiratörün kullanıcı tarafından uzun süreli çalıştırılması sonucu fan motorunun sıkışarak ısınması halinde davalıya yönelik illiyet bağının kesildiği, yangının çıkmasına neden olacak eylemlerin tek başına davalı yapı müteahhidinden kaynaklandığının tespit edilemediği, yangının sigortalı taşınmazda yapılan tadilat ya da kullanım hatasından kaynaklı olabileceği davalıya yükletilebilecek imalat hatası bulunmadığı ve bu nedenle davalı şirketin kusurunun bulunmadığının tespitinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamaktadır.
5. Açıklanan tüm bu hukuki ve maddi vakıalar karşısında; ilk derece mahkemesince hükme esas alınan bilirkişi raporlarının hüküm kurmaya ve denetime elverişli olmasına, davalının kusurunun bulunmadığının anılan ilke ve esaslar ile örtüşecek şekilde olayın oluş şeklline ve dosya kapsamına uygun olarak belirlenmesine, rücu koşullarının oluşmamasına, tarafların iddia ve savunmaları ile dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin doğru nitelendirilmesine, hükmün dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayanağı maddî delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, ilk derece mahkemesince verilen kararda bir hukuka aykırılık bulunmamakla, davacı tarafın istinaf itirazları yerinde değildir.
Bu durumda, istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı yönünden istinaf karar harcı olan 179,90-TL’den peşin alınan 54,40-TL’nin mahsubu ile bakiye 125,50-TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf başvurusu nedeniyle davacı tarafından yapılan giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere 11.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.