Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2020/1518 E. 2023/708 K. 11.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1518
KARAR NO : 2023/708

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KARŞIYAKA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 26.03.2019
NUMARASI : 2016/79 E. 2019/167 K.

ASIL DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARŞI DAVANIN KONUSU: Cezai Şart
KARAR TARİHİ : 11.05.2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 11.05.2023

Taraflar arasındaki davadan dolayı Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 26.03.2019 gün ve 2016/79 E. 2019/167 K. sayılı hükmün istinaf yoluyla Dairemizce incelenmesi davalı/karşı davacı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
ASIL DAVA : Davacı vekili, davacı ile davalı arasında 09.06.2015 tarihinde imzalanan “… Sözleşmesi” ile müvekkilinin, Karşıyaka adresinde … Şubesi’nin açılmasına hak kazandığını, sözleşmenin 6.1. md. göre franchise alanın, sözleşmenin 1 numaralı ekinde listesi verilen malzemeleri, franchise verenden almakla yükümlü kılındığını, sözleşmenin 3.7. maddesinde franchise verenin franchise alanın üretim ihtiyacı olan ürünleri franchise alana ait işletmeye teslim etmeyi taahhüt ettiğini, sözleşmenin imzalanmasından sonra müvekkilinin 220.000,00-TL civarındaki yatırımıyla işletmenin faaliyete başladığını, işletmenin ruhsatı için başvurduğu belediye tarafından franchise sözleşmesi ve hamuru üreten yerin GSM ruhsatı ile gıda sicil belgesinin istendiğini, durumu bildirdiği davalının, belediye ile görüşeceğini, kısa bir süre beklemesi gerektiğini söylediğini, ancak belgelerin davalı tarafından 6 ay boyunca ibraz edilmediğini, keşide edilen Karşıyaka 6. Noterliği’nin 18.12.2015 tarih 22447 Y.s. ihtarnamesi ile durumun davalıya bildirildiğini, ihtarnameyi alan davalı tarafından davacıya hamur gönderilmediğini, pizza unu vermeyi denediğini, ancak müvekkilinin bu durumu hijyenik ortam bulunmaması nedeniyle kabul etmediğini, davalının sözleşme ile yüklendiği hamur temin görevini ifa etmemesi sonucu, davacı tarafından pizza imalatı ve satışı yapılmadığını, zarara uğradığını, sözleşmeye uymayan davalıya keşide edilen İzmir 20. Noterliği’nin 05.01.2016 tarih 190 Y.s. ihtarnamesi ile sözleşmenin davacı tarafından haklı nedenle feshedildiğini, sözleşmenin 5. md. uyarınca imza tarihinden itibaren 5 yıl süreyle yürürlükte kalacak olan sözleşmenin 7 ay sürdüğünü, davalının temerrütü sebebiyle süresinden çok önce 05.01.2016 tarihinde sona erdiğini, müvekkilinin 4 yıl 5 ay elde etmesi muhtemel karının yani müspet zararının davacı tarafından karşılanması gerektiğini ileri sürerek, davalının sözleşmeye aykırı davrandığının tespitine, sözleşmenin davalının kusuru nedeni ile süresinden önce feshedilmesi sebebiyle sözleşme devam etseydi müvekkilinin elde edeceği kazanç için dava tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte 5.000,00-TL tazminatın ve davacının sözleşme sebebiyle yaptığı yatırımlar ve zararı için dava tarihinden itibaren ticari faizi ile 500,00-TL tazminatın uzman bilirkişi incelemesi sonrasında artırılmak üzere davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili 05.02.2019 tarihli ıslah dilekçesi ile; yaptığı yatırımlar ve zararı için talep ettiği 500,00-TL tazminatı 93.744,78-TL artırmış, 96.244,78-TL tazminatın dava tarihinden itibaren ticari faizi ile tahsilini istemiştir.
KARŞI DAVA : Davalı karşı davacı vekili sunmuş olduğu dilekçesi ile; sözleşmenin 6.1. md. ile franchise alanın her ay franchise verenden KDV hariç 7.5000,00-TL tutarında malzeme satın almayı taahhüt ettiğini, 7.1 md. ile taraflardan herhangi birinin sözleşmeden doğan yükümlülüklerini hiç yada gereği gibi yerine getirmemesi halinde, sözleşmeye uyulması yönünde 7 günlük süre verileceğinin, süreye rağmen sözleşmeye uyulmaması halinde sözleşmeyi tek taraflı olarak fesh edebileceğinin, sözleşmenin bu yolla fesih edilmesi halinde fesheden tarafın tazminat talep etme hakkının saklı olduğunun, 7.1 md. gereğince sözleşmenin franchise veren tarafından haklı sebeple veya franchise alan tarafından haksız feshedilmesi halinde, franchise verenin alacak ve tazminat taleplerinden ayrı olarak franchise alanın 10.000,00-USD cezai şart ödemekle yükümlü olacağının kararlaştırıldığını, davacının sözleşmenin başından itibaren gereksiz ve fazla harcama yapması, pazar günleri iş yerini kapatması, reklam yapmaması, müvekkilden alınan ürünlerin bedelini geç ödemeye başlaması, pizza toz karışımını almaktan imtina ederek sözleşme şartlarını ihlal etmesini üzerine müvekkili tarafından keşide edilen Karşıyaka 5. Noterliği’nin 25.12.2015 tarihli ihtarnamesi ile 7 gün içerisinde ihtarname içerinde belirtilen hususların yerine getirilmesi, markanın itibarını olumsuz etkileyecek davranışlardan uzak durulması, aksi halde sözleşmenin feshedileceği ve sözleşme gereği cezai şartın talep edileceğinin ihtarına ve müvekkilinin iyi niyetlerine rağmen, 6 aydır satış yapmayan, sözleşme ile umduğu faydayı ve geliri elde edemeyen davacıya akdin feshine ve cezai şartın ödenmesine dair ihtarname gönderildiğini, müvekkilinin sözleşme ile elde etmeyi umduğu hiç bir faydayı elde edemediğini ileri sürerek, sözleşmenin 7.3. md. gereğince müvekkili tarafından haklı, karşı yan tarafından haksız olarak feshedilen sözleşme nedeniyle 10.000,00-USD cezai şart bedelinin davacı-karşı davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
CEVAP : Davalı vekili, davacının davasını belirsiz alacak davası olarak açmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkilinin … markasının sahibi olduğunu, davacı ile 09.06.2015 tarihinde imzalanan … Sözleşmesi’nin 4.14 md. ile, davacıya … Şubesi işletmesinin açılmasına ve işletilmesine ilişkin tüm resmi ve özel başvuruların yapılması, gerekli her türlü izin ve ruhsatın alınması, sözleşme süresi boyunca tüm mevzuat hükümlerine uyulması ediminin yüklendiğini, izin ve ruhsatın alınamaması veya daha sonradan kaybedilmesi halinde franchise alana sözleşmeyi fesih hakkı tanınmadığını, franchise verene bu konularla ilgili hiç bir sorumluluk ve yükümlülük yüklenmediğini, sözleşmenin davacının talebi üzerine oluşturulduğunu, davacının yaptığı harcamalar konusunda müvekkilinin kendisini uyardığını, ancak davacının mülkiyeti kendisine ait olan işletmeye müvekkilinin sözlü ya da sözleşmesel baskısı olmadan tamamen kendi isteğiyle çok abartılı masraflar yaptığını, müvekkilinin davacıya personel ve malzeme tedarikini eksiksiz olarak yerine getirdiğini, kendi yanında çalışan personelinin bile davacı yerinde çalışmasını sağladığını, davacı reklam için gereken bütçeyi ayırmadığından istenilen ciroyu elde edemediğini, işletmenin kötüye gitmesi üzerine davacının duyduğu pişmanlık üzerine sözleşmede devir yasağı olmasına rağmen işletmenin el değiştirmesi için girişimci … ile davacının pazarlık yapması için yardımcı olduğunu, işletmenin 170.000,00-TL devir bedelinde anlaştıklarını ancak davacının mülkiyeti kendisine ait olan işletme için aylık 5.000,00-TL kirada ısrar etmesi üzerine girişimin olumsuz sonuçlandığını, ödemelerin geciktirilmesi, işçi çıkartılması, pazar günleri işletmenin açılmaması üzerine davacının uyarıldığını, davacının babasının 10.0000-USD cezai şartı ödeyerek sözleşmeyi feshetmek istediğini şifahen söylediğini, ancak müvekkilinin … tutmadı dedikodusuna mahal vermek istememesi nedeniyle talebi kabul etmediğini, müvekkilinin kusurlu davranışları nedeniyle ruhsat alınamadığı iddiasının doğru olmadığını, davacının ihtarnamesi üzerine eksikliğin giderilerek davacıya söz konusu belgelerin gönderildiğini, ruhsat alınmaması için herhangi bir engelin kalmadığını, müvekkilinin hamur satışı için gerekli GSM ruhsatına sahip olduğuna dair beyanının olmadığını, bu belgenin fabrika statüsünde çalışıp soğuk hava deposu ve nakil araçlarına sahip işletmelere verildiğini, müvekkili tarafından herhangi bir taahhüt olmamasına rağmen ilk 6 ay boyunca davacıya hamur tedarik edildiğini, davacının ihtarname sonrasında ruhsatsız hamur satışı yaptığı iddiasıyla müvekkilini şikayet ile tehdit etmesi üzerine, hamur verilmesinin bırakıldığını, hamur yapımı için personelinin gönderildiğini, davacının hamur yapmak için yeri olmadığından bunu kabul etmeyerek personeli kovduğunu, davacının pizza hamuru yapmak için işletmede tüm şartların mevcut olduğunu, sözleşmenin süresinden önce sona ermesi nedeni ile uğradığı zararları talep etmesinin hukuki dayanağının olmadığını, kısa sürede kar elde edemeyince, ruhsat alımından vazgeçerek fesih yoluna giderek zararı davalıya yüklemeye çalıştığını, 06.01.2016 tarihinde adına kayıtlı telefonu ve araçları devrettiğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, taraflar arasında 09.06.2015 tarihinde düzenlenen ve içeriği konusunda uyuşmazlık bulunmayan sözleşmenin 3.7. maddesi ile, franchise veren davalı, franchise alan davacıya, üretim ihtiyacı olan ürünleri davacıya ait işletmeye teslim etmeyi taahhüt etmiştir. Davacı davalıya keşide ettiği Karşıyaka 6. Noterliği’nin 25.12.2015 tarih 23120 Y.s. ihtarnamesi ile, pizza hamuru sevkiyatının yapılması konusunda davalıyı ihtar etmesine rağmen, davalının davacıya üretim ihtiyacı olan pizza hamurunu göndermediği, malzeme tedarik yükümlülüğünü yerine getirmediği taraf beyanları, ticari defter incelemesi ve davacı ile çalışanları tarafından düzenlenen tutanaklardan sabittir. Ticaret odasına 56.10.10 nace kodlu kaydı bulunan, imalatçı faaliyeti bulunmayan davacının, bu faaliyet koduyla işletmede hamur imalatı yapması mümkün değildir. Davalının doğrudan hazır pizza hamuru sevk etmek verine, davacının işletmesine gönderdiği elemanları tarafından getirilen pizza unu ile hamur üretiminin davacıya ait işletmede yapılması sektörel açıdan mümkün olmadığından, davacıdan davalı tarafından önerilen bu üretim yöntemini kabul etmesi beklenemeyecektir. Bu nedenle; üretim ihtiyacı olan pizza hamurunu franchise alan davacıya ait işletmeye teslim etmeyi taahhüt eden davalının, sözleşmenin 3.7. maddesine aykırı olarak, hazır pizza hamuru sevk etmek verine, davacının işletmesine gönderdiği elemanları tarafından getirilen pizza unu ile hamur üretiminin davacıya ait işletmede yapılması yöntemine ilişkin önerisini kabul etmeyen davacının üretim ihtiyacı olan pizza hamurunun teslim edilmediği gerekçesiyle sözleşmeyi feshinin haklı nedene dayandığı sonucuna varılmıştır. Sözleşmenin davacı tarafından haklı nedenle feshi nedeni ile, davacının sözleşme nedeni ile katlandığı maliyetlere ilişkin, kanıtlanan 96.244,78-TL yatırım masrafını menfi zararları kapsamında davalıdan talep edebileceği anlaşılmış, 96.244,78-TL menfi zararın dava tarihinden itibaren değişen oranlarda yürütülecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, davacı 2015 yılı için 50.378,89-TL zarar beyan etmekle ve sözleşmeden herhangi bir kar elde etmediği anlaşılmakla, davacının yoksun kaldığı herhangi bir kazancın varlığı kanıtlanamadığından 5.000,00-TL kazanç kaybı bedeli talebinin reddine, sözleşmeye aykırı davranarak feshine neden olan davalı-karşı davacının kanıtlanamayan cezai şart tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, davalı/karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davalı/karşı davacı vekili, müvekkilinin cevap-karşı dava dilekçesindeki hukuki kanıtları içerisinde tanık deliline dayandığını, 14.06.2016 tarihinde yapılan ön inceleme duruşmasında 6100 S. HMK 140/V.maddesi gereğince taraflara dilekçelerinde gösterdikleri ancak henüz sunmadıkları dilekçeleri sunmaları veya başka yerden getirtilecek belgeleri getirtebilmeleri amacıyla gereken açıklamayı yapmaları için verilmesi gereken 2 haftalık kesin sürenin verilmediğini, bu şekilde müvekkilinin savunma hakkının kısıtlandığını, iddiasını ispat etmesi bakımından delil sunmasının önüne geçildiğini, kabul olunan menfi zararın hatalı hesaplandığını, 96.244,78 TL masraf hesaplandığını, halbuki davacı/karşı davalının 2015/Haziran ve 2016/Ocak ayları arasında toplamda 108.788,75 TL tutarında satış gerçekleştirdiğini, sözleşmeye taraf olmasaydı masraf yapmayacak idi ise, aynı şekilde taraf olmasaydı brüt tutardaki bu meblağı kazanamayacak olduğu, bu sebeple menfi zarar bedelinden elde edilen karın mahsup edilmemesinin yerinde olmadığını, davacı/karşı davalının işe başlama esnasında gösterdiği 05.06.2015 tarih ve 49.998,51 TL tutarındaki giderinden kastedilenin pizza fırını olup, menfi zararın işin başlaması için gerekli mutat ve zorunlu masrafları ifade edeceğinden lüks niteliğindeki bu masrafın menfi zarar hesabına dahil edilmesinin yerinde olmadığını, bunun yanı sıra davacının işletmesini bir başka üçüncü kişiye devrettiğini, menfi zarar hesaplanır iken bu devir nedeniyle elde ettiği gelirinde dahil edilmesi gerektiğini, zira davacının sözleşmenin ifa kastıyla edindiği malların elinde kalmadığını, bu hususun araştırılmayıp menfi zarar bedelinden mahsup edilmemiş olmasının bozmayı gerektirdiğini, ilk bilirkişi heyeti raporunda sözleşmenin 4.14.maddesine nazaran gerekli izin ve ruhsatları alma yükümlülüğünün davacıda olması nedeniyle sözleşmeyi sona erdirmesinin haklı olmadığı kanaatine yer verildiğini, hamur imali noktasında uzman görüşü gerektiğinin bu raporda belirtildiğini, ancak bilirkişi heyetine ilave edilen gıda mühendisinin de içinde bulunduğu son tarihli bilirkişi heyeti raporunda ticaret odası kayıt belgesinden başka belediyeden alınması gereken GSM ruhsatı, İlçe Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü’nden işletme kayıt belgesinin bulunmadığı, ticaret odasındaki kaydına göre bu faaliyet koduyla işletmede hamur imalatı yapılmasının mümkün olmadığı yönünde görüş belirtildiği, işletme kayıt belgesi için başvuruda bulunulmamış gıda işletmesinin faaliyet gösteremeyeceğinden ve kendisine idari para cezası tesis edileceğinden davacının bu belge olmaksızın faaliyetine devam etmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, davacı/karşı davalının işletme kayıt belgesi verilmesi için … İlçe Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü’ne başvurduğunu, ancak bilerek ve isteyerek işletme kayıt belgesini sunmadığını, yerel mahkemece bu hususun araştırılmadığını, gıda mühendisi bilirkişinin hamur imaliyle ilgili durumun davacı için daha masraflı ve külfetli olup olmayacağına ilişkin hiçbir görüş bildirmediğini, bu şekilde raporlar arasındaki çelişkinin giderilmediğini, franchise sözleşmelerinin kendine özgü sözleşmeler olup, tipi itibariyle franchise veren , franchise alana kendisine ait üretim, işletme ve pazarlama sistemine teşkil eden tüm unsurları franchise alanın organizasyonuna dahil etmek üzere teslim etmekte, bu süreçte know-how kapsamında her türlü desteği sağlamakla mükellef olduğunu, gıda mühendisi bilirkişinin hukukçu olmamasından dolayı bunu bilebilmesi imkanı olmadığını, mahkemenin hukukçu olmayan bilirkişinin görüşüne itibar ederek karara tesis ettiğini istinaf nedenleri olarak ileri sürmekle hem asıl hem de karşı dava yönünden kararın kaldırılmasını istemiştir.
Davalı/karşı davacı 24.09.2020 tarihli ek istinaf dilekçesinde, menfi zarar bedelinin bilirkişiler tarafından hesaplanırken davacının ilk işe başlama aşamasında yapmış olduğu tüm kalemleri sıralamak suretiyle 96.244,78 TL ilk işe başlama gideri hesapladığını, davacı tarafından ilk işe başlama döneminde yapılan toplam masrafın bu miktar olsa dahi, menfi zararın bu meblağda bulunmadığını, zira davacının yatırım giderinin tamamını menfi zarar olmadığını, davacının ilk işe başlama döneminde katlandığı giderlerin, yalnızca geri dönüşümü olmayan giderler olmayıp sözleşme feshi sonrasında da mali devri olan mal ürünlerden oluştuğunu, yani davacı tarafından yapılan giderlerden tadilat, baca yapımı, sözleşme bedeli gibi giderlerden geri dönüşü olmayan davacının haklı bulunması halinde talep edebileceği giderler iken, doğalgaz tesisatı, pizza hazırlık malzemesi (pizza fırını bedeli 49.998,51 TL), ışıklı tabela, pergola, koltuk sandalye, klima, stor perde gibi sözleşme fes olsa dahi en azından ikinci el mali değeri olan mal ve ürünler olduğunu, dolayısıyla davacı haklı dahi olsa ilk işe başlama döneminde yapmış olduğu giderlerden yedinde kalan mali değere sahip mal ve ürünlerin değerlerinin davacının menfi zararından mahsup edilmesi gerektiğini, aksi durumun sebepsiz zenginleşmeye neden olacağını, bu nedenle yeniden bilirkişi raporu alınması gerektiğini istinaf nedenleri olarak ileri sürmekle kararın kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE : Dava, taraflar arasında akdedilen 09.06.2015 tarihli “… Sözleşmesi”ne dayalı olarak sözleşmeye aykırılığın tespiti, kazanç kaybı ve menfi zararın tazmini ile karşı davada aynı sözleşmeye dayalı cezai şart istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle asıl davada sözleşmenin haklı nedenle feshinin tespitine, davacının kanıtlanamayan kazanç kaybı talebinin reddine, davacının 96.244,78 TL menfi zarar bedelinin 10.02.2016 dava tarihinden itibaren değişen oranlarda yürütülecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine; karşı davacının kanıtlanamayan cezai şart tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
İDM tarafından dava konusu işletmenin ruhsat başvurusuna ilişkin belgeler, işletmeye ait telefona, motorsiklete ait devir sözleşmeleri ve davacıya ait ticari sicil dosyası, taraflar arasında düzenlenen 09.06.2015 tarihli sözleşme, üretim ihtiyacı olan hamurun davacıya teslim edilmediğine ilişkin davacı tarafça düzenlenen tutanaklar, davacı tarafından keşide edilen ve ruhsat için gereken belgelerin teslimi istemini içeren Karşıyaka 6. Noterliği’nin 18.12.2015 tarih 22447 Y.s. ihtarnamesi, gönderimi durdurulan hamur malzemesinin gönderilmesi talebini içeren 25.12.2015 tarih 23110 Y.s. ihtarname, sözleşmenin feshine ilişkin İzmir 20. Noterliği’nin 05.01.2016 tarih 190 Y.s. ihtarname ile davalı-karşı davacı tarafından keşide edilen Karşıyaka 5. Noterliği’nin 25.12.2015 tarih 36495 Y.s. cevabi ihtarname ile sözleşmenin feshine ilişkin Karşıyaka 6. Noterliği’nin 05.01.2016 tarih 143 Y.s. ihtarname suretleri dosyaya kazandırıldıktan sonra dosyanın mali müşavir, marka patent uzmanı, işletme uzmanı ve hukuk fakültesinde ticaret hukuku alanında uzman öğretim üyesi bilirkişiye dosyanın tevdi edilerek 19.06.2017 tarihli bilirkişi heyet raporunun alındığı, bilahare işbu bilirkişi heyetine gıda mühendisi de katılmak suretiyle 19.10.2018 tarihli bilirkişi heyet raporunun hükme esas alınmak suretiyle yukarıda belirtildiği şekilde karar verildiği görülmüştür.
Mahkemenin 10.02.2016 tarihli tensip zaptının 2/b maddesinde HMK’nun 129/e ve 240.madde hükümleri gereğince tanık deliline dayanmışsa tanıkların isim ve tebliğe elverişli adresleri ile tanık dinletmek istedikleri vakayı açıklamak üzere bu hususun kendilerine bildirilmesinden itibaren bir haftalık süre verilerek istinaf eden tarafa tebliğinin yapıldığı, aynı zaptın 3 numaralı ara kararında da HMK 129.maddesi yollamasıyla aynı Kanunun 121.maddesi uyarınca HMK 140/5.maddesine göre ihdaratta bulunulmasına yönelik ara karara ihdas edildiği, buna karşın davalı tarafın dava tarihinden karar tarihine değin dinletmek istediği tanıkları ve bu tanıkları hangi konuda dinletileceğine dair beyanda bulunmaması ve dava değeri yönünden tanıkla ispatının mümkün olduğuna ilişkin delil bulunmamasına nazaran davalı/karşı davacının tanık dinletme istemi yönünden istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir.
Dava konusu olayda, dava tarafları arasında 09.06.2015 tarihinde beş yıl süre için akdedilen Franchising Sözleşmesi gereğince, franchise alan davacının, davalıya sözleşmenin imzalanması tarihinde 10,000 TL. ödemeyi (madde 4.1.), bu sözleşme haricinde yapıları tarihsiz protokol gereğince ayrıca 60.000 TL ödemeyi ve davalıdan her ay (her sözleşme yılında %20 artırılacak şekilde) KDV hariç 7.500,00.- TL. tutarında malzeme alımı yapmayı taahhüt ettiği ve franchise veren davalının da, sahibi olduğu “…” markalı pizza ürünlerinin iş görme ve teknik yöntemlerini davacı ile paylaşmayı ve bu pizza ürünlerinin davacı tarafından kullanımı ile davalı tarafiından “…” adresindeki “…” isimli işletmede üretimi ve satışına izin vermeyi üstlendikleri görülmekle, dava tarafları arasındaki akdi ilişkinin bir “Franchising Sözleşmesi” niteliğinde olduğu, tarafların ticari defter kayıtlarından davalının davacıya sattığı hamur sosu vb. malzeme satışlarının, Temmuz 2015 ayında 6.321,50 TL, Ağustos 2015 ayında 10.560 90 TL., Eylül 2015 ayında 7.366,00 TL. , Ekim 2015 ayında 10.224,00, Kasım 2015 ayında 10.387,75 TL ve Aralık 2015 ayında önemli miktarda azalarak 4.256,00.- TL olarak gerçekleştiği ve Aralık 2015 ayında hamur vb. alımının durduğu sabit olup, buna göre davacının sözleşmeyi feshetmeden önce davalıya keşide ettiği Karşıyaka 6.Noterliği’nin 23120 yevmiye sayılı ve 25.12.2015 tarihli ihtarnamesi ile, pizza hamuru sevkiyatı’mn yapılaması konusunda davalıyı ihtar etmesine rağmen, davalının davacıya pizza hamuru göndermediği ve malzeme tedarik yükümlülüğünü yerine getirmediği, yine ticari defter kayıtlarından davacının 2015 yılı için 50.378,89 TL zarar beyanında bulunduğu, davacının sözleşmeden elde ettiği karının bulunmadığından bu husustaki davanın reddine karar verildiği anlaşılmıştır.Davaya dayanak teşkil eden ve taraflar arasında akdedilen 09.06.2015 tarihli “…”ne ekli listede davalı tarafından davacıya temin edilecek ürünler listesinde “Hamur” olarak malzemenin kararlaştırıldığı anlaşılmakla istinaf eden tarafın gerekli izin ve ruhsatlar nedeniyle yerel mahkemece bu hususun araştırılmadığı yönündeki istinaf nedenleri yerinde değildir.
Taraflar arasında 09.06.2015 tarihinde düzenlenen ve içeriği konusunda uyuşmazlık bulunmayan sözleşmenin 3.7. maddesi ile, franchise veren davalı, franchise alan davacıya, üretim ihtiyacı olan ürünleri davacıya ait işletmeye teslim etmeyi taahhüt ettiği, davacının davalıya keşide ettiği Karşıyaka 6. Noterliği’nin 25.12.2015 tarih 23120 yev.s. ihtarnamesi ile, pizza hamuru sevkiyatının yapılması konusunda davalıyı ihtar etmesine rağmen, davalının davacıya üretim ihtiyacı olan pizza hamurunu göndermediği, malzeme tedarik yükümlülüğünü yerine getirmediği, davalının sözleşmede belirtildiği üzere doğrudan hazır pizza hamuru sevk etmek yerine, davacının işletmesine gönderdiği elemanları tarafından getirilen pizza unu ile hamur üretiminin sözleşme şartlarına uygun olmadığı, üretim ihtiyacı olan pizza hamurunu franchise alan davacıya ait işletmeye teslim etmeyi taahhüt eden davalının, sözleşmenin 3.7. maddesine aykırı olarak, hazır pizza hamuru sevk etmek verine, davacının işletmesine gönderdiği elemanları tarafından getirilen pizza unu ile hamur üretiminin davacıya ait işletmede yapılması yöntemine ilişkin önerisini kabul etmeyen davacının üretim ihtiyacı olan pizza hamurunun teslim edilmediği gerekçesiyle sözleşmeyi feshinin haklı nedene dayandığı, sözleşmenin davacı tarafından haklı nedenle feshi nedeni ile, davacının sözleşme nedeni ile katlandığı maliyetlere ilişkin dosyada önce 19.06.2017 tarihli bilirkişi heyet raporunun alındığı, bilahare bilirkişi heyetine gıda mühendisi de ilave edilmek suretiyle 19.10.2018 tarihli bilirkişi heyet raporunun tanzim edildiği, bilirkişilerin mali müşavir, marka patent uzmanı, işletme uzmanı ve hukuk fakültesinde ticaret hukuku alanında uzman öğretim üyesi, gıda mühendislerden oluşturulduğu, davacının 2015 yılı için zarar bildirdiğinden sözleşmeden dolayı herhangi bir kar ediminin bulunmadığından yoksun kaldığı kazancının kanıtlanamadığı, bu nedenle 5.000,00 TL kazanç kaybı yönünden talebin reddi ile sözleşmeye aykırı davranarak feshine neden olan davalı/karşı davacının kanıtlanamayan cezai şart tazminatı talebinin reddine yönelik verilen hüküm yerindedir. Davalı/karşı davacının aksi yöndeki istinaf istemleri yerinde değildir.
Ancak her ne kadar davacının pizzacılık faaliyetine başladığı sırada 96.244,78 TL yatırım masrafı yaptığından bahisle, bu miktar yönünden menfi zararının bulunduğu kabul edilerek dava tarihinden itibaren avans faiziyle davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiş ise de, dosyada alınan 19.06.2017 tarihli bilirkişi raporunda işyerindeki davacının işe başlama esnasında yaptığı giderlerin fatura bedellerinin esas alınarak yapılan hesaplamada belirtilen tutara hükmedilmesine karşın davacının işe başladığı tarihte yaptığı giderlerden kendisinde kalan mali değere sahip mal ve ürünlerin değerlerinin menfi zarar tutarından mahsup edilmediği görülmüştür. Bilirkişi raporunda belirtilen giderlerden davacıda kaldığı sabit olan, işyerinde mevcut malların ikinci el piyasa değerlerinin belirlenerek kabul edilen tutardan düşülmesi suretiyle rapor aldırılarak karar verilmesi gerekirken eksik incelemeye dayalı bilirkişi raporuna itibar olunarak hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
Bu itibarla dosyanın evvelce rapor tanzim eden bilirkişi heyetine tevdi edilerek söz konusu malların davacıda kaldığının sabit olması halinde ikinci el piyasa değerlerinin tespiti ile bu bedelin davacının menfi zarar tutarından düşülmek suretiyle söz konusu tazminatın sebepsiz zenginleşmeye yol açmayacak şekilde belirlenmesi gerekmektedir.
Bu durumda, ilk derece mahkemesince uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış ve değerlendirilmemiş olması nedeniyle istinaf istemine konu karara yönelik denetim yapılması mümkün değildir. O halde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6 maddesi uyarınca istinaf başvurularının esasa ilişkin hususlar incelenmeksizin kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve kaldırma kararının sebep ve şekline göre sair istinaf itirazlarının incelenmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenenlerle;
1-Davalı/karşı davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca ESASA İLİŞKİN SEBEPLER İNCELENMEKSİZİN KABULÜNE,
2-.Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesinin 26.03.2019 tarih 2016/79 E. 2019/167 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Dairemizin kararına uygun şekilde yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın mahal mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-İstinaf yoluna başvuran tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde istinaf yoluna başvurana iadesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6 maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.11.05.2023