Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2020/1492 E. 2022/1605 K. 03.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1492
KARAR NO : 2022/1605

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 08.07.2020
NUMARASI : 2015/983 E. – 2020/375 K.
DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 03.11.2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 03.11.2022

Taraflar arasındaki davadan dolayı İzmir 3.Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 08.07.2020 gün ve 2015/983 E. – 2020/375 K. sayılı hükmün istinaf yoluyla Dairemizce incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için üye hakim … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, … plakalı aracın davacıya çarpıp yaralanmasına neden olduğunu, kaza nedeniyle davacının iş gücü kaybına uğradığını, davalının kazaya karışan aracının KTK ZMM sigortacısı olup zarardan sorumlu olduğunu, belirterek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile iş gücü kaybından doğan 1.000,00-TL daimi sakatlık tazminatının dava tarihinden itibaren yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, 17/06/2020 tarihli dilekçesi ile dava değerini 53.671,59-TL olarak ıslah etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili, … plakalı aracın davalı şirket nezdinde KTK ZMM sigortası ile sigortalı olduğunu, teminat limitinin 290.000-TL olup sorumluluklarının azami olarak limitle ve sigortalının kusuru ile sınırlı olduğunu, kusur ve maluliyet konusunda ATK’dan rapor alınması gerektiğini, davalı … şirketine başvuru yapılmadığını, dava tarihinden faiz yürütüleceğini, belirterek, davanın reddine karar verilmesi talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davalı … nezdinde sigortalı aracın davacıya çarptığı, yaralanmasına neden olduğu, davacının kazaya bağlı olarak meslekte kazanma gücünde % 19 oranında azalma meydana geldiği, kazanın meydana gelmesinde sürücü …’ın % 60, davacı …’ın % 40 oranında kusurlu olduğu, davacı …’ın sürekli iş göremezlik nedeni ile oluşan sigortalı araç sürücüsünün kusuruna isabet eden kısmını talepte haklı olduğu, belirtilerek; davanın kabulü ile 54.671,59-TL’nin dava tarihinden itibaren yasal faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Karara karşı davalı … tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davalı vekili, maluliyet raporları arasında çelişki bulunduğunu, raporun hükme esas alınamayacağını çelişkinin giderilmesi giderilmesi için ATK’dan maluliyet rapor alınması gerektiğini, kusur raporunun da hükme esas alınamaycağını yeniden kusur tespit yapılması gerektiğini, raporlar arasında çelişki bulunduğu, ıslah edilen miktar yönünden dava tarihinden faize hükmedilemeyceğini, belireterek; kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE : Dava, ZMMS poliçesi kapsamında trafik kazası sonucu oluşan iş gücü kaybı nedeni ile maddi tazminat istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
Davalı … tarafından ZMMS poliçesi kapsamında sigortalı davalı … plakalı araç ile yaya halde bulunan davacının karıştığı trafik kazası neticesinde dosya kazandırılan maluliyet, kusur ve hesap bilirkişi raporlarına göre davacının % 19 oranında sürekli iş gücü kaybı oluşacak şekilde yaralandığı, olayın oluşumunda davalı sigortalı araç sürücünün % 60, davacının ise % 40 oranında kusurlu olduğu ve davacının 54.671,59-TL sürekli iş gücü kaybı zararı oluştuğu belirtilmiştir.
Haksız fiil sonucu çalışma gücünde kayıp olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının tespiti açısından maluliyetin varlığı ve oranının doğru bir şekilde belirlenmesi gerekmektedir. Söz konusu belirlemenin ise Adli Tıp Kurumu veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşlarının çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikâyetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden kaza tarihi 01/06/2015 – 20/02/2019 tarihleri arası Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurul Raporları Hakkında yönetmelik, dikkate alınarak yapılması gerekmektedir.(Yargıtay 4.HDB’nın 20/06/2022 tarih ve 2021/13933 E. – 2022/9109 K. sayılı ilamı )
İDM tarafınan dosyaya kazandırılan 14.09.2017 tarihli maluliyet raporunda kaza tarihi ( 30.07.2015 ) itibariyle yürürlükte bulunan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurul Raporları Hakkında yönetmelik hükümlerine göre maluliyet değerlendirmesi yapılmadığının anlaşılması karşısında söz konusu rapor maluliyet oranı tespitine elverişli olmadığından, maluliyetin belirlenmesi konusunda yapılan araştırma yetersiz olup eksik araştırma ile karar verilemez.
Tazminatı isteminde bulunan hak sahiplerinin bakiye ömürleri daha önceki yıllarda 1931 tarihli PMF cetvellerine göre saptanmakta ise de gerçek zarar hesabı özü itibariyle varsayımlara dayalı bir hesap olup, gerçeğe en yakın verilerin kullanılması esastır. Bu nedenle TRH 2010 yaşam tablosu’na göre bakiye ömür sürelerinin belirlenmesi güncel veriler ve ülkemiz gerçeklerine daha uygun olduğundan tazminat hesaplamasında TRH 2010 yaşam yönteminin kullanılması gerekir. (Yargıtay 4. HDB’nın 03.01.2022 tarih ve 2021/9412 E – 2022/3622 K., 17. HDB’nin 23.03.2021 tarih 2020/ 6173 E. – 2021/ 3121 K. Sayılı ilamları ) Aynı şekilde, yeni genel şartlar zamanında düzenlenen poliçelerde yeni genel şartlardaki hesaplama tekniği uygulanamayacağı için tazminat hesabında eski uygulamalardaki gibi progresif rant yönteminin kullanılması ile bilinmeyen (işleyecek) devredeki gelirlerin her yıl için % 10 artırılıp % 10 iskonto edilmesi icap etmektedir.(Yargıtay 17. HDB’nin 24.02.2021 tarih ve 2019/3292 E. 20121/1848 K. sayılı ilamı )
Açıklanan tüm bu hukuki ve maddi vakıalar karşısında; istinaf edenin sıfatına göre İDM tarafından olay tarihinde yürürlükte bulunan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurul Raporları Hakkında yönetmelik hükümlerine göre, davacının mevcut yaralanması nedeni ile iş göremezlik oranının tespiti konusunda Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulu veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlıklarından kurul halinde düzenlenecek açıklamalı, ayrıntılı, denetime elverişli maluliyet raporu dosyaya kazandırılıp, maluliyet raporu doğrultusunda iş gücü kaybı yönünden anılan ilk ve esaslara uygun düşecek şekilde TRH 2020 yaşam tablosu ile progresif rant yönteminin uygulanmak suretiyle aktüerya uzmanından ek rapor alınarak, oluşacak sonuca göre usuli kazanılmış haklar da gözetilerek karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ve incelemeyle yazılı biçimde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Bu durumda, ilk derece mahkemesince uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış ve değerlendirilmemiş olması nedeniyle istinaf istemine konu karara yönelik denetim yapılması mümkün değildir. O halde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6 maddesi uyarınca davalının istinaf başvurusunun esasa ilişkin hususlar incelenmeksizin kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve kaldırma kararının sebep ve şekline göre sair istinaf itirazlarının incelenmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca ESASA İLİŞKİN SEBEPLER İNCELENMEKSİZİN KABULÜNE,
2-İzmir 3.Asliye Ticaret Mahkemesinin 08.07.2020 tarih 2015/983 E. – 2020/375 K.sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Dairemizin kararına uygun şekilde yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın mahal mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-İstinaf yoluna başvuran tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde istinaf yoluna başvurana iadesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6 maddesi gereğince kesin olmak üzere 03.11.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.