Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2020/1486 E. 2023/626 K. 27.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1486
KARAR NO : 2023/626

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/06/2020
NUMARASI : 2016/473 Esas 2020/299 Karar
DAVANIN KONUSU : Maddi ve Manevi Tazminat
KARAR TARİHİ : 27.04.2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 27.04.2023

İzmir 3.Asliye Ticaret Mahkemesinin 24.06.2020 tarih 2016/473 Esas 2020/299 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalılar … ve … Şti. vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacılar vekili, 12/09/2014 tarihinde davalı …’nun sevk ve idaresindeki davalı … Şti adına kayıtlı davalı sigorta şirketi nezdinde KTK ZMM sigortası ile sigortalı … plakalı aracın kırmızı ışık ihlali yaparak …’nun sevk ve idaresindeki davacıların da içerisinde bulunduğu … plakalı araca çarparak müvekkillerinin yaralanmasına neden olduğunu, İzmir 42.ASCM’nin 2014/704 esas 2015/387 karar sayılı dosyasında yapılan yargılama sonunda davalı …’nun asli ve tam kusurlu bulunduğundan cezalandırılmasına karar verildiğini, kaza sonucunda davacılardan …’ün kaburgasında kırıklar meydana geldiğini, akciğer ve karaciğerinde hasar olduğunu, günlerce hastanede yattığını, davacı …’un kaburgalarında kırık meydana geldiğini akciğer ve karaciğerinde hasar oluştuğunu günlerce hastanede kalıp çalışamadığını, davacı …’ün dizinden boynundan ve ayağından yaralandığını, davacıların bu nedenle acı çektikleri gibi olay sırasında gitmekte oldukları cenazeye katılamadıklarını bu nedenle de ayrıca üzüldüklerini ileri sürerek, … için 20.000,00-TL, … için 10.000,00-TL ve … için 2.500,00-TL manevi tazminatın 12/09/2014 tarihinden itibaren reeskont faiziyle davalılar … ile … Şti’den müteselsilen tahsiline, … ‘ün çalışamamasından dolayı gelir kaybı için 500,00-TL, … çalışamamasından dolayı gelir kaybı için 500,00-TL olmak üzere toplam 1.000,00-TL maddi tazminatın 12/09/2014 tarihi itibaren reeskont faiziyle davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 19.12.2019 tarihinde sunmuş olduğu ıslah dilekçesi ile 1.000,00 TL geçici işgöremezlikten kaynaklı maddi tazminat alacağı yönünden davayı ıslah ederek …’ün ve …’in ayrı ayrı geçici işgöremezlikten kaynaklı talep miktarını 836,54 TL arttırarak 1.336,54 TL şerh olmak üzere toplam 2.673,08 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalılardan (sigorta şirketi bakımından poliçede belirtilen limitler ile sınırlı) müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Davalılar …, … Şti vekili cevap dilekçesinde;davaya konu trafik kazasında müvekkilinin kusurunun bulunmadığını, davayı kabul anlamına gelmemesi kaydıyla davacıların talep ettiği tazminat miktarının fahiş olduğunu, iş göremezlik tazminatına ilişkin taleplerin reddini ve geçici iş göremezlik ve sağlık giderleri ile ilgili talepler bakımından davanın SGK’ya ihbar edilmesini talep etmiştir.
Davalı … Sigorta AŞ vekili cevap dilekçesi ile; … plakalı aracın 30/09/2013-30/09/2014 tarihleri arasında 72531547 nolu ZMM sigorta poliçesi ile sigortalı olduğunu, sigortalısının kusuru oranında olmak üzere kaza tarihi itibariyle teminat limitinin kişi başı 268.000,00-TL olduğunu, manevi tazminatın poliçenin teminatına dahil olmadığını, dosyanın kusur tespiti için ATK Trafik İhtisas Dairesine gönderilmesini, davacının maluliyet oranının tespiti için ATK 3 İhtisas Dairesine sevkini ve aktüer hesabı için bilirkişiye tevdi edilmesi gerektiğini, davacının olay tarihinden itibaren faiz istemesinin yasaya aykırı olduğunu, söz konusu talep ile ilgili müvekkili sigorta şirketine davadan evvel müracaat edilmediğini ve temerrütten bahsedilemeyeceğini belirterek dava tarihinden itibaren yasal faiz uygulanabileceğini savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, 12/09/2014 tarihinde davalı … Şti tarafından işletilen ve …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı aracın davacıların içinde bulunduğu …’nun sevk ve idaresindeki … plakalı araca çarptığı, kazanın meydana gelmesinde …’nun %100 oranında kusurlu olduğu, … plakalı araç içerisinde bulunan … ‘ün basit tıbbi müdahale ile
giderilebilecek şekilde ve yaşamsal tehlike meydana getirmeksizin kemik kırığına neden olmaksızın yaralandığı, davacı …’ün ve … ‘in sürekli maluliyete neden olmaksızın 1,5 ay da iyileşir şekilde yaralandığı, … plakalı aracın davalı … Sigorta AŞ nezdinde KTK ZMM poliçesiyle sigortalı olduğu, davacılar … ve … ‘in geçici iş göremezlik zararından sürücü … ve işleten … Şti ile birlikte sorumlu olduğu, davacılar … ve … ‘in her birinin bilirkişi tarafından hesaplanan geçici iş göremezlik zararının 1.336,54-TL olduğu anlaşılmakla davacılar … ve … ‘in geçici iş göremezlik maddi tazminat taleplerinin kabulüne her biri için 1.336,54-TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren yasal faiziyle davalılardan müteselsilen alınarak bu davacılara ayrı ayrı verilmesine, kazanın meydana gelmesinde davalı araç sürücüsü …’nun %100 kusurlu oluşu, …’ün basit tıbbi müdahale ile giderilebilir şekilde, …’in kırık meydana gelir şekilde, …’ün kırık meydana gelir şekilde ve hayati tehlike geçirir şekilde yaralandığı, tarafların sosyal ve ekonomik durumları dikkate alınarak … için 2.500,00-TL, …’in 10.000,00-TL, … için 20.000,00-TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren yasal faiziyle davalılar … ile … Şti’den müteselsilen alınarak davacılara ayrı ayrı verilmesine karar verilmiştir.
Karara karşı Davalı … ve … Şti. vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davalı … ve … Şti. vekili, geçici işgöremezlik bedelinin tedavi giderleri kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini, bu nedenle SGK tarafından karşılanması gerektiğinden davalılardan geçici işgöremezlik bedelinin istenemeyeceğini, meydana gelen kazada emniyet kemerlerinin takılı olup olmadığının tespit edilerek takılı olmaması halinde müterafik kusur indirimi uygulanması gerektiğini, Yargıtay içtihatlarında belirtildiğini, Mahkemece hükmedilen manevi tazminatın fahiş olduğunu, davalı …’nun gelir durumunun düşük olduğunu istinaf nedenleri olarak ileri sürmekle maddi ve manevi tazminatı kararının kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE : Dava, 12.09.2014 tarihine meydana gelen trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
Dava konusu kaza nedeniyle görülen İzmir 42. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2014/704 esas 2015/387 karar sayılı dosyasında, davacılar …, … ile … ‘in yaralanması ile sonuçlanan kaza nedeniyle …’nun asli ve tam kusurlu olduğu kabul edilerek, neticeten 5 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, ancak verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, dava konusu kazaya karışan … plaka sayılı aracın kaza tarihi itibariyle davalı … Şti adına kayıtlı olduğu görülmüştür.
Dosyada tanıkların dinlenildiği, trafik bilirkişisi tarafından kusur durumuna ilişkin rapor alındığı, bilirkişi … tarafından tanzim edilen 06/10/2017 tarihli raporunda, kırmızı ışıkta geçiş yaparak 2918 S.KTK’nun 47/1-d ve 52/1a maddelerini ihlali ile kazanın meydana gelmesinde davalı sürücü …’nun %100 oranında asli ve tam kusurlu olduğunu, davacı araç sürücüsü ve yolcular …, … ve … ‘in kusursuz olduklarına ilişkin bilirkişi raporunun olayın oluş şekline uygun, hükme esas almaya elverişli mahiyette olduğu değerlendirilmiş, her ne kadar istinafa gelen taraflarca davacıların emniyet kemerlerinin mevcudiyeti yönünden kararın kaldırılması istenilmiş ise de, kazadan hemen sonra tanzim edilen kaza tespit tutanağı ile kaza yeri krokilerinden ve dosyada dinlenen tanık beyanları ile tüm dosya kapsamından davacıların emniyet kemerlerinin takılı olmadığına ilişkin delil sunulmadığından, bu hususun ispatlanamamış olması nedeniyle mahkemece verilen tazminat tutarından müterafik kusur indirimi yapılmamış olması yerinde görülmüştür.
İzmir ATK’nın 26/04/2017 tarihli raporunda;davacılar … ile … ‘in dava konusu kaza nedeniyle maluliyetini gerektirir anatomik ve fonksiyonel kayıp tespit edilemediği ancak yaralanmasının 45 günde şifa bulacağının bildirildiği görülmüş, bu rapora davacılar vekili tarafından itiraz edilmesi üzerine İstanbul Adli Tıp Kurumu Başkanlığı 2. İhtisas Kurulu’nun 29/05/2019 tarihli raporlarında, …’ün ve … ‘in geçirmiş oldukları trafik kazasına bağlı yaralanmalarının 11.10.2008 tarih ve 270121 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri kapsamında geçirdikleri kazanın maluliyete neden olacak düzeyde araz bırakmadığı, ancak kaza tarihinden itibaren iyileşme süresinin 1,5 aya kadar uzayabileceğinin ayrı ayrı rapor edildiği, bu raporların hükme esas almaya elverişli ve yeterli mahiyette bulunduğu değerlendirilmiştir.
Dosyanın aktüerya bilirkişisine tevdi edilerek dava konusu kaza nedeniyle davacılar …, … , … ‘e ait herhangi bir ihbar kaydına rastlanılmadığı, şahıslara geçici iş göremezlik ödeneği tahakkuk ettirilmediğini yönündeki SGK cevabı da dikkate alınmak suretiyle yapılan hesaplama sonrasında tanzim edilen 02/12/2019 tarihli raporunda belirtilen …’ün geçici iş göremezlikten kaynaklı maddi tazminat alacağının 1.336,54-TL, … ‘in geçici iş göremezlikten kaynaklı maddi tazminat alacağının 1.336,54-TL olduğunu yönündeki kabul yerinde olup, istinafa gelenin geçici işgöremezlik tazminatı yönünden istinaf isteminin incelenmesinde; 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren ZMSS Genel Şartları’nın A.5-b maddesi gereği, zarar görenin tedavisinin devam ettiği döneme ilişkin geçici bakıcı gideri zararının, geçici işgöremezlik zararının ve tedavi giderlerinin sağlık giderleri içinde yer aldığı ve ZMSS teminatı kapsamında olmadığı kabul edilmişse de, 6111 sayılı Kanun’un 59. maddesi ile değişik Karayolları Trafik Kanunu’nun 98. maddesinde Sosyal Güvenlik Kurumu’nca karşılanacak sağlık hizmeti bedellerinin neler olduğu açıklanıp sınırlandırılmıştır. KTK’nın 98. maddesi gereği SGK Başkanlığı’nın sorumlu olduğu sağlık giderleri, trafik kazaları nedeniyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer resmi ve özel sağlık kuruluşlarında yapılan tıbbi tedaviye ilişkin sağlık hizmet bedellerinden ibarettir. SGK’nın hangi sağlık giderlerinden sorumlu olduğu kanunla belirlenmiş olup, normlar hiyerarşisinde daha altta olan genel şartlar ile kanun kapsamının değiştirilip genişletilemeyeceği aşikardır.
Açıklanan maddi ve hukuki vakıalar karşısında; Anayasa Mahkemesi’nin KTK 90/İ maddesinin iptali de göz önüne alınıp TBK’nın 54. maddesi ile KTK’nın 98. maddesi hükümleri birlikte değerlendirildiğinde, kazadaki yaralanmadan kaynaklanan geçici iş göremezlik zararından sorumluluk, zarara neden olanlar ile bu kişilerin sorumluluğunu poliçe ile üstlenen sigorta şirketine aittir. (Yargıtay 4. H.D 10.03.2022 tarih 2021/12001 E, 2022/4532 K ve 24.03.2022 tarih 2021/22793 E, 2022/5790 K sayılı kararları). Davalılar vekilinin geçici iş göremezlik tazminatına yönelik istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.
Manevi tazminat miktarına ilişkin istinaf itirazlarına gelince; manevi tazminat, ne bir ceza ne de gerçek anlamda bir tazminattır. Zarara uğrayan kişinin çektiği acıyı, duyduğu elem ve üzüntüyü bir nebze olsa da dindiren, zarara uğratan olay nedeniyle oluşan ruhsal tahribatı onarmaya yarayan bir araçtır. Manevi tazminatın kapsam ve miktarını takdir hakkı kural olarak hakime aittir. Hakim, manevi tazminatı hak ve nesafete uygun olarak belirlemeli, bu belirlemede hukuk kurallarının yanında tarafların sosyal, ekonomik ve sosyal yapısı ile özellikle de somut olayın koşullarını gözetmelidir. Manevi tazminat olarak takdir edilecek tutar manevi acıları kısmen de olsa gidermesinin yanında kamuoyu ve sosyal vicdanda da kabul görmeli ve zarar gören açısından da bir zenginleşme aracı olmamalıdır. Somut olayda hüküm altına alınan manevi tazminat miktarı kazanın oluş şekli, kusur durumu, olay tarihi, sosyal ve ekonomik koşullar, zararın ağırlığı ve hakkaniyet ilkesi dikkate alındığında makul ve ılımlı bulunmuş olmakla manevi tazminat miktarına ilişkin istinaf itirazı yerinde görülmemiştir.
Bu durumda, istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalılar … ve …. Şti. vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davalılar … ve … Şti. yönünden istinaf karar harcı olan 2.402,67 TL’den peşin alınan 120,00 TL’nin mahsubu ile eksik kalan 2.282,67 TL’nin davalılar … ve … Şti. ‘den tahsiline,
3-İstinaf başvurusu nedeni ile davalılar … ve … Şti. ‘nin yaptığı giderlerin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.27.04.2023