Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2020/1466 E. 2022/1060 K. 04.07.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1466
KARAR NO : 2022/1060

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KARŞIYAKA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 10/03/2020
NUMARASI : 2015/516 Esas 2020/108 Karar
DAVANIN KONUSU :Maddi tazminat
KARAR TARİHİ : 04.07.2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 04.07.2022

Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesinin 10.03.2020 tarih 2015/516 Esas 2020/108 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :Davacılar vekili, davalı … şirketine zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçesi ile sigortalı aracın 17.06.2015 tarihinde müvekkili …’ın kullandığı araca çarptığını, kaza sonucu davacı … ile aynı araç içerisinde bulunan diğer davacının yaralandığını, …’ın sağ kalça omurga ve leğen kemiğinde kırık oluştuğunu, 20.06.2015-29.06.2015 tarihleri arasında hastanede yatarak tedavi gördüğünü, 06.10.2015 tarihine kadar istirahat raporu verildiğini, tedavisinin halen devam ettiğini, ne zaman çalışabileceğinin belli olmadığını, …’ın kollarının ve ayaklarının kırıldığını, sol koluna bir adet platin, sağ koluna iki adet platin ve sağ ayak parmakları arasına iki adet platin takılma işleminin 2 ay boyunca devam ettiğini, ancak sağ kolunun tam olarak düzelmediğini, hareket kısıtlığının oluştuğunu, kazadan dolayı her iki müvekkilinde geçici ve sürekli iş göremezliğine dayalı maddi zarar meydana geldiğini ayrıca aracında büyük hasar meydana geldiğini, hurdaya ayrılarak 25.08.2015 tarihinde trafikten men edildiğini, sovtaj değeri düşürüldükten sonra 8.500,00 TL zararının bulunduğunu, kazanın oluşumunda sigortalı araç sürücüsünün kusurlu olduğunu ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklamak kalmak kaydıyla, müvekkillerinin cismani zararlarından kaynaklanan 5.000,00 ‘er TL maddi tazminat ile araçta meydana gelen hasardan kaynaklanan 3.000,00 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, ıslah dilekçesi ile davacı … yönünden maddi tazminat talebini 290.000,00 TL’ye, davacı … yönünden maddi tazminat talebini 121.881,75 TL’ye yükseltmiştir.
CEVAP : Davalı vekili, davacıların talep ettiği geçici iş göremezlik tazminatı taleplerinin trafik sigortası genel şartları gereği teminat dışı olduğunu, sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında sorumlu olduklarını, araç başına sigorta limitinin 290.000,00 TL olduğunu, ceza dosyasının sonuçlanmasının beklenmesi ve zararın ispat edilmesi gerektiğini, davayı kabul anlamına gelmemek kaydıyla müvekkili şirketin dava tarihinden itibaren yasal faizle sorumlu olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davalıya sigortalı araç sürücüsünün aracıyla seyri esnasında alkollü olması, önünde seyreden araçla arasında güvenli bir mesafe bırakmadığından önündeki araca arkadan çarpması nedeniyle kazanın oluşumunda %100 oranında tam kusurlu, davacı sürücü …’un ise kazayı önleyecek bir davranışı olamayacağından atfı kabil kusuru bulunmadığı, davacı …’un kaza sonucu meslekte kazanma gücünden kaybının % 38, iyileşme süresinin olay tarihinden itibaren 12 ay olarak belirlendiği, davacı …’un toplam maluliyet zararının asgari asgari ücretin 1,4 katına göre 628.666,71 TL hesaplandığı, 17.06.2015 kaza tarihi itibari ile Hazine Müsteşarlığı tarafından kişi başına sigorta sakatlık teminat limitinin 290.000,00-TL olarak belirlendiği, hesap edilen her iki bedelin de teminat limit miktarını aştığı, davacı …’ın 17.06.2015 tarihinde geçirdiği trafik kazasında meslekte kazanma gücü kaybının %9, iyileşme süresinin olay tarihinden itibaren 18 ay olarak belirlendiği, bu davacının öğrenci olması nedeniyle hesaplamanın asgari ücret üzerinden yapılması gerektiği, davacı …’ınun toplam maluliyet zararının 121.881,75 TL olarak hesaplandığı, kaza tarihi itibariyle Hazine Müsteşarlığı tarafından belirlenen 290.000,00-TL kişi başına sakatlık teminat limitinin içinde kaldığı, davacı …’a ait aracın tamir edilemeyecek durumda ve 25.08.2015 tarihinde trafikten çekilmiş olduğundan araç için pert total işlemi uygulanmak durumunda kalınacağı, 17.06.2015 kaza tarihinde aracın piyasa rayiç değerinin ortalama 8.000,00 TL, sovtajının 2.000,00 TL olabileceği, 6.000,00-TL olarak belirlenen araç hasar bedelinin kaza tarihi itibariyle, Hazine Müsteşarlığı tarafından 29.000,00-TL olarak belirlenen araç başına sigorta teminat limiti içinde kaldığı gerekçesiyle davanın kabulü ile davacı … için 290.000,00 TL geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatı ile 3.000,00 TL araç hasarı toplamı 293.000,00 TL maddi tazminatın, davacı … için 121.881,75 TL geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatının davalı … şirketinden 16.09.2015 dava tarihinden itibaren değişen oranlarda yürütülecek yasal faizi ile birlikte tahsil edilerek davacılara ödenmesine karar verilmiştir.
Karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davalı vekili, sigortalının aracı tamirhaneye bıraktığı sırada kazanın meydana geldiğini ispatlayan fişin ekte olduğunu, dosyaya ibraz edilen sürücü …’nin ifade tutanağında “17.06.2015 tarihinde Aliağa Sanayisi’nde arkadaşlarım ile bir miktar alkol kullandım, daha sonra bir müşterimizin tamir için bıraktığı … plaka sayılı otonun direksiyonuna geçtim.” şeklinde ifadesinden görüleceği üzere müvekkili şirket nezninde trafik sigortalı aracın sanayi sitesindeki iş yerine tamir için bırakıldığı esnada iş yerinin çalışanı tarafından kullanılırken dava konusu kazanın meydana geldiğini, Trafik Sigortası Genel Şartları A.6 maddesinin m bendi gereğince 2918 sayılı kanunun 104. ve 105. maddelerinde düzenlenen sorumlulukların teminat harici olduğunu, 2918 sayılı kanunun 104.maddesinde “Motorlu araçlarla ilgili mesleki faaliyette bulunan teşebbüslerin sahibi, gözetim, onarım, bakım, alım-satım, araçta değişiklik yapılması amacı ile veya benzeri bir amaçla kendisine bırakılan bir motorlu aracın sebep olduğu zararlardan dolayı işleten gibi sorumlu tutulur. Aracın işleteni ve araç için zorunlu mali sorumluluk sigortası yapan sigortacısı bu zararlardan sorumlu değildir.” şeklinde düzenleme bulunduğunu, bu madde hükmüne göre dava konusu kaza sigortalı aracın tamir edilmesi için oto tamirciye bırakıldığı esnada gerçekleşmiş olduğundan müvekkili şirketin aracın tamir esnasında sebep olduğu zararlardan sorumluluğunun bulunmaması nedeni ile davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda asgari ücretin 1,40 katı ile yapılan hesaplamayı kabul etmediklerini, bilirkişi tarafından hesaplanan tazminat tutarının asgari ücretin 1,40 katı ile çarpılması nedeni ile pasif dönemde olması gerekenden daha yüksek ücret kullanıldığını, bu nedenle hatalı olduğunu istinaf nedenleri olarak ileri sürmekle kararın kaldırılmasını ve davanın reddini istemiştir.
GEREKÇE :Dava, karşı aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısından geçici ve kalıcı iş göremezlik tazminatı ile araç hasar bedeli istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
2918 sayılı kanunun 104.maddesinde “Motorlu araçlarla ilgili mesleki faaliyette bulunan teşebbüslerin sahibi, gözetim, onarım, bakım, alım-satım, araçta değişiklik yapılması amacı ile veya benzeri bir amaçla kendisine bırakılan bir motorlu aracın sebep olduğu zararlardan dolayı işleten gibi sorumlu tutulur. Aracın işleteni ve araç için zorunlu mali sorumluluk sigortası yapan sigortacısı bu zararlardan sorumlu değildir.” şeklinde düzenleme bulunmaktadır.
2918 sayılı KTK’nun 104. madde hükmü uyarınca tamircinin gerçek işleten malik yerine sorumlu tutulabilmesi için, araç üzerindeki fiili hakimiyetin kesin bir biçimde bu yere yani tamirhaneye geçtiğinin ortaya konulması ve bu durumun davalı tarafından kanıtlanması gerekmektedir. Davalı … vekilince ilk defa istinaf aşamasında ibraz edilen sigortalı aracın sürücüsü …’nin imzası bulunan 16.06.2015 tarihli 80 TL meblağlı parakende satış fişinde araca genel bakım yapıldığı yazılmıştır. Davalı tarafça sigortalı aracın tamir edilecek ve boyanacak parçalarının kalemler halinde yazıldığı, işin teslim süresi ve bedeli hususunda araç maliki ile tamirhane sahibi arasında yapılan bir sözleşme ibraz edilememiştir. Davalı … şirketi vekilince ibraz edilen fiş kaza tarihi olan 17.06.2015 tarihinden 1 gün önce 16.06.2015 tarihli olup sigortalı aracın kaza sırasında tamir için bırakıldığını ve kazanın sigortalı aracın tamirhanede bulunduğu sırada meydana geldiğini kanıtlamaz. Dosyada sigortalı aracın kazadan önce haricen satılarak teslim edildiğine ilişkin bir iddia da bulunmakta olup kazadan sonra sigortalı aracın 22.20.2015 tarihinde … isimli şahsa satılarak tescili de yapılmıştır. Davalı tarafça sigortalı aracın tamirhaneye bırakıldığına ilişkin ciddi ve inandırıcı herhangi bir bilgi, belge ve araç malikinin de imzasını taşıyan bir sözleşme ibraz edilememiştir. Sürücünün beyanı ve ibraz edilen fiş sigortalı aracın kaza sırasında tamir için bırakıldığını ve kazanın sigortalı aracın tamirhanede bulunduğu sırada meydana geldiğini ispat etmek için yeterli değildir. Davalı tarafça sigortalı aracın kazadan önce ve kaza sırasında uzun süreli tamir için bırakıldığı ispat edilemediğinden araç malikinin işleten sıfatının devam ettiği dolaylı olarak da işletenin üçüncü kişilere karşı hukuki sorumluluğunu üstlenen zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olan davalının da sorumluluğunun bulunduğunun kabul edilmesi doğrudur. Bu nedenle davalı vekilinin bu hususa ilişkin istinaf itirazları yerinde görülmemiştir.
Davacı …’un çalıştığı şirket tarafından düzenlenen belgede belirtilen geliri nedeniyle aktif dönem için tazminatın hesabına asgari ücretin 1,40 katına denk gelen ücretin esas alınması doğrudur. Ancak pasif dönemde AGİ dahil edilmeden asgari ücret esas alınarak tazminatın hesaplanması gerektiğinden pasif dönemde de asgari ücretin 1.40 katı üzerinden hesaplama yapılması doğru değil ise de; pasif dönemde tazminatın AGİ dahil edilmeden asgari ücret üzerinden hesaplanması halinde dahi toplam tazminat miktarı pıliçe limitini aştığından ve davalı … şirketi limitle sınırlı sorumlu olduğundan bu durum sonuca etkili bulunmamış ve bu nedenle kararın kaldırılmasına gerek görülmemiştir.
Bu durumda, istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı yönünden istinaf karar harcı olan 28.340,57 TL’den peşin alınan 7.085,15 TL’nin mahsubu ile eksik kalan 21.255,42 TL’nin davalıdan tahsiline,
3-İstinaf başvurusu nedeni ile davalının yaptığı giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay ilgili Hukuk Dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 04.07.2022