Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2020/1423 E. 2023/590 K. 14.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1423
KARAR NO : 2023/590

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 30.01.2020
NUMARASI : 2019/95 E. – 2020/70 K.
DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 14.04.2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 14.04.2023

İzmir 5.Asliye Ticaret Mahkemesinin 30.01.2020 tarih 2019/95 E. – 2020/70 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA: Davacı vekili, 21.01.2019 tarihinde, müvekkilinin sevk ve idaresindeki … plaka sayılı araç ile davalı sigorta şirketine ZMSS poliçesi ile sigortalı bulunan, dava dışı …’un sevk ve idaresindeki … plaka sayılı araçların çarpışması neticesinde maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, kazanın meydana gelmesinde davalı araç sürücüsünün kusurlu olduğunu, müvekkilinin aracında oluşan hasarın tespiti amacıyla İzmir 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2019/15 D.İş sayılı dosyası ile tespit yaptırıldığını, alınan bilirkişi raporunda, müvekkilinin aracında oluşan hasar miktarının 12.980,00 TL olarak belirlendiğini iddia ederek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, 5.000,00 TL hasar bedeli ile 10,00 TL değer kaybı olmak üzere toplam 5.010,00 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, tespit dosyasında yapılan toplam 1.388,90 TL delil tespit giderinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili 29.11.2019 tarihli ıslah dilekçesi ile davasını ıslah ederek, toplam tazminat talebini 12.980,00 TL’ye yükseltmiştir.
CEVAP : Davalı vekili, değer kaybı talebi yönünden müvekkili sigorta şirketine başvuru şartları yerine getirilmediğinden “dava şartı yokluğu” nedeniyle davanın reddi gerektiğini, davacının hasar tespiti ve hasarın müvekkili şirket tarafından karşılanması için yetkili servislere ve müvekkili şirkete başvurması gerekirken, delil tespiti yaptırdığını, müvekkili şirket yokluğunda yaptırılan, hukuki dayanaktan yoksun fahiş rakamlara ulaşan, araç hasarına ilişkin bilirkişi raporuna itiraz ettiklerini, müvekkil sigorta şirketinin sorumluluğunun, sigortalının kusuru oranında ve poliçe limiti ile sınırlı olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacının sevk ve idaresindeki … plakalı aracı ile seyir halinde iken, kavşakta yolun sağ tarafından çıkış yapan dava dışı sürücü …’ın sevk ve idaresindeki, davalı sigorta şirketine ZMSS poliçesi ile sigortalı bulunan … plaka sayılı araç ile çarpışması neticesinde davacıya ait aracın sol yan kısımları ile yolun orta refüjüne çarptığı, kazanın meydana gelmesinde davalıya sigortalı aracın dava dışı sürücüsünün %100 oranında asli ve tam kusurlu olduğu, kaza sebebiyle davacının aracında 12.980,00 TL hasar oluştuğu, bu zararın ZMSS poliçesi limiti ve kapsamı dahilinde kaldığı, değer kaybı meydana gelmediği sonucuna varılarak davanın kısmen kabulü ile 12.980,00 TL hasar bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davalı vekili, Karayolları Trafik Kanunu 97. maddesi ile özel dava şartı getirildiğini, davacının müvekkili şirkete usulüne uygun başvuru yapmadan dava açtığını, davacı taraf aracı sigorta eksperine göstermediğini, davanın dava şartı yokluğu nedeniyle reddi gerektiğini, müvekkili şirket tarafından davacı tarafın hasarlı aracı gösterilmediğinden dolayı ekspertiz raporu incelemesi yapılamadığını, davacı tarafından tek taraflı yaptırılan ekspertiz raporu incelenmesini kabul etmediklerini, mahkemece alınan bilirkişi raporuna itiraz ettiklerini, aracın tamir edilmiş ise faturalarının, bilirkişi raporunu desteklemesi yönünden sunulmasını talep ettiklerini, ancak mahkemece bu konuda eksik inceleme yapıldığını, davacı taraftan fatura talebinde bulunulmadığını, ek rapor alınmadığını, kusurun tamamının sigortalı aracın sürücüsüne verilmesini kabul etmediklerini, davacının trafikte daha dikkatli ve hızının daha yavaş olması, araç mesafesini koruması gerekirken gerekli önlemlerini almadığını istinaf nedenleri olarak ileri sürmekle kararın kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE :Dava, hasar ve değer kaybı tazminatının kazaya sebebiyet veren aracın zorunlu mali sorumluluk sigortasından tahsili istemine ilişkin olup ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
Davacı vekili, müvekkiline ait araca davalı nezdinde zorunlu mali sorumluluk poliçesiyle sigortalı aracın çarpması nedeniyle müvekkilin aracının hasarlandığını, değer kaybına uğradığını ileri sürerek tazminat talebinde bulunmuştur.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. 85/1. ve 85/son maddeleri ile Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarına göre trafik kazası nedeniyle davacının aracında oluşan zarardan davalı sigorta şirketinin, sigortalı araç sürücücünün kusuru oranında sorumlu olduğu amirdir. (Yargıtay HGK’nun 15.6.2011 tarih ve 2011/17-142 E. – 2011/411 K., 22.2.2012 tarih ve 2011/17-787 E. – 2012/92 K., Yargıtay 17. HD’nın 20/05/2013 tairh ve 2012/8984 E. – 2013/7276 K. sayılı ilamları)
Davalının sorumluluğunun belirlenebilmesi için olayın oluşumunda tarafların mevcut kusur durumun tespiti önem arzeder. İlk derece mahkemesi tarafından dosyaya kazandırılan bilirkişi raporu ile olaya ilişkin kaza tespit tutuanağı kapsamında belirlenen maddi olgular çerçevesinde olayın oluş şekli ile uygun düşecek şekilde kusur değerlendirilmesi yapılarak, sigortalı araç sürücüsünün %100 oranında asli kusurlu, davacının ise kusursuz olduğunun tespitinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamaktadır.
Davacının, ilk önce mahkemeden delil tespiti yoluyla hasar miktarını tespit ettirmesi tek başına kötü niyetli olduğunu kabule yeterli değildir. Davacının, kazada hasarlanan aracı için, tespit başvurusu üzerine tespit dosyasında alınan tespit raporuna dayanarak, davalı şirkete başvuruda bulunmasında ve ekspertiz raporu alınmadan aracın tamir edilmek istenmesinde, yasal ve genel şartlardaki düzenlemelere aykırılık bulunmadığı, hüküm kurmaya ve denetime elverişli, dosya kapsamına ve olayın oluş şekline uygun düzenlenen bilirkişi raporunun benimsenmesinde ve tespit edilen tutar üzerinden davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmemiştir.
Bu durumda, istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı yönünden istinaf karar harcı olan 886,66 TL’den peşin alınan 222,00 TL’nin mahsubu ile bakiye 664,66 TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf başvurusu nedeniyle davalının yaptığı giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere 14.04.2023 oy birliğiyle karar verildi.