Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2020/1420 E. 2023/406 K. 13.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1420
KARAR NO : 2023/406

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 27.12.2019
NUMARASI : 2017/540 Esas 2019/1326 Karar
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ : 13.03.2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 13.03.2023
İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 27.12.2019 tarih 2017/540 Esas 2019/1326 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı … vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, 02.06.2015 tarihinde, davalı … Sigorta A.Ş. tarafından zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi ile sigortalanan davalı … Şti.’nin işleteni, davalı …’un sürücüsü olduğu … plakalı aracın müvekkilinin sevk ve idaresindeki … plakalı araca çarptığını, müvekkilinin ağır yaralandığını, kaza tespit tutanağına göre kazanın meydana gelmesinde davalı sürücünün KTK’nın 53/1A maddesi gereğince tam kusurlu olduğunu iddia ederek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 20.000,00 TL manevi tazminatın davalılar … ve …. Şti.’den müştereken ve müteselsilen kaza tarihinden işleyecek yasal faizi ile; ayrıca her üç davalıdan 1.000,00 TL maddi tazminatın kaza tarihinden yasal faizi ile tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili, 23.05.2019 tarihli dilekçesi ile, müvekkilinin bu davada alınacak kalıcı iş göremezlik raporu sonrası şoförlük yapmasından dolayı iş bulamayacağı, işsiz kalacağı düşüncesi ile maddi tazminat taleplerinden ve kalıcı iş göremezlik raporu alınması talebinden vazgeçtiklerini beyan etmiştir.
CEVAP : Davalı …. Şti. vekili, kazada tespit edilen kusur oranına itiraz ettiklerini, sürücü …’un tam kusurlu olduğuna ilişkin tutanakları kabul etmediklerini, kazanının davacının kusuru ile meydana geldiğini, davacının gelirine ilişkin iddiasının ve maluliyet oranının ispat edilmesi gerektiğini, manevi tazminata yönelik talebin hukuka aykırı olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili, 6704 sayılı yasanın 5. maddesi gereğince başvuru zorunluluğunun yerine getirilmediğini, belgelerin usulünce sunulmadığını, maluliyetin belirlenmediğini, ödeme süresinin dolması beklenmeden dava açıldığından davanın usulden reddi gerektiğini, maluliyetin Adli Tıp raporu ile belirlenmesi gerektiğini, geçici işgöremezlik tazminatına yönelik taleplerin Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası genel şartlar gereğince teminat kapsamında olmadığını, bakıcı giderine hükmedilebilmesi için işgöremezlik oranını tespiti ile rapor gerekeceğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili, müvekkilinin meydana gelen kazada kusurunun bulunmadığını, kazanın davacının kusurundan kaynaklandığını, kusur durumu ve maluliyet oranını Adli Tıp Kurumu’ndan alınacak rapor ile tespitinin gerektiğini, müvekkilinin kullandığı aracın diğer davalı …. Şti. tarafından Sağlık Bakanlığı Kamu Hastaneleri Kurumuna kamu hizmetine tahsis edilmiş bir araç olduğunu, davanın idari yargıda görülmesi gerektiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre, dava konusu kazanın meydana gelmesinde davalı sürücü …’un %75, davacının %25 oranında kusurlu olduğu, sunulan hizmet alımına dair sözleşme içeriğine göre davalı …. Şti.’nin uzun süreli kiralama ile araç tahsis ettiği, davacının maddi tazminata ilişkin talepten vazgeçtiği değerlendirilerek; davalı … Sigorta A.Ş. aleyhine açılan maddi tazminat talebine yönelik davanın feragat nedeniyle reddine, davalı …A.Ş. aleyhine açılan davanın kiralama nedeni ile husumetten reddine, davacının manevi tazminat talebinin tarafların mali ve içtimai durumları, kusur durumu dikkate alınarak kısmen kabulü ile takdiren 10.000,00 TL manevi tazminatın davalı …’dan tahsiline karar verilmiştir.
Karara karşı davalı … vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davalı … vekili, olay günü kuruma ait … plakalı araçla resmi göreve giden müvekkilinin, seyir halindeyken sağa sinyal vererek dönüş yapmak istediğini, dikiz aynasından döneceği şeridi kontrol ettiğini, davacının sevk ve idaresindeki aracın hızla geldiğini görünce dönmekten vazgeçtiğini, ancak müvekkilinin sinyal verince davacının paniklediğini, kontrolü kaybettiğini, kontrolünü kaybederek yoldan çıktığını ve aracın yan yattığını, kazada müvekkilinin kusurunun bulunmadığını, müvekkilinin kullandığı araç ile davacının aracı arasında bir temas olmadığını, müvekkilinin davacının kaza yaptığını fark etmesi üzerine, aracında göreve giden doktor ve hemşirenin davacıya müdahale etmesine imkan tanımak için durduğunu, davacıya anında ilk müdahalenin müvekkilinin göreve taşıdığı doktor ve hemşire tarafından yapıldığını, müvekkilinin dönüş kurallarından hangisini ihlal ettiğinin belirtilmediğini, tutanağın görgüye dayalı olarak değil, davacının beyanına itibar edilerek düzenlendiğini, Adli Tıp Kurumu’nun 01.10.2018 tarihli kusur raporuna itirazlarının dikkate alınmadığını, müvekkili aleyhine manevi tazminata hükmedilmesinin hatalı olduğunu, kamu hizmetinin ifası sırasında meydana gelen zararlardan doğan davaların, idare aleyhine ikame edilmesi ve davanın idari yargıda görülmesi gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE : Dava, trafik kazası nedeniyle karşı aracın işleteni, sürücüsü ve zorunlu mali sorumluluk sigortacısından geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatı, bakıcı, tedavi ve ulaşım gideri, ayrıca işleten ve sürücüden manevi tazminat istemine ilişkindir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 11.01.2011 gün ve 6099 sayılı kanunla değişik 110. maddesi; “İşleteni veya sahibi Devlet ve diğer kamu kurumları olan araçların sebebiyet verdiği zararlara ilişkin olanları dahil, bu Kanundan doğan sorumluluk davaları adli yargıda görülür.” şeklindedir. Düzenleme ile, bu kanundan doğan tüm sorumluluk davaları işleteni, sahibi, sürücüsü kim olursa olsun, zarar görenin kimliğine bakılmaksızın, ister tek taraflı olsun isterse iki taraflı olsun veya yol kusurundan kaynaklansın, kara yolu üzerinde gerçekleşmesi şartıyla Adli Yargı görevli kılınmıştır. Somut olayda, davalı … Şti’ne ait, davalı …’un sürücüsü ve davalı sigorta şirketinin zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olduğu … plakalı aracın Balıkesir İl Sağlık Müdürlüğü’nün 19.01.2015 tarihli araç hizmet alım ihalesi sonucunda davalı … Şti. tarafından sözü edilen kuruma 18.02.2015-31.12.2015 tarihleri arasında kiralandığı, 31.12.2015 tarihinde sözleşmenin bitimi ile aracın şirket tarafından geriye alındığı anlaşılmaktadır. Davalı sürücü vekilince aracın kaza sırasında dava dışı idarenin hizmetinde olduğundan bahisle davanın idari yargıda görülmesi gerektiği ileri sürülmüş ise de, az yukarıda açıklanan yasal düzenleme karşısında davanın adli yargıda görülmesi isabetli olup, davalı sürücü vekilinin bu yöndeki istinaf sebebi yerinde değildir.
İlk derece mahkemesince, davacı tarafın maddi tazminat isteminden vazgeçmesi üzerine, davalı … Sigorta A.Ş. aleyhine açılan maddi tazminat talebine yönelik davanın feragat nedeniyle reddine, davalı …A.Ş. aleyhine açılan maddi ve manevi tazminat davasının uzun süreli kiralama dolayısıyla pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine, davalı sürücü aleyhine açılan manevi tazminat davasının ise kısmen kabulüne karar verilmiştir. Karar, davalı sürücü vekilince manevi tazminat yönünden istinaf edilmiştir.
Adli Tıp Kurumu Ankara Trafik İhtisas Dairesi Başkanlığı’nın 01.10.2018 tarihli raporunda, trafik kaza tespit tutanağında, kazanın meydana gelmesinde … plakalı kamyonet sürücüsü davalı …’un 2918 sayılı KTK’nın 53.a maddesindeki sağa dönüş kurallarına riayet etmemek kuralını ihlal ettiği, … plakalı kamyon sürücüsü davacı …’ün herhangi bir kural ihlali yapmadığının belirtildiği, kaza tespit tutanağı, dosya kapsamındaki ifadeler ve veriler nazara alındığında davalı sürücü …’un sevk ve idaresindeki kamyonet ile üç şeritli yolun orta şeridinde seyrederken, olay mahalline geldiğinde orta şeritten sağa dönüş yapmak istediği esnada, şerit izleme, değiştirme ve sağa dönüş kurallarına uymadığı, arkadan aynı yönden sağ şeridi takiben gelen, seyir durumunu bozduğu sürücü …’ün kendi aracıyla çarpışmamak için sağa manevra yapması akabinde sol yanı üzerine devrilmesine neden olduğu, dikkat ve özen yükümlülüklerine aykırı hareketiyle %75 oranında asli kusurlu olduğu; davacı …’ün ise sevk ve idaresindeki kamyon ile seyrederken kavşağa uygun hızla yaklaşmadığı, seyir hızıyla geldiği olay yeri kavşakta orta şeritte sağa manevrada bulunan kamyonu gördüğünde ile çarpışmamak için sağa manevra yapması devamında devrilmesi neticesi meydana gelen kazada aldığı önlemlerde hızından dolayı etkisiz kaldığı, olayda %25 oranında tali kusurlu olduğu tespit edilmiştir.
Davacının kaza sonrasında Balıkesir Edremit Devlet Hastanesinde tedavi gördüğü, 03.06.2015 tarihli epikriz belgesinin incelenmesinde kaza nedeniyle davacının femur boyun kırığı teşhisiyle ameliyat edildiği anlaşılmıştır. İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi tarafından düzenlenen 22.04.2016 tarihli Sağlık Kurulu Raporunda davacının kaza nedeniyle ruhsal ve duygusal uyum bozukluğu teşhisiyle %25 oranında iş gücü kaybının bulunduğu tespit edilmiştir.
Manevi tazminat ne bir ceza ne de gerçek anlamda bir tazminattır. Zarara uğrayan kişinin çektiği acıyı, duyduğu elem ve üzüntüyü bir nebze olsa da dindiren, zarara uğratan olay nedeniyle oluşan ruhsal tahribatı onarmaya yarayan bir araçtır. Manevi tazminatın kapsam ve miktarını takdir hakkı kural olarak hakime aittir. Hakim, manevi tazminatı hak ve nesafete uygun olarak belirlemeli, bu belirlemede hukuk kurallarının yanında tarafların sosyal, ekonomik ve sosyal yapısı ile özellikle de somut olayın koşullarını gözetmelidir. Manevi tazminat olarak takdir edilecek tutar manevi acıları kısmen de olsa gidermesinin yanında kamuoyu ve sosyal vicdanda da kabul görmeli ve zarar gören açısından da bir zenginleşme aracı olmamalıdır. Somut olayda hüküm altına alınan manevi tazminat miktarı kazanın oluş şekli, kusur durumu, olay tarihi, sosyal ve ekonomik koşullar, zararın ağırlığı ve hakkaniyet ilkesi dikkate alındığında makul ve ılımlı bulunmuş olmakla manevi tazminata ve miktarına ilişkin istinaf itirazı yerinde görülmemiştir.
Bu durumda, istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı … vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı … yönünden istinaf karar harcı olan 683,10 TL’den peşin alınan 170,78 TL’nin mahsubu ile eksik kalan 512,32 TL’nin davalı …’dan alırak hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf başvurusu nedeniyle davalı …’un yaptığı giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.