Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2020/1388 E. 2023/577 K. 13.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1223
KARAR NO : 2023/587

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 18.02.2020
NUMARASI : 2016/760 E. – 2020/133 K.

DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 14.04.2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 14.04.2023

İzmir 4.Asliye Ticaret Mahkemesinin 18.02.2020 tarih 2016/760 E. – 2020/133 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, 26.06.2014 tarihinde, davalı şirket tarafından ZMSS sigorta poliçesi ile sigortalı … plakalı aracın müvekkilinin eşi ve desteği … ‘a çarparak ağır yaralanmasına sebep olduğunu, murisin muhtelif hastanelerde tedavi gördüğünü, ancak 17.08.2014 tarihinde kazaya bağlı yaralanma sonucu beyin kanaması nedeniyle vefat ettiğini, Balıkesir Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2016/220 E. sayılı dosyasında sigortalı araç sürücüsünün tam kusurlu olduğunun tespit edildiğini, davalı şirkete başvuru yapıldığını, ancak sonuç alınamadığını iddia ederek, belirsiz alacak davası niteliğinde olmak üzere fazlaya ilişkin dava ve tazminat talep hakları saklı kalmak kaydıyla 1.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, davanın, 2918 sayılı KTK’nın 97. maddesinde zarar görenin, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna başvuruda bulunması gerektiğini, sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabı talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması hâlinde, zarar görenin dava açabileceğini, dava şartı yerine getirilmeden dava açılması nedeniyle davanın reddi gerektiğini, müvekkili şirketin dava konusu zararlara ilişkin olarak sorumluluğunin poliçe limiti ve sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında ve zarar nispetinde olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece, İstanbul 3. Adli Tıp Kurumu tarafından düzenlenen 31.07.2017 tarihli raporda ve Balıkesir 5. Asliye Ceza Mahkemesinin 2016/220 Esas 2018/37 Karar sayılı dosyasında İstanbul Adli Tıp Kurumu 1. İhtisas Dairesinden alınan 08.07.2015 tarihli raporda destek …’ın trafik kazasına bağlı olarak çene, kaburga ve bacak kırıklarının oluşması nedeniyle gerekli takip ve tedavi sonucu taburcu edildiği, taburculuğundan yaklaşık 1 ay sonra 17.08.2014 tarihinde kullandığı ilaçların yan etkisi nedeniyle beyin kanamasından vefat ettiği, bu nedenle trafik kazası ile desteğin ölümü arasında illiyet bağı bulunmadığı, davalı … şirketinin sorumluluğunun bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davacı vekili, kaza ile ölüm arasında uygun illiyet bağı bulunduğunu, müteveffa …’ın kaza öncesinde herhangi bir ilaç kullanmadığını, kazadan sonra kaldırıldığı hastaneden iyileşme ümidi bulunmadığı gerekçesiyle yakınlarına teslim edildiğini, evde hiç ayağa kalkamadan kazaya bağlı oluşan komplikasyonların tedavisi için verilen ilaçların etkisiyle vefat ettiğini, yaralanma şekli, verilen ilaçlar ve tedavi şekli dikkate alındığında murisin %100 iyileşmediğinin kanıtlandığını, ilk derece mahkemesince hatalı değerlendirme ve eksik araştırmaya dayalı olarak davanın reddine karar verildiğini belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, kazaya sebebiyet veren aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısından destekten yoksun kalma nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
Somut olayda 26.06.2014 tarihinde, davalı şirket tarafından ZMSS sigorta poliçesi ile sigortalı aracın davacının eşi …’a çarparak ağır yaralanmasına sebep olduğu, desteğin 17.08.2014 tarihinde kazaya bağlı yaralanma sonucu beyin kanaması nedeniyle vefat ettiği iddia edilerek destekten yoksun kalma tazminatının davalı sigorta şirketinden tahsili talep edilmiş, ilk derece mahkemesince desteğin ölümü ile kaza arasında illiyet bağı bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Balıkesir C.Başsavcılığı’nın 2014/9898 sayılı soruşturma dosyası kapsamında Adli Tıp Kurumu İstanbul Birinci Adli Tıp İhtisas Kurulu’ndan alınan 27.05.2015 tarihli ve Adli Tıp Kurumu 1. Adli Tıp İhtisas Kurulu’ndan alınan 08.07.2015 tarihli raporlarda davacının desteği …’ın vefatı ile dava konusu trafik kazası arasında tıbben illiyet bağının bulunmadığı, reçete edilen ilacın yan etkisi olarak ortaya çıkan beyin kanaması nedeniyle ölüm olayının gerçekleştiği tespit edilmiştir. Bunun üzerine Balıkesir 5. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2016/220 E. 2018/37 K. Sayılı dosyasında sanık …hakkında taksile birden fazla kişinin yaralanmasına neden olma, alkol veya uyuşturucu maddenin etkisi altında araç kullanma suçlarından kamu davası açıldığı, yapılan yargılama sonucunda sanığın üzerine atılan suçlardan mahkumiyetine karar verildiği, kararın istinaf edilmeksizin kesinleştiği anlaşılmıştır.
İlk derece mahkemesince Adli Tıp Kurumu 3. Adli Tıp İhtisas Kurulu’ndan alınan 31.07.2017 tarihli raporda, müteveffa …’ın 26.06.2014 tarihinde geçirdiği araç dışı trafik kazası nedeniyle çene, kaburga ve bacak kırıklarının meydana geldiği, gerekli takip ve tedavi sonucu taburcu edildiği, taburculuğundan yaklaşık 1 ay sonra 17.08.2014 tarihinde vefat ettiği, ölümünün atrial fibrilasyon nedeniyle reçete edilen ilacın kullanımına bağlı gelişen subdural kanama (beyin kanaması) sonucunda meydana geldiği, kişinin ölümü ile dava konusu kaza arasında illiyet bağının bulunmadığı tespit edilmiştir.
Dosya kapsamında alınan Adli Tıp Kurumu 3. Adli Tıp İhtisas Kurulu raporu ile soruşturma dosyasında alınan raporlar birbirini doğrular nitelikte olduğu, davacının desteği olan … ‘ın vefatı ile dava konusu trafik kazası arasında illiyet bağı tespit edilemediği anlaşıldığından, istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM-Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı yönünden istinaf karar harcı olan 179,90 TL’den peşin alınan 54,40 TL’nin mahsubu ile eksik kalan 125,5‬0 TL’nin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf başvurusu nedeniyle davacının yaptığı giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay ilgili Hukuk Dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 14.04.2023