Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2020/137 E. 2022/1706 K. 23.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/137
KARAR NO : 2022/1706

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KARŞIYAKA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 15.10.2019
NUMARASI : 2015/596 E. 2019/591 K.
DAVANIN KONUSU : Maddi ve Manevi Tazminat
KARAR TARİHİ : 23.11.2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 23.11.2022
Taraflar arasındaki davadan dolayı Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 15.10.2019 gün ve 2015/596 E. 2019/591 K. sayılı hükmün istinaf yoluyla Dairemizce incelenmesi davacılar vekili, davalı … sigorta A.Ş vekili, davalı … Anonim Şirketi vekili, davalı … ve davalı … vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacılar vekili, davacı …’ın 30.06.2015 tarihinde İzmir Çiğli İlçesi Tuzla Caddesi Migros önündeki durakta otobüs beklediği sırada …. plakalı aracın, … plakalı motorsiklet ile çarpması, çarpmanın etkisi ile savrulan motorsiklet sürücüsünün uçarak yaya kaldırımında bekleyen davacının üzerine düşmesi sonucu diz kapağı-tibia üst uç kırığı ve vücudunda ekimozlar, bacaklarında yaraların meydana geldiğini, kemik kırığının halen iyileşmediğini, davalı araç sürücüsü …’nun sevk ve idaresindeki … plakalı aracı ile seyrettiği yolun en sağ şeridine geçmek isterken dikkatsiz ve tedbirsizce davranarak arkasında ve sağ yan tarafından seyretmekte olan aracın trafiğine dikkat etmeden, hatalı şekilde şerit değiştirerek kazaya sebebiyet verdiğini, … plakalı motorsiklet sürücüsü …’un sevk ve idaresindeki motorsiklet ile seyir halende iken dikkatsiz ve tedbirsiz davranarak hızını yolun durumuna göre ayarlamadığı, dikkatini yeterince seyir yönüne vermediğinden kazaya sebebiyet verdiğini, kazanın üzerinden 4 ay süre geçmesine rağmen hareket kabiliyetindeki kısıtlılığı devam eden davacının, 45 gün alçıda kalan diz kapağını olağan şekilde kullanamadığını, günlük faaliyetlerini dahi yapamaz hale gelmesi sebebi ile … Tıp Merkezi’nde 30 saatlik tedaviye aldığını, tedavinin devam ettiğini, maddi zararın belirsiz olduğunu, 36 yaşındaki davacı…’nin çocuk bakıcılığı yaptığını, 800,00-TL maaşla kendisinin ve ailesinin geçimini sağladığını, tüm bakım ve tedavisi ile annesi … ile eşi davacı …’ın ilgilendiğini, manevi olarak çöküntü içerisinde olduklarını, davacı …’ın çalışmış olduğu kurumdan 40-45 gün izin olarak eşinin yanında olduğunu, Karşıyaka Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2015/11820 ve 2015/10946 s. dosyaları ile soruşturma yürütüldüğünü ileri sürülerek, davacı… için şimdilik 20,000,00-TL maddi, 50,000,00-TL manevi tazminatın, … için 5.000,00-TL maddi, 20.000,00-TL manevi tazminatın 30.06.2015 kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, davalı sigorta şirketleri sadece maddi tazminattan sorumlu tutulmak üzere, davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacılar vekili 20.09.2016 tarihli dilekçesi ile maddi tazminat talebini davacı… için 2.000,00-TL tedavi gideri, 8.000,00-TL kazanç kaybı, 10.000,00-TL ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıp olarak, davacı … için 1.000,00-TL ulaşım ve ilaç gideri, 4.000,00-TL kazanç kaybı olarak açıklamıştır.
Davacılar vekili 22.01.2019 tarihli ıslah dilekçesi ile; davacı… yönünden 20,000,00-TL olan maddi tazminat talebini 154.205,53-TL’na, davacı … yönünden 5,000,00-TL olan maddi tazminat talebini 10.893,52-TL’na artırmıştır.
CEVAP : Davalı … vekili, müvekkilinin … Belediyesi’nde şoför olarak çalıştığını, 30.06.2015 günü saat 08.10 sıralarında sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile Tuzla Caddesi üzerinde orta şeritte seyrederken, Migros önünde bekleyen arkadaşını almak için sağ şeride geçtiği sırada arkadan hızla gelen … plakalı motor sürücüsü …’un hakimiyetini kaybederek kaydığını, savrulduğunu, durakta bekleyen davacının üzerine düşerek kazaya sebebiyet verdiğini, davacı…’nin raporunun Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesi’nden alınması gerektiğini, davacı … yaralanmadığı için manevi tazminat talep edemeyeceğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş vekili, … plakalı aracın müvekkili şirkete 07.01.2015-2016 tarihleri arasında 94183692 numaralı ZMSS ile 290.000,00-TL teminat limiti ile sigortalı, manevi tazminat taleplerinin poliçe kapsamı dışında olduğunu, müvekkilinin sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranınında sorumlu olduğunu, kusur oranı için dosyanın Adli Tıp Trafik İhtisas Kurulu’na gönderilmesi, kaza ile arasındaki illiyet bağı kurulup, maluliyetin sürekli olup olmadığı konusunda rapor alınması gerektiğini, müvekkilinin davanın açılmasına sebebiyet vermediğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı … A.Ş vekili, mahkemenin yetkisine itirazda bulunmuş, … plakalı aracın müvekkili şirkete sigortalı olduğunu, müvekkilinin araç sürücüsünün kusuru oranında sorumlu olduğunu, davadan önce müvekkiline başvuruda bulunulmadığını, kusur ve maluliyet oranının belirlenmesi, davacıya SGK’dan ödeme yapılıp yapılmadığının araştırılması gerektiğini, davacının maddi taleplerinin muhatabının SGK olduğunu, müvekkilinin davanın açılmasına sebebiyet vermediğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalılar …, …ve … Şti. tarafından cevap dilekçesi sunulmamıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, 30.06.2015 tarihinde İzmir Çiğli İlçesi Tuzla Caddesi Migros önünde, davalı … Sigorta A.Ş.’ne ZMM-trafik sigortası ile sigortalı, davalı … Şti.’ne ait … plakalı aracın davalı … sevk ve idaresinde %75 kusurlu olarak, davalı … Sigorta A.Ş.’ne ZMM-trafik sigortası ile sigortalı, davalı …’a ait, %25 oranında kusurlu davalı … sevk ve idaresindeki … plakalı motorsiklet ile çarpışması, çarpmanın etkisi ile savrulan motorsiklet sürücüsünün yaya kaldırımında, durakta otobüs bekleyen davacı … üzerine düşmesi sonucu 20.11.2017 tarih 1948 s. rapor uyarınca meslekte kazanma gücündeki azalma oranı olay tarihindeki yaşına göre %19.2, bu günkü yaşına göre %20, tıbbi iyileşme süresi 6 ay olacak şekilde yaralanan davacı …’ın, kusursuz olarak 750,00-TL yol masrafı, 1.000,00-TL SGK tarafından karşılanmayan tedavi gideri ile 152.455,53-TL geçici ve sürekli iş göremezlik tutarı toplamı 154.205,53-TL maddi zarara uğradığı, davacı…’nin bu zararından davalı haksız fiil sorumlusu sürücülerin TBK.’nun 49. md., araç işletenleri davalıların KTK.’nun 85. md. uyarınca sorumluluklarının kaza tarihinden itibaren başlayacağı, sigorta şirketleri davalıların KTK.’nun 99. md. uyarınca sorumluluklarının dava tarihinden itibaren başlayacağından, davacı … tarafından açılan maddi tazminat davasının kabulüne karar verilmiştir.
Kazada yaralanan davacı…’nin eşi davacı …, eşinin yaralanması nedeni ile 5.000,00-TL maddi tazminat talebinde bulunmuş, ıslah dilekçesi ile davacı …’ın iyileşme süresince eşine bakabilmek için işten ayrıldığı, 4 aylık ücreti tutarında 10.893,52-TL maddi zarara uğradığı gerekçesi ile tazminat talebini 10.893,52-TL’na yükseltmiş, bilirkişi tarafından brüt asgari ücret üzerinden 6 aylık bakıcı gideri 7.850,85-TL hesaplanmış, davacı …’ın kazada yaralanan eşine bakabilmek için işten ayrılması ve bu nedenle maaş kaybına uğraması zorunlu olmayıp, ancak davacı…’nin sağ bacağındaki kemik kırığı dolayısıyla bakıcı ihtiyacı olduğu da sabittir. Adli tıp uzmanı bilirkişi tarafından düzenlenen 01.08.2019 tarihli rapor uyarınca davacının sağ tibia lateral kondil lateralinde meydana gelen ayrıksız avülsiyon kırığı nedeni ile 45 gün süre ile bir başkasının bakım ve gözetimine ihtiyaç duyacağı, bakıcı giderinin 1.500,79-TL olacağı anlaşıldığından, davacı …’ın 1.500,79-TL bakıcı gideri talebinin kabulüne, fazlaya ilişkin 9.392,73-TL isteminin reddine karar verilmiştir.
Davacıların araç sürücüsü ve işleteni davalılardan manevi tazminat talebi irdelendiğinde; TBK.’nun 56. md. hükmü gereğince, olayda uygun illiyet bağı ile hukuka aykırılık bağı koşullarının gerçekleştiği, davacıların doğrudan doğruya manevi zarara maruz kaldığı tarafların sosyal, ekonomik ve ailevi durumları, duyulan elem ve üzüntü, eylemin ağırlığı ve sonucu, zarar verenin kusur oranı nazara alınarak, bozulmuş olan ruhi ve bedeni huzurun, kısmen ve imkan derecesinde yeniden elde edilmesini sağlamaya yönelik olarak, davacı taraf için zenginleşme aracı olmayacak, davalının ödeme gücünü aşmayacak şekilde hak ve nesafete göre davacı… için 5.000,00-TL, davacı … için 2.000,00-TL manevi tazminatın takdirine karar verilmiştir.
Karara karşı davacılar vekili, davalı … sigorta A.Ş vekili, davalı … Anonim Şirketi vekili, davalı … ve davalı … vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davacılar vekili, mahkemece dosyada alınan bilirkişi raporundan sonra bakım gideri açısından yeniden bilirkişiye tevdi edilerek ücretinin kendilerine yüklenilmesinin usul ekonomisine aykırı olduğunu, ayrıca ilk rapora göre taraflarınca dava ıslah edildikten sonra aradaki bedel yönünden davalı lehine vekalet ücreti verildiğini, davacı …’ın kendi emek ve mesaisinin çoğunu kazalı…’ye ayırmak zorunda kaldığını, maluliyetin geçirdiği kaza sebebiyle cinsel hayatları etkilendiği gibi, evlilik birliğinin yükümlülüklerini de yerine getirebileceğinden endişe duymakta olduğunu, manevi olarak yaşadığı hüzün ve çöküntünün tarifinin mümkün olmadığını, bu nedenle … yönünden hükmedilen maddi ve manevi tazminat bedellerinin çok düşük olduğunu, yine… yönünden hükmedilen 5.000,00 TL manevi tazminatında hakkaniyete uygun olmadığını istinaf nedenleri olarak ileri sürmekle kararın kaldırılmasını istemiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş vekili, davalı sigorta şirketinin sorumluluğunun sigortalısının kusuru oranında olmasına karşın yerel mahkemece %100 kusur üzerinden hüküm tesis edilmesinin yerinde olmadığını, Ege Üniversitesi Tıp Fakültesinden alınan raporda şahsın meslekten kazanma gücündeki azalma oranının olay tarihindeki yaşına göre %19,2, bugünkü yaşına göre %20 olduğu kanaatine varıldığı halde hesap raporunda %19,2 maluliyet oranının esas alınmasının yerinde olmadığını, bilirkişi raporunda davacı…’nin tazminata esas kazancının hatalı alındığını, ev hanımı olmasına rağmen kazancını AGİ dahil net asgari ücretin esas alındığını, oysa ki SGK girişinin bulunmaması, herhangi bir hizmet dökümü, maaş bordrosunun sunulmaması ve ev hanımı olması dikkate alındığında AGİ hariç asgari ücretin esas alınarak tazminatın hesaplanması gerektiğini, tedavi giderleri ve işgöremezlik tazminatının poliçe kapsamında olmadığını, ZMMS Genel Şartları uyarınca dolaylı zararlara ilişkin tazminat taleplerinin sigorta kapsamı dışında olup, kararda belirtilen ulaşım bedelleri SGK’ca karşılanmayan tedavi giderlerinin bu nedenle dahil edilmesinin kabul edilemeyeceğini, davacı … yönünden bakıcı giderlerine hükmedilemeyeceğini, bakıma muhtaç olup olmadığının hekim bilirkişilerce tespit edilmesi gerektiğini, bunun için tedavi sürecinin sona ermiş olması, kalıcı maluliyetin söz konusu olması ve davacının başka birinin yardımı olmadan hayatını sürdüremeyeceğinin hekim bilirkişilerce açık şekilde tespit edilmesi gerektiğini, yine başvuru sahibinin bakıma ihtiyaç duyduğunu kesin şekilde tespitine ek olarak bakım ihtiyacının karşılanması için bir yardımcı kişinin fiili olarak çalışıp çalışmadığının tespitinin gerekeceğini, fiili olarak çalışan yardımcı bulunmuyorsa bakım ihtiyacının kim tarafından yerine getirildiği tespit edilerek, bu kişinin başka bir işle meşgul olup olmadığı ve bir gününün ne kadarlık bölümünü davacı için ayırdığının tespitinin gerektiğini, aile bireyleri tarafından yapılan bakımdan indirim yapılması gerektiğinin Yargıtay içtihatlarında kabul edildiğini, hem malul kalan kişinin hem bakım ihtiyacını karşılayan kişinin yaşı, evlilik durumu, sosyal ve ekonomik durumunun tazminat takdirinde dikkate alınması gerektiğini, dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesinin haksız olduğunu, ıslah tarihinin de dikkate alınması gerektiğini istinaf nedenleri olarak ileri sürmekle kararın kaldırılmasını istemiştir.
Davalı … (…) Sigorta A.Ş vekili, kaza tarihi itibariyle özürlülük oranı tespiti konusunda yürürlükte olan yönetmeliğin Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği olduğunu, kazada kemik kırığı olmasına rağmen alınan raporda ortopedi uzmanı bulunmamasının hatalı olduğunu, kaza tarihi itibariyle yürürlükte olan yönetmeliğe göre rapor aldırılması gerektiğini, kusur oranlarının belirlenmesine rağmen mahkemenin kusur oranlarını dikkate almadan karar vermesinin hatalı olduğunu, müvekkil şirkete ZMMS poliçesi ile sigortalı olan aracın %25 oranında kusurlu bulunduğu tespit edilmesine rağmen müvekkil şirketin müşterek ve müteselsil sorumlu tutulması ve diğer aracın sorumluluğunun da müvekkil şirkete yüklenmesinin hatalı olduğunu, kusur oranında sorumluluğun belirlenmesi gerektiğini, temerrüd tarihinin en erken tazminat hesabına elverişli raporların toplanma tarihi olabileceğini, dava tarihi itibariyle tespiti mümkün olmayan bir tazminatı davalı şirketin ödemesinin mümkün olmadığından temerrüdünün de oluşmayacağını istinaf nedenleri olarak ileri sürmekle kararın kaldırılmasını istemiştir.
Davalı …, dosyada alınan raporda maluliyet oranının olay tarihindeki yaşına göre %19,2, bugünkü yaşına göre %20 olduğu kanaatine varıldığı hesap raporunda maluliyet oranının yanlış değer üzerinden alındığını, davacının ev hanımı olmasına rağmen kazancını AGİ dahil net asgari ücretin esas alındığını, oysa ki SGK girişinin bulunmaması, herhangi bir hizmet dökümü, maaş bordrosunun sunulmaması ve ev hanımı olması dikkate alındığında AGİ hariç asgari ücretin esas alınarak tazminatın hesaplanması gerektiğini, davacı … yönünden bakıcı giderine ilişkin taleplerin kabul edilmesinin hatalı olduğunu, davacının bakıcı gideri ihtiyacı olması halinde bakıcı gideri için hesaplanacak tazminat ve maluliyet için hesaplanacak tazminat tutarları toplamının en fazla kişi başı teminat limiti kadar olacağının sigorta genel şartlarında belirtildiğini, davacının bakıma muhtaç olup olmadığını hekim bilirkişilerce tespitinin gerektiğini, bakıcı gideri ihtiyacından söz edebilmek için tedavi sürecinin sona ermiş olması, kalıcı maluliyetin söz konusu olması ve davacının başka birinin yardımı olmadan hayatını sürdüremeyeceğinin hekim bilirkişilerce açık şekilde tespit edilmesi gerektiğini, kendisinin öğrenci olduğunu, aylık gelirinin olmadığını, yargılama sırasında kendisini ifade edemediğini, olayda araca çarpanın kendisi olmadığını, kendi yolunda ilerlerken aracın ani şerit değiştirmesinden dolayı aracın kendisine çarptığını, bu hususu defalarca dile getirmesine rağmen kendisine kusur verildiğini, hükmedilen maddi ve manevi tazminatların haksız kazanç niteliğinde olduğunu istinaf nedenleri olarak ileri sürmekle kararın kaldırılmasını istemiştir.
Davalı … vekili, meydana gelen kazada davalı sürücü …’nun %75 oranında kusur izafe edildiğinden %100 kusur üzerinden müşterek ve müteselsilen hüküm tesis edilmesinin kabul edilemeyeceğini, maluliyet oranının alınan raporda %19,2 olarak belirtilmesine rağmen yanlış oranın esas alındığını, davacının ev hanımı olmasına rağmen kazancı yönünden AGİ dahil net asgari ücretin esas alındığını, davacının fiili çalışması ve SGK girişi olmayıp ev hanımı olduğundan AGİ hariç asgari ücretin esas alınarak tazminat hesabı yapılması gerektiğini, davacı…’nin bakıma muhtaç olduğu dönemde kendisine eşinin değil annesi … ‘nın baktığı, aile bireyleri tarafından yapılan bakımdan indirim yapılması gerektiği, davacı … yönünden manevi tazminat koşullarının oluşmadığını, davacı…nin manevi tazminat ödenmesine sebep olacak derecede ağır bedensel zararı doğmadığını, dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesinin haksız olduğunu, ıslahtan sonraki tazminat talepleri için ıslah tarihinden faize hükmedilmesi gerektiğini istinaf nedenleri olarak ileri sürmekle kararın kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE : Dava, 30.06.2015 tarihinde meydana gelen yaralamalı trafik kazası nedeniyle kazaya karışan … plakalı araç sürücüsü … ile bu aracın ZMMS sigortacısı … Sigorta A.Ş’den, yine kazaya karışan … plakalı motosiklet sürücüsü … ile ZMMS sigortalısı … Sigorta A.Ş’den ve motosikletin maliki …ile … plakalı araç maliki olan şirketten yaralama sebebiyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın davacı … tarafından açılan maddi tazminat davasının kabulüne, 750,00-TL yol masrafı, 1.000,00-TL SGK tarafından karşılanmayan tedavi gideri ile 152.455,53-TL geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatı toplamı 154.205,53-TL maddi tazminatın, davalılar … Şti., …, …ve …’tan 30.06.2015 kaza tarihinden itibaren, davalılar … Sigorta A.Ş. ile … Sigorta A.Ş.’nden 04.11.2015 dava tarihinden itibaren değişen oranlarda yürütülecek yasal faizi ile birlikte, müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek davacı …’a ödenmesine, davacı … tarafından açılan manevi tazminat davasının kısmen kabulüne, 5.000,00-TL manevi tazminatın, davalılar … Şti., …, …ve …’tan 30.06.2015 kaza tarihinden itibaren değişen oranlarda yürütülecek yasal faizi ile birlikte, müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek davacı …’a ödenmesine. davacının fazlaya ilişkin 45.000,00-TL manevi tazminat isteminin reddine,
Davacı … tarafından açılan maddi tazminat davasının kısmen kabulüne, 1.500,79-TL bakıcı giderinin, davalılar …. Şti., …, …ve …’tan 30.06.2015 kaza tarihinden itibaren, davalılar … Sigorta A.Ş. ile … Sigorta A.Ş.’nden 04.11.2015 dava tarihinden itibaren değişen oranlarda yürütülecek yasal faizi ile birlikte, müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek davacı …’a ödenmesine, davacı … tarafından açılan manevi tazminat davasının kısmen kabulüne, 2.000,00-TL manevi tazminatın, davalılar … Şti., …, …ve …’tan 30.06.2015 kaza tarihinden itibaren değişen oranlarda yürütülecek yasal faizi ile birlikte, müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek davacı …’a ödenmesine, davacının fazlaya ilişkin 18.000,00-TL manevi tazminat isteminin reddine karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
İlk derece mahkemesince Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nden davacı …’a ilişkin maluliyet raporu aldırılmış, ATK Trafik İhtisas Dairesi’nden meydana gelen kaza nedeniyle kusur durumlarına ilişkin rapor aldırılmış, 23.01.2018 tarihli ATK’da davalı sürücü …’un %25, sürücü …’nun %75 oranında kusurlu bulunduğu , davacı …’ın ise kusurunun bulunmadığı rapor edilmiş, taraflara dair ekonomik ve sosyal durum araştırılmaları yaptırılmış, davaya ilişkin sigorta poliçeleri celbedilmiş, aktüerya bilirkişisinden rapor ve ek rapor alınmış, ayrıca bakım gideri yönünden Adli Tıp Uzmanı Doktor …’dan 01.08.2019 tarihli dosya üzerinde yapılan incelemeyle rapor alınmış, Karşıyaka 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 27.12.2016 tarih 2016/153-534 E.K.sayılı kararı ile meydana gelen kaza sebebiyle suça sürüklenen çocuk …’un tali kusurlu olarak taksirli yaralamaya neden olma suçundan mahkumiyetine ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair verilen kararın 05.01.2017 tarihinde kesinleşmiş olduğu görülmüş, keza Karşıyaka 7. Asliye Ceza Mahkemesinin 08.11.2018 tarih 2015/628 Esas 2018/812 sayılı kararı ile sanık …’nun asli kusurlu olarak taksirli yaralamaya neden olma suçundan mahkumiyetine ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair verilen kararın 28.12.2018 tarihinde kesinleşmiş olduğu görülmüştür.
Öncelikle meydana gelen kaza nedeniyle ATK Trafik İhtisas Dairesi’nin 23.01.2018 tarihli raporuyla belirlenen davalı sürücü …’un %25, sürücü …’nun %75 oranında kusurlu bulunduğu , davacı …’ın ise kusurunun bulunmadığı yönündeki raporu olayın oluş şekli uygun ve yeterli içerikte tanzim edildiği değerlendirilmiş, davalı …’ın bu yöndeki istinaf sebebi yerinde görülmemiştir. Öte yandan İDM ce davalıların müştereken ve müteselsilen tazminata hükmedilip davalılar yönünden kusur indirimi yapmaması yerinde olup, davalıların iç ilişkilerinde kusurları oranında rücu istemleri saklıdır. Bu nedenle davalılar vekillerinin bu husustaki istinaf istemleri yerinde değildir.
Davaya konu kazanın 30.06.2015 tarihinde gerçekleşmiş olmasına nazaran somut olayda Genel Şartlar Ek 6.maddesine göre 30.03.2013 tarihli Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkındaki Yönetmelik hükümleri kapsamında değerlendirme yapılması gerektiği halde yerel mahkemece Ege Üniversitesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı’ndan aldırılan rapordaki maluliyet değerlendirmesinin bu yönetmelik hükümlerine göre yapılmadığı, kaza tarihi itibariyle yürürlükte bulunmayan yönetmelik hükümlerine göre düzenlenen maluliyet raporuna göre hesap raporu alınması doğru görülmemiştir.
Trafik kazasında cismani zarara uğrayan hak sahiplerinin bakiye ömürleri daha önceki yıllarda Fransa’dan alınan 1931 tarihli “PMF” cetvellerine göre saptanmakta ise de; Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı, Hacettepe Üniversitesi Fen Fakültesi Aktüerya Bilimleri Bölümü, BNB Danışmanlık, Marmara Üniversitesi ve Başkent Üniversitesi’nin çalışmalarıyla “TRH 2010” adı verilen “Ulusal Mortalite Tablosu” hazırlanmıştır. Gerçek zarar hesabı, özü itibariyle varsayımlara dayalı bir hesap olup, gerçeğe en yakın verilerin kullanılması esastır. Bu durumda; Yargıtay Daireleri arasında tazminat hesabında birliğin sağlanması açısından ve yine bu tablonun ülkemize özgü ve güncel verileri içerdiği göz önüne alındığında,Yargıtay 17. Hukuk ve 4. Hukuk Dairesince de tazminat hesaplamalarında TRH 2010 Tablosu’na göre bakiye ömür sürelerinin belirlenmesinin, güncel verilere ve ülkemiz gerçeklerine daha uygun olacağına karar verilmiştir. Bu nedenle davacının ve desteğin bakiye ömür süresinin TRH 2010 Yaşam Tablosu’na göre belirlenmesi ve işleyecek (bilinmeyen) devre hesaplamasında her yıl için gelirin %10 artırılıp %10 iskonto edilmesi esasına dayanan progresif rant yönteminin kullanılmasıyla hesaplamanın yapılması icap etmektedir. (Yargıtay 4. H.D’nin 14.03.2022 tarih 2021/15277E, 2022/14707K).
Yerleşik Yargıtay içtihatları uyarınca, çalışma hayatının aktif çalışma dönemi ve emeklilik dönemi olan pasif devre olarak ayrılması ve pasif devrede zararın asgari geçim indirimsiz asgari ücret düzeyinde bir zarar olacağının kabulü gerekmektedir. Pasif devre zararının hesaplanması sırasında esas alınan ücret, bir çalışmanın karşılığı değil, ekonomik bir değer taşıyan yaşamsal faaliyetlerin sürdürülmesinin karşılığıdır. İlk derece mahkemesince hükme esas alınan aktüer bilirkişi raporunda davacı …’ın ev hanımı olduğu ve asgari ücret düzeyinde gelir elde edeceği kabul edilerek hesaplama yapılmış, ancak aktif dönem için asgari geçim indirimi dahil ücret üzerinden hesaplama yapılmıştır. İlk derece mahkemesince davacının kaza tarihinde çalışıp çalışmadığının kesin olarak tespiti ile, ev hanımı olduğunun anlaşılması halinde, esas alınan asgari ücretin bir çalışmanın karşılığı değil ekonomik bir değer taşıyan yaşamsal faaliyetlerin sürdürülmesinin karşılığı olması nedeniyle, ücretle fiilen çalışanlara uygulanmak için getirilen asgari geçim indiriminin, ücretli bir çalışmanın söz konusu olmadığı ev hanımı olan davacının uğranılan zararın hesaplanması sırasında dikkate alınamayacağından, zarara ilişkin gelirinin AGİ’siz net asgari ücret üzerinden aktif-pasif devre ayrımı yapılmaksızın tüm hesap süresi pasif devre kabul edilerek AGİ’siz net asgari ücret üzerinden hesaplanarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekmekte olup, davalılar …, … Sigorta A.Ş. ile … vekilinin bu yöndeki istinaf sebebi yerindedir. (Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2019/2781 E. 2020/5327 K. sayılı ilamı)
Bu nedenlerle öncelikle kaza tarihinde yürürlükte olan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkındaki Yönetmelik hükümleri uyarınca maluliyet raporu aldırılmasından sonra davacı… yönünden olay nedeniyle uğradığı çalışma gücü kaybı bulunup bulunmadığı ve varsa oranı, kalıcı olup olmadığı ve ayrıca ne kadar süre bakıcıya ihtiyacı bulunduğu konusunda ayrıntılı, gerekçeli ve denetime elverişli rapor alındıktan sonra, doktor bilirkişi ve hesap bilirkişisinden oluşturulacak yeni bir bilirkişi heyetinden yukarıda ayrıntılı olarak belirtilen hususlarda ve tarafların raporlara karşı itirazlarının da değerlendirildiği rapor alınarak, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Öte yandan sigortanın gerçek zarardan sorumlu olduğu, vücudunun çeşitli yerlerinde kemik kırığı bulunan davacının geçici iş göremezlik süresince bakıma ihtiyacı olduğu doktor raporuyla belirlenmiş olup Yargıtay 17 HD’nin içtihatlarına göre davacı, bakıcı tutmayıp aile içinde bakılsa bile bakım gideri talep edebileceği için mahkemece yukarıdaki ölçütlere uygun bakım giderine hükmedilmesi gerekmektedir.
Dava dilekçesinde fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak 20.000,00 TL maddi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsilinin talep edildiği, yine aynı şekilde davacılar vekilince ıslah dilekçesinde arttırılan kısım bakımından da yasal faiz talep edildiği anlaşıldığından, ilk derece mahkemesince sigorta şirketleri yönünden dava tarihinden itibaren, araç malikleri ve sürücüleri yönünden ise kaza tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesi isabetli olup, davalı … Sigorta A.Ş.vekili, … vekili ile … Sigorta A.Ş vekilinin istinaf sebebi yerinde görülmemiştir.
Karar başlığında dava tarihinin sehven yanlış yazıldığı görülmüş, bu durum maddi hata olarak kabul edilerek kaldırma nedeni yapılmamıştır.
Davacı … yönünden hükmedilen bakıcı gideri açısından istinaf itirazlarının incelenmesinde; bakıcı giderinin bizzat yaralanan kişiden kaynaklı doğrudan zarar niteliğinde olup, yaralananın eşi yönünden bakıcı gideri şeklinde maddi tazminata hükmedilmesi yerinde değildir. Ancak kazanç kaybına yönelik istem yönünden, davacılar vekili 20.09.2016 tarihli dilekçesi ile maddi tazminat talebini davacı … için 1.000,00-TL ulaşım ve ilaç gideri, 4.000,00-TL kazanç kaybı olarak açıklamıştır. Davacılar vekili 22.01.2019 tarihli ıslah dilekçesi ile; davacı… yönünden 20,000,00-TL olan maddi tazminat talebini 154.205,53-TL’na, davacı … yönünden 5,000,00-TL olan maddi tazminat talebini 10.893,52-TL’na artırmış olmakla Mahkemece ulaşım ve ilaç gideri ile kazanç kaybı giderlerinin gerekçelendirilmeksizin reddi yerinde olmamıştır.
Manevi tazminat miktarına ilişkin istinaf itirazlarının incelenmesinde; Davacı … yönünden BK 56/2 maddesi gereğince “Ağır bedensel zarar veya ölüm halinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.” yönündeki yasal düzenleme gereğince manevi tazminata hükmedilmesi yerindedir. Ancak davacı…’nin iyileşme süresi, olay tarihindeki paranın alım gücü, tarafların ekonomik ve sosyal durumları ,kusur durumu, hak ve nesafet kuralları gözetildiğinde davacılar yönünden hükmedilen manevi tazminat miktarı az bulunmakla, davacılar vekilinin bu yönden istinaf itirazları yerindedir.
Bu durumda, ilk derece mahkemesince uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış ve değerlendirilmemiş olması nedeniyle istinaf istemine konu karara yönelik denetim yapılması mümkün değildir. O halde, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6 maddesi uyarınca istinaf başvurularının esasa ilişkin hususlar incelenmeksizin kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenenlerle;
1-Davacılar vekili, davalı … sigorta A.Ş vekili, davalı … Anonim Şirketi vekili, davalı … ve davalı … vekili istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca ESASA İLİŞKİN SEBEPLER İNCELENMEKSİZİN KABULÜNE,
2-Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 15.10.2019 gün ve 2015/596 E. 2019/591 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Dairemizin kararına uygun şekilde yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın mahal mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-İstinaf yoluna başvuran tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde istinaf yoluna başvurana iadesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6 maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.23.11.2022