Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2020/1195 E. 2023/429 K. 23.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1195
KARAR NO : 2023/429

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 04/07/2019
NUMARASI : 2017/339 Esas 2019/823 Karar
DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 23.03.2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 23.03.2023
İzmir 4.Asliye Ticaret Mahkemesinin 04.07.2019 tarih 2017/339 Esas 2019/823 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, davalı tarafından ZMMS poliçe kapsamında sigortalı aracın karıştığı kazada davacının yaralanarak malul kaldığını, davalının zararı karışılama yükümlülüğü bulunduğunu, belirterek;100,00-TL maluliyet tazminatının olay tarihinden işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili, davalı sigorta şirketinin sigortalı araç sürücünün kusuru oranında poliçe limiti ile sorumlu olduğunu, başvuru üzerine davacı tarafa 21.01.2015 tarihide 5.959,21-TL ödeme yapıldığını, davalının zararı karışılama yükümlülüğünü yerine getirdiğini, maluliyet ve kusur raporu alınması gerektiğini, belirterek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacıcının sürekli iş görmezlik zararı 5.959,21-TL’nin dava tarihinden önce davalı sigorta şirketi tarafından 21.01.2015 tarihinde ödendiğinden davacının talep edebileceği bakiye sürekli iş göremezlik zararının bulunmadığı, geçici iş göremezlik süresi içinde çocuk olan davacının, gelir getirici bir işte çalışamaması nedeniyle kazanç kaybına uğradığından söz edilemeyeceği, belirtilerek; davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davacı vekili, davalının poliçe teminat limiti dahilinde sorumluluğu devam ettiğini, davalı tarafından kısmi tazminat ödemesi yapıldığını, ancak yapılan ödemenin davalının gerçek zararını karşılamaktan uzak olduğunu, davalı tarafından yapılan ödeme davacının gerçek zararının altında olduğundan poliçe üst limiti ile sınırlı olmak kaydıyla davalı yanın sorumluluğu devam ettiğini, davacının gerçek zararı tam olarak ortaya çıkmadığını, maluliyet raporunun hükme esas teşkil etmeyeceğini, eksik inceleme ile yargılamanın yapıldığını, belirterek; kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE : Dava, ZMMS poliçesi kapsamında trafik kazası nedeni ile davacının maddi istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. 85/1. ve 85/son maddeleri ile Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarına göre trafik kazası nedeni ile davacının oluşan maddi zararından, sigorta şirketinin sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında sorumlu olduğu amirdir.(Yargıtay HGK’nun 15.6.2011 tarih ve 2011/17-142 E. – 2011/411 K., 17. HD’ nın 20/05/2013 tarih ve 2012/8984 E. – 2013/7276 K. sayılı ilamları)
Haksız fiil sonucu çalışma gücünde kayıp olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının tespiti açısından maluliyetin varlığı ve oranının doğru bir şekilde belirlenmesi gerekmektedir. Söz konusu belirlemenin ise Adli Tıp Kurumu veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşlarının çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikâyetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden kaza tarihi 11/10/2008 tarihi ile 01/09/2013 tarihleri arasında ise Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir.(Yargıtay 4.HD’nın 20/06/2022 tarih ve 2021/13933 E. 2022/9109 K. Sayılı ilamı )
Davacı kaza tarihindeki 2 yaşında olup kaza tarihindeki yaşı itibariyle, kazanç getiren herhangi bir işte çalışması sözkonusu olamayacağı ve bu yönden mahrum kalınan bir kazançtan bahsedilemeyeceğine göre davacı çocuk için geçici iş göremezlik tazminatına hükmedilmemesi gerekir. ( Yargıtay 4. HD’nın 28.03.2022 tarih ve 2021/12164 E. – 2022/6003 K. Sayılı ilamı )
Davalı sigorta şirketi ödemede bulunmasına rağmen davacı tarafın tarafın tazminat talep etmesi nedeniyle 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 111/2. maddesindeki yetersizlik iddiasında bulunduğu gözetilmek suretiyle tazminat hesabının yapılması gerektiği açıktır. Zarar sorumlusu Sigorta Şirketi tarafından ödenen bedellerin ödeme tarihi itibariyle yeterli olup olmadığının belirlenmesi için öncelikle, ödeme tarihindeki verilere göre tazminat hesabının yapılması ve hesaplanan bu bedel ile davalı tarafından ödenen bedel arasında fahiş fark olup olmadığının saptanması, fahiş fark tespitinin yapılması halinde ise hesap tarihindeki verilere göre hesaplanacak tazminattan, zarar ve yararın denkleştirilmesi ilkesi gereğince, davadan önce davalının ödediği bedellerin yasal faiziyle güncellenmiş değerleri düşülerek sonuç tazminat belirlenmesi gerekir.( Yargıtyay 17. HD’nın 25.11.2020 tarih ve 2019/3548 E. – 2020/7605 K. Sayılı ilamı) Davalı sigorta şirketi tarafından 21.05.2015 tarihinde davacıya 5.959,21-TL ödeme yapılmış olup, dosyaya kazandırılan hesap bilirkişi raporu doğrultusunda davacının ( kaza ve rapor tarihindeki ) % 1 maluliyet oranı üzerinden olay tarihi itibariyle hak kazanacağı tazminat miktarı gözetildiğinde sigorta şirketi tarafından yapılan ödemenin yeterli olduğu anlaşılmaktadır.
Açıklanan tüm bu hukuki ve maddi vakıalar karşısında; bilirkişi raporlarının hüküm kurmaya ve denetime elverişli olmasına, maluliyetin olay tarihinde geçerli olan yönetmelik hükümlerine uygun olarak tespit edilmesine, ödeme tarihi itibariyle sigorta şirketi tarafından ödenen bedel ile ödenmesi gereken tazminat miktarı arasında fahiş fark bulunmadığının tespit edilmiş olmasına, sigorta şirketinin poliçe kapsamındaki tazmin hükümlülüğünü yerine getirdiğinin anlaşılmasına, hükmün dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayanağı maddî delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, ilk derece mahkemesince verilen kararda bir hukuka aykırılık bulunmamakla, davacının istinaf itirazları yerinde değildir.
Bu durumda, istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı yönünden istinaf karar harcı olan 179,90-TL’den peşin alınan 54,40-TL’nin mahsubu ile eksik kalan 125,5‬0-TL’nin davacıdan tahsiline,
3-İstinaf başvurusu nedeni ile davacının yaptığı giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere 23.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.