Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2020/1178 E. 2023/507 K. 04.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1178
KARAR NO : 2023/507

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 23.01.2020
NUMARASI : 2017/1394 E. 2020/57 K.
ASIL DAVADA;
BİRLEŞEN İZMİR 1.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN 2018/1080 E. SAYILI
DOSYASINDA;
ASIL VE BİRLEŞEN
DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 04.04.2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 04.04.2023

İzmir 3.Asliye Ticaret Mahkemesinin 23.01.2020 tarih 2017/1394 E. 2020/57 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı … vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
ASIL DAVA : Davacı vekili, 23.04.2017 tarihinde kaza tarihinde davalı … Sigorta A.Ş. tarafından ZMMS poliçesi ile sigortalanan … plakalı aracın müvekkiline çarptığını, kazaya neden olan diğer aracın ise kaçtığını, müvekkilinin ağır yaralandığını, İzmir C.Başsavcılığı tarafından soruşturma açıldığını, … plaka sayılı aracın kaza tarihinde dava dışı … adına kayıtlı olduğunu, kazanın meydana gelmesinde müvekkilinin kusurunun bulunmadığını iddia ederek, 200,00 TL sürekli iş göremezlik, 200,00 TL geçici iş göremezlik tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili, 19.09.2019 havale tarihli ıslah dilekçesinde; sürekli iş göremezlik tazminatı talebini 73.526,47 TL’ye yükseltmiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili, kazaya karışan … plakalı aracın müvekkili şirket tarafından sigortalı olduğunu, davacının 2918 sayılı yasanın 97. Maddesi gereğince müvekkili sigorta şirketine gerekli belgelerle başvurmadığını, bu nedenle dava şartı yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, müvekkili şirketin sigortalının kusuru ile sınırlı sorumlu olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
BİRLEŞEN DAVA :Davacı vekili, asıl davada alınan kusur raporunda plaka ve sürücüsü tespit edilemeyen araç sürücüsünün %75 oranında, asıl davada davalı şirket tarafından ZMMS poliçesi ile sigortalanan … plakalı araç sürücüsünün ise %25 oranında kusurlu olduğunun tespit edildiğini, ayrıca müvekkilinin kaza nedeniyle %19 oranında sürekli iş göremezliğinin oluştuğunun tespit edildiğini, plaka ve sürücüsü tespit edilemeyen araç ile ilgili davalı kuruma 19.09.2016 tarihinde başvuru yaptıklarını, ancak davalı tarafından cevap verilmediğini iddia ederek, belirsiz alacak davası niteliğinde olmak üzere, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla 200,00 TL geçici işgöremezlik, 200,00 TL sürekli işgöremezlik tazminatının kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
BİRLEŞEN DAVAYA CEVAP : Davalı … vekili, KTK’nın 97. maddesi gereği dava şartı yerine getirilmediğinden davanın reddi gerektiğini, müvekkili kurumun sorumluluğunun yaralanma ve sürekli sakatlık halinde olay tarihi itibariyle kişi başı azami 298.000,00 TL ile sınırlı olduğunu, maluliyet oranının tespiti açısından ATK raporu alınması gerektiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre,
davacının dava konusu kaza nedeniyle sürekli sakatlık oranının %19, tıbbi iyileşme süresinin 6 ay olarak tespit edildiği, hükme esas alınan 25.12.2018 tarihli raporda davacının %25, plakası ve kimliği belirlenemeyen araç sürücüsünün %75 oranında kusurlu oldukları, asıl dosya davalısı araç sürücüsünün gerçekleşen trafik kazası nedeniyle kusurunun bulunmadığı ancak plakası ve kimliği belirlenemeyen araç sürücüsünün varlığının ceza dosyası ile sabit olduğu ve bu nedenle kalıcı iş göremezlik tazminat talebinden davalının sorumluluğunun bulunduğu, 10.06.2019 tarihli aktüer bilirkişi raporunda davacının geçici iş göremezlikten kaynaklı maddi tazminat alacağının 8.424,36 TL olduğu, davacının olaydaki kusurunun indirilmesi sonrası alacağının 6.318,19 TL olacağı, davacıya SGK tarafından 8.857,58 TL geçici iş göremezlik ödemesi yapıldığı, bu yöndeki zararının karşılandığı, sürekli maluliyetten kaynaklı maddi tazminat alacağının 98.035,30 TL olduğu, kusur indirimi sonrası davacının bakiye alacağının 73.526,47 TL olduğunun tespit edildiği, sorumluluğun oranı ile ıslah ile talep edilen tutarın birbirleri ile uyumlu olduğu, KTK 97. madde uyarınca yasal başvurunun yapıldığının sabit olduğu ancak zararın davalı tarafından karşılanmadığı gerekçesiyle, asıl dava dosyası yönünden davacının sürekli ve geçici iş göremezlik tazminat taleplerinin reddine, birleşen dava dosyası yönünden davanın kısmen kabulü ile, davacının geçici iş göremezlikten kaynaklı zarar miktarının davadan önce ödenmiş olması nedeniyle reddine, davacının sürekli maluliyet tazminatı olarak hesaplanan 73.526,47 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Karara karşı davalı … vekilince istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davalı … vekili, 2918 sayılı KTK’nın 90. Maddesi ve 97. Maddesi gereğince dava öncesinde sigorta şirketine başvuru zorunluluğu getirildiğini, ayrıca ZMMS Genel Şartlarında, sigorta şirketine yapılacak başvuruların ZMSS genel şartları EK-6’da yer alan tüm başvuru belgeleri ile yapılmasının zorunlu hale getirildiğini, belgelerin eksiksiz sunumundan sonra 8 işgünü içerisinde ödeme yapılmaması halinde dava yoluna gidilebileceğinin düzenlendiğini, davacı vekili tarafından, işbu yasa ve genel şartlar değişiklikleri sonrası; dava açılmadan önce müvekkili şirkete başvurduğu belirtilmiş ise de; başvuru esnasında istenilen belgelerin sunulmadığını, 13.12.2017 tarihli Ege Üniversitesi Adli Sağlık Kurulu raporuna göre davacının sürekli maluliyetinin bulunmadığını, kişinin resmi ve yetkili bir hastaneden alacağı sağlık kurulu ve maluliyet oranın tespiti için tedavi sürecinin sona ermiş olması ve kişide bu kazadan dolayı sürekli bir hasara yol açmış olması gerektiğini, 13.12.2017 tarihli Ege Üniversitesi Adli Sağlık Kurulu Raporuna göre davacının sürekli maluliyetinin bulunmaması sebebiyle müvekkilinin sorumluluğunun kalmadığını, dava konusu kazanın, plakası ve sürücüsü tespit edilemeyen araç park halindeyken meydana geldiğini, işletilme halinde olmayan aracın kusurundan …’nın sorumlu olmadığını, davacının plakası ve sürücüsü tespit edilemeyen aracın kapısının açılması sonucunda yere düştüğünü belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE : Asıl ve birleşen dava, trafik kazası nedeniyle geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatının tahsili istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince asıl davanın reddine, birleşen davada geçici iş göremezlik tazminatı isteminin reddine, sürekli iş göremezlik tazminatı isteminin kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
Davalı … vekilinin başvuru şartının yerine getirilmediği yönündeki istinaf sebebinin incelenmesinde, 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 97. maddesi ile zorunlu mali sorumluk sigortasından faydalanmak isteyen hak sahiplerinin dava yoluna gitmeden önce sigortacıya yazılı başvuru yapması gerektiği düzenlenmiş olmakla birlikte, bu başvuru yapılmadan dava yoluna gidilmesi hali dahi HMK’nın 115/2. maddesi gereği tamamlanabilir dava şartı olduğuna göre, başvurunun yapıldığı, ancak, eksik ya da usule uygun olmayan belge ile başvurulduğu savunmasının olduğu durumlarda usule uygun olmadığı savunulan belgedeki eksiklik de yargılama aşamasında tamamlanabilecektir (Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin 2021/3042 E.- 2021/1562 K. sayılı kararı). Davalı … vekilinin dava şartının gerçekleşmediğine ilişkin istinaf itirazları yerinde değildir.
İzmir C.Başsavcılığı’nca dava konusu trafik kazası nedeniyle başlatılan 2017/67976 nolu soruşturma dosyasında trafik bilirkişisinden alınan raporda plakası ve sürücüsü tespit edilemeyen araç sürücüsünün kazanın meydana gelmesinde asli kusurlu, davacının tali derecede, asıl davada davalı sigorta şirketi tarafından sigortalanan … plakalı araç sürücüsü dava dışı …’in ise minimum derecede tali kusurlu olduğu bildirilmiştir.
İlk derece mahkemesince eldeki dosyada mahallinde yapılan keşif üzerine trafik bilirkişisinden alınan 06.06.2018 tarihli raporda, plakası ve sürücüsü tespit edilemeyen park halindeki araç sürücüsünün yolun en sağına park ettiği aracından aşağı inmek isterken dikkatsiz ve tedbirsizce davrandığı, sol tarafından ve arkasından seyreden araç trafiğine dikkat etmeden ve kontrolsüz bir şekilde aracının kapısını açtığı, bu sırada yanından geçmekte olan davacı sürücü idaresindeki bisikletin, açılan kapıya çarparak yere düştüğü, bu sırada yol içerisinden seyreden … plakalı kamyonetin de yere düşen bisiklet sürücüsüne çarptığı, plakası ve sürücüsü tespit edilemeyen araç sürücüsünün %75 oranında asli kusurlu olduğu, … plaka sayılı araç sürücüsü dava dışı …’in ise kaza anında sevk ve idaresindeki aracı ile seyir halinde iken dikkatsiz ve tedbirsizce davrandığı, önünden ve seyir istikametine göre yolun sağ tarafından ve yine aynı istikamete seyir halinde olan davacı idaresindeki bisikletliyi geçmek isterken, bisikletliyi uyarmak için korna çalma ve selektör yapma gibi ikazları yapmayarak, bisikletliyi yakın mesafeden takiple ve aracının hızını havanın ve mahallin şartlarına uydurmayarak, park halindeki aracın açılan kapısına çarparak yere düşen bisikletliye çarparak bisiklet sürücüsünün yaralanmasıyla sonuçlanan trafik kazasına sebebiyet verdiği, kazanın oluşunda %25 oranında tali kusurlu olduğu, davacının kusurunun bulunmadığı tespit edilmiştir.
Savcılık soruşturma dosyasında alınan kusur raporu ile ilk derece mahkemesince alınan kusur raporu arasındaki çelişkinin giderilmesi amacıyla Adli Tıp Kurumu Ankara Trafik İhtisas Dairesi’nden alınan 25.12.2018 tarihli raporda, davacının sevk ve idaresindeki bisikleti ile seyri esnasında ön ilerisinde seyreden plakası tespit edilemeyen araç sürücüsünün aracını durdurması ile aracın kapısının açılabileceğini öngörerek hızını azaltması, seyrini kontrollü ve müteyakkız sürdürmesi gerekirken sürdürmediği kazada %25 oranında tali kusurlu olduğu, plakası ve sürücüsü tespit edilemeyen araç sürücüsünün park halindeki aracından inmeden önce aynalardan geriyi gerekli ve yeterli şekilde kontrol etmesi, kapıyı açmadan önce seyir halindeki araçların geçişini beklemesi hususlarına riayet etmesi gerekirken etmediği, davacı bisiklet sürücüsünün geçişi esnasında kapıyı açması ile bisikletin kapıya çarparak sola doğru savrulması ile meydana gelen kazada %75 oranında asli kusurlu olduğu, dava dışı … plaka sayılı araç sürücüsü …’in kusurunun bulunmadığı yönünde görüş bildirilmiş, ilk derece mahkemesince Adli Tıp Kurumu raporunda tespit edilen kusur oranları hükme esas alınmıştır. İstinafa gelenin sıfatına göre her üç raporda da plakası tespit edilemeyen araç sürücüsünün asli ve %75 kusurlu olduğunun tespit edilmiş olmasına göre, birleşen davada davalı … vekilinin kusur oranlarına ilişkin istinaf sebebinin reddi gerekmiştir.
Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesince düzenlenen 27.07.2018 tarihli Adli Sağlık Kurulu raporunda davacının kaza tarihinde yürürlükte bulunan Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre %19 oranında iş göremezliğinin oluştuğu, iyileşme süresinin kaza tarihinden itibaren 6 ay olduğunun tespit edildiği anlaşılmış olmakla, sözü edilen raporun dosya kapsamına, usul ve yasaya uygun, denetime elverişli olduğu kanaatine varıldığından davalı … vekilinin maluliyet oranına ilişkin istinaf sebebi yerinde görülmemiştir.
Bu durumda, istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı … vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı … yönünden istinaf karar harcı olan 5.022,59 TL’den peşin alınan 251,10 TL’nin mahsubu ile eksik kalan 4.771,49 TL’nin davalı …’ndan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf başvurusu nedeniyle davalı …’nın yaptığı giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 04.04.2023