Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2020/1113 E. 2023/371 K. 06.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1113
KARAR NO : 2023/371

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 03.12.2019
NUMARASI : 2018/412 Esas 2019/1315 Karar
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 03.04.2018
KARAR TARİHİ : 06.03.2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 06.03.2023
İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 03.12.2019 tarih 2018/412 Esas 2019/1315 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, 28.10.2016 tarihinde, davalı sigorta şirketi tarafından zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesiyle sigortalanan …plakalı aracın elektrikli bisiklet sürücüsü müvekkiline çarptığını, müvekkilinin yaralandığını, kalıcı maluliyetinin oluştuğunu, 5 ay süreyle çalışamadığını, bakıma muhtaç hale geldiğini, kazanın meydana gelmesinde karşı araç sürücüsünün tam kusurlu olduğunu iddia ederek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, sürekli iş gücü kaybı için 100,00 TL, bakım giderleri için 100,00 TL olmak üzere toplam 200,00 TL tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili 23.11.2019 tarihli dilekçesi ile geçici iş göremezlik talebini 2.529,92 TL, sürekli iş göremezlik talebini 32.911,93 TL ve bakım gideri talebini 4.805,17 TL ‘ye yükseltmiştir.
CEVAP : Davalı tarafça davaya cevap verilmemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, 01/06/2015 tarihinde değiştirilen Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası genel şartlarında KZMSS kapsamında maddi zararlarda, KTK nın 98. maddesinde yapılan değişiklikle, sağlık giderleri teminatının SGK’nın sorumluluğunda olduğu, bu teminat dolayısıyla sigorta şirketlerinin sorumluluğunun sona erdiği, davacının geçici maluliyete yönelik ve bakım giderlerine yönelik taleplerinin reddinin gerektiği, Ege Üniversitesi’nden alınan maluliyet raporunda kazanın meydana gelmesinde davacının herhangi bir kusurunun olmadığı ve daha önceden ödenen ve güncelleştirilen bedelin mahsubu ile bakiye tazminatın 21.628,27 TL olduğu gerekçesiyle, davacının geçici maluliyete yönelik ve bakım giderlerine yönelik taleplerinin reddine, 21.628,27-TL kalıcı maluliyete yönelik tazminatın, dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınıp davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin ve reoskont avans faizine yönelik talebin şartları oluşmadığından reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davalı vekilince istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davalı vekili, savcılık dosyasında bulunan uzlaşma tutanağında, taraflar arasında uzlaşma gerçekleştirilmiş olduğunu, bu nedenle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, Ceza Muhakemeleri Kanunu’nun “Uzlaşma” başlıklı 253/19 maddesine göre; uzlaşmanın sağlanması halinde, soruşturma konusu suç nedeniyle tazminat davası açılamayacağını, açılmış olan davadan feragat edilmiş sayılacağını, uzlaşma formunda sigortalıya ait araç sürücüsünün davacı tarafından ileride herhangi bir maddi manevi tazminat davası açmayacağı şartıyla uzlaşma sağlandığını, maddi tazminat hakkından feragat etmiş olduğunu, kusur raporunda dava konusu kazanın meydana gelişinde sigortalı araç sürücüsünün %100 oranında asli ve tam kusurlu olduğu kanaatine varıldığını, bu kusur oranlarını kabul etmediklerini, raporun eksik inceleme ile düzenlendiğini, İstanbul Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi’nden yeniden rapor tanzim edilmesini talep ettiklerini, Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Adli Tıp Anabilim Dalı’nca düzenlenen 12.06.2019 tarihli raporda davacının kaza nedeniyle uğradığı maluliyet oranının %5, tıbbi iyileşme süresinin 9 ay olarak tespit edildiğini, maddi tazminat miktarının hesaplanabilmesi için maluliyet oranın Yargıtay içtihatları doğrultusunda Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulu marifetiyle tespit edilmesi gerektiğini, bu kurumdan Özürlülük Ölçütü ve Sınflandırması Hakkında Yönetmelik Hükümlerine göre yeniden rapor alınmasını talep ettiklerini, maluliyet zararının aktüerya bilim dalı ile uğraşan Hazine Müsteşarlığı nezdinde tutulan Aktüerler Siciline kayıtlı aktüerler tarafından yapılması gerektiğini, ayrıca geçici işgöremezlik tazminatı miktarından müvekkili şirketin sorumlu olmadığını belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE : Dava, trafik kazası nedeniyle karşı aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısından sürekli ve geçici iş göremezlik tazminatı ile bakım gideri istemine ilişkindir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
Somut olayda, 28.10.2016 tarihinde, davalının ZMMS sigortacısı olduğu, dava dışı …’in sevk ve idaresindeki …plakalı aracın davacının kullandığı elektrikli bisiklete çarpması sonucu trafik kazası meydana geldiği, trafik kazası tespit tutanağına göre şüpheli …’in kazanın meydana gelmesinde geçiş önceliğini ihlal etmesi suretiyle asli kusurlu olduğu, Menemen C.Başsavcılığının 2017/742 Sor. sayılı dosyasında, davaya konu kazaya ilişkin sigortalı araç sürücüsü hakkında soruşturma başlatıldığı, 16.03.2017 tarihli Uzlaştırma Raporunda, davacı ile dava dışı şüphelinin uzlaştığı, tarafların karşılıklı maddi ve manevi talepleri olmadığına ilişkin beyanlarının bulunduğu, davacının 15.000,00 TL ödenmesi halinde kaza nedeniyle maddi ve manevi tazminat talebinde bulunmayacağını kabul ve taahhüt ettiği, tutanağın müşteki davacı tarafından imzalandığı, uzlaşma üzerine kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği anlaşılmaktadır.
5271 sayılı CMK’nun 253. Maddesine göre Cumhuriyet savcısı, uzlaşmanın, tarafların özgür iradelerine dayandığını ve edimin hukuka uygun olduğunu belirlerse raporu veya belgeyi mühür ve imza altına alarak soruşturma dosyasında muhafaza eder. Uzlaşmanın sağlanması halinde, soruşturma konusu suç nedeniyle tazminat davası açılamaz; açılmış olan davadan feragat edilmiş sayılır. Şüphelinin, edimini yerine getirmemesi halinde uzlaşma raporu veya belgesi, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 38 inci maddesinde yazılı ilam mahiyetini haiz belgelerden sayılır. Bu yasal düzenleme ışığında da uzlaşma tutanağı düzenlenmekle davalının tazminat davası açma hakkı bulunmamaktadır. Uzlaşma tutanağı da ilam mahiyetinde olacağından aksinin aynı kuvvetteki belge ile ispatlanması gerekir. (Yargıtay 4. HD 20.04.2022 tarih ve 2021/13895 E. – 2022/7564 K. sayılı ilamı)
TBK’nın 166. maddesi gereğince borçlulardan birinin ifa veya takasla borcun tamamını veya bir kısmını sona erdirmesi halinde, bu oranda diğer borçlular da borçtan kurtulur. Aynı kanunun 168/2. maddesinde ise alacaklının diğerlerinin zararına olarak borçlulardan birinin durumunu iyileştirmesi halinde bunun sonuçlarına kendisinin katlanması gerekir.
Davalı şirket kazaya neden olan aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olup, sorumluluğu 2918 sayılı KTK’nın 85 ve 91. maddeleri gereğince araç işleteninin üçüncü kişilere olan hukuki sorumluluğunu, sigortalısının kusuru ve azami poliçe limitine kadar üstleneceğinden ve nihai sorumlu olan haksız fiil faili araç sürücüsü ile yapılan uzlaşmanın davalı sigorta şirketine sirayet edeceğinin kabulü gerekir.
Açıklanan nedenlerle, dava açılmadan önce soruşturma aşamasında, karşı araç sürücüsü tarafından 15.000,00 TL ödenmesi ile davcı ile karşı araç sürücüsü arasında uzlaşma sağlandığı, CMK 253/19. maddesine göre artık davacının maddi tazminat davası açma hakkı bulunmadığı gibi açılmış davadan da feragat edilmiş sayılacağı düzenlemesi gereğince davanın reddine karar verilmesi gerekirken, kısmen kabulüne karar verilmesi doğru olmamıştır. Davalı vekilinin bu yöndeki istinaf sebebi yerindedir.
Bu durumda, davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığından Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden esas hakkında karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 03.12.2019 tarih 2018/412 Esas 2019/1315 Karar sayılı kararının Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
2- Davanın REDDİNE,
492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90 TL karar harcından başlangıçta peşin olarak alınan 172,69 TL harcın mahsubu ile bakiye 7,21 TL’nin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT uyarınca hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini bir vekille temsil ettiren davalıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
Sarf edilmemiş gider avansının bulunması durumunda kararın kesinleşmesinden sonra yatıran taraflara iade edilmesine,
3- İstinaf yoluna başvuran davalı tarafından yatırılan istinaf harcının talep halinde istinaf yoluna başvurana iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-İstinaf başvurusu nedeniyle davalı tarafından yapılan 148,60 TL istinaf yoluna başvuru harcı, 28,50 TL tebligat masrafı olmak üzere toplam 177,10 TL istinaf yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 06.03.2023