Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2020/1111 E. 2023/346 K. 02.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1111
KARAR NO : 2023/346

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 16.01.2020
NUMARASI : 2018/1140 E. – 2020/35 K.
DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 02.03.2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 02.03.2023
İzmir 4.Asliye Ticaret Mahkemesinin 16.01.2020 tarih 2018/1140 E. – 2020/35 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye …. tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, davalının sigortacısı olduğu aracın davacıya ait araca çarpması sonucunda maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, kusurun karşı tarafta olduğunu, davalının araçta oluşan zararı karışılama yükümlülüğü bulunduğunu, davalı sigorta şirketine yapılan başvurunun sonuçsuz kaldığını, belirterek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000,00-TL hasar, 100,00-TL değer kaybının davalıdan dava tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili, davalının sigortalı araç sürücünün kusuru oranında teminat limiti ile sorumlu olduğunu, zararın kanıtlanması gerektiğini, tazminat talebinin fahiş olduğunu, belirsiz alacak davası açılamayacağını, kusur tespti yapılması gerektiğini, belirterek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davalı sigoratlı aracın kazanın oluşumunda % 100 tam kusurlu, davacıya ait aracın kusursuz olduğu, davaya konu araçta ZMM sigortası tebliği hesaplama kriterleri ve yöntemine göre 22.783,00-TL hasar 1.511,25-TL değer kaybı oluştuğu, belirtilerek; davanın kabulüne, karar verilmiştir.
Karara karşı davalı tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davalı vekili, kusur tesptini kabul etmediklerin, keşif yapılması gerektiğini, hava ve yol durumunun dikkate alınmadığını, hasar tepsitinin piyasa raçilerine uygun olmadığını, zararın fahiş olduğunu, davalının gerçek zarardan sorumlu olduğunu, rapora itirazların karşılanmadığını, yeniden rapor alınması gerektiğini, aracın pert kabul edilmesi gerektiğini, belirterek; kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
Davacı vekili istinafa cevap dilekçesi ile davalının istinaf talebinin reddi talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, trafik kazası nedeni ile davacının aracında oluşan zararın ZMMS kapsamında tahsili istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın kabulüne, karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. 85/1. ve 85/son maddeleri ile Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarına göre trafik kazası nedeni ile davacının aracında oluşan zarardan davalı sigorta şirketinin, sigortalı araç sürücücünün kusuru oranında sorumlu olduğu amirdir. (Yargıtay HGK’nun 15.6.2011 tarih ve 2011/17-142 E. – 2011/411 K., 22.2.2012 tarih ve 2011/17-787 E. – 2012/92 K., Yargıtay 17. HD’nın 20/05/2013 tairh ve 2012/8984 E. – 2013/7276 K. sayılı ilamları)
Davalının sorumluluğunun belirlenebilmesi için olayın oluşumunda tarafların mevcut kusur durumun tespiti önem arzeder. İDM tarafından dosyaya kazandırılan bilirkişi raporu ile de olaya ilişkin kaza tespit tutuanağı kapsamında belirlenen maddi olgular çerçevesinde olayın oluş şekli ile uygun düşecek şekilde kusur değerlendirilmesi yapılarak, davalı sigorta araç sürücüsünün % 100 oranında asli kusurlu, davacının ise kusursuz olduğunun tespitinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamaktadır.
Hasar bedeli araç rayicini % 50’si aştığı durumlarda aracın tamirinin ekonomik olmadığı açıktır. Bu durumda, araç pert total kabul edilerek aracın sovtaj bedeli de belirlenmek sureti ile hasarsız piyasa rayici ile sovtaj bedeli arasındaki farkın hasar miktarı olarak belirlenmesi gerekir. (Yargıtay 17. HD’nın 18.05.2016 tarih ve 2016/3196 Esas – 2016/6047 Karar Sayılı ilamı) Motorlu aracın işletilmesi sırasında meydana gelen zararlardan dolayı sorumluluk zarar görenin uğradığı gerçek zarar ile sınırlıdır. BK’nun 42. (6102 sayılı Kanun 50. Md.) 6762 sayılı TTK’nın 1283. (6102 sayılı TTK’nın 1427 vd) maddeleri gereğince sigortacı, sigorta ettiren veya sigortadan yararlananın uğradığı gerçek zararı tazminle yükümlü olup motorlu aracın neden olduğu zarar nedeniyle meydana gelen gerçek zarar giderilmelidir. Gerçek zarar, zarar gören şeyin eski hale getirilebilmesi için gereken onarım ve işçilik giderlerini kapsar. Davalı sigorta şirketi gerçek zarardan sorumlu olup araç hiç tamir edilmemiş olsaydı dahi zarar gören kişinin gerçek zararına göre tazminat miktarı hesaplanması gerekmektedir. (Yargıtay 17. HD’nın 15.12.2011 tarih 2011/4075 E. 2011/12321 K. sayılı ilamı)
Sigorta şirketi, geçerli bir sigorta ilişkisi kurulduktan sonra oluşan rizikolardan sorumludur ve kural olarak rizikonun teminat dışında kaldığına ilişkin iddianın sigorta şirketi tarafından kanıtlanması gerekmektedir. Bir başka ifade ile zararın poliçe kapsamı dışında kaldığı hususunda ispat külfeti üzerinde davalı sigorta şirketindedir. Sigorta şirketinin, zararın poliçe kapsamı dışında kaldığını somut deliller ile ispat etmesi gerekir. Eldeki dava dosyasına konu somut olayda, aksi ispat edilinceye kadar geçerli resmi belge niteliğinde olan kaza tespit tutanağı ile sigorta şirketi tarafından sunulan deliller ve hasar dosyası içeriğinden zararın poliçe kapsamı dışında kaldığı hususunun davalı sigorta şirketi tarafından ispat edilemediğinin anlaşılması karşısında, sigorta şirketinin davacının oluşan gerçek zararından sorumlu olduğu anlaşılmaktadır.
Açıklanan tüm bu hukuki ve maddi vakıalar karşısında; ilk derece mahkemesince hükme esas alınan bilirkişi raporunun hüküm kurmaya ve denetime elverişli olmasına, kusur ve hasarın anılan ilke ve esaslar ile örtüşecek şekilde olayın oluş şekli ve dosya kapsamına uygun olarak belirlenmesine, aracın hasar ve ikinci el bedelinin piyasa rayiçlerine göre tespit edilmesine, aracın tamirinin ekonomik olması nedeni ile pert kabul edilmemesine, tazminatın poliçe limiti dahilinde hüküm altına alınmasına, zararın poliçe kapsamı dışında kaldığının davalı sigorta şirketi tarafından somut deliller ile ispat edilememiş olmasına, hükmün dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayanağı maddî delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, ilk derece mahkemesince verilen kararda bir hukuka aykırılık bulunmamakla, davalının istinaf itirazları yerinde değildir.
Bu durumda, istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalının istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı yönünden istinaf karar harcı olan 1.659,57-TL’den peşin alınan 414,89-TL’nin mahsubu ile bakiye 1.244,68-TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf başvurusu nedeniyle davalı tarafından yapılan giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere 02.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.