Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2020/1089 E. 2023/403 K. 13.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1089
KARAR NO : 2023/403

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 22.01.2020
NUMARASI : 2018/656 E. 2020/41 K.
DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 13.03.2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 13.03.2023
Taraflar arasındaki davadan dolayı İzmir 6.Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 22.01.2020 gün ve 2018/656 E. 2020/41 K. sayılı hükmün istinaf yoluyla Dairemizce incelenmesi davacı vekili ile davalı … Sigorta A.Ş. vekilince istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için üye …. tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, 28.08.2017 tarihinde davacının kullandığı tescilsiz motosikletle ile seyir halindeyken davalı sürücünün kullandığı … plakalı aracın kontrolsüz bir şekilde tali yoldan ana yola girmesi sonucunda gerçekleşen kazada müvekkilinin yaralandığını, Eşme Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2017/394 E., 2018/355 K. Sayılı dosyasında davalı sürücünün tam ve asli kusurlu bulunarak cezalandırılmasına karar verildiğini, kararın kesinleşmediğini, Uşak Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nden alınan raporda müvekkilinin %4 oranında iş gücü kaybının bulunduğunun tespit edildiğini, ikamet ettiği ilçede çay ocağı işleten müvekkilinin kaza sonrasında vücudundaki kalıcı hasarlar nedeniyle çalışamadığını iddia ederek, belirsiz alacak davası niteliğinde olmak üzere, 500,00 TL geçici iş göremezlik, 500,00 TL sürekli iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 1.000,00 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, ayrıca 75.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı …’tan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili 08.01.2019 tarihli dilekçesinde, davalı sigorta şirketi tarafından 04.01.2019 tarihinde müvekkiline 15.875,00 TL maddi tazminat ödendiğini bildirmiştir.
Davacı vekili 07.10.2019 tarihli dilekçesi ile, bakiye maddi tazminat istemini 14.186,40 TL’ye yükseltmiştir.
CEVAP : Davalı …Sigorta A.Ş. vekili, yapılan başvuru neticesinde 04.01.2019 tarihinde davacıya 15.875,00 TL ödeme yapıldığını, davacının bakiye alacağının bulunmadığını, müvekkili şirketin ancak sigortalısının kusuru oranında sorumlu olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili, kazanın Eşme’de meydana gelmiş olması nedeniyle gerek kazanın olduğu yer gerekse müvekkilinin ikameti açısından yetkili ve görevli Mahkemenin Eşme Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu, davacının yaralanması dolayısıyla tüm tedavi masrafları ve başkaca giderlerinin müvekkili tarafından karşılandığını, davacının yaralanma olayı olmadan önce herhangi bir işte çalışmadığını, kaza sonrası kahve çalıştırmaya başladığını, kalıcı bir özür oluşmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, dava konusu trafik kazasının meydana gelmesinde … plakalı araç sürücüsü davalı …’un %100 oranında asli kusurlu olduğu, tescilsiz motorsiklet sürücüsü davacı …’un kazanın meydana gelmesinde kusurunun bulunmadığının tespit edildiği, Ege Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı’nın 05.08.2019 tarihli raporunda davacının kaza nedeniyle %5,2 oranında sürekli iş göremezliğinin oluştuğu. tıbbi iyileşme süresinin olay tarihinden itibaren 4 ay olarak kabulünün uygun olacağı, yaralanma nedeniyle başka birinin sürekli bakımına muhtaç olmadığının tespit edildiği, aktüerya bilirkişi raporunda davacının geçici iş göremezlikten kaynaklı maddi tazminat alacağı 5.616,24 TL, sürekli maluliyetten kaynaklı maddi tazminat alacağı 25.524,66 TL olmak üzere toplam 31.140,90 TL alacağının oluştuğu, davalı sigorta şirketince önceden ödenen ve güncelleştirilen bedel olan 16.954,50 TL’nin mahsubu sonrası davacının bakiye maddi tazminat alacağının 14.186,40 TL olduğunun tespit edildiği gerekçesiyle, maddi tazminat istemine yönelik davanın kabulü ile 14.186,40 TL’nin kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, manevi tazminat istemine yönelik davanın kısmen kabulü ile 5.000,00 TL manevi tazminatın davalı …’tan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili ile davalı … Sigorta A.Ş. vekilince istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davacı vekili, mahkemece maddi tazminat ve manevi tazminat için müvekkili yararına ayrı ayrı vekalet ücreti takdir edilmesi gerekirken, sadece maddi tazminat yönünden vekalet ücreti takdir edildiğini, mahkemece hükmedilen manevi tazminata ilişkin faize hükmedilmemesinin hatalı olduğunu, mahkemece hükmedilen manevi tazminat miktarının az olduğunu, müvekkilinin %5,2 oranında meslekte kazanma gücünü kaybettiğini, tıbbi iyileşme süresinin dört ay olduğunu, davalının kazanın meydana gelmesinde %100 oranında kusurlu olduğunu, davalının olay anında olay yerini terk ettiğini, sonraki günlerde insani vazifelerinin hiçbirini yerine getirmediğini belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili, maluliyet raporunun hatalı yönetmeliğe göre düzenlendiğini, Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik doğrultusunda incelenmesi gerektiğini, müvekkili şirket tarafından sigortalanan araç sürücüsüne atfedilen kusur oranını kabul etmediklerini, kabul anlamına gelmemek üzere davacının kalıcı maluliyeti nedeniyle dava öncesinde 15.875,00 TL ödeme yapıldığını, müvekkili şirketin söz konusu borçtan ibra edildiğini, davacı taraf lehine geçici iş göremezlik tazminatına hükmedilmesinin de usul ve yasaya aykırı olduğunu, geçici iş göremezlik, geçici bakıcı gideri ve tedavi giderlerine ilişkin zararların 6111 sayılı yasa ve KTK’nın 98. maddesi gereğince poliçe teminatı kapsamında olmadığını, kaza sırasında davacının kask, dizlik vs. koruyucu herhangi bir tertibat takmadığını, davacının zararın artmasında müterafik kusurunun bulunduğunu, yargılamaya esas alınan hesap bilirkişi raporunda mağdur için 1 yıl fazla hesaplama yapıldığını, yargılamaya esas alınan hesap bilirkişi raporunda mağdur için hesaplanan gelecek dönem peşin değerli irat katsayılarının hesap tarihindeki yaşının dikkate alınması gerekirken 31.12.2019 tarihindeki yaşının kullanılması nedeniyle olması gerekenden daha yüksek belirlenmesinin hatalı olduğunu, müvekkili şirketin ancak maddi tazminattan sorumlu olduğunu, maddi ve manevi tazminat için davacı taraf lehine hükmedilen yargılama gideri ve harç yönünden müşterek ve müteselsil sorumluluğa hükmedilmesinin hatalı olduğunu, dava konusu edilen tutar yönünden dava tarihinden itibaren yasal faiz ve ıslah edilen tutar yönünden ıslah tarihinden itibaren yasal faiz olması gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE : Dava, trafik kazası nedeniyle karşı aracın işleteni/sürücüsü ve zorunlu mali sorumluluk sigortacısından geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatı, ayrıca işleten/sürücüden manevi tazminat istemine ilişkindir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
Maluliyete ilişkin alınacak raporların, 11.10.2008 tarihinden önce Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11.10.2008 tarihi ile 01.09.2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü Ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01.09.2013 tarihi ile 01.06.2015 tarihleri arasında sonrada Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği, 01.06.2015 tarihi ile 20.02.2019 tarihleri arasında Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması Ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine, 20.02.2019 tarihinden sonra da Erişkinler için Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümlerine uygun olarak düzenlenmesi gerekir.
Somut olayda, kaza tarihi itibariyle yürürlükte olan Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması Ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerinin uygulanması gerekmektedir. Davacının maluliyet oranının tespiti için Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nden alınan 09.08.2019 tarihli sağlık kurulu raporunda ise kaza tarihinde yürürlükte olmayan 03.08.2013 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan Maluliyet Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre davacının iş göremezlik oranı %5,2 olarak tespit edilmiştir. Kaza tarihi itibariyle yürürlükte bulunmayan yönetmelik hükümlerine göre düzenlenen maluliyet raporuna göre hesap raporu alınması doğru olmamıştır. Davalı sigorta vekilinin maluliyet oranına yönelik istinaf sebebi yerindedir.
Trafik kazasında cismani zarara uğrayan ve buna dayalı olarak işgücü kaybı tazminatı isteminde bulunan hak sahiplerinin bakiye ömürleri daha önceki yıllarda Fransa’dan alınan 1931 tarihli “PMF” cetvellerine göre saptanmakta ise de; Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı, Hacettepe Üniversitesi Fen Fakültesi Aktüerya Bilimleri Bölümü, BNB Danışmanlık, Marmara Üniversitesi ve Başkent Üniversitesi’nin çalışmalarıyla “TRH 2010” adı verilen “Ulusal Mortalite Tablosu” hazırlanmıştır. Gerçek zarar hesabı, özü itibariyle varsayımlara dayalı bir hesap olup, gerçeğe en yakın verilerin kullanılması esastır. Bu durumda; Yargıtay Daireleri arasında tazminat hesabında birliğin sağlanması açısından ve yine bu tablonun ülkemize özgü ve güncel verileri içerdiği göz önüne alındığında, Yargıtay 4. Hukuk Dairesince (Kapatılan 17. H.D) de tazminat hesaplamalarında TRH 2010 Tablosu’na göre bakiye ömür sürelerinin belirlenmesinin, güncel verilere ve ülkemiz gerçeklerine daha uygun olacağına karar verilmiştir. Anayasa Mahkemesi’nin 17.07.2020 tarih- 2019/40 -2020/40 sayılı kararı ile; KTK’nun 90. maddesindeki “bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir” bölümündeki “bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğu gerekçesiyle iptaline karar verilmiştir. Bu nedenle; işgücü kaybı tazminatı hesabında, yeni ZMSS Genel Şartları ekindeki cetvellerin kullanılması mümkün olmadığından ve %1,8 teknik faiz uygulaması da anılan cetvellerle getirildiğinden artık uygulanamaz. (Yargıtay 4. H.D. 22.06.2021 tarih 2021/3089E, 2021/3441K).
Bu açıklamalar ışığında somut olaya dönüldüğünde, aktüerya raporunda TRH 2010 Yaşam Tablosu uygulanması doğru ise de gelirin %10 artırılıp %10 iskonto edilmesi esasına dayalı progresif rant metodu yerine 1,8 teknik faiz uygulanması doğru değildir. Mahkemece öncelikle kaza tarihinde yürürlükte olan yönetmeliğe uygun şekilde sağlık kurulu raporu alınması, TRH 2010 Yaşam Tablosuna ve progresif rant metoduna göre tazminatın hesaplanması için ek rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekmektedir.
Kabule göre de davacı için hükmedilen maddi tazminat ve manevi tazminat talepleri yönünden ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, sadece maddi tazminat yönünden tek bir vekalet ücretine hükmedilmesi doğru değildir. Yine, dava dilekçesinde manevi tazminat istemi yönünden kaza tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesi talep edilmesine rağmen, ilk derece mahkemesince manevi tazminat bakımından faize ilişkin olarak olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemesi de hatalı olmuştur. Davacı vekilinin bu hususlardaki istinaf sebepleri yerindedir.
Bu durumda, ilk derece mahkemesince uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış ve değerlendirilmemiş olması nedeniyle istinaf istemine konu karara yönelik denetim yapılması mümkün değildir. O halde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6 maddesi uyarınca istinaf başvurularının esasa ilişkin hususlar incelenmeksizin kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve kaldırma kararının sebep ve şekline göre sair istinaf itirazlarının incelenmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenenlerle;
1-Davacı vekili ve davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca ESASA İLİŞKİN SEBEPLER İNCELENMEKSİZİN KABULÜNE,
2-İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 22.01.2020 tarih 2018/656 E. – 2020/41 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Dairemizin kararına uygun şekilde yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın mahal mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-İstinaf yoluna başvuranlar tarafından yatırılan istinaf karar harçlarının istek halinde istinaf yoluna başvuranlara iadesine,
5-Kaldırma kararının sebep ve şekline göre sair istinaf itirazlarının incelenmesine yer olmadığına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6 maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.13.03.2023