Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2020/1082 E. 2023/402 K. 10.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1082
KARAR NO : 2023/402

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 12.02.2020
NUMARASI : 2018/187 E. – 2020/132 K.
DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 10.03.2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 10.03.2023

İzmir 6.Asliye Ticaret Mahkemesinin 12.02.2020 tarih 2018/187 E. – 2020/132 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA: Davacı vekili, 04.09.2013 tarihinde, dava dışı …’nin sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile müvekkilinin sevk ve idaresindeki … plakalı aracın çarpıştığını, meydana gelen trafik kazası nedeniyle müvekkilinin ağır derecede yaralandığını, müvekkilinin Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nde tedavi gördüğünü, İzmir C.Başsavcılığı’nın 2013/92049 soruşturma dosyasında alınan bilirkişi raporunda karşı araç sürücüsü …’nin asli ve tam kusurlu bulunduğunu iddia ederek, belirsiz alacak davası niteliğinde olmak üzere, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 100,00 TL sürekli iş göremezlik tazminatı, 100,00 TL geçici iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 200,00 TL maddi tazminatın başvuru tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı sigorta şirketinden kusuru oranında tahsili ile müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, ceza yargılaması sırasında davacı ile sigortalı araç sürücüsü arasında uzlaşma sağlandığını, 19.12.2013 tarihli uzlaştırma raporunda sigortalı araç sürücüsünün davacıya 11.000,00 TL ödeme yapmış olması nedeniyle davacının tazminat davası açma hakkının kalmadığını, sürücünün veya işletenin ibra edilmiş olmasının borçtan müştereken ve müteselsilen sorumlu olan müvekkili şirketi de aynı şekilde etkileyeceğini, bu nedenle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, müvekkilinin poliçeden sorumluluğunun sigortalının kusuru oranında olmak üzere, ölüm/sakatlık halinde azami 250.000,00-TL ile sınırlı olduğunu, Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi’nden rapor alınması gerektiğini, Adli Tıp Kurumu 3.İhtisas Dairesi veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı Bölümlerinden maluliyet raporu alınması gerektiğini, geçici iş görmezlik tazminatından sorumluluklarının bulunmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece; 19.12.2013 tarihli uzlaştırma raporunda davacı ile sigortalı araç sürücüsü arasında 2013/92049 soruşturma sayılı dosyada sigortalı araç sürücüsünün davacıya 31.12.2013 tarihine kadar 11.000,00 TL ödeme yapmayı kabul etmesi üzerine uzlaşma sağlandığı, davaya esas kazaya ilişkin olarak İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2013/92049 soruşturma numaralı dosyasında kovuşturmaya yer olmadığı kararı verildiği, Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi tarafından hazırlanan 03.10.2019 tarihli rapora göre, dava konusu kazanın meydana gelmesinde davacının kusursuz olduğu, dava dışı sürücü …’nin %100 oranında kusurlu olduğunun tespit edildiği, Ege Üniversitesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı tarafından hazırlanan 26.08.2019 tarih ve 1902 sayılı rapora göre, davacının davaya konu trafik kazası nedeniyle ilgili yönetmelikte sürekli işgöremezliğine neden olabilecek bir arızasının bulunmadığı, tıbbi iyileşme süresinin altı ay olarak kabul olacağının bildirdildiği, alınan bilirkişi raporunda geçici işgöremezlikten kaynaklı maddi tazminat alacağının 4.912,36 TL olduğu, davacıya 19.12.2013 tarihli uzlaşma raporuna göre dava dışı sürücü … tarafından 11.000,00 TL maddi tazminat ödemesi yapıldığı, dava tarihi itibarı ile davacının talep edebileceği bakiye tazminat alacağının bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekilince istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davacı vekili, mahkemece hükme esas alınan raporun yetkili kurumdan alınmadığını, İstanbul Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulu’ndan rapor alınması gerektiği belirterek bu rapora itiraz ettiklerini, ancak bu itirazlarının karara bağlanmadan davanın reddedildiğini, soruşturma dosyasının doğrudan tazminat davasında hükme esas alınmasının hukuka aykırı olduğunu, müvekkilinin soruşturma aşamasında elde ettiği edimin sadece şikayetinden vazgeçme amacıyla olduğunu, uzlaştırmacı tarafından müvekkiline uzlaştırmanın hukuki niteliği kapsamında yeterli bilgi verilmediğini belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, trafik kazası nedeniyle karşı aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısından geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatı istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
CMK’nın 253/19. maddesi uyarınca uzlaşma sonucunda şüphelinin edimini def’aten yerine getirmesi halinde, hakkında kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilir. Uzlaşmanın sağlanması halinde, soruşturma konusu suç nedeniyle tazminat davası açılamaz; açılmış olan davadan feragat edilmiş sayılır.
Somut olayda davacı vekili, davalının zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olduğu aracın müvekkilinin sevk ve idaresindeki araçla çarpışması nedeniyle müvekkilinin yaralandığını ileri sürerek geçici ve kalıcı iş göremezlik tazminatı talebinde bulunmuş, davalı vekili ise, davadan önce sigortalının davacıya 11.000,00 TL maddi tazminat ödemesi karşılığında davacı ile sigortalının uzlaştıklarını, uzlaşma nedeniyle takipsizlik kararı verildiğini savunarak davanın reddini istemiştir. Dosyadaki uzlaşma raporu incelendiğinde, davacının maddi zararına istinaden 11.000,00 TL karşılığında uzlaştığı anlaşılmaktadır. Uzlaşma raporunda CMK’nın 253/19. maddesi uyarınca zarar görenin (müştekinin) ayrıca hukuk davası açamayacağı hususunda bir ihtarata yer verilmemiş olmakla, hukuk mahkemesinde dava açma hakkını ortadan kaldırıcı şekilde uzlaşmanın gerçekleştiğinden söz edilemez. Bu nedenle de ilk derece mahkemesince işin esasına girilmesi yerindedir.
İlk derece mahkemesince Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinden alınan 03.10.2019 tarihli raporda davacının sevk ve idaresindeki araç ile takiben geldiği yoldan kavşak alanına nizami bir şekilde giriş yapıp geçiş yapmak istediği sırada ışık ihlali ile kavşak alanına giren diğer sürücü idaresindeki araçla çarpıştıkları olayda atfı kabil kusurunun bulunmadığı, dava dışı sigortalı araç sürücüsü …’nin sevk ve idaresindeki otomobil ile olay mahalli kavşakta geçişini trafik ışıklarını dikkate alıp yeşil ışıkla birlikte dikkatli ve kontrollü yapması gerekirken bu hususa riayet etmediği, meydana gelen olayda %100 oranında asli ve tam kusurlu olduğu tespit edilmiştir.
Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi tarafından düzenlenen 26.08.2019 tarihli raporda davacının kaza nedeniyle sürekli maluliyetine neden olabilecek bir arızasının bulunmadığı, iyileşme süresinin 6 ay olarak kabulünün uygun olduğu tespit edilmiştir.
Mahkemece alınan aktüerya bilirkişi raporunda davacının geçici iş göremezlik zararının 4.912,36 TL olduğu; uzlaştırma raporuna göre dava dışı sürücü/işleten … tarafından davacıya maddi zararlarına karşılık 11.000,00 TL ödediği, davacının maddi tazminat alacağının bulunmadığı yönünde görüş bildirilmiş olup, ilk derece mahkemesince bu tespit doğrultusunda davanın reddine karar verilmiştir.
Mahkemece hükme esas alınan maluliyet tespitine ilişkin raporun kaza tarihinde yürürlükte bulunan yönetmelik hükümlerine göre düzenlenmiş olmasına, aktüerya bilirkişi raporunun denetime elverişli, dosya kapsamına ve hukuka uygun olmasına, belirlenen maddi tazminat tutarından daha yüksek bir maddi tazminat ödemesinin dava tarihinden önce uzlaşma aşamasında dava dışı sigortalı tarafından davacıya ödendiğinin anlaşılmasına göre, davacı vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.
Bu durumda, istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı yönünden istinaf karar harcı olan 179,90 TL maktu harçtan, peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 125,50 TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf başvurusu nedeniyle davacının yaptığı giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere 10.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.