Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2020/1080 E. 2023/294 K. 23.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1080
KARAR NO : 2023/294

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 03.02.2020
NUMARASI : 2018/140Esas 2020/96 Karar
DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 23.02.2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 23.02.2023

İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 03.02.2020 tarih 2018/140Esas 2020/96 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, ecrimisil indirimden faydalanmak için davalı banka aracılığı ile yapılan EFT ödemelerinden 16:39:23’de yapılan 47.897,48-TL tutarındaki ödemenin alıcı adı ve hesap numarasının uyumsuz olması nedeni 02/10/2018 tarihinde saat 09:17:15 itibariyle iade edilmesi nedeni ile zarara uğradığını, davalının kusurlu davranışı nedeniyle ecrimisl indiriminde faydalanamadığını, belirterek; 11.097,95-TL zararın temerrüt tarihi olan 23/11/2018 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili, davacı tarafından yapılan 47.897,48-TL EFT talebinin 16:41:26’da sisteme düştüğünü, EFT talebinde belirtilen alıcı adı ve hesap numarasının sistemde tanımlı kriterlere uygun olması nedeniyle kontrol edilerek operasyon merkezi uygulama esas ve usulleri doğrultusunda aynı gün davalıya iade işleminin yapıldığını, dava konusu işlemin banka şubesinin sistemine 17:15’de düşmüştüğünü, EFT işlem saatinin geçmiş olması sebebiyle iadenin ertesi güne kaldığını, bankanın yapmış olduğu işlemlerde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığını, belirterek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davalı banka tarafından İBAN numarası ile hesap adının eşleşmemesi nedeniyle davacı tarafından yapılan 47.897,48-TL tutarındaki EFT’nin gönderenin hesabına iade edilmesinde bankacılık mevzuatına aykırılık teşkil eden ve davalının sorumluluğunu gerektirir hatalı bir durumun bulunmadığı, gönderilen havalelerden birinin İBAN numarası ile hesap adının eşleşmemesine rağmen hatalı işlem sonucu yapılmış olmasının kazanılmış hak teşkil edemeyeceği, yanlış işlem sonucu esasaen bankacılık mevzuatı bakımından hesaba geri iadesi gerekirken havalenin gerçekleştirilmiş olmasının davacı tarafın aleyhine olarak bir sonuç doğurmadığı, tam tersi davacının lehine bir işlem olduğu, davalı bankanın sorumlu tutulamasını gerektirir kusurunun bulunmadığı, belirtilerek; davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davacı vekili, davacının ecrimisil indirimden faydalanmak için davalı banka nezdindeki hesaba EFT yapıldığını, 01.10.2018 tarihli EFT talimatından anlaşılacağı üzere 97.489,78-TL ve 47.897,48.-TL tutarlı iki ayrı taşınmaz numaralı ödemenin Karşıyaka Emlak Müdürlüğü’ne ait aynı hesaba yapılması tek bir talimatla talep edildiğini, 47.897,48-TL tutarındaki ödemenin 02.10.2018 tarihinde saat 09:17:15 itibariyle davalı … Bankası tarafından davacıın hesabına iade edildiğini, davacı tarafından aynı şekilde yeniden verilen talimat üzerine bu kez davalı bankaca ödemenin gerçekleştirildiğini, yapılan işlemlerde ödemelerin yapıldığı hesap numaraları ve hesap sahibine ilişkin bilgilerde herhangi bir farklılık bulunmadığını, davalı bankanın alıcı adı ve hesap numarasının uyumsuz olması şeklinde savunmasının yerinde olmadığı, ödemenin ertesi gün yapılmış olması nedeni ile davacının ecrimisil ödemesi indirimden faydalanamaması nedeni ile zarara uğradığını, davalının kusuru bulunduğunu, zarardan sorumlu olduğununu, rapora itirazlarının dikkate alınmadığını, belirterek; kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
Davalı vekili istinafa cevap dilekçesi ile davacının istinaf başvurusunun reddini talep etmiştir.
GEREKÇE : Dava, EFT işlemi sonucu uğranılan zararın tahsili istemine ilişkin olup ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
Davacı, davalı banka nezdindeki hesaba yapılan EFT’nin usulsüz olarak ödenmemesi nedeniyle zarara uğradığını ileri sürerek, uğranılan zararın davalı bankadan tazminini talep etmiştir. 01.10.2018 tarili davaya konu EFT işleminin yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan, 1211 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası Kanunu’nun 4. maddesi hükmüne istinaden çıkarılan, 19.12.2009 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası’nın 2009/10 sayılı tebliği ile değişik 10.10.2008 tarihli Resmi Gazetede Yayımlanan 2008/6 sayılı “Uluslararası Banka Hesap Numarası Hakkında Tebliğ’in” 7/1 maddesinde “Avrupa Ekonomik alanında yer alan ülkelerdeki hesaba yapılan para transferlerinde alıcıya ait IBAN’ın doğrulanması ve kullanılmasının zorunlu olduğu”, Tebliğin 7/2 maddesinde “Bankalara gelen ve alıcı hesap numarası IBAN olarak belirtilen para transferlerinde IBAN’ın doğrulanmasının zorunlu olduğu”, keza Tebliğin 7/4 maddesinde “… Alıcıya ait IBAN’ın kullanılması ve doğrulanmasının zorunlu olduğu”, Tebliğin 8. maddesinde de “Bankalarca bu tebliğin 4/7 maddesi hükümlerine göre yapılan kontrol sırasında yanlış olduğu tespit edilen transfer emirlerinin iade edilebileceği veya reddedilebileceği” düzenlenmiştir. Somut uyuşmazlıkta, davacının 01.10.2018 tarihli (16.39:23) 47.987,48-TL bedelli EFT talimatındaki IBAN numarası ile davacı tarafından belirtilen EFT alıcı bilgisinin uyuşmadığı sabittir. Bu halde, davalı bankanın anılan tebliğ hükümleri gereğince transfer emrini iade etmesi veya reddetmesi gerekmektedir. IBAN numarası ile alıcı bilgisinin uyuşmaması halinde bankaca yapılması gereken işlemler anılan tebliğin konusunu oluşturduğundan, tebliğe uygun şekilde söz konusu EFT’yi iade eden davalı bankanın atfı kabil bir kusuru söz konusu değildir. Keza, davacı para transferi yapmak istediği EFT alıcısı ile İBAN numarasını doğru şekilde belirtmek zorunda olup buna uygun davranmamıştır. Davacının işlem saati dikkate alındığında EFT saat aralığının geçmiş olması nedeni ile aynı gün içerisinde iade işleminin gerçekleştirebilmesi de mümkün olmadığından ertesi gün yapılan iade işlemininde de bankacılık kurallarına aykırılık bulunmadığı anlaşılmaktadır. Yine ilgili tebliğe aykırı şekilde davaya konu işlemden önce yapılan aynı mahiyetteki EFT işlemi ve iade üzerine yapılan tekrar yapılan EFT işleminin banka tarafından gerçekleştirilmiş olması da davalı bankanın, davaya konu EFT işlemi yönünden kusuru bulunduğu sonucu doğurmaz. Zira, eski hukukumuzdan gelen ve modern hukukumuzda da uygulama yeri bulan “su-i misal emsal olmaz” yani kötü örnek uyulacak veya takip edilecek örnek olarak alınamaz, yanlış uygulama karşılaştırmada esas alınamaz ilkesi ışığında davalı bankanın, anılan bankacılık kurallarına aykırı işlemleri, davaya konu bankacılık kurallarına uygun işlemine esas alınarak davalının sorumluluğu cihetine gidilemez. Aksi takdirde, bankacılık kurallarına aykırı işlem nedeniyle bir zararın ortaya çıkması halinde bankanın sorumlu olmadığı gibi bir sonuç ortaya çıkacak olur ki hukuk düzeni bu korumaz.
Açıklanan tüm bu hukuki ve maddi vakıalar karşısında; ilk derece mahkemesince hükme esas alınan bilirkişi raporunun hüküm kurmaya ve denetime elverişli, dosya kapsamına uygun olmasına, ilgili tebliğ ve mutat bankacılık uygulamaları ile örtüşecek şekilde davalı bankanın kusursuz olduğunun tespit edilmesine, hükmün dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayanağı maddî delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, ilk derece mahkemesince verilen kararda bir hukuka aykırılık bulunmamakla, davacının istinaf itirazları yerinde değildir.
Bu durumda, istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı yönünden istinaf karar harcı olan 179,90-TL maktu harçtan, peşin alınan 148,60-TL harcın mahsubu ile bakiye 31,30-TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf başvurusu nedeniyle davacının yaptığı giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere 23.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.