Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2020/1068 E. 2023/286 K. 23.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1068
KARAR NO : 2023/286

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 27.01.2020
NUMARASI : 2018/244 E. 2020/57 K.
DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 23.02.2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 23.02.2023

İzmir 6.Asliye Ticaret Mahkemesinin 27.01.2020 tarih 2018/244 E. 2020/57 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı … vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, davalıların işleteni ve sigortacısı olduğu aracın ile davacıya ait araca çarpması sonucunda maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, kusurun karşı tarafta olduğunu, davalıların zararı karışılama yükümlülüğü bulunduğunu, davalı … şirketine yapılan başvurunun sonuçsuz kaldığını, belirterek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla hasar bedeline karşılık 100,00-TL tazminatın temerrüt tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, ıslah dilekçesi ile dava değerini 12.297,03-TL ye artırmıştır.
CEVAP : Davalı vekili, görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi olduğunu, davalının böyle bir kazaya karışmadığını, hasarın gerçeği yansıtmadığını, hasar ve kusur tespiti yapılması gerektiğini, belirterek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, … plakalı araç sürücüsünün trafik kazasında asli ve tam kusurlu olduğu, … plakalı aracın kusurlu bulunmadığı, araç başına maddi hasar teminatının 36.000,00-TL olduğu, araçta 12.297,03-TL hasar meydana geldiği, davalıların bu hasardan sorumlu olduğu belirtilerek; davanın kabulüne karar verilmştir.
Karara karşı davalı … tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : davalı vekili, keşif ve kazaya karıştığı iddia edilen araçlar üzerinde inceleme yapılmadan düzenlenen bilirkişi raporuna göre karar verildiğini, delillerin eksik toplandığını, itirazların dikkate alnmadığını, davalının asli ve tam kusurlu olmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, hasarın gerçeği yansıtmadığını, proforma faturaların rapora esas alındığını, yedek parça indirimleri dikkate alınmadığını, belirterek; kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
Davacı vekili davalının istinaf talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE : Dava, trafik kazası nedeni ile davacının aracında oluşan hasar, bedelinin işletenin hukuki sorumluluğu ve ZMMS kapsamında tahsili istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne, karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. 85/1. ve 85/son maddeleri ile Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarına göre trafik kazası nedeni ile davacının aracında oluşan zarardan davalı … ile işleten sıfatına haiz araç maliki ve sürücünün sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında sorumlu olduğu amirdir.(Yargıtay HGK’nun 15.6.2011 tarih ve 2011/17-142 E. – 2011/411 K., 17. HD’ nın 20/05/2013 tairh ve 2012/8984 E. – 2013/7276 K. sayılı ilamları)
Davalının sorumluluğunun belirlenebilmesi için olayın oluşumunda tarafların mevcut kusur durumunun tespiti önem arzeder. İDM tarafından dosyaya kazandırılan bilirkişi raporu ile aksi ispat edilinceye kadar geçerli resmi belge olan kaza tespit tutanağı içeriği kapsamında belirlenen maddi olgular çerçevesinde olayın oluş şekli ile uygun düşecek şekilde kusur değerlendirilmesi yapılarak davalı araç sürücüsünün % 100 oranında asli kusurlu, davacının ise kusursuz olduğunun tespitinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamaktadır.
Motorlu aracın işletilmesi sırasında meydana gelen zararlardan dolayı sorumluluk zarar görenin uğradığı gerçek zarar ile sınırlıdır. BK’nun 42. (6102 sayılı Kanun 50. Md.) 6762 sayılı TTK’nın 1283. ( 6102 sayılı TTK’nın 1427 vd ) maddeleri gereğince sigortacı, sigorta ettiren veya sigortadan yararlananın uğradığı gerçek zararı tazminle yükümlü olup motorlu aracın neden olduğu zarar nedeniyle meydana gelen gerçek zarar giderilmelidir. Gerçek zarar, zarar gören şeyin eski hale getirilebilmesi için gereken onarım ve işçilik giderlerini kapsar. Davalı gerçek zarardan sorumlu olup araç hiç tamir edilmemiş olsaydı dahi zarar gören kişinin gerçek zararına göre tazminat miktarı hesaplanması gerekmektedir. Zira, zarar görenin çıkma ve eşdeğer parçalarla aracı tamir etmesi beklenemeyeceği gibi gerçek zarar ancak aracın onarımında tamamen orijinal parçalar kullanılmak suretiyle karşılanır. Hasar bedeli tespit edilirken sigorta şirketiyle servis arasında yapılan anlaşma vb nedenlerle yedek parça ve işçilik bedellerinin değerinde indirim yapılmaksızın meydana gelen gerçek zarar giderilmelidir. ( Yargıtay 17 HD’nın 15.12.2011 tarih ve 2011/4075 E. 2011/12321 K., 28.03.2016 tarih ve 2015/17481 E. 2016/3833 K., 04.04.2016 tarih ve 2015/14700 E. 2016/4229 K., 17.03.2014 tarih ve 2014/4531 E. 2014/3704 K. sayılı ilamları )
Açıklanan tüm bu hukuki ve maddi vakıalar karşısında; ilk derece mahkemesince hükme esas alınan bilirkişi raporunun hüküm kurmaya ve denetime elverişli olmasına, kusur ve hasarın anılan ilke ve esaslar ile örtüşecek şekilde olayın oluş şekli ve dosya kapsamına uygun olarak belirlenmesine, hükmün dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayanağı maddî delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, ilk derece mahkemesince verilen kararda bir hukuka aykırılık bulunmamakla, davalı vekilinin istinaf itirazları yerinde değildir.
Bu durumda, istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı …’in istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı … yönünden istinaf karar harcı olan 840,01-TL’den peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığında,
3-İstinaf başvurusu nedeniyle davalı … tarafından yapılan giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere 23.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.