Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2020/1057 E. 2023/260 K. 16.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1057
KARAR NO : 2023/260

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 04.02.2020
NUMARASI : 2017/653 E. 2020/76 K.
DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 16.02.2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 16.02.2023
İzmir 1.Asliye Ticaret Mahkemesinin 04.02.2022 tarih 2017/653 E. 2020/76 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı … ile …. Şti vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, davalıların sahibi, sürücüsü ve ZMM sigortacısı olduğu aracın çarpması sonucu davacılar murisinin hayatını kaybettiğini, kusurun karşı tarafta bulunduğunu, davacıların maddi ve manevi zarara uğradığını, davalıların zararı karşılamak zorunda olduğunu belirterek; her bir davacı için 50.000-TL olmak üzere toplam 200.000-TL manevi tazminat ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 2.000,00-TL maddi tazminatın müşterek ve müteselsilen, manevi tazminatın ise davalı malik ve sürücüden tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı … A.Ş. vekili, davalının sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında poliçe limiti ile sorumlu olduğunu, başvuru üzerine davacı tarafa 94.575,00-TL ödeme yapıldığını, davalının başkaca sorumluluğu bulunmadığını, davacıların destek tazminatı talep edemeyeceğini, ödenen meblağın güncellenerek mahsup edilmesi gerektiğini, belirterek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Şti. vekili, davalının kazadan sonra davacılar ile ilgilendiğini, kusur tespitini kabul etmediklerini, davacı eşe sigorta şirketi tarafından ödeme yapıldığını, diğer davacıların destekten yoksun kalma tazminatı koşullarının oluşmadığını, manevi tazminat talebinin fahiş olduğunu, belirterek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, olayın oluşumunda davalı sürücünün % 90 oranında asli, müteveffanın ise % 10 oranında tali kusurlu olduğu, destekten yoksun kalma tazminatına yönelik taleplerin yerinde olmadığı, manevi tazminat talebi yönünden eş için 40.000,00-TL, çocuklarının her biri için 30.000,00-TL manevi tazminat takdirinin uygun olduğu belirtilerek; davanın kısmen kabulüne fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davalı … ile … Şti tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ :Davalılar vekili, kusur tespitini kabul etmediklerini, rapora itirazların dikkate alınmadığını, takdir edilen manevi tazminatın fahiş olduğunu, yeterli araştırma yapılmadığını, tarafların yaşı ile sosyal ekonomik durumun dikkate alınmadığını, belirterek; kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
Davacı vekili istinafa cevap dilekçesi ile davalıların istinaf talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE : Dava, işletenin hukuki sorumluluğu ve ZMMS poliçesi kapsamında ölümlü trafik kazası nedeni ile davacıların maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 85. 88. ve 90. maddeleri ile göre trafik kazası nedeni ile davacıların manevi zararından, davalılar işleten sıfatına haiz araç maliki ve sürücüsü, sürücünün kusuru oranında müşterek ve müteselsilen sorumludur. Davalıların bu sorumluluğu kusura dayalı bir sorumluluk olup, olayın oluşumunda tarafların mevcut kusur durumun tespiti önem arzeder. İDM tarafından dosyaya kazandırılan bilirkişi raporu ile de olaya ilişkin ceza dava dosyası kapsamında belirlenen maddi olgular çerçevesinde olayın oluş şekli ile uygun düşecek şekilde kusur değerlendirilmesi yapılarak müteveffanın % 10 oranında tali, sürücünün ise % 90 oranında asli kusurlu olduğunun tespitinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamaktadır.
6098 sayılı Borçlar Kanunu’nun 49. maddesi gereğince haksız bir eylem sonucunda zarara uğrayan kimse, uğradığı maddi ve manevi zararın ödetilmesini isteyebilir. Manevi tazminat, zarar görenin kişilik değerlerinde meydana gelen eksilmenin ( manevi zararın )giderilmesi, tazmin ve telafi edilmesidir. Esasen manevi tazminat, ne bir ceza, ne de gerçek manasında bir tazminattır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır.(Yargıtay İBK 22/06/1966 tarih ve 1966/7 E. – 1966/7 K. sayılı ilamı) Olay nedeni ile davacıların manevi zarara uğrayacağı yadsınamaz bir gerçekliktir. Maddi zararda olduğu gibi manevi tazminatta kesin bir hesabın yapılması olanaksızdır. Bunun için tazminat miktarı, somut olayın özelliği, kusur durumu, tarafların sosyal ve ekonomik durumları dikkate alınarak M.K.nun 4. maddesi uyarınca hakim tarafından takdir ve tayin edilir. Miktarın belirlenmesinde her olaya göre değişebilecek özel hal ve şartların bulunacağı da gözetilerek takdir hakkını etkileyecek nedenleri karar yerinde objektif olarak gösterilmelidir. Bu itibarla, müteveffa mirasçıları davacıların, maruz kaldığı bu acı ve elem ile yaşadığı sıkıntılar nedeniyle oluşan manevi zararına karşılık, İDM tarafından takdir edilen manevi tazminat anılan ilke ve esaslar çerçevesinde makuldür.
Açıklanan tüm bu hukuki ve maddi vakıalar karşısında; ilk derece mahkemesince hükme esas alınan bilirkişi raporunun hüküm kurmaya ve denetime elverişli olmasına, kusurun olayın oluş şeklline ve dosya kapsamına uyumlu olarak belirlenmesine, maddi olaya uygun düşecek şekilde manevi tazminat takdirine, hükmün dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayanağı maddî delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir hukuka aykırılık görülmemesine göre, ilk derece mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik bulunmamakla, davalıların istinaf itirazları yerinde değildir.

Bu durumda, istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
H Ü K Ü M :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı … ile … Şti’nin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı … yönünden istinaf karar harcı olan 8.880,30-TL’den peşin alınan 444,50-TL’nin mahsubu ile bakiye 8.435,80-TL harcın davalı …’den alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davalı …. Şti yönünden istinaf karar harcı olan 8.880,30-TL’den peşin alınan 2.220,07-TL’nin mahsubu ile bakiye 6.660,23-TL harcın davalı … Şti’den alınarak hazineye gelir kaydına,
4-İstinaf başvurusu nedeniyle davalı … ile …. Şti tarafından yapılan giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere 16.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.