Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2020/1054 E. 2023/261 K. 17.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1054
KARAR NO : 2023/261

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 03/03/2020
NUMARASI : 2018/540 Esas 2020/187 Karar
DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 17.02.2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 17.02.2023
İzmir 5.Asliye Ticaret Mahkemesinin 03.03.2020 tarih 2018/540 Esas 2020/187 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, davacıya ait iş yerinin davalı sigorta şirket nezdinde sigortalı olduğunu, işyerinde bulunan dahili su borusunun patlaması neticesinde kesim makinesinin zarar gördüğünü, eksper raporuna göre hasar bedelinin 30.743,60-TL olduğunu, davalı tarafından zarara poliçe bedeli üzerinden % 2 muafiyet uygulanmak sureti ile 8.895,49-TL ödeme yapıldığı, muafiyet uygulanamayacağını, zararın tamamın karşılanması gerektiğini belirterek; fazlaya işkin haklar saklı kalmak kaydı ile şimdilik 1.000-TL hasar tazminat bedelinin davalı sigorta şirketinden başvuru tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, ıslah dilekçesi ile dava değerini 21.848,11-TL olacak şekilde artırmıştır.
CEVAP : Davalı vekili, taraflar arasında işyeri sigorta poliçesi düzenlendiğini, poliçede sel ve su baskınlarına poliçe bedelin üzerinden % 2 muafiyet uygulancağının kararlaştırıldığını, zararın yan yolda yapılan çalışma neticesinde yağmur sularının geri tepmesi ile oluştuğunu, hasarın sel ve su baskını klozu kapsamında değerlendirildiğini, tenzili muafiyet uygulanarak hasar bedeli olan 8.895,49-TL’nin davacı tarafa ödendiğini, davalı şirketin yükümlülüğünü yerine getirdiğini, belirterek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davalıya iş yeri sigorta poliçesi ile sigortalı bulunan davacının kiracısı bulunduğu iş yerinde su basmasından kaynaklı davacı makine ve ekipmanında oluşan hasarın iş yerindeki dahili su borusunun patlamasından kaynaklandığı, davacı makine ekipmanında iş bu nedenle 30.743,60-TL hasar ve zarar meydana geldiği, oluşan iş bu zararın poliçe limiti ve kapsamı dahilinde kaldığı, 8.895,49-TL ödeme mahsup edildiğinde, davacının tazmini gereken bakiye hasar bedeli zarar miktarının 21.848,11-TL olduğu, belirterek; davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karara karşı davalı tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davalı vekili, zararın …’ nin yan yolda çalışma yapması sırasında iş makinesinin ağırlığı nedeni ile ana boru çıkışının çökerek tahliye olamayan yağmur sularının iş yerinin tavanından geçen pimaş borudan geri tepmesi ile oluştuğunu, bu nedenle zararın sel ve su baskını kolozunda kaldığını, sigorta bedeli üzerinden % 2 oranında tenzili muafiyet uygulanması gerektiğini, rapora itirazların dikkate alınmadığını, eksik inceleme ile karar verildiğini, belirterek; kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
Davacı vekili istinafa cevap dilekçesi ile davalının istinaf talebinin reddi talep etmiştir.
GEREKÇE :Dava, iş yeri sigorta poliçesi kapsamında tazminat istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
Taraflar arasında düzenlenen poliçeyle, davacının iş yeri davalı tarafından “sel-su baskını” ve “dahili su” klozları ile ayrı ayrı teminat alıntına alınmış, sel ve su baskını halinde ise sigorta bedelinden % 2 oranında tenzili muafiyet uygulanacağı kararlaştırılmıştır. Esasen; taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacının iş yerinde oluşan zarara poliçe kapsamında tenzili muafiyet uygulanıp uygulanmayacağı noktasında toplanmaktadır. Zira, davacı zararın iş yerindeki su borusunun patlaması nedeniyle oluştuğu ve hasarın bu nedenle dahili su klozunda kaldığını ileri sürmekte, davalı ise iş yerinin yanındaki çalışma nedeniyle yağmur sularından kaynaklı olarak zararın meydana geldiğini, hasarın sel ve su baskını klozunda kaldığını savunmaktadır.
Dosyaya kazandırılan bilirkişi raporunda zararın sigortalı iş yerindeki hasarın dahili su borusunun patlaması neticesinde meydana geldiği bu nedenle zarara tenzili muafiyet uygulanmayacağı tespit edilmiştir. Sigorta şirketi, geçerli bir sigorta ilişkisi kurulduktan sonra oluşan rizikolardan sorumludur ve kural olarak rizikonun teminat dışında kaldığına ilişkin iddianın sigorta şirketi tarafından kanıtlanması gerekmektedir. Bir başka ifade ile zararın poliçe kapsamı dışında kaldığı hususunda ispat külfeti üzerinde davalı sigorta şirketindedir. Sigorta şirketinin, zararın poliçe kapsamı dışında kaldığını somut deliller ile ispat etmesi gerekir. Eldeki dava dosyasına konu somut olayda, sigorta şirketi tarafından sunulan deliller ve hasar dosyası içeriğinden zararın poliçe kapsamı dışında kaldığı hususunun davalı sigorta şirketi tarafından ispat edilemediğinin anlaşılması karşısında, sigorta şirketinin davacının oluşan gerçek zararının tamamından sorumlu olduğu anlaşılmaktadır.
Açıklanan tüm bu hukuki ve maddi vakıalar karşısında; ilk derece mahkemesince hükme esas alınan bilirkişi raporunun hüküm kurmaya ve denetime elverişli olmasına, hasarın anılan ilke ve esaslar ile örtüşecek şekilde olayın oluş şekli ve dosya kapsamına uygun olarak belirlenmesine, zararın dahili su klozu kapsamda kalması nedeniyle hasara tenzili muafiyet uygulanmamasına, davalı tarafından yapılan ödemenin tazminat miktarından mahsup edilmesine, bakiye miktarın poliçe limiti dahilinde hüküm altına alınmasına, zararın poliçe kapsamı dışında kaldığının davalı sigorta şirketi tarafından ispat edilememiş olmasına, hükmün dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayanağı maddî delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, ilk derece mahkemesince verilen kararda bir hukuka aykırılık bulunmamakla, davalının istinaf itirazları yerinde değildir.
Bu durumda, istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalının istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı yönünden istinaf karar harcı olan 1.492,44-TL’den peşin alınan 373,4‬0-TL’nin mahsubu ile eksik kalan 1.119,04-TL’nin davalıdan tahsiline,
3-İstinaf başvurusu nedeni ile davalının yaptığı giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere 17.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.