Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2020/1028 E. 2023/258 K. 16.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1028
KARAR NO : 2023/258

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 20.12.2019
NUMARASI : 2017/722 E. 2019/1449 K.
DAVANIN KONUSU : Maddi Tazminat
KARAR TARİHİ : 16.02.2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 16.02.2023
Taraflar arasındaki davadan dolayı İzmir 4.Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 20.12.2019 gün ve 2017/722 E. 2019/1449 K. sayılı hükmün istinaf yoluyla Dairemizce incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, davacıya ait iş yerinin davalı nezdinde sigortalı olduğunu, aşırı kar yağışı nedeniyle çatısının yıkılması nedeni ile hasar oluştuğunu, davalının zararı karşılama yükümlülüğü bulunduğunu, yapılan başvurunun sonuçsuz kaldığını belirterek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000,00-TL hasar bedelinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili, davacıya ait iş yerinin kobim güvende poliçesi ile sigortalı olduğunu, kar yağışı nedeniyle oluşan çatı çökmesi hasarının davalıya bildirildiğini, yapılan ekspertiz incelemesinde zararın poliçe kapsamı dışında kaldığının tespit edildiğini, davalının hasar bedelini ödeme yükümlülüğünün bulunmadığını, belirterek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, toplam hasarın KDV dahil 405.163,00-TL olduğu, sigorta poliçesinde verilen teminat limitleri içinde diğer doğal afetler için teminat toplam 750.000,00-TL olarak belirlendiği, muafiyet uygulanamayacağı, davalının zararı tazmin etmekle yükümlü olduğunu belirterek; davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davalı vekili, raporun hükme esas alınamayacağını, eksik sigorta bulunduğunu, tüm mal grupları yönünden toplam teminat bedelinin belirtildiğini, yeniden hesap yapılması gerektiğini, zarara poliçe kapsamında muafiyet uygulanması gerektiğini, gerçek zararın dikkate alınmadığını, belirterek; kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
Davacı istinafa cevap dilekçesi ile davalının istinaf talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE : Dava, iş yeri sigorta poliçesi kapsamında tazminat istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
Diğer adı (menfaat değerinin altında sigorta) olan eksik sigorta kavramı eski TTK.nun 1288 nci maddesinde düzenlenmiş olup, sigorta sözleşmesi ile kararlaştırılan sigorta bedelinin sigorta kuvertürüne alınan sigortalı mal veya buna ilişkin menfaatin taşıdığı değerin altında olmasını ifade eder. Sigorta sözleşmesi yapılırken sigorta ettirenin yanıltıcı bildirimi veya sigortacının yanılgısı sonucu sigortalanan mal veya menfaatin değeri olduğundan daha az bir bedelle sigorta güvencesine bağlanabilir. Anılan yasal düzenleme buyurucu nitelikte olmadığından aksi sözleşmeyle karalaştırılabilir. Sigorta sözleşmesi ile eksik sigorta hükümlerinin uygulanması kararlaştırılsa bile tam zayi halinde sigortacının sorumluluğunun kapsamı belirlenirken sigorta bedelinden indirim yoluna gidilemez. Başka bir anlatımla eksik sigorta, sigortalanan menfaatin kısmen zayii halinde işlerlik kazanır ve kısmi zayi gerçekleştiğinde sigortacının sorumluluğu sigorta sözleşmesi ile kararlaştırılan sigorta bedelinin sigorta ettirilen menfaatin gerçek değerine olan oranı hesaplanarak bu oranda yapılacak indirim sonucu kalan miktar ile sınırlı olur. Bu biçimde oranlamaya dayalı yapılan ödemeye esas olur. Bu biçimde oranlamaya dayalı yapılan ödemeye esas hesaplama yöntemine ise uygulamada proporsiyon adı verilmektedir.Diğer bir deyişle, eksik sigortada, sigorta bedeli, sigorta menfaat değerinin altında kalmaktadır. Sigorta edilen menfaatin kısmen zayi olması halinde, sigortacı sigorta bedelinin sigorta ettirilen menfaat değerine olan oranını hesaplamak suretiyle bu oranda indirim yaparak ödemede bulunur.
Eksik sigortayı düzenleyen 6102 sayılı TTK. 1462.maddesine göre sigorta bedeli, sigorta değerinden az olduğu takdirde, sigorta edilmiş menfaatin bir kısmının zarara uğraması hâlinde sigortacının, aksine sözleşme yoksa, sigorta bedelinin sigorta değerine olan oranına göre tazminat ödeyeceği düzenlenmiştir.
Taraflar arasında düzenlenen poliçe ile bina (yangın) teminatının 350.000-TL, demirbaş (yangın) 300.000-TL, emtia (yangın) teminatının 100.000-TL olarak belirlenmiş, diğer doğal afetler kapsamında fırtına ve kar ağırlığı poliçeye dahil edilerek bu nedenle meydana gelecek hasar teminatı da poliçe kapsamına alınmıştır. 28.02.2017 tarihli ekspertiz raporunda tam bina sigorta değerinin 619.653.00-TL olduğu, eksik sigorta bulunduğu, davacının talep edebileceği hasar bedelinin 151.533,00-TL olabileceği tespit edilmiştir. Dosyaya kazandırılan bilirkişi ek ve kök raporunda ise eksik sigorta bulunmadığı belertilerek, davacının talep edebileceği hasar bedelinin 413.050,20-TL olduğu hesap edilmiştir.
Mahkemece bilirkişi incelemesine başvurulduğunda; raporun, olayın özelliklerine ve uyuşmazlığın çeşidine göre yapılması gerekli olan inceleme ve değerlendirmeleri içermesi, raporda hâkimin uyuşmazlığı çözmesi için gerekli olan tüm özel ve teknik bilgilere ve açıklamalara usulünce yer vermesi, tarafların iddia, savunma ve itirazlarını gerekçeleriyle ve olayın teknik özellikleriyle tartışması, bu tartışmanın da denetime elverişli olması gerekmektedir. Bilirkişi raporunun teknik özellikleri taşımaması, denetime elverişli olmaması, mevcut bilirkişi raporları ile çelişki oluşturması ya da verilen bilgilere göre somut olayın özellikleri ve var olan teknik verilere göre kendi içinde çelişki oluşturur tarzda olması hâlinde söz konusu rapor hükme esas alınamayacaktır. Hâkim bu durumda, davayı aydınlatma yükümlülüğünün de bir gereği olarak, eksiklik veya belirsizliğin ya da çelişkilerin giderilmesi ve gerçeğin ortaya çıkarılması için bilirkişiden ek rapor almalı ya da yeni bir bilirkişi incelemesi yaptırmalıdır. Bu itibarla; İDM tarafından dosyaya kazandırılan bilirkişi raporu hükme esas alınmış ise de ekspertiz raporu karşısında hükme esas alınan bilirkişi raporu açıklanan ilkeler ışığında özellikle eksik sigorta itirazı yönünden yetersiz olup, davalının sorumluluğunun tespiti konusunda yapılan araştırma eksiktir. Ekspertiz raporu ile davalının itirazlarını tartışan ve telif eden denetime elverişli rapor alınmamıştır. Yapılan inceleme ve araştırma yetersiz olup eksik inceleme ve araştırma ile hüküm kurulamaz.
Açıklanan tüm bu hukuki ve maddi vakıalar karşısında; İDM tarafından dosyanın alanında uzman bilirkişi kuruluna tevdi ile ekspertiz raporuda belirtilen hususlar ile davalının rapora yönelik itirazlarını karşılayacak şekilde davacının talep edebileceği tazminat miktarını gösterir açıklamalı, ayrıntılı, denetime elverişli bilirkişi kurul raporu alınıp, varsa bu rapora yönelik itirazlarda karşılanıp oluşacak sonuca göre usuli kazanılmış haklar da gözetilerek karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ve incelemeyle yazılı biçimde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Bu durumda, ilk derece mahkemesince uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış ve değerlendirilmemiş olması nedeniyle istinaf istemine konu karara yönelik denetim yapılması mümkün değildir. O halde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6 maddesi uyarınca istinaf başvurusunun esasa ilişkin hususlar incelenmeksizin kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve kaldırma kararının sebep ve şekline göre sair istinaf itirazlarının incelenmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekmiştir.
H Ü K Ü M :Yukarıda açıklanan nedenenlerle;
1-Davalının istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca ESASA İLİŞKİN SEBEPLER İNCELENMEKSİZİN KABULÜNE,
2- İzmir 4.Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 20.12.2019 gün ve 2017/722 E. 2019/1449 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Dairemizin kararına uygun şekilde yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın mahal mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-Kaldırma kararının sebep ve şekline göre sair istinaf itirazlarının incelenmesine yer olmadığına
5-İstinaf yoluna başvuran tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde istinaf yoluna başvurana iadesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6 maddesi gereğince kesin olmak üzere 16.02.2023 tarihide oy birliğiyle karar verildi.