Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2020/1015 E. 2022/1416 K. 07.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1015
KARAR NO : 2022/1416

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 05.12.2019
NUMARASI : 2018/867 E. 2019/1346 K.
DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 07.10.2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 07.10.2022

Taraflar arasındaki davadan dolayı İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 05.12.2019 gün ve 2018/867 E. 2019/1346 K. sayılı hükmün istinaf yoluyla Dairemizce incelenmesi davalı … Sigorta A.Ş vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için üye hakim … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, davalı … adına kayıtlı, davalı … idaresinde bulunan ve diğer davalı … Sigorta A.Ş. tarafından kaza tarihinde ZMMS poliçesi ile sigortalı … plakalı araç ile davacının kullandığı elektrikli bisikletin karıştığı trafik kazası neticesinde davacının yaralandığını, İzmir 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 2014/265 E – 2014/265 K sayılı ilamı ile olayda 1.89 promil alkollü olduğu tespit edilen davalı araç sürücüsünün asli tam kusurlu olması sebebiyle cezalandırıldığını, kaza nedeniyle kalıcı malul olan davacının ameliyat geçirdiğini, 6 gün hastanede yattığını, hastane sonrası evde bakım ve tedavisine devam edildiğini, davalı sigorta şirketine yapılan başvuruya istinaden 18.05.2018 tarihinde 8.112,00-TL ödeme yapıldığını, bu ödemenin davacının zararını karşılamadığını; belirterek belirsiz alacak davası şeklinde fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, maluliyet tazminatı için 900,00-TL, bakıcı gideri için 100,00-TL olmak üzere toplam 1.000-TL maddi tazminatın davalılardan, 30.000-TL manevi tazminatın ise sigorta şirketi dışındaki diğer davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili, belirsiz alacak davası açmasında hukuki yarar bulunmadığını, davanın zamanaşımına uğradığını, davalı şirket nezdinde sigortalı araç sürücüsünün % 100 kusuruyla davacının % 1 oranında maluliyetine sebebiyet verdiğini, davacıya 8.112,00-TL ödeme yapılarak tüm zararın karşılandığını, bakıcı giderine hükmedilebilmesi için maluliyet oranının en az % 69 olması gerektiğini, bakıcı giderleri talep edilemeyeceğinden bakıcı gideri tazminatı talebinin reddi gerektiğini, şirketin yalnızca dava tarihinden itibaren yasal faizden sorumlu olabileceğini, belirterek; davanın reddine, karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, kazanın oluşumunda davalı sigorta şirketi tarafından ZMSS poliçesi ile sigortalı bulunan aracın sürücüsü …’ in % 100 oranında asli kusurlu, davacının kusursuz olduğu, olay nedeni ile davacının % 8 oranında sürekli ve 9 ay süre ile de geçici iş gücü kaybına uğrayacak şekilde yaralandığı, zararın ZMSS poliçesi limiti ve kapsamı dahilinde kaldığı belirtilerek; davanın kabulü ile 6.990,00-TL bakıcı, 78.796,42-TL, sürekli iş gücü kaybı tazminatının davalılardan, 30.000-TL manevi tazminatın ise davalılar … ve …’den tahsiline karar verilmiştir.
Karara karşı davalı sigorta şirketi vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur
İSTİNAF NEDENLERİ : Davalı vekili, davacının daha önce maluliyet oranın % 1 olarak belirlendiğini, raporlar arasındaki çelişki bulunduğunu, Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulundan rapor alınması gerektiğini, kaza tarihinde henüz gelişme çağında olan davacının maluliyetinin sonradan artış göstermesinin makul olmadığını, davacının artan maluliyet oranının kaza ile illiyetli olup olmadığının tespit edilmesi gerektiğini, hükme esas alınan maluliyet raporunda davacının bakıcıya muhtaç olduğuna dair tespit yapılmadığını, aktüer bilirkişisinin takdir yetkisinde bulunmayan bir hususta farazi bir varsayıma dayalı olarak bakıcı gideri hesaplanamayacağını, kusur oranının tespiti için dosyanın Adli Tıp Trafik İhtisas Kurulundan rapor alınması gerektiğini, poliçe limitleri ile sınırlı olarak sorumlu tutulabileceğini istinaf nedenleri olarak ileri sürmekle kararın kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE : Dava, işletenin hukuki sorumluluğu ve ZMMS poliçesi kapsamında trafik kazası sonucu oluşan iş gücü kaybı nedeni ile maddi ve tazminat istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
Davalı sigorta şirketi tarafından ZMMS poliçesi kapsamında sigortalı davalı … adına kayıtlı, davalı …’in sürücüsü olduğu … plakalı araç ile davacının kullandığı elektrikli bisikletin karıştığı trafik kazası neticesinde dosya kazandırılan maluliyet, kusur ve hesap bilirkişi raporlarına göre davacının % 8 oranında sürekli dokuz ( 9 ) ay süre ile geçici iş gücü kaybı oluşacak şekilde yaralandığı, olayın oluşumunda davalı sigortalı araç sürücüsünün % 100 oranında asli, davacının ise kusursuz olduğu ve davacının 5.004,79-TL geçici, 78.796,42-TL sürekli iş gücü kaybı zararı ve 6.990,90-TL bakıcı gideri oluştuğu belirtilmiştir.
Dava konusu olaya ilişkin İzmir 1. Ağır Ceza Ceza Mahkemesi’nin 2014/265 Esas sayılı dava dosyası kapsamında yapılan yargılamada 1,89 promil alkollü araç kullanan davalı sürücünün asli ve tam kusurlu, davacının ise kusursuz olduğu kabul edilmiş ve Yargıtay temyiz incelemesini müteakip 24.03.2016 tarihinde dava dosyasının kesinleştiği anlaşılmıştır.
Ceza Mahkemesi kararlarının Hukuk Mahkemesine etkisi Borçlar Kanununun 53. ( TBK 74) maddesinde düzenlenmiş olup, Hukuk Hâkimi Ceza Mahkemesinin kesinleşmiş kararları karşısında esas bakımından ilke olarak bağımsız kılınmıştır. Ceza Mahkemesince verilen beraat kararı, kusur ve derecesi, zarar tutarı, temyiz gücü ve yükletilme yeterliği, illiyet gibi esasların Hukuk Hâkimini bağlamayacağı konusunda duraksama bulunmamaktadır. Ancak, maddi olayları ve yasak eylemlerin varlığını saptayan ceza mahkemesi kararı, taraflar yönünden kesin delil niteliğini taşır. ( Yargıtay HGK’nın 24/12/2014 tarih ve ve 2014/4-846 E. – 2014/1091 K. sayılı ilamı ) Ceza mahkemesinin kesinleşmiş kararı ile belirlenen bu maddi olguların hukuk mahkemesi tarafından kabulü zorunludur. ( Yargıtay 17. HDB’nın 14/06/2016 tarih ve 2015/3502 E. – 2016/7282 K. sayılı ilamı)
İstinaf kanun yoluna başvuran davalı kusur ve maluliyet raporlarının hüküm kurmaya elverişliği olmadığı ileri sürülmüş ise de; mahkemece hükme esas alınan kusur raporunun ceza dava dosyası kapsamında belirlenen maddi olgular çerçevesinde olayın oluş şekli ile uyumlu olduğu, anlaşılmakla davalının kusura yönelik istinaf talebi yerinde görülmemiştir.
Haksız fiil sonucu çalışma gücünde kayıp olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının tespiti açısından maluliyetin varlığı ve oranının doğru bir şekilde belirlenmesi gerekmektedir. Söz konusu belirlemenin ise Adli Tıp Kurumu veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşlarının çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikâyetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden kaza tarihi 11/10/2008 tarihinden önce ise Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11/10/2008 tarihi ile 01/09/2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01/09/2013 – 01/06/2015 tarihleri arası Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği, 01/06/2015-20/02/2019 tarihleri arası Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurul Raporları Hakkında Yönetmelik, 20/02/2019 tarihinden sonra Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir.(Yargıtay 4.HDB’nın 20/06/2022 tarih ve 2021/13933 E. 2022/9109 K. Sayılı ilamı )
İlk derece mahkemesince dosyaya kazandırılan E.Ü. Tıp Fakültesi Adli Tıp ADB başkanlığı maluliyet raporunda kaza tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre maluliyet değerlendirmesi yapılmadığı ve raporda davacının kaza nedeni ile bakıma muhtaç hale gelip gelmediğine yer verilmediği görülmektedir. Bu yönüyle, söz konusu rapor maluliyet oranı tespitine ve bakıcı ihtiyacına ilişkin hükme esas almaya elverişli olmadığından, maluliyetin belirlenmesi konusunda yapılan araştırma yetersizdir. (Yargıtay 17. HDB’nın 2019/6471 E. – 2020/8916 K., 4. HDB’nın 2021/17167 E. – 2021/4326 K. Sayılı ilamı)
Açıklanan tüm bu hukuki ve maddi vakıalar karşısında; istinaf edenin sıfatına göre İDM tarafından olay tarihinden yürürlükte bulunan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre, davacının mevcut yaralanması nedeni ile iş göremezlik oranının tespiti ile geçici ve sürekli işgöremezlik döneminde bakıcıya ihtiyacı olup olmayacağı, bakıcıya ihtiyaç olması halinde hangi tarihten itibaren bakıcıya ihtiyaç duyacağı, bakıcı ihtiyacının süresi (tam zamanlı/yarı zamanlı/süreli) konusunda Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulu veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlıklarından kurul halinde düzenlenecek açıklamalı, ayrıntılı, denetime elverişli maluliyet raporu dosyaya kazandırılıp, oluşacak sonuca göre usuli kazanılmış haklar da gözetilerek karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ve incelemeyle yazılı biçimde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Bu durumda, ilk derece mahkemesince uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış ve değerlendirilmemiş olması nedeniyle istinaf istemine konu karara yönelik denetim yapılması mümkün değildir. O halde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6 maddesi uyarınca istinaf başvurularının esasa ilişkin hususlar incelenmeksizin kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve kaldırma kararının sebep ve şekline göre sair istinaf itirazlarının incelenmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenenlerle;
1-Davalı … Sigorta A.Ş vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca ESASA İLİŞKİN SEBEPLER İNCELENMEKSİZİN KABULÜNE,
2-İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 05.12.2019 gün ve 2018/867 E. 2019/1346 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Dairemizin kararına uygun şekilde yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın mahal mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-İstinaf yoluna başvuran tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde istinaf yoluna başvurana iadesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6 maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.07.10.2022