Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2019/993 E. 2022/357 K. 02.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2019/993
KARAR NO : 2022/357

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/10/2018
NUMARASI : 2016/578 Esas 2018/871 Karar
DAVANIN KONUSU : Alacak
KARAR TARİHİ : 02.03.2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 02.03.2022

İzmir 1.Asliye Ticaret Mahkemesinin 12.10.2018 tarih 2016/578 Esas 2018/871 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :Davacı vekili, müvekkili şirkete ait … plakalı aracın araç şirket müdürünün sevk ve idaresinde iken 10.11.2015 tarihinde maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, kaza yerine yaklaşık 50 metre uzaklıkta görev yapan Menderes İlçe Emniyet Müdürlüğü Trafik Denetleme Büro Amirliğinde çalışan polis memurlarının olayı görerek kaza yerine geldiklerini ve maddi hasarlı trafik kazası tespit tutanağı düzenlediklerini, ancak davalı şirketin kazanın ihbarda belirtildiği şekilde gerçekleşmediği iddiasıyla beyan yükümlülüğüne aykırılık nedeniyle kasko poliçesinin iptal edildiğini bildirdiğini iddia ederek, öncelikle aracın kaza tarihindeki rayiç bedelinden sovtaj bedeli düşülerek kaza tarihinden itibaren reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, mümkün olmadığı takdirde hasar giderim bedelinin kaza tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, davacı tarafça kaza öncesinde ve sonrasında hasarın büyümesi amacıyla araca müdahale edildiğini, kaza tarihinden 10-12 gün önce müvekkili şirkete dava konusu aracın bazı kısımlarına önceden bilerek zarar verildiği yönünde ihbar geldiğini, müvekkili şirket tarafından hasar dosyası açıldığını, hasarın incelenmesi için alınan 07/12/2015 tarihli ekspertiz raporunda kaza ile araçta meydana gelen hasarın uyumsuz olduğunun tespit edildiğini, kaza saatinin sürücünün yazılı beyanında 21:00 olarak belirtilmiş olmasına rağmen, asistan aramasının 20:16’da henüz araç kazaya karışmamış iken yapıldığını, olay yerinde çekilen fotoğraflarda aracın sol ön çamurluğunda hasar bulunmadığı halde serviste çekilen fotoğraflarda bu parçanın da hasarlı olduğunu, aracın ön kısmındaki hasar izlerinin olay yerindeki elektrik direği ile uyumsuz olduğunu, sağ ve sol ön çamurluk üzerindeki hasar izlerinin olay yeri ile uyumsuz olduğunu, kaza tarihinden bir gün öncesinden hasarsız olduğunun gösterilmesi amacıyla çekilen fotoğraflar yakınlaştırıldığında aracın kazadan önce hava yastığı kapaklarının açık olduğunun görüldüğünü, aracın kaza anında 38.015 km’de iken yapılan inceleme ile … plakalı aracın beyni diagnoztik test ile okutulduğunu ve aracın hava yastıklarının 36.212 km’de açılmış olduğunun tespit edildiğini, bu durumun aracın kaza anından önce hava yastıklarının manuel müdahale ile açılmış olduğunu gösterdiğini, sürücü ve hava yastıklarının çarpışmaya bağlı olarak aynı anda açılması gerekirken 15 dakikalık zaman farkı ile açıldığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece, Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinden alınan 22/06/2018 tarihli raporda, dava konusu araçta meydana gelen hasar durumu ve miktarının 10.11.2015 tarihinde belirtilen yerde ve belirtildiği şekilde meydana gelmediği, hasarın oluşla uyumlu olmadığı, en azından bazı parçaların (sürücü ve yolcu hava yastıkları, emniyet kemerleri, direksiyon pompası, hidrolik yağ kutusu, ön çamurluklar vb.) belirtilen kaza öncesinde veya sonrasında hasarlandığı yönünde görüş bildirildiği, davaya konu aracın bilirkişinin ayrıntılı incelemesi için yetkili serviste davacı tarafça hazır edilmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, davacı vekilince istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ :Davacı vekili, trafik kaza tespit tutanağını düzenleyen polis memurunun mahkeme huzurunda verdiği yeminli ifadesinde, kaza tutanağı içeriğinin doğru olduğunu beyan ettiğini, kabul anlamına gelmemekle birlikte dava konusu araçta meydana gelen hasarın bir kısmının kazadan önce meydana geldiğinin kabulü halinde, bu hasarın ödenecek toplam hasar tutarından düşülmesi, kalan zararın ödenmesi gerektiğini, davanın tamamının reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, Adli Tıp Kurumu raporuna esas alınan 28.11.2015 tarihli raporu kabul etmediklerini, bu belgenin davalı tarafça ücret karşılığında düzenlettirilen bir rapor olduğunu, söz konusu inceleme ve diagonistik testinin de müvekkilinin yokluğunda, hiçbir bilgi verilmeden habersizce yapıldığını, kaza öncesi araçta oluşan bir kısım hasarların müvekkili tarafından fark edilmemiş ve tamir için müracaat edilmemiş olmasının kasko şirketinin sorumluluğunu ortadan kaldırmayacağını, kazadan önce sürücü ve yolcu hava yastıklarının açıldığı iddiasını kabul etmediklerini, aracın kazadan bir gün önce çekilmiş fotoğrafı bulunduğunu, bu fotoğrafta aracın sağlam ve hareket halinde olduğunu, diagnostic test sonuçları hususunda hatalı değerlendirme ve yanlış test sonuçları alınmış olması ihtimalinin bulunduğunu, dava konusu aracın aylarca serviste kaldığını, kullanılamadığını, sonrasında şirket kendi imkanları ile tamir ettirilerek değerinin çok altında satıldığını belirterek, kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE : Dava, davacı şirkete ait araçta tek taraflı trafik kazası nedeniyle oluşan hasarın tazmini istemine ilişkindir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
Dava konusu kazanın ardından Menderes Trafik Denetleme Büro Amirliğinde görevli polis memurları tarafından düzenlenen trafik kazası tespit tutanağında, dava dışı sürücü …’un sevk ve idaresindeki … plakalı aracı ile İzmir istikametinden Kuşadası istikametine seyir halinde iken İstiklal kavşağına geldiğinde aracın direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucunda orta refüje çıkarak aracının ön kısmı ile aydınlatma direğine çarpması sonucu tek taraflı maddi hasarlı trafik kazasının meydana geldiği, sürücünün kusurlu olduğunun belirtildiği görülmektedir.
Dava konusu kazaya ilişkin olarak davalı şirket tarafından açılan hasar dosyası kapsamında alınan 07.12.2015 tarihli ekspertiz raporunda hasarın oluşumunun ile kaza ile uyumsuz olduğu tespit edilmiştir.
İlk derece mahkemesince dava konusu araç üzerinde, otomotiv bilirkişi refakatinde yapılan keşif üzerine düzenlenen 12.04.2017 tarihli bilirkişi raporunda, araçta hasarın giderilmiş olduğu, davalı tarafın hava yastıklarının kazadan önce araç 36.212 km’de iken açıldığına yönelik iddiasının incelenmesi için aracın yetkili servise götürülerek tespit yapılmasının kararlaştırıldığı, ancak kararlaştırılan günden bir gün önce aracın yeni alıcısı tarafından Van İline götürülmesi nedeniyle bu incelemenin yapılamadığı bildirilmiştir. İlk derece mahkemesince Van Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi’ne talimat yazılarak dava konusu araç üzerinde inceleme yapılarak hava yastıklarının kazadan önce açılmış olup olmadığının araştırılması istenilmiş, aracın yeni maliki tarafından aracın hazır edilmemesi üzerine talimat evrakı bilaikmal iade edilmiştir.
Mahkemece Adli Tıp Kurumu Ankara Adli Tıp Grup Başkanlığından alınan 22.06.2018 tarihli raporda, sürücü …’un sigorta şirketine yazmış olduğu dilekçesi, bu dilekçesindeki oluşa ilişkin beyanları, kaza sonrası mahalde çekilmiş araca ait fotoğraflar ile sonradan çekilen fotoğraflarda görülen hasar durumları, diagnoz test sonuçları, diagnoz test uzmanı … tarafından düzenlenen 28.11.2015 tarihli rapordaki tespitler ve diğer tüm verilerin incelenmesi sonucunda, sürücü …’un kazayı saat 22:00 sıralarında yapmasına rağmen sigorta yol yardım hizmetlerini 20:16 ile 21:09 saatlerinde 2 defa aradığı, kaza yerinde çekilen fotoğraflarda sol ön ve sağ ön çamurluklarda hasar görülmemesine karşılık sonradan çekilen fotoğraflarda, mevcut kazayla meydana gelmesi mümkün olmayacak şekilde ön çamurluklarda hasarların mevcut olduğu, ön tampon demiri hasarı ile motor kaputu önündeki hasarın birbiriyle uyum sağlamadığı, aracın sol ön teker hizası iç bölümünde bulunan direksiyon pompası ve hidrolik yağı rezerv kutusunun aldığı darbe sonucu kırılmış olduğu, aracın belirtilen kaza noktasına getirilmeden önce bu parçaların hasarlı olduğu, araç üzerinde yapılan diagnoz test uygulaması sonuçlarının incelenmesi sonucunda da aracın beyan edilen kazadan sonra yol seyrinin mümkün olmadığı, kaza tarihinde 38.015 km’de olduğu, hava yastıklarının ve diğer aksamların diagnoz testleri sonucunda bu km seviyesinde kayıtlarının olması gerektiği, sürücü ve yolcu hava yastığı arıza kayıtlarının 36.242 km’de belirlendiği, aracın emniyet kemerleri ile ilgili kayıt bulunmazken hava yastıklarının açılmış olmasının yapım ve donanım tekniğiyle örtüşmediği, diagnoz kayıtlarında sürücü hava yastığı arıza kaydı ile yolcu hava yastığı kaydı arasında 15 dakikalık fark olduğu, araçta meydana gelen hasar durumu ve miktarının 10.11.2015 tarihinde belirtilen yerde ve belirtildiği şekilde meydana gelmediği, hasarın oluşla uyumlu olmadığı, en azından bazı parçaların (sürücü ve yolcu hava yastıkları, emniyet kemerleri, direksiyon pompası, hidrolik yağ kutusu, ön çamurluklar vb.) belirtilen kaza öncesinde veya sonrasında hasarlandığı tespit edilmiştir. Alınan bilirkişi raporlarının hüküm kurmaya ve denetime elverişli, dosya kapsamına ve olayın oluş şekline uygun olduğu, davacı tarafça bu tespitlerin gerçek olmadığı iddia edilmiş ise de, aracın yetkili serviste hazır edilmesinden kaçınıldığı kanaatine varılmış olup, davanın reddine karar verilmesi doğru olmakla davacı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmemiştir.
İstinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların, açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı yönünden istinaf karar harcı olan 80,70 TL’den peşin alınan 44,40 TL’nin mahsubu ile eksik kalan 36,30 TL’nin davacıdan tahsiline,
3-İstinaf başvurusu nedeni ile davacının yaptığı giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 02.03.2022