Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2019/946 E. 2021/1581 K. 22.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2019/946
KARAR NO : 2021/1581

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/01/2019
NUMARASI : 2016/1067 Esas 2019/7 Karar
DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 22.12.2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 22.12.2021

Taraflar arasındaki davadan dolayı İzmir 1.Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 09.01.2019 gün ve 2016/1067 Esas 2019/7 Karar sayılı hükmün istinaf yoluyla Dairemizce incelenmesi davalılar vekilleri tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için üye …. tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, 01.03.2016 tarihinde, müvekkiline ait ve dava dışı sürücünün sevk ve idaresindeki araca, davalı …. ‘nin ZMMS sigortacısı, davalı …. ‘nin ihtiyari mali sigortacısı olduğu aracın çarpmasıyla meydana gelen kazada, müvekkil aracında hasar ve değer kaybı oluştuğunu, tespit mahkemesinde alınan bilirkişi raporunda, araçta 52.470,00 TL parça, 70,00 TL cüzi hurda bedeli indirimi ve 7.500,00 TL işçilik toplamı zarar olduğunun ve 7.500,00 TL değer kaybı tespit edildiğini, davalı sigorta şirketine başvurunun yapıldığını ancak bir ödeme olmadığını, davanın belirsiz alacak davası olduğunu ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı tutularak, tespit edilecek toplam zararın 29.000,00 TL’sine kadar olan kısmının kazaya sebebiyet veren aracın trafik sigortacısı …. ‘ den bakiye kısmının ise sigorta poliçesi limitiyle sınırlı olmak kaydıyla …. ‘den şimdilik 10.000,00 TL ‘nin faiziyle ve tespit giderlerinin yargılama gideri olarak tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, bedel arttırım dilekçesiyle, hasar bedeli talebini 58.850,00 TL’ye, değer kaybı talebini 5.000,00 TL’ye yükselterek, toplam 63.850,00 TL ‘nin 29.000 TL’ sinin …. ‘ den, kalan 34.850,00 TL nin ihtiyari Mali Mesuliyet Sigortası kapsamında …. den tahsiline karar verilmesini istemiştir.
CEVAP :Davalı …. vekili, cevap dilekçesinde özetle; 6704 sayılı yasa uyarınca dava açılmadan önce müvekkil şirkete davacının başvuruda bulunma zorunluluğu bulunduğu halde başvuruda bulunmadığından dava şartı yokluğundan usulden davanın reddi gerektiğini, müvekkil ikametgahı Beykoz İstanbul’da bulunduğundan İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesinin yetkili bulunduğunu iddia ederek usul yönünden itirazlarda bulunmuş, esas yönünden ise aktedilen ZMMS poliçesine göre müvekkil sigorta şirketinin sorumluluk limitinin 31.000,00 TL olduğunu, davacı taleplerinin fahiş bulunduğu, kaza öncesi zaten hasarlı olan aracın parçalarının toplanarak çalışır vaziyete getirilmesi sureti ile planlı kazaya dahil edildiği yönünde tespitler elde edildiğini, kaza sonunda polis tutanağı düzenletilerek kazaya inandırıcılık kazandırıldığını, kaza şaibeli olduğundan haksız ve kötü niyetli talebinin reddi gerektiği, müvekkilinin sigorta sorumluluk derecesinde sorumlu olduğu, eda davası açılacak hallerde tespit davası açılamayacağını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı …. vekili, Yargıtay’ın yerleşik içtihatları gereği kasko sigortası İMMS teminatına dahil olmadığını, bu sebeple değer kaybına ilişkin talebin reddi gerektiğini ZMMS sigorta hadlerinin üzerinde kalan kısmından müvekkilin sorumlu bulunduğunu, Zorunlu Trafik Sigortasının 2016 tarihinde teminat limiti olan 31.000 TL’yi aşan kısmının bulunması durumunda İMM nin devreye gireceği, davalılar arasında müteselsil sorumluluk değil zincirleme sorumluluk olduğunu, gerçek zararın tespiti gerektiğini, davacı tarafa ait aracın 25.01.2015 tarihinde meydana gelen kazadan dolayı ağır hasarlandığını, sonrasında renginin değiştirilerek, siyaha dönüştürüldüğünü, tespit dosyasına daha önceki hasara ait fotoğrafları koyarak, fahiş hesaplama yaptırdığını, işçilik ve parça değerlerini de tespit raporlarında fahiş hesaplandığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre ;denetime ve hüküm kurmaya elverişli olan bilirkişi raporuna göre davalı sigortalı araç sürücüsünün % 100 oranında kusurlu, davacıya ait araç sürücüsünün kusursuz olduğu, dava konusu araçta 58.850,00 TL hasar ve 5.000,00 TL değer kaybı meydana geldiği ,davacının davayı açmakta hukuki yararının olduğu, davalı sigorta şirketlerinin sigortalısının vermiş olduğu zarardan sigortalının kusur oranında sorumlu oldukları gerekçesiyle, davanın kabulüne, 58.850,00TL hasar bedeli ve 5.000,00 TL değer kaybından ibaret toplam 63.850,00 TL maddi tazminatın 29.000,00TL’ sinin davalı …. ‘den, 34.850,00 TL sinin poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere davalı …. ‘den dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmiştir.
Karara karşı davalılar vekilleri tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ :Davalı …. vekili, kaza tarihi olan 2016 tarihinde ZMMS poliçe limiti 31.000,00 TL olduğu halde, mahkemece 29.000,00 TL ‘ yi aşan İhtiyari Mali Mesuliyet Sigortacısı müvekkilin sorumlu tutulduğunu, müvekkilin 31.000,00 TL ‘yi aşan kısmından sorumlu olduğunu, sorumlu olunan miktarlara göre, masraf ve vekalet ücretlerinin de ayrı ayrı belirlenmesi gerektiğini, hasar incelemesi ile ilgili olarak bilirkişi heyetinin araçla ilgili olarak delil tespit dosyasındaki hesaplamalara uyduğunu, hasarların değerlendirmesinin yüzeysel olarak sadece tespit raporu ve ekspertiz raporlarındaki veriler değerlendirilerek yapıldığını, dava konusu araç üzerinde inceleme ve araştırma yapmadan bilirkişi raporu ve ek raporu hazırlandığını, raporda hatalı değerlendirmeler yapıldığını, yazılı beyanlarında ve itirazlarında belirtildiği üzere, davacı tarafın yaptırmış olduğu tespit raporuna sunulan, davacıya ait …. renkli ….’nin hasarlı resimleri incelendiğinde daha önce 25/01/2015 tarihinde meydana gelen başka bir kazada …. ’deki 8405364 nolu hasar dosyasında mevcut olan davacı aracının mavi renkte olduğu zamanda hasara uğradığının, ve bu hasara ilişkin resimlerindeki uğranılan hasarlar ile aynı hasar parçalarının bulunduğunun görüldüğünü, bilirkişi, raporunda sadece tespit raporundaki verilere dayanılmış olması sebebiyle bu itirazlar değerlendirmeden inceleme yapılarak ve fahiş olarak tespit yaptığını, ek bilirkişi raporunda da bu hususlara hiçbir şekilde değinilmediğini, ek bilirkişi raporunda hasarın oluş şekline ve tespit raporundaki hasarlı olduğu belirtilen parçalara bakmadan doğrudan bedelleri kıyaslayarak hatalı olarak hazırlandığını, kazanın oluş şekli ile irtibatlı olmayan Sürücü Airbegi, Emniyet Kemer Kolu Sağ, Emniyet Keme Kolu Sol parçalarının bedelleri de hasara katılarak hesaplama yapıldığını, kazanın oluş şekli arkadan çarpma olup bu belirtilen hasarlar ise kaza ile illiyet bağı bulunmayan parçalar olduğunu, ancak bu hususların hiçbirinin ek bilirkişi raporunda cevaplanmadığını ileri sümektedir.
Davalı …. vekili,26.04.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6704 Sayılı yasa ile değişik 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 97. maddesinde yapılan değişiklik ile sigorta şirketi aleyhine dava açılmadan önce başvuru yapılması şartı getirilmediğini, cevap dilekçelerinde de ayrıntısı ile açıkladığı üzere davacı tarafın işbu davayı ikame etmesi sonrasında müvekkil şirket tarafından konu kazaya ilişkin inceleme yaptırarak sigorta eksper …. tarafından hazırlanan eksper raporunda araçtaki hasarın 11.501,73 TL olduğunun, davacıya ait aracın geçmiş tarihli kazası nedeniyle ağır hasar kaydı olduğu kayıtlarda görüldüğü, belirterek rapor sonucunda “…İlgili hasar dosyasında ilk anda onarıma yönlendirilmesinde anlaşılan parçalar onarım olarak değerlendirilmiş olup, ayrıca mevcut hasar öncesinde hasarlı olduğu tespit edilen airbag ve ilgili parçaları ekspertizde talep edilmesi sebebiyle 2. Hasar olarak raporda belirtilmiştir… Genel Hasar Hesap Özetinde ise hasar miktarı toplam 15.986,63 TL olarak tespit edilmiştir. ” yazılarak, ödeme konusundaki takdir ve iki farklı hesabın müvekkil şirkete iletildiğini, müvekkil tarafından yapılan değerlendirmelerde ise, yapılmak istenen araştırma için gerek mağdur araç sahibi gerek oto servisin görüşme yapmayı reddetmesi, mağdur aracın önceden hasarlı olduğu ve …. tarafından üzerinde çok fazla işlem olduğunun tespit edilmiş olması, kamera kayıtlarında ise, kazadan yaklaşık 2 saat önce mağdur aracın sürücü Airbag’inin patlak olduğunun görülmesi, aracın onarım maliyetinin 13.548,00 TL olduğu tespit edilmesi nedeni ile ödeme yapılmadığını, yer alan bilgilere göre, iddia edilen kazanın şaibeli olduğunu, yapılan çalışmalarda kaza öncesinde zaten hasarlı olan aracın, parçalarının toplanarak çalışır vaziyete getirilmesi suretiyle planlı kazaya dahil edildiği yönünde şüphe uyandırdığını, sonrasında ise dava konusu kaza sonucunda polis tutanağı düzenletilerek kazaya inandırıcılık kazandırılmaya çalışıldığını, bu hususlar cevap layihalarında ve rapora itirazlarında belirtildiği halde, bilirkişi tarafından hazırlanan raporda kazanın bahsedildiği şekilde meydana geldiğine ilişkin herhangi somut bir veri yahut gerekçe olmadan hesaplama yapıldığını, ek raporda kazanın oluşu ile ilgili değerlendirmede “… Kaza yeri tarafımdan da bilinen çokça geçtiğimiz bir güzergah olup olay arkadan çarpma şeklinde meydana gelmiştir…” denilerek hiçbir gerekçeye dayanılmaksızın sadece olay yerini herhangi bir zamanda görüldüğü belirtilerek Kaza Tespit Tutanağında yazanların doğru olduğunun iddia edildiğini,. 28.04.2017 tarihli 4. Celsenin 1. Nolu ara kararında bilirkişi görevlendirmesi yapılır iken “… Davalı tarafın gerçek kaza olmadığı, trafik kazası gerçekleşmediği yönündeki savunması da deliller ile birlikte değerlendirilerek…” şeklinde hüküm kurulmuş ise de bilirkişi raporunda bu yönde somut hiçbir tespit bulunmadığını, bilirkişi raporlarının eksik ve hüküm tesis etmeye son derece elverişsiz olduğunu, tüm bu eksiklere rağmen davacının iddialarının ispat ettiği ve davanın sübut bulduğundan hareketle kabul kararı verilmesi usule ve yasaya aykırı olduğunu, sigorta eksperi olmayan makine mühendisinden bilirkişi raporu alınmasının da usul ve yasaya aykırı olduğunu, ayrıca raporda pert total değerlendirilmesinini de yapılmadığını, aracın onarımının ekonomik olmamasından bahisle pert-total değerlendirmesi yapılmamış olmasının hatalı olduğunu, bilirkişinin uzmanlık alanı gereğince hasar tutarının aracın rayiç değerine oranla yüksek olması halinde per-total değerlendirmesini resen yapması gerektiğini, araçta meydana gelen hasar miktarının 58.850,00 TL olduğu iddia edilmiş olup, bu miktarın aracın piyasa rayiç değerine yaklaştığını, davacıya ait aracın rayiç değerinin 140.000,00 TL olarak, fahiş hesaplandığını, bu hesaplama yapılırken ikinci el piyasa rayiç değer araştırması yapıldığı belirtilmiş ise de bu emsal bedellerin nereden alındığı herhangi bir şekilde belirtilmediğini, dayanak da gösterilmediğini, davacının aracı dava konusu kaza öncesinde 4 kez hasara uğradığını, 21.01.2014 tarihli kazada çekme belgeli ağır hasar kaydı düşüldüğünü, ancak bilirkişi tarafından araç rayiç değeri hesaplanırken bu kazaların hiçbir şekilde dikkate alınmadığını, satılık ilanlarında geçen fiyatlar, aracın pazarlıksız bedelini yansıttığını, davacı yanın aracında dava konusu kaza öncesinde çok kez hasar meydana gelmiş olup bu hasarların büyük çoğunluğunun aracın ön kısmında olduğunu, aracın karıştığı 25.01.2015 tarihli kazada ,ön ve sağ yan kısımlarından hasar alan araçta 24.207,35 TL’lik bir zarar meydana geldiğini ve bu tarihte aracın renginin mavi olduğunu, değişik iş dosyasında aracın 25.01.2015 tarihinde ve mavi renkte iken uğradığı hasarın resimleri de eklenerek, aracın hasarı miktarı olması gerekenin üzerinde hesaplandığını, ek raporda önceki kazalar nedeniyle, davacı racında değer kaybı meydana gelmediği belirtildiği halde, değer kaybına da hükmedildiğini, her ne kadar davacı yana ait araçta değer kaybı meydana gelmediği tespit edilmiş olduğundan, değer kaybı yönünden herhangi tazminata hükmedilmemesi gerekmekte ise de aksi kanaatte olunması halinde, değer kaybı hesaplamasının ZMMS Genel Şartlarda yer alan hesaplama formülüne göre yapılması gerektiğini, ekspertiz raporu ile raporlara arasındaki çelişkinin de giderilmediğini, kusur tespitinin de hatalı olduğunu , ıslah tarihinde zamanaşımı süresi geçtiğinden, ıslah talebinin reddi gerektiğini, istinaf sebepleri olarak ileri sürmektedir.
GEREKÇE : Dava, trafik kazasında davacı aracının hasarlanmasından kaynaklanan araç hasar bedeli ile değer kaybının ZZMS sigortacısı ile İMMS sigortacısı davalı sigorta şirketlerinden tahsili istemlidir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
26.04.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6704 Sayılı yasa ile değişik 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 97. maddesinde yapılan değişiklik ile sigorta şirketi aleyhine dava açılmadan önce başvuru yapılması dava şartı, yargılama sırasında tamamlanabilen dava şartlarındandır. Her ne kadar başvuruya ilişkin posta gönderi belgesi sunulmuş ev bu belgenin, davalı sigorta şirketlerinden hangisine gönderildiği anlaşılamamakta ise de, her iki davalı sigorta şirketi tarafından, davadan önce hasar dosyası açıldığı görülmektedir. Davalı …. vekilinin , dava şartına yönelik istinaf itirazları yerinde değildir.
Somut olayda, davalı sigorta şirketleri , davaya konu kazanın şaibeli olduğunu gerçek kaza olmadığını, davaya konu kazadan önce aracın birden fazla kazaya karıştığı, 25/01/2015 tarihinde meydana gelen kazada, davacı aracının ağır hasarlandığı, bu kazada aracın parçalarının toplanarak çalışır vaziyete getirilmek sureti ile planlı kazaya dahil edildiği yönünde tespitler bulunduğu, kaza mizanseli yaratarak ve polis tutanağı düzenletilerek kazaya inandırıcılık kazandırıldığı iddia edildiği ve bu yöndeki savunmaların araştırılması için tramer kayıtları celp edildiği halde, ilk derece mahkemesince hükme esas alınan bilirkişi raporunda ; kazanın gerçek kaza olup olmadığı, davacı aracında davadan önce gerçekleşen kaza nedeniyle oluşan hasar, bu hasarın giderilmesi için hangi parçaların onarılması ve değiştirildiği, davaya konu kazada hangi hasarların oluştuğu, hasarın giderilmesi için hangi parçaların onarılması ve değiştirilmesi gerektiği detaylı açıklanarak ve karşılaştırılmak suretiyle, davalı savunmaların ayrıntılı olarak irdelenmediği, bilimsel verilere dayanmadan, eksik ve yetersiz düzenlendiği, ek raporda da eksikliğin giderilmediği, davalıların gerekçeli ayrıntılı itirazlarının karşılanmadan düzenlendiği, bu haliyle raporun hükme esas alınamayacağı, delil vasfına haiz olmadığı, ilk derece mahkemesinin , münhasır delilleri toplamadan, eksik ve hatalı değerlendirmeyle karar verdiği görülmektedir.
Karayolları Fen Heyetinden veya İTÜ de görevli 3 kişilik öğretim görevinden oluşturulan bilirkişi heyetinden, davaya konu kaza ile davacı aracında oluşan hasarın uyumlu olup olmadığı, önceki kazalarda araçta meydana gelen hasarlar ile davaya konu kazada meydana geldiği iddia olunan hasarlar karşılaştırılarak, önceki kazayla bağlantılı hasar iddiası olan ve olmayan hususlar raporda gösterilerek, davaya konu kaza nedeniyle oluşan hasar ile onarım bedelleri tespit edilerek, aracın piyasa rayiç değerine göre, aracın tamirinin ekonomik olup olmadığı, pert total işlemi yapılması gerekiyor ise sovtaj değeri, tamiri ekonomik ise önceki kazaların da değer kaybına etkisi tartışılarak araçtaki değer kaybının tespiti yönünde ve emsal araştırma sonuçlar ile dayanak belgelerin açıklandığı rapor alınmadan karar verilmesi hukuka uygun bulunmamakla, davalılar vekillerinin istinaf itirazları yerindedir.
Öte yandan, kabule göre de; ek raporda, davacı aracının davaya konu kazadan önceki kazaları nedeniyle, araçta değer kaybı meydana gelmediği belirtildiği halde, değer kaybına hükmedildiği görülmekte olup, kararda değer kaybına hükmedilmesinin gerekçesinin açıklamaması da doğru olmamıştır. Ayrıca, ZMMS poliçesinin düzenlendiği 2015 tarihinde poliçe limiti 29.000,00 TL ise de, kazanın meydana geldiği 2016 tarihi itibariyle Hazine Müsteşarlığı tarafından zeyilname yapılmasına bakılmaksızın geçerli ZMMS sigorta poliçelerinde teminat limiti 31.000,00 TL olduğu halde, İMMS sigortacısı …. hakkında, bu limiti aşan kısım yönünden kabul hükmü kurulmaması ve yargılama giderleri ile vekalet ücretlerine ayrı ayrı sorumluluklarına göre hükmedilmemesi de doğru olmamıştır.
Bu durumda, ilk derece mahkemesince esasa münhasır delil toplanmadan, eksik inceleme ve değerlendirmeye dayalı olarak karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olmakla, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-a-6 maddesi uyarınca davalılar vekillerinin istinaf başvurusunun esasa ilişkin hususlar incelenmeksizin kabulüne ve ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenenlerle;
1-Davalılar vekillerinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca ESASA İLİŞKİN SEBEPLER İNCELENMEKSİZİN KABULÜNE,
2-İzmir 1.Asliye Ticaret Mahkemesinin 09.01.2019 tarih 2016/1067 Esas 2019/7 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Dairemizin kararına uygun şekilde yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın mahal mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-İstinaf yoluna başvuranlar tarafından yatırılan istinaf karar harçlarının istek halinde istinaf yoluna başvurana iadesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6 maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 22.12.2021