Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2019/907 E. 2022/90 K. 18.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2019/907
KARAR NO : 2022/90

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/01/2019
NUMARASI : 2015/1301 Esas 2019/8 Karar

DAVANIN KONUSU : Destek Tazminatı
KARAR TARİHİ : 18.01.2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 18.01.2022

İzmir 1.Asliye Ticaret Mahkemesinin 09.01.2019 tarih 2015/1301 Esas 2019/8 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye …. tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, 20.11.2007 tarihinde davalı nezdinde zorunlu mali sorumluluk poliçesiyle sigortalı araçla gerçekleşen tek taraflı kazada sigortalı araçta yolcu olarak bulunan müvekkillerinin oğlunun vefat ettiğini, davalının müvekkillerine 19.491,00 TL ödediğini, yapılan ödemenin müvekkillerinin destekten yoksunluk zararını karşılamadığını ileri sürerek, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak her bir müvekkili için ayrı ayrı 2.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının sigorta şirketine başvuru tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle tahsilini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili, kaza tespit tutanağı tebliğ edilmediği için hasarın teminat kapsamında olup olmadığının tespit edilemediğini, kusur durumunun tespiti için ATK’dan rapor alınması gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, dava dilekçesine ekli 22.01.2009 tarihli tazminat makbuzu-ibraname başlıklı belgenin aslının dosyaya temin edilemediğini, davacı tarafça ibraz edilen belgenin alt kısmında davacıların fazlaya ilişkin haklarını saklı tuttuklarını belirtmiş olmakla kayıtsız şartsız bir ibradan bahsedilemeyeceği, KTK’nın 111. maddesindeki 2 yıllık hak düşürücü sürenin somut olayda uygulanamayacağı, anne için 24.464,61 TL, baba için 14.54439 TL destek tazminatı belirlendiği, taleple bağlı kalınarak hüküm kurulduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile davacılar için 2.000,00’er TL olmak üzere toplam 4.000,00 TL destek tazminatının 22.01.2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle tahsiline karar verilmiştir.
Karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davalı vekili, davacılara yapılan ödemeye ilişkin ibraname asıllarının bankada bulunduğunu, bu nedenle …. Bankası …. …. Şubesine müzekkere yazılarak 22.09.2009 tarihli ödemeye dair ibranamenin istenilmesi gerektiğini, ibranamenin tetkik edildiğinde hak düşürücü sürenin geçtiğinin belli olacağını, KTK’nın 111. maddesi uyarınca ibranamenin iptalinin 2 yıl içerisinde ileri sürülmesi icap ettiğini, mahkemece kusur raporu alınmadan karar verildiğini, yıllar sonraki gelir için faize hükmedilmesinin hatalı olduğunu istinaf nedeni olarak ileri sürmekle kararın kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE :Dava, bakiye destekten yoksun kalma tazminatının tahsili istemine ilişkin olup ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
Davacılar vekili, müvekkillerinin murisinin yolcu olarak bulunduğu araçla gerçekleşen kazada müvekkillerinin oğlunun vefat ettiğini, davalı tarafından yapılan ödemenin yetersiz kaldığını ileri sürerek bakiye destek tazminatı talebinde bulunmuştur.
KTK’nın 111/1-2. maddesi uyarınca ibranamenin iptalinin istenilebilmesi için 2 yıllık hak düşürücü sürede dava açılması gerekmektedir.
Davacılar vekili dava dilekçesine “Tazminat Makbuzu ve İbraname” başlıklı 20.01.2019 tarihli ihbarname suretini eklemiş, davalı taraf hasar dosyasının bulunmadığını, sadece poliçe ile ödeme belgesinin bulunduğunu belirtip, ibranamenin …. Bankası …. …. Şubesinden sorulmasını talep etmiş, mahkemece davalı vekilinin bildirdiği şekilde ilgili banka şubesine yazılan yazıya verilen cevapta 15.01.2009 tarih 009 nolu kasaya ait 100 numaralı fişin dava dışı …. ‘e ait sigorta prim tahsilat fişi olduğu belirtilmiş, ilgili tahsilat makbuzu eklenmiştir. Görüldüğü üzere mahkemece davalı vekilinin isteği doğrultusunda ibranamenin var olup olmadığı ilgili bankadan araştırılmış ve bankaca ilgili işlemde ibraname değil dava dışı kişiye ait sigorta prim tahsilatı yapıldığı bildirilmiştir. Davalı …. tarafından davacılarca imzalı başkaca ibraname sunulmamış olup, davacı tarafın sunduğu fotokopi şeklindeki ibranamede de davacıların fazlaya ilişkin haklarını saklı tuttukları için ibranamenin varlığı kanıtlanmadığından KTK’nın 111. maddesi uyarınca hak düşürücü süreden söz edilemez.
Davacıların desteği tek taraflı kazada sigortalı araçta yolcu olarak bulunmakla yolcu olan desteğe kusur izafe edilemeyeceği için kusur raporu alınmamış olmasında bir hata bulunmamaktadır. Temerrütün sonucu olarak davalının temerrüt tarihinden itibaren fazile sorumlu tutulması da doğrudur.
Bu durumda, istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı yönünden istinaf karar harcı olan 273,24 TL’den peşin alınan 70,00 TL’nin mahsubu ile eksik kalan 203,24 TL’nin davalıdan tahsiline,
3-İstinaf başvurusu nedeni ile davalının yaptığı giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.18.01.2022